takımla çıktılar. Takımlarında Ankarg Gençlerbir. liğinden Hasan ile Ali oynuyordu. İlk dakikalarda hâkimiyeti alan si- yabbeyazhlar 10 uncu ve 25 nci daki- kada Hasan ve Ali vasıtasile iki gol yaptılar, Kurtuluş devrenin sonuna doğru solaçığı vasıtasile bir gol yap- ta ve devre 1-2 nihayetlendi. İkinci devre tamamen Beşiktaş üs- tünlüğü altında geçti ve Hasan va- sıtasile bir gol daha-yapan siyahbe- yazlılar müsabakadan 8-1 galip ola- rak çıktılar, Fenerbahçe - Şişli Fenerbahçe üçüncü “maçını Şişli takımı ile oynadı. Takımlar hakem Şazi Tezcanın idaresi altında aşağı- daki şekilde dizildiler: Fenerbahçe: Hüsameddin - Yaşar, Lebip - Esad, Aytan, Mehmed Reşad - Fazıl, Cevad, Ali Rıza, Basri, Fikret, Fener takımında müdafi Fazıl sağ açıkta oynuyordu. Uzun müddettir futbolu bırakmış olan Cevad da hü- cum hattında yer almıştı. Şişli: Armanak - Vlastardi, Alber - Martayan, Yusuf, Tarık - Haçik, Sul- dur, Nubar, Diran, Kirkor. Oyun Fenerbahçenin o hücumile başladı. Sarı lâcivertliler hemen de- vamlı bir hâkimiyet tesis etmeğe mu- vaffak oldular. Fakat topun fazla ha- vada oynanması Fener forvertlerinin top kontrollerini güçleştiriyor ve bu yüzden netice alınamıyordu. Şişli ka- lecisi ve bilhassa müdüfileri Vlastar- di ile Alber, içinde üç müdafi oyun- cusu bulunan Sarı lâcivertlilerin hü- cum hatlanı durdurmağa muvaffak oluyorlardı. Geçen sene cidden iyi oynamış olan Tamiri Basri OantrenmansızlIğından ayağında fazla top tutuyor ve İstenen randımanı veremiyordu. FENERİN BİRİNCİ GOLÜ , Yirmi sekizinci dakikada Şişli for- vertleri Fener kalesine inmiş ve ta- kım sahada dağılmış ve açılmıştı. Bu Mirada geri gitmiş olan Basri Fikrelte ani bir pas verdi. Fikret de topu dur- durmadan iki bek arasından Ali Rı- zaya geçirdi. Ali Rıza kaleye doğru giden topu kaleciyi kontrpiye o bıra- kan güzel bir plâse İle ağlara gönder. di, Devrenin bundan sonraki kısmı Şiş- Mnin neticesiz bir hakimiyeti altında cereyan etti ve ilk deyro (1-0) Fenerin galibiyeti ile bitti. İKİNCİ DEVRE Fenerbahçe bu devrede takımını değiştirmişti. Hücum hattında Esad sâğiç, Fikret santrfor, Şevket solaçık oynuyordu. Ali Rıza sağ hafa, Meh- ed Reşad solhafa geçmiş Cevad da takımdan çıkmıştı. Oyun Şişlinin gayretli ve atak oyu. nu ile başladı. ŞİŞLİNİN GOLÜ Altıncı dakikada Diran santrhaftan aldığı pasla Fener müdafaasını karış- tardı. Topu beklerden kurtararak ya- kından ve havadan bir şütle takımı- nın ilk ve son gölünü yaptı. FENERİN İKİNCİ GOLÜ Bu gölden bir dakika sonra Şişli takımı aleyhine bir frikik oldu. Fik- ret soliç yerinde olarak bu cezayı | sağ ayağile havadan çekti. Şişli ku- İecisi zamanında (o kıpırdayamadığı için golü yedi. Maç Fenerbahçenin hâkimiyeti al- tında devam ediyor, Esadın güzel oy'u- nu takımı sürüklüyor. Bu hâkimiyet yarım saat devam etti, FENERİN ÜÇÜNCÜ GOLÜ Otuz ikinci dakikada solaçık Şevket ileri bir ara pası