B. Musahib Zade Celâl diyor ki.. Edebiyatımızın en ilerlemiş tarafı hiç şüphesiz tiyatromuzdur Dev adımlarile ilerliyen bugünkü tiyatroyu Manakyanla mukayese edebilir miyiz? Sabahın bu erken saatinde Şehir Tiyatrosunda cinler top oynıyordu. Bomboş salondan geçtim. Tiyatronun füst katına çıkan merdivenleri tırman- mağa başladım, Meğer bizim tahta tiyatromuzun üzerinde bir de kütüp- hane dairesi de varmış. Bu mütevazi tiyatroda bir de kütüphane dairesi bulunması bana vaktile bindiğim bir yapuru hatırlattı, Anbarına bir kaç bölme çakılarak yolcu kamaraları vü- cude getirilen bu vapurun güverte sinde camekânlarla ayrılmış bir bus çuk metre murabbaı genişliğinde bir yer vardı. Bu camekânlı yerin üze rinde de muhteşem bir lâvha göze çarpıyordu: «Kış bahçesis... Ahşap tiyatrodaki muazzam kütüp- hane dairesi ve yolcuları anbarda yatan vapurun kış bahçesi... Hemen hemen ikisi de aynı kapıya çıkıyordu. Müsahib zade B, Celâli kütüphane- de gelecek tiyatro mevsimi için ha- gırladığı «Genç Osman» piyesini ted- kik ederken buldum. İçlerinde yüzden fazla temsil edilen Aynaroz kadısı, Bir kavuk devrildi, Mum söndü, İstanbul efendisi, «Pazar. tesi - Perşembe» vesaire gibi ölmez telif eserler hediye eden Musahib za de bütün bu meşhur piyeslerini nere de yazmıştır bilir misiniz? 75 santim eninde küçük bir masanın üzerinde Üsküdardaki eski konakta bu mini- mini masa zamanına, mevsimine gö- re kâh bahçeye taşınır, kâh taşlığa, kâh sofalardan birine... Ve Müsahib zade yanında bir arkadaşı bulunduğu halde bu küçük masasının başında piyeslerini hazırlardı. Üsküdarda Karccaahmed mezar lığının tam karşısında İstanbulun en eski kahvesi olan Çiçekçiler kahve- sinde eserlerini hazırladığı da olur- du, Fakat şimdi bu İstanbulun en es» ki kahvesi bir ev haline getirilmiştir, Müsahib zade de artık Şehir Tiyatro- sunda çalışıyor. Akademi meselesini sorduğum Zza- man Müsahib zade piyesinden başını kaldırdı: — Bizde bir edebiyat mi? 'Tabii buna şiddetle ihtiyacımız var, Hattâ artık bunu düzüm var mı? Yok mu?» diye münakaşa etmek bile bence yersizdir. Fransa gibi irfanı Son derece yüksek bir memleketin vâktile kurduğu böyle bir müessese- ye karşı biz nasıl müstağni kalabili- Tiz? Bir edebiyat akademisi en muh» taç olduğumuz şeylerden biridir. Ve bunun biran evvel meydana çıkması kurulması için her şeyi yapmalıdır. Bu işe kimler kadirse hatıra, gönüle, rekabete bakmadan edebiyat akade- misini kurmalıdırlar, Bu akademinin Fransadaki gibi 40 kişiden ibaret olması mı lâzımdır? Yoksa biz âza adedini kendi ihtiyar cımıza göre mi tesbit edebiliriz? mam, Fakat zannederim ki 40 âza bi- #im akademi için çoktur. Böyle bir âkademide âza mikdarının on ikiyi Beçmemesine tarafdarım... Böyle bir akademi de pek çok işler Börebilir? — Meselâ bu akademinin vazifele- ri ne olabilir? — Bir akademinin vazifeleri bügün Artık bir mütearife haline gelmiş, Müayyen şeylerdir. Ve bizde akade- mik mesaı bakir bir orman gibi iş- lenmemiş, taranmamış bir mevzudur. Bu itibarla kurulacak akademi ken- disine o kadar çok işler bulabilir ki bunları burada birer birer saymağa deta imkân göremiyorum, — Fakat bazıları bir akademi kur- mak ve buna âza bulmak için henüz bizde beynelmilel kiymette şöhretler Olmadığını ileri sürüyorar... — Bilâkis beyhelmilel kıymetle şöh- Tetlerimiz olmadığı için akademi kur- akademisi | ” ii 'B. Müsahibzade Celâl mamamiz dğil, kurmamız lâzımdır. Kurulacak akademi belki ileride bey- nelmilel kıymetlerde şöhretlerin bulu- bacağı büyük akademimizin bir çe- kirdeği olacaktır. Akademi kurulduk- tan sonra sanat, İlim hayatımın yük- seleceğine ve beynelmilei kıymetler yetişeceğine kanilm. .