POLİTİKA Balkanlarda mühim siyasi mülâkatlar Bugünlerde Orta Avrupada ve Balkanlarda mühim siyasi mülâkatlar yapıldı. Çekoslovakya Hariciye Nazırı Hvalkovski Berline giderek Alman devlet adamları ile görüştü. Geçenlerde Almanyayı ziyaret eden Macaristan Hariciye Nazırına gösterilen büyük merasim Çek Nazırına pek yapılmamış- tır. Çünkü Çekoslovakya henüz Berlin - Roma mihverinin iltizam ettiği siyaset ve rejime uyamamıştı. Meselâ bu devletin Çekler ile meskün tarafın- da demokrasiye taraftar partiler hâlâ ortadan kalkmış değildr. Bilâkis Slovakya ile Karpat Ukraynasında tek parti usulü tamamile yerleşmiştir. Diğer taraftan Çek hükümeti hem Slovakyada hem de Karpat Ukraynasında Prag federal hükümetlerin merkezi olması itibarile Almanya- ya rakip olarak nüfuzumu icra etmeğe çalışıyordu. Halihazırda iki Ukraynalı Nazırdan müteşekkil Karpat Ukraynasına üçüncü bir Nazır olarak Pragdan Perhalo isminde bir ordu generali gönde- rilmişti. Çekoslovakyanın büsbütün Almanyanın politikasına uymamasına bir sebep de İngilterenin vaadettiği 30,000,000 İngiliz liralık yardımı almak idi, İngiltere hükümeti bunun beş milyon İngiliz lirasını vermiş ve kalan yirmi beş milyon lira için bunun Almanyanın eline herhangi suretle geçme- mesini şart koşmuştu. Berlindeki mülâkatta iki taraf uzlaşmışlardır. Prag hükümeti Karpat Ukraynasına gönderdiği ordu generalini geri almıştır. Almanyada büyük tahkimat dolayısile işçi buhranı vardır. Çek hükümeti mühimmat ve silâh fabrikaları amelesi ve madenci olarak yüz bin işçi vermeğe razı olmuştur. Çekoslovakya merkezi Moskovada bulunan komünist enternasyonali aley- hindeki ittifaka Macaristan gibi dahil olduğu takdirde iki tarafın tamamile anlaşmış olduklarına hükmedilecektir. Yugoslavyaya yaptığı mülâkat dahi İtalya Hariciye Nazırın neticeler verecektir. Yugoslavya ile Macaristan arasında ademi tecavüz ve dostluk misakı akdolunacaktır. Romanyanın Macaristan ile anlaşmasına Yugoslavya yardım edecek. tir. İtalya Yuyoslavyaya yarım milyar liret kredi verecektir. Yugoslavya İtalyadan ba 5 Tevazımı alacaktır. İtalya Yugoslavya ile yapacağı iş birliğin. de Almanya ile olan ittifakının icabatına uygun hâreket edeceğini de resmen kaydetmiştir. Orta Avrupada ve Balkanlarda komşu büyük devletler ile kü- çük devletler arada ihtilâf bırakmamak üzere anlaşmaktadırlar. sulk istikrar bulacaktır. Neticede Paris tiyatrolarında şapka muharebesi Paristen bildirildiğine göre son 78- manlarda Paris kadınları son moda» ya riayetle yaptırdıkları saçlarının bozulmaması için tiyatroda şapka ile oturmaktadırlar. Geçen gün tiyatrolardan birinde bir piyes oynanmakta iken seyirciler- den biri ayağa kalkarak oyunu sey- retmeğe başlıyor. Bunun üzerine ar- kada kalanlar kıyamet koparıyorlar ve o adama yerine oturmasını tavsiye ediyorlar, Ayaktaki adam bu ihtara riayet etmiyor, önünde oturan kadı- nın şapkasını çıkarmadığı için bir şey göremediğini söylüyor. Kavga gittikçe büyüyor, artistler oyunu kesiyorlar, zabıtaya haber ve- riliyor, polisler geliyorlar ve ayakta durmakta ısrar eden