aldı. Güzel bir plâse ile topu ağlara gönderdi. Şişli takımı bu gole ofsayd diye itiraz etmek is tedi ise de hakem golü saydı. Şişli takımı bu sayıdan sonra bir gayret daha gösterdi: Güzel bir de fir. sat yakaladılar, Fakat Diran pek ya- kından topu dışarı attı. FENERİN DÖRDÜNCÜ GOLÜ Otuz sekizinci dakikada hakiki bir sağaçık gibi oynamağa başlamış onin Fazıl Esada iyi bir pas verdi. Esad da mükemmel bir şütle bu pası göle çe- virdi. Oyunun bundan sonraki kısmı da Fenerin hâkimiyeti altında cereyan etti ve maç (4-1) Sarı lâcivertlilerin galibiyeti ile bitti. NASIL OYNADILAR? Fenerbahçe takımı galibiyeti hak eden güzel bir oyun oynadı. Yalnız, müdafaa topu fazla havaya kaldırdığı için maçı kazanmak için müşkülât çektiler. Lehbip müdafaanın en İyi oyuncusu idi, Mehmed Reşad, ve Ay- tan güzel oynadılar. Yaşar bermutat idmansızdı. Hücum hattında Esad ve Fazıl muvaffak oldular. Fikret orta. da oynadığı ikinci devrede muvaffak olamadı. Diğer oyuncular vasat idi. ler, Şişli takımında kaleci ikinci gölde hatalı idi, Bekler ve santrhaf iyi oy- nadılar. Hücum hatlı fazla acele yü- yünden muvaffak olamadı. Hakem Şazi, maçı iyi idare etti, Galâtasaray - Pera Galatasaray - Pera maçı hatta bu maçm sayı farkı, Fenerin galibiyetin- den sonra ehemmiyet kesbetmişti. Ta- kımlar hakem Tarıkın idaresi altında aşağıdaki şekilde dizildiler: Galatasaray: Osman - Lütfi, Ad. nan - Musa, Bedii, Ekrem - Necdet, Süleyman, Cemil, Haşim, Sarafim. Pera: Çafatino - Fedo, Hristo « Çi. çoviç, Etyen, Stelyo - Talea, Culafi, Ratklif, Koço, Zaven. Oyun Galatasarayın hücumu ve hâkimiyeti ile başladı. Sarı kırmızılı. lar her iki cenahtanda yaptıkları âkınlarla rakip kaleyl çember İçine aldılar. GALATASARAYIN BİRİNCİ GOLÜ On ikinci dakikada Pera aleyhine bir ffikik oldu. Süleyman topu plâse bir şütle havadan Pera ağlarına gön- derdi, Kaleci kıpırdamamıştı bile. Oyun hep Galatasarayın hâkimiyeti altında devam ediyor, Perarın akın. ları Sarı kırmızılıların kâlesini teh. ditten uzak.. GALATASARAYIN KAÇIRDIĞI BİRİNCİ PENALTI Yirminci dakikada Stelyo on sekiz ! pes içinde topu elile tuttu. Penaltı. Süleyman yerden plâse bir şüt çekti, Fakat atacağı yeri kaleci anlamıştı. yattı ve buttu. Peranın üstüste 'yaptığı birkaç Akı- u LÖVi enâbolle “kesti, Pera kalesi mühim bir tehlike atlattı. Kalecinin lüzumsuz bir çıkışından Haşim isti. Zade edemedi, topu dışarı attı. GALATASARAYIN İKİNCİ GOLÜ Otuz birinci dakikada Haşim Sara- fime güzel bir pas verdi. Sarafim or- taladı. Necdet karışıklıktan söktüğü Mm bir sol şütle Pera ağlarına yolla» amil in hâkimiyeti devam ediyor. Devre (2-0) Sarı kırmızılıların galibiyeti ile bitti, İKİNCİ DEVRE İkinci devrede Galatasaray Cemili takımdan çıkarmış, yerine Galata- sporda oynayan santrfor Ninoyu âl- muşta. Pera gayretli ve güzel oynuyor. O. yun bir müddet Peranın hâkimiyeti altında cereyan etti. Fakat Galatasa- raylılar