Şimdiye kadar - encümeni daniş hariç - akademi kurmamakla beynel- milel şöhret mi kazandık? Bugüne kadar geçen akademisiz sanat ve ilim hayatı bize ne kazandırdı? Bunun için daha ziyade beklemek lüzumsuz- dur, Hem fazla malın zararı nedir? Memlekette bir ilim, sanat teşekkülü bulunursa bundan ne gibi zararlar görebiliriz? Bir mi kurulur. Bu- nu kendi mesaisi, kendi sanat ve İlim hayatı içinde bırakırız. Diğer taraf- tan hariçteki sanat ve ilim hayatır nı - akademi var! diye - durduracak değiliz ki... O da öteki taraftan de- vam çisin, Hariçte ve akademide İki taraflı çalışılsın Böyle bir mesat tarzının ne gi ararları olabilir? — Bir edebiyat mükâfatına taraf- dar mısınız? — Eibette.,. Külfet, nimet muka- bilidir. Sanalın, sanatkârın maddi iki çok lüzumlu bir iş. — Böyle bir edebiyat mükâfalının ne gibi faydaları dokunabilir? — Pek çok. Maselâ gelişi güzel bun- lardan birini size söyliyeyim, Faraza adapte salgınının önüne geçebilir. Bugün adaptecilik hazır elbisecilik dan gelen hazır elbiseler satıyoruz. İşin kolayına bakıyoruz. Hakiki ede biyat terziliğimiz bu yüzden zayıfı. ir, — Evet... Fakat belki adaple sal- eserler veren bir tiyatro muharriri misiniz? Acaba bizde niçin telif pi- yes pek az çıkıyor? Müsahib zade yine gülümsedi: — Demin de söyledim... Külfet nimete göredir... — Fakat buna mukabil telif roman- lar, piyeslerden daha fazla... Muvaf- fak olmuş bir telif tiyatro eserinin, bir telif romandan daha fazla para getirdiğini işitiyoruz. — Fakat muvaffak olmuş, seyirci- yi çeken bir telif tiyatro eseri yazmak da o nisbette güçtür. — Bu anket vesilesile görüştüğüm birçok kimseler bizde tiyatronun ge inden bahsediyorlar ne dersiniz? — Hiç zannetmiyorum. Bizde ede- biyatın - son zamanlarda - en ilerle- miş tarafı tiyatrodur. Meselâ Manakyan tiyatrosile bu- günkü tiyatromuz arasında mukaye- 88 edilmiyecek kadar muazzam bir fark vardır. Tiyatro bizde dev adım- larile yürüyor. Ve öteki edebiyat tarz- larından çok ileri gidiyor, Meselâ ecnebi tiyatro mütehassıs- lari Avrupada da bizde de beynelmi- lel bir şaheseri seyrediyorlar, Bizde- ki temsilleri Avrupadakinden farksıa, ril gibidir. Edebiyat çarşısında Avrupa- | gınını tiyatroda görüyoruz. Siz telif | hattâ bazan de üstün buluyorlar. — Bazı ediplerimiz tiyatroda türk- çenin fena konuşulduğunu söylüyor- lar, — Bu da yerinde bir iddia değil dir. Bizde meselâ bir bayan Şaziye türkçeyi fevkalâde nefis bir surette konuşur. Yine türkçeyi çok iyi konu- şan artistlerimiz vardır. Sonra bizim artisilerin tiyatro ka- biliyeti şaşılacak derecededir. Artist- lerimiz tiyatro mektebinden yetişme- mişlerdir, Evlerinden çıkıp sahneye gelmişlerdir. Bu ne kabiliyettir ki el- lerine bir tiyatro kitabı verilmeyen artistler sahneye çıkıyorlar ve mu- vaffak