adamı yakapa- ça dışarıya çıkarıyorlar. Fakat ka- dınların şapkası yiizünden çıkan bu hâdise burada bitmiyor. Tiyatrodan koğulan adam mahkemeye müraca » Aatle, tiyatro aleyhine bir dava açıyor; para vererek aldığı biletin, kendisine sahneyi maniasız seyretme hakkını verdiğini, halbuki kadın şapkasının buna mani olduğunu iddia ediyor. Mahkeme, isler istemez, o adamın dava arzubalini kabule mecbur olu- yor. Bir taraftan bu muhakeme de. vam ederken, diğer taraftan bazı ti- yatre direktörleri, kadınların tiyatro- ya şapkalarile gelmeleri yüzünden, üyatrolarda erkek seyircilerin | gün- den güne azldığını bildiriyorlar. Zehirli gazle idam Amerikada caniler ya elektrikle ve yahud son zamanlarda zehirli gazla idam edilirler, Geçen gün Nevada ha- pishanesinde Nadal isminde bir zenci zhirli gazla idama mehküm edilir. İdam mahkümları ekseriya son arzu- larının neden ibaret olduğu sualini cevapsız bırakırlarken Nadal bir len- Gere dolusu tavuk kızariması ister. Getirilen bu yemeği o mükemmel su- rtte mideye indirir. Diğr idam mal- kümlarında görülen son dakikaların hissizliğine mukabil Nadal fevkalâ- de hiddet eseri gösterir, hapishane gardiyanlarına .karşı küfürler savu- rup durur; Nihayet Nadal zehirli gaz höcresi- ne götürülür. Orada zehirli gazlar idam mahkümunun etrafını sarma- ğa başlar, Fakat aradan dakikalar geçtiği halde Nadal'ın ölmediği ve zehirli gazlara katşı mukavemet etti- gi görülür. Fakat biraz sonra Nadal öksürmeğe başlar ve nihayet boynunu. eğerek hareketsiz bir halde kalır, Höcre açılarak Nadal muayene edil diği zaman mahkümun henüz ölme- | diği anlaşılır. Onun için tekrar höc- reye kapanır ve ancak aradan on yedi buçuk dakika geçtikten sonra ölüm tahakkuk eder. Bu hâdise Amerikada yeniden idam ! cezalarının infaz tarzı aleyhinde şid- detli cereyanlar uyandırmıştır. Her- | kes #asri, sanılan bu şeki! idâmlara nihayet verilmesini itsemektedir, Keman ve yangın Rimutaka . ismindeki oOAmerikan yolcu vapurunda Auckland'a gider- ken açıkta denizde bir yangın çıkar, Yangın haberi üzerine yolcular ara» sında büyük bir telâş hasıl olur. Kar- gaşalık o dereceyi bulur ki vapur mü- rettebatı yangını söndürmek için lâ- um gelen tertibatı almakta küçlük çkmeğe başlarlar. Bu esnada, büyük bir felâket zuhur etmek üzere iken, vapurda bulunan meşhur kemancı Mauric Clare kemanile meydana çr- kar, tehlike olmadığını söyler, bunu —.100210011000000010 0000000000008 KONFERANS Kadıköy Halkevinden: 7/1989 cuma akşamı saat 2030 da salonumuzda bây Dr. Necmeddin Rıfat tarafından (Soğuktan korkmalı mı kork- manalı mi) mevzulu konferans verile- cektir. Sihhi ve sporu «id bir HMiim gü terilecektir. isbat İçin de vanurun salonunda bir keman: konseri vermeğe hazır oldu- gunu bildirir. Bu sözler derhal tesirini gösterir, herkes salona dolarak meşhur ke- mancının kemanından çıkan tatlı nameleri dinlemeğe bâşlar. Yolcular ortalığı serbest bırakınca gemiciler de derhal yangını söndürmek için ted- birler alır ve az zaman zarfında sön- dürmeğe muvaffak olurlar. Keman- cının gösterdiği soğuk kanlhlik