bu hâkimiyetten çabuk kur- tuldular ve güzel, kombine, seri bir oyun çıkarmağa başladılar. GALATASARAYIN ÜÇÜNCÜ GOLÜ Yirmi birinci dakikada Süleyman sanirfora on sekiz pas içinde güzel bir pas verdi. Santrfor sıçrayan topu vole bir şütle köşeden üçüncü defa olarak Pera kalesine soktu. GALATASARAYIN HÂKİMİYETİ Bu golden sonra Galatasaray takı- mı gittikçe süratlenen iyi bir oyun çıkarmağa başladı. Hâkimiyet gillik- çe artıyordu. Fakat Peranın kalecisi | de Galatasarayın akınlarını ve şütle- | rini yerinde çıkışlar ve tutuşlarla ke- siyordu. GAL ATASARAYIN KAÇIRDIĞI İKİNCİ PENALTI Oyunun son dakikalarında on sekiz pas içinde Haşimi yuvarladılar. . Ha. | kem bunu penaltı ile cezâlandırdı. Nec. det penaltıyı kalecinin eline Attı. Kaçan bu fırsattan sonra oyun | (30) Galatasarayın — galibiyeti ile bitti. NASIL OYNADILAR? Galatasaray takımı ikinci devrede güzel bir oyun çıkardı. Bedii müstes- ma, diğer oyuncular ayaklarında hiç | top tutmadılar ve Pera takımına hâ. kimiyetlerini ve oyunlarını kabul et. tirdiler, Pera takımında kaleci İyi oynadı. | Diğer oyuncular da fena değil idiler. Fakat acele yüzünden topu- kontrol | edemiyorlardı. i Hakem Tarık maçı çok iyi idare et. | ti. Ulvi YENAL Turnua birincisi tayin edilmedi Bayram münasebetile yapılan tur. nua maçlarının şampiyonuna vetil. mesi icap eden kupa, evvelisi gün ya- ptlanŞişli - Galatasaray maçının mü- nazaalı bir şekilde nihayetlenmesi yü- zünden bütün maçları galibiyetle ni- hayetlendiren Fenerbahçe klübüne verilmemiştir. Averaj usullerine riayet edilerek ic- ra edilen bu maçlarda şampiyonun belli olması için Şişli - Galatasaray maçının hâkemi Adnan Akından Ta- por istenecektir, Onun vereceği rapordan sonra şampiyon taayyün edecektir. » Bayram tatilinden #stifade ederek Bursaya giden matbuat takımı maçtan evvej ye Seyahat esnasında SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KANİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 278 Abdülhamid tahta geçmek için büyü yaptırıyor Abdülhamid efendinin amcası Ab- bülâziz ve Abdülâzizin validesi Per- tevniyal kadın ile arası Iyi idi, Yeni kükümdar kendisine değil, olsa, olsa veliahd olan büyük kardeşi Murad efendiye çatacaktı! O kendlsindenevvel tahta geçecek olan büyük kardeşile ne ölur ne ol- maz, bozuşmak istemezdi Abdülâzizin saltanat senelerini sin- silik, iki yüzlülük ile geçiriyordu! Amma faln tahakkuku geciktikçe gecikiyordu! O artık ümidsizliğe bile düşüyordu. Hırsını teskin için bir şeyle uğraşma- sı lâzımdı. Tahsilden, mütalâadan hoşlanmıyordu. Zevk ve sefaya daldı. On sene kağar zamanını, geviçliğinin en ateşli günlerini böyle geçirdi. Bo- ğaziçi ve Kâğıdhane âlemleri... Beyoğlunda Belçikalı modistra Flora Kordiye ile muaşaka! Bu-muaşaka ona beş, on fransızca cümle kazandırdı! Fakat bu hayat sıhhatini kaybetti- İ riyordu. Kendisini seven ve sıhhâtını koru- mak isteyen analiğı