oluyorlar, Artisllerin bir sene içinde kendile- rini operete adapte ettiklerini operet oynadıklarını unutmıyalım. Hem de nasıl? Ömründe ayakta şarkı söyle- meğe alışmamış olan Vasfi Rıza bile sahnede aynı şarkıyı hem alaturka, hem alafranga oarak söyledi. — Bizde akademi kurulursa bura» ya kimleri dahil ederdiniz? — Böyle akademi kurmak salâhi- yetini kendimde bulmam için benim biraz bunamam lâzımdır. Ben öyle bir müesseseye kapısından bile bak- mak salâhiyetini kendimde bulamı- yorum. Oraya nasıl âza seçebilirim? Hikmet Feridun Es Izmirde ihracat faaliyeti Son günlerde yeniden siparişler geldi İzmir (Akşam) — Başka yıllar bu mevsime İzmirde (İhracatın sonu) adı verilirdi, Fakât bu yıl, diğer yıl lara benzememiş, ihracat katiyen sek- teye uğramamış, hızını devam ettir- mekte bulunmuşlur. Bunun sebebi dış piyasalardan muhtelif mahsul- lerimiz için mütemadiyen yeni sipa- rişler gelmesidir, Tutulan istatistik- lere göre mevsim iplidasından şimdi- ye kadar İzmirde 66,000 ton kuru üzüm satılmış ve İlmanımızdan dış memleketlere 69,920 ton üzüm ihraç edilmiştir. İhraç edilen üzümlerden 49,195 tonu Almanyaya sevkedilmiş- tir. Son hafta içinde Üzüm üzerine yeni siparişler geldiğinden satışlar tekrar hararetlenmiştir. Ege bölge- sinde daha on bin ton kadar üzüm . PFiatler sağlamdır, hattâ yükselmesi çok muhtemeldir. Yine mevsim iptidasından şimdiye kadar İzmir piyasasında 22.000 ton incir satılmıştır. Limanımızdan yapı lan ihracat ise 39,944 tondur. Bu 59- nenin 40,000 tonluk incir rekoltesi tamamen satılmış, hattâ İhraç edil. miştir. Dahilde istihlâk edilen mik- dar, rekolte haricindedir. Piyasada pek az incir kalmıştır. Fiatler yük- sektir, Tek tük satışlar da yapılıyor. Yalnız Almanyaya yapılan incir ihra- catı 16,900 tondur, Pamuk: Salışlar hararetlidir, Mev- sim iptidasından şimdiye kadar (üç ay zarfında) dış memleketlere 27,000 balye pamuk ihraç edilmiştir. Bunun. yüzde 37 si İtalyaya, yüzde 32 si Ro- manyaya, yüzde 30 u Almanyaya sevk ve ihraç olunmuştur. Satışlar Akala nevlerinde kilo başına 52,5 - 53 kuruş Üzerinde yapılıyor. Zeytinyağı ihracatı da hararetlen- miştir. Müşterilerimiz İngiltere, İtel- ya ve Cenubi Amerikadır. Satış fiat- leri 37 - 38 kuruştur, Tütün satışları mmtakada 27,5 mil- yon kiloya baliğ olmuştur. Yunanistan serbes dövizle 10,000 ton arpa satın alacaktır. Buna dair neşredilen hükümet kararnamesi, şehrimizdeki alAkadarlara da gelmiş- tir. İzmirden bazı tüccarlar, arpa sa- taş ve İhracı İçin teşebbüslerde bulun- muşlardır. Izmir mektupları İzmir umumi meclisi toplantılarına başladı Bir senede yapılan işler ve bu sene içinde yapılacak işler İzmir vilâyet umumi İzmir (Akşam) — İzmir viâyet umumi meçlisi, toplantılarına baş lamıştır. oVilâyetin 939 yılı bütçesi 2,800,000 Lira üzerinden hazırlanmış- tır. Bunun 400,000 Jirası turistik yollar hasılatıdır ve fevkalâde büt- çeye dahildir. Vali B. Fazlı Güleç, vilâyet umumi meclisinin ilk toplantısında bir nu- | tuk söyliyerek umumi meclisin yeni | Azasını selâmlamış, dört sene evvel işe başladığı vakit selefine verdiği söz üzerine vilâyette başlanan muh- telif eserlerin ikmaline çalıştığını, bunda muvaffak olduğunu anlatmış, evvelki meclis âzasını, vilâyetin her