felâke- tin önünü alır. Beşiktaş Halkerinden! Beşiktaş Hat- kevinde keman, piyano, viyolonsel ve mandolin dersleri 1 şubat 1âö9dnn itiba ren başlayacaktır. Kadın ve erkek istek- Merin her gün Halkevi idure inemurtu- Çuna müracaatia kayıtlarını yaptırmaları lazımdır, lirası sarfediyorlar Silâhlanma ya- rışı çılgınca bir hızla devam edi. yor. Büyük küçük bütün milletler, ge. Ürlerinin en bü- yük kısmını silâb- lanmaya tahsis e- diyorlar. Bu yarışın ne zamana kadar süreceğini tahmin etmek imkânsızdır, Teslihata sarfedilen paraların mil. letler için ne tahammül edilmez bir yük teşkil ettiğini anlamak için Mil- letler cemiyeti tarafmdan neşredilen on dördüncü. askeri yıllığa, bir göz gezdirmek kifayet eder. Milietler Ce- miyelinin bu yılığına göre 1938 sene- sinde dünya milletlerinin silâhlanmaâ» ya sarfetlikleri para 9,500.000,000 al- tın yani 16 milyar kâğıd dolar, (bizim paramızla yirmi milyar Türk lirası) dır. Maamafih şunu kaydedelim ki bu milyarlar, hakiki rakamların aşağı- sındadır. Zira evvelâ bunlar, alâka- dar devletlerin askeri esrar telâkki et- miyerek neşretlikleri masraflara da- yanmakta, saniyen askerliğe hazırlık teşkilâtına larganmış paralar buna dahil bulunmamaktadır. Gene, askeri maksadlar İçin yapılan nafıa İnşaatı, yollar, tayyare limanları ve saire mas- rafları da bu paraya dahil değildir. Bunlar da ilâve edilecek olursa 1938 yılında sarfedilmiş olan 20 milyar “Türk lirasına beş milyar lira daha ilâ- ve etmek icap eder. izmirde Yağ fabrikasındaki infilâk Buhar kazanının kontrol edilmediği anlaşıldı İzmir (Akşam) — İzmirin Şe hidler caddesinde Gomel ve şürekâsi- na «id nebali yağlar fabrikasında buhar kazanının infilâk: yüzünden biri ağır olmak üzere dört işçinin yaralandığını bildirmiştim. Ameleden Mehmed oğlu Mustafa, buhar kazanının İnfilâkı esnasında kazanın yanıbaşındaki duş dairesin- de duş yapıyordu. İnfilâkı mütenkib kazandaki su ve buharlar, bir anda külhana hücum ettiği için havala- nan kül ve buhar sütunları fabrika. da gözgözü görmez bir vaziyet vü- cude getirmişti. İşçi, tehlikeden kaçmak için çırıi- çıplak, duşun altından fırlamış, ka- zanın önünden geçerken yere yayı- Jan 100 derecei hararetteki suyun içine düşmüş, feci şekilde haşlanmış- tır. İşçilerden Ali, Seyid Ali ve Ke- mal de buhar ve kaynar su İle yüz, el ve ayaklarından yaralanmışlardır. Yaralılar, hastanede tedavi altına alınmışlardır. Ağır yaralı Mustafa- nın haşlanan etleri dökülmüştür, Adliyece, ehli vukuf e yap- tırilan tedkikatta infili buhar kazanının omüayyen zamanlarda kontrol edilmemesinden ileri geldiği ve kazanın müessese sahiblerinin ih- mali yüzünden vukubulduğu netice- sine varılmıştır. Tulkikata devam ediliyor. İki hırsız mahküm oldu Şehrin muhtelif semtlerinde bir çok evleri soyan Kirkor ve Akmed ad- larında iki hırsız dün asliye ikinei ce. za mahkemesinde muhakeme eğil- mişlerdir. Muhakeme neticesinde iki- sinin de suçları sabit “olduğundan bunlardan Ahmedin iki sene sekiz ay, Kirkörün da altı ay müddetle hapis- lerine karar verilmistir. İki kadın balıktan