Perestu kadın ile kâh hasbihal, kâh münazaa ediyordu. Abdülâziz son senelerinde devlet ah- | valinin fenalığı hakkında anâlığile derdleşirken Abdülhamid saltanat nö- betinin kendisine gelmesi daha pek çok uzayacağından acı, acı şikâyetler €der, Perestu kadın onu testiliye çalı- şır, sabır ve tevekkül tavsiyelerinde butunurdu; evlâdlığının ifrad ile dal- dığı eğlencelerin nihayet sıhhatini kâ. milen bozacağı hakkındaki endişele. rini izhar ederdi. Bu nasihatler şeh- zadeyi sinirlendirir, analığına çalma. ğa sevkederdi! Öyle yal Kadın efendi evvelee mabeyinci Os- ! uman bey ile vaktini hoşça geçirmişti! Osman bey sürüldükten'sonra da (ye genlerimdir) diye İzzet ve Hayri bey» lerine diye yanında tutuyordu? Baş- kasının gönül avutmak için yaplik- larını tenkid etmek kolaydı! O, düşünmeğe vakit bulmamak isti. yordu. Abdülhamid hakikaten sıhhatini bozunca doktor Mavroyeni imdadına yetişti; onu perhizkârlığa davet etti, İ Analığım dinlemiyen Abdülhamid dok- torun irşadile sıhhatini korumak lü. zumunu iyiden iyiye takdir etti, Zevk ve sefa âleminden nefsini çekti, Tam bu sında Saydalı şeyh Abdürrahman Essin le muarefe hasıl etti. Sürgünden avdet eden Necip paşa şehzadeye bu şeyhin fazıl ve kemalin- den, keşif ve istihraçlarında isabetile şöhretinden bahsetmişti. Şeyh İstan- bula geldi. Abdülhamid ile görüştü. Bir akşam Kâğtdhane köşkünde mü. lâkatlarında şeyh Abdürrahman bir müddet murakebeye varmış gibi dur. duktan sonra Abdülhamide yakında i padişah olacağım tebşir etti. Abdülhamid heyecanmdan titredi. Şeyhin sözüne inanmak istiyordu; fa» kat... — Amcâm sağ... Büyük kardeşim Murad efendi var! Şeyh eski falcının sözlerini tekrar edercesine; — Yazılan bozulmaz! Yakında va- dişah olacaksınız! Dedi. Bunu o kadar katiyetle temin ediyordu ki Abdülhamid inandı.., Abdülâziz hal'olundu. Sultan Mu- rad cülüs etti. Abdülâzizin intiharından sonra va» Midesi Perlevniyal sultana bir konak tahsis edilmişti. Abdülhamid bu kona- ğa ziyaretlerini eksik etmiyordu. Bu- rada eski valide sultan ile yeni veli- ahd çok defa başbaşa kalıyorlardı. Oğlunun hal'inden ve feci âkibetin. den pek derin teessürler içinde olan Pertevniyal sultan buna sebep olan. Jardan intikam almak arzusunda idi; Abdülhamidde de saltanata biran ev- vel kavuşmak emeli ve hırsı gün geç- tikçe şiddetleniyordu. — Sultan Murad aleyhinde iki mütte. fik! İkisi de fala, büyüye, şeyhlere, ülü. rükçülere ve bunların ettikleri efsun ların, duaların tesirine inanıyorlar! Pertevniyal daha oğlunun saltana- tında bunlarlar, babası tutan godyalaf cin, peri davetlerile az uğraşmış deği- di! Şimdi “bunların “yardımına Şiddetli bir ihtiyaç duymakta idi; o bu yar- dımlarla yeni padişahı devirmek isti" yordu. “Abdülhamidde de sabırsızlık artıyordu. Kin ve hirs ikisini anlaştır- dı. Sultan Muradın hastalığı artık mey“ dana çıkmıştı. Bu hal iki müttefikin işlerini