tarafında vücuda getirdikleri esör. | lerden dolayı takdirle anmıştır. Vali iemiştir ki: t an eserler, vilâyetin muh: çları nazarı dikkate alınarak, muhtelif köşelerde vücude getirilen hayırlı, faydalı şey- lerdir. Bize belki, (bu eserleri niçin bir yerde toplamadınız, göze görüne- cek bir halde yapmadınız, kendinize bir Alâyiş ve şeref hissesi çıkarmadı. nız?) diyenler bulunabilir. Fakat ben ve meclisteki arkadaşlarım, işlerimi- zi Alâyiş ve tefahür düşüncesinden tamamen uzaklaşarak, ihtiyaçları karşılamak maksadile yaptık. Bun- lar, gerçi vilâyetin köşe, bucakların- dadır. Fakat ihtiyaçları karşılamak gayesile yapılmıştır. Aşağı yukarı bu eserler bir milyon lira değerindedir, Siz arkadaşlarım bu eserlerin beş, on mislini yapacak ve çok şerefli iş başaracaksınız.» Val, geçen yıl içinde yapılan maarif, sıhhat, baytar, ziraat, idare işleri hakkında uzun izahat vermiş, yeni mektepler, yollar, hastanelere Nâveler inşaatından bahsetmiş, 9 ey- lâl 938 kurtuluş bayramı günü tat- bikine başlanmış olan turistik yollar kanunlile temin edileceği tahmin olu- | nan senevi 400,000“lira varidatla ilk bankasından istikraz edilen 200,000 meclisi toplantı halinde liralık kısmın inşa edileceğini, 1940 yılının cümhuriyet bayramında bu yolların işletmeye açılacağını. Emlâk bankasında istikraz edilen 200,000 liranın 770 bin Jirasile İnciraltı plâ- jında bir gazino ve plâj için lâzım olan tesisatın vücüde getirileceğini, mülebaki para ile Ağamemnun ili cası suyunun İnciraltı plâjına aki- tlacağımı, halkın banysunu yapacak büyük bir havuz inşa edileceğini, tu- ristik yollar, plâj ve ılıca inşaatı ile halkın sıhhi ihtyaçlarını temin et- mekle beraber vilâyet bütçesine va- ridat ta temin edileceğini söylemiş, alkışlanmıştır. Valimizin bu izahatı, hoparlör ta sisatile şehrin muhtelif meydanların- da toplanan halk tarafından alâka ile dinlenmiştir, Sonra vilâyet büt çesi ve yapılan işler hakkındaki vilâ- yet İzahnamesi okunmuştur, Mecliş mesaisine devam edecektir. Erzincanın kurtuluşunun yıldönümü Erzincen 14 (Akşam) — Erzin. canin Okurtuluşunun (yildönümü binlerce halkın, mekteb talebesinin ve askerin iştirakile kutlandı. Mera- sim çok parlak oldu. Gündüz her ta- raf donandı, geceleyin de tenviraf yapıldı. Tire kazasında eski eserler bulundu : İzmir (Akşam) — Tire kazasında Hisarlık mevkiinde eski kale duvarla» rından birinin yıkılmasile uzun bir dehliz meydana çıkmıştır. İçeri giren köylüler, dehlizde birçok odalar, eser« ler, heykeller bulunduğunu görmüş, hükümete haber vermişlerdir. Vilâyet emrile İzmir müzeler müdürü B, Salâ« haddin Kantar tedkikat yapmak için Tireye gitmiştir, Martın ilk haftasında İzmirde (Es- ki İzmir) Ağora hafriyatına tekrar başlanacaktır. İzmir (Akşam) — İzmir erkek lisesinde izcilik teşkilâtına büyük ehem- miyet verilmektedir. Müteaddid oymaklar teşkilâtı ikmal edildiğinden bu haf. ta lise izcileri Tireye bir gezinti yapmışlardır. Halkın #lâkasile karşılanan İz- diler, Tirede muhtelif müesseseleri ve Kaplançeşmesini gezmişlerdir. İzciler Tireden bir saat uzakta Kaplançeşmesine çıkınca orada istirahat etmiş ve birlikte yemek yemişlerdir. Yukarıdaki resimde erkek lisesi izcileri, müdür B. Hilmi fle birlikte görünüyorlar.