zehirlendi 'Tarlabaşında olürün bayan Hadiye ile misafiri Fatma, sevyar bir balık- çıdan aldıkları balığı yiyerek zehir- lenmişler, polis tarafından hastano- ye yalırılmışlardır. Devletler, silâhlanma için her sene 25 milyar Türk Milletler Cemiyeti tarafından neşredilen istatistik, silâh- lanma yarışının ne kadar mühim masrafa sebep olduğu- nu göstermektedir. Bu istatistiğe göre 934 senesindenberi teslihat masrafı müthiş surette artmıştır. On sene içinde silâhlanma işine 135 milyar Türk lirası sarfedilmiştir. Bütün dünya milletlerinin 1938 se- nesinde silâhlanmak için harcadıkları 20 milyar Türk lirasından 15 milyarı- nı yedi büyük devlet yani - İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Rusya, Ja- ponya, Amerika, geride kalan 5 mil- yar Türk lirasını da yeryüzünde bulu. nan diğer 57 devlet harcamıştır. Şimdi bu sarfiyalı, coğrafi bakım. dan taksim edecek olursak yirmi mil. yardan on üç milvarını Avrupa, geri- de kalan 7 milyarın da Asya ve Ame rika milletlerinin harcadığını görürüz. Milletler Cemiyetinin bu askeri yıl. lığı, dünya devletlerinin 1938 sene. sindeki askeri masraflarını daha ev- velki senelerde katlandıkları askeri maşraflariş da mukayese ediyor. Bu yıllığa göre dünya milletleri tes- Yihata 1932 senesinde toplanan silâh. sızlanma konferansından evvelki beş yıl içinde yani 1927 - 1931 senelerinde 20,600,000,000 altın dolar yani takri- ben 50 milyar Türk -lirası sarfetmiş- lerdir. Bu hesapça bu beş sene zar- fında dünyanın vasati yilık masrafı 10 milyar Türk lirası tutuyor. Hatayda altı yerde Halkevi açıldı İskenderun Hikevi yeni bir nizamna- me ile geniş faaliyet sahasına girdi Antakya 25 (A.A.) — Hatayın bel | li başlı merkezleri olan Antakya, İs- | kenderun, Kırıkhan, Reyhaniye, Or. | du ve Beylan'da Halkevleri açılmış- tır. Yeni Halkevleri derhal faaliyete geçmişlerdir. Antakya Halkevi dokuz kol teşkil etmiştir. İskenderun Halke- vi şimdilik altı kol olarak çalışmakta» | dır. Diğer evler de mahalli ihtiyaçları | karşılıyacak şekilde teşkil edilmiştir. Antakya 25 (A.A.) — Antakya Hal kevi başkanı ve mebusu Antakya Hal. ! kevi çalışmalari hakkında Yenigün gazetesine şu izahatı vermiştir: «Her sahada daima büyük varlıklar gösteren münevver ve şuurlu Hatay gençliğinin Halkevleri faaliyetinde de esaslı bir rükün olarak büyük başa- rilâr göstereceğine hiç şüphemiz yok- tür. Güzel memleketimizi sosyal du- rumunda da her bakımdan ana yurd seviyesine en kısa bir zamanda yük- seltmek hedefimizdir. Yapacağımız işlerin başında, gece kursları, halk dersaneleri, parasız hasta bakım yurt- ları, -sağlık evleri açmak, mümkün olduğu kadar geniş ebatta umumi bir kütüphane kurmak, şehirde ve #ıra- sile köylerde hapisanelerde okuma odaları tesis etmek işleri vardır, Genç. liğin fikri ve bedeni kudretini yükselt- mek için spor ve güzel sanatlara ol- duğu kadar en uzak köylere uzanacak olan geniş bir neşriyata da bilhassa ehemmiyet vereceğiz.» İskenderun mebusu ve Halkevi baş- kanı da Hatay gazetecilerine şunları söylemiştir: <Halkevimiz yeni bir nizamname ile yeni ve