kolay- laşlıracaktı. İkide, birde birleşiyorlardı. Geceleri Pertevniyalin konağına getirilen üfü- rükçüler, büyücüler, cinciler sultan Muradın saltanatının kısalması için dualar ediyor, büyüler tertip ediyor- lardı. Abdülhamid bunlardan analığı Pe restu kadına bahsettikçe kadın: Seni böyle şeylere Pertevniyal kadın efendi sevkediyor, Bir belâya çatacaksın. Sakın aslanım! Diye evlâdlığını ihtiyata davet edi- yordu. Fakat Abdülhamid bu işe iyice kapılmıştı. Bir gece büyücü Âfitap kö» dın Pertevniyalin konağına celbedildi. Ântabı İstanbulda herkes tanırdı. Kimlere ne büyüler yapmış, ne arzü- ları istihsale, ne hırsları te: olmuştu o! Müşterileri çoğaldıkça kön- dini naza çekiyor, yüksekten atıp tv- tuyordu; her büyi e istediği bedel de bu nisbette yükseliyordu. Abdülhamid. -pintiliğile maruf idi amma böyle bir iş için para esirgey?- mezdi! Âfitap da ilim ve sanatinin bü“ tün inceliklerini Pertevniyal ile Abdül. hamide gösterecek sırlarının bülün küvvetini kullanacak; onları emeli rine muvaffak edecekti! Pertevniyal sultan konağında bu sihir ve büyü '$- lerine ayrı bir oda tahsis elmişti. Bu- rada halı, divan, sandalye yoktu. Or- tada yalnız bir mangal vardı. Bir kö. şede duran bir fenerin zayı! ışığı Jak döşemeyi pek az aydınlatıyordu. Pertevniyal, Abdülhamid, Âfitap bu 0- dada toplandılar. Mangalın etrafında çömeldiler. Mangalda ateş üstüne ali Jan günlük çıtırdıyor, duman ile etra- fa sert ve müskir bir koku yayılıyor- du, Âfitap işe koyuldu. Gözleri kapalı, elleri biribirine geçmiş, ağzı durma- dan birşeyler mırıldanıyor... Sonra Abdülhamide doğru uzattığı elini bir söz söylemeden açtı. Perigy- niyal: — Saçları ver. Dedi. Abdülhamid büyük kardeşi- nin elde ettiği bir tutam saçını büyü- cüye verdi. Âfitap bunu munyencden sonra mangalda ısiip oyumuşattığı kırmızı balmumudan yapılmış bir top ile birleştirdi; dikkatle yoğurdu; top yavaş, yavaş uzadı. Şekil aldı; bir baş, kollar, bacaklar.. Bir adam tasviri! Büyücü bu tasvire: — Murad! Diye hitap elti. Lânetler, beddualar la üfüdü. Sonra küçük” heykeli Ab- dülhamide uzattı. — Başına ve kalbine! Emrini verdi. Bütün soğukkanlılı. ğı üstünde olan Abdülhamid evvelce tedarik edilmiş çelik iğnelerle karde. inin bu tasvirini bu en mühim hayat noktalarından deldi! Büyücü: — Artık kurtulamaz! Diyerek heykelceğizi aldı. Abdülha. mid sordu: — Bende kalsa olmaz mı? Pertevniyal: — Bırak! Daha iş bitmedi! Dedi. Sanra ilâve etti: — Âfitap tasviri mağarasında Cin. lerin meskeni olan bir oyuk içine ko. yacak. Orada her gün dikenli gül çu. buğile dövecek, dualarla sultan Mu. radın hastalığını şiddetlendirecek- Afitap balmumudan heykeli alâtak gitti. Abdülhamld: — Bu defa muvaffak olacağıllza inanıyor musunuz? Diye sordu. Pertevniyal — Eminim... Fakat kap deşini muhafaza eden cinler Âfitabın cinlerinden daha kuvvetli iseler ben başka çare de bulacağım. Bir tersi ta. nıyoruma, ine