geniş faaliyet sahasına girmiş bulunuyor. Ebedi ve Büyük Atatürkün «An- takya ve İskenderunun mukadderatı üzerinde ciddiyet ve katiyetle durdu- Kumuz bir mesele» Dediği günden İtibaren Hatay için- de resmen teşekkül ve taazzuv ederek merkezde Halk Partisi ve mülhakat- ta Halkevleri namı alan siyasi teşek- , lerce milyar lira bir harp patladığı 1932 senesinde toplanan dünya teslihat konferansı iki sene kadar sür- dü ve 1934 senesin- de hiç bir netice vermeden dağıldı. İnsan aklına dur- gunluk veren silâhlanma yarışı da asıl 1934 den itibaren şiddetlendi. 1934 senesinde 1938 senesine kadar dünya milletlerinin silâhlanma mass rafları $3 milyar altın doları yani bi- zim paramızla aşağı yukarı 80 küsür milyar Türk lirasını bulmuştur. Dünyanın sllâhlanma masrafların. da seneden seneye iniş değil, devamlı bir yükseliş göze çarpıyor. Bu hal, dün- ya iktisadenarını acı acı düşündür- mekte, fakat bu hastalığın tedavisine yanıyacak bir Nâç : bulunamamakta» âir. Milletler Cemiyeti yıllığında neşre. dilen rakam ve istatistiklerden anlaş. dığına göre 1929 - 1998 seneleri yani on sene içinde dünya milletlerinin $i- lâhlanma masrafları o 55,500,000,000 altın dolara yani aşağı yukarı 135 mik yar Türk lirasına varmıştır. Bu 55,5 milyar altın dolardan 44 milyar altın dolarını yedi büyük devlet harcamış» tır. Sulh zamanında, harcanan bu yüz- takdirde kimbilir ne kadar tır. artacak» kül büyük ve medeni Türkiye Halk- evleri nizamnamesini 6sas tutarak iç- timai sahada çalışmalarda bulunmak * üzere Halkevlerini “teşkil etmiştir, A- navatanın dahil olduğu üstün mede- niyete ermek yolunu tutacak olan Halkevlerimiz şahsi faaliyetinde Ke- malizm prensiplerinden başka hiçbir menba ve hiçbir telâkki cereyanı asla tanımayacaktır. Hatay halkı müte- halli olduğu yüksek kabiliyetlerile bu gayesine az zamanda varacaktır. Bü- tün gayemiz memleketimizi içtimai sahada Türkiye seviyesine yükseltmek ve o seviyeye vardıktan sonra beraber yürümektir. Yeni Türk medeniyetini yeni Türk hayatı içtimaiyesini yay- mağa ve çalışırken. bütün dünyaya fazilet ve insanlık dersleri vermiş olan şanlı Türk ordu- su bize asil hir nümune teşkil etmek- tedir.w Daimi encümen imar ve gıda maddelerini tetkik edecek Umumi Vilâyet meclisi daimi encü- meni, Belediye kanununa göre mecli- se niyabet ederek müstemirren içtima etmektedir. Daimi encümen, müna- Kasa ve müzayedeleri ilân ve ihaleleri yapmakta, makamdan gelen teklif- leri tedkik ve müzakere etmektedir. Vali ve Belediye Reisi Dr, Lât Kırdar, encümen âzasının halk mü- messilleri olduklarını nazarı dikkate alarak şehrin imarı, tanzimi ve ha- yat pahalılığıyle mücadele gibi şeh- rin umumi işlerinde encümen Âzası- nın gerek müçtemian, gerek münfe- riden kendisine teklifte bulunmaları- nı ve kendisile encümenin daimi ir. tibat halinde bulunmasını istemiştir. Bu suretle et, ekmek gibi havayici zaruriyeye aid işler bugünlerde encü- mende tedkik edilecektir. Diğer taraf. tan iktisad istişare komisyonu da bugün toplanarak ekmek ve et mese- lesi etrafmda müzakerede bulunacak» tır. j