i , Nevralji, AKŞAM 20 Kânunuevvel 1938 El Talebeler GRE Em karar telâşı mucib oldu e Klipler feeliyetini tatil edecek Yeni kadrosu tamamen mek tepli sporculardan teşkil edilen İstanbulspor takımı Yeni spor kanunu mucibince i#- şekkül eden beden terbiyesi umum müdürlüğünün bütün spor bölgeleri- De gönderdiği bir tamime badema sivil ve askeri talebelerle subâyların, gedikli ve gediksiz erlerle jandarma- ların sivil spor klüplerine kaydedile- miyeceklerini evvelki günkü nüsha- mızda bildirmiştik. Beden terbiyesi müdürlüğü tara- fından ittihaz olunan bu karar spor klüplerimizi büyük bir telâşa düşür- müştür, Çünkü bu karardan aşağı yukarı bütün İstanbul klüpleri mu- tazarnr olmaktadırlar. Başta Gala- tasaray lisesine istinad eden Galata- saray ve İstanbul lisesine istinad eden İstanbulspor, Vefa, Hilâl, ve Fener- yılmaz klüpleri olmak üzere hir çok teşekküllerimiz takım çıkaramıyacak vaziyete düşmüşlerdir. Bu karar bilhassa atletizm voleybol ve denizcilik sporlarile iştigal eden Kitiplerin faaliyetine sed çekmekte- dir. Bu sporlarla meşgul olan klüple- rin idmancılan tamamen mektepli talebelerden teşkil edilmişti. Karar eskiden tescil edilmiş spor- culara da teşmil edildiği takdirde bir çok klüplerimiz kendiliğinden inti- sah etmiş olacaklardır. Halihazırda İstanbulun en büyük teşekkülleri olan ve yüzlerce sporcu Âzası bulunan Fenerbahçe, Galatasa- ray ve Beşiktaş klüpleri bile birkaç müstesnası ile yalnız birinci futbol takımlarını maçlara iştirak ettirebi- leceklerdir. Bu klüplerin B ve Genç takımları tamamile mekteb talebelerinden mü- Bu hususta ufak bir misal olarak Hilâl klübü gösterilebilir, Tesçil mua- melâtı mucibince bütün Sporculari- nın yeniden tescili için birlik merkezi- ne müracaat eden ve 50 sporcunun kaydini yenileyen Hilâl klübü bu ka- rarın eski sporculara teşmili takdirin- de kayıd muamelesi tamamlanan bu 50 sporcudan ancak yedisini klübün- de muhafaza edebilmektedir. 7 kişi ile futbol sahasına çıkılamıyacağı ci- Beden terbiyesi umum müdürlüğü- nün verdiği bu karardan ancak İstan- bulun kenar semtlerinde merkezleri olan kilüpler az zarar göreceklerdir. Çünkü bu civar sekenesini amele ve işçiler olmak üzere serbes meslek er- babı teşkil ettiğinden bu klüplerde nisbeten az mektepli bulunmaktadır. Kumkapı klübü tekrar faa- 4 liyete başladı Üç sene mukaddem Güneş klübü ile birleşerek faaliyetini Güneş klü- büne terkeden ve yetiştirdiği kıymetli pan eski Kumkapıllar klüplerinin eski ismile ihyası için karar vermişler ve idare heyetlerini teşkil için ihzari müzakerelerde bulunmuşlardır. Bu toplantı neticesinde eski spor- culardan mütekaid albay Besim, eski valilerden Aziz Nami, tüccardan Ah- med, fabrikatör Haydar yeniden te- şekkül eden klübü himaye ve teşkilâ- ta idareyi deruhte etmişlerdir. Klüp şimdilik başta güreş olmak üzere atletizm, boks ve eskrim gibi ferdi sporlarla iştigal edecektir. Yeni klübümüze muvaffakıyetler dileriz. Spor dergisi neşriyatını tatil etti Türk spor kurumu bütçesinden ve- rilen tahsisatla neşredilmekte olan (Spor dergisi) isimli mecmua, mu- harrirlerin yüksek ücretleri yüzün- den büyük masrafları mucib olduğu göz önünde bulundurularak beden EVROZİ Baş, Diş, Nezle, Grip Komatizma kırıklık ve bütünağrılarınızı derhal keser, PPM) Icabında günde 3 kaşe alınabilir. MASA ASAN Mussolini münasib zamanı bekliyormuş (Baş tarafı 1 inci sahifede) Bu karar suretleri ile alınması İs- tenilen tedbirler şunlardır: 1 — Muhacereti tahdit için sıkı bir kontrol tesisi, 2 — Mevcut askeri kıtaların derhal takviyesile Adada yeni hava üsleri ih- das edilmesi, 3 — Fransa aleyhindeki hücumlara nihayet verilmesi için Roma mezdin- de teşebbüsatta bulunulması, 4 — Kadrosu zayıf olan hususi po- lis servisinin takviyesi, 5 — Muvra ismindeki İtalyan gaze-! tesinin kapatılması. 6 — Adanın nafia ve inşaat işleri- le idari işlerde çalışan İtalyanların uzaklaştırılması. 77 — Adada oturan İtalyanların ne- zaret altına alınması ve şüpheli eşha- sın derhal tardedilmesi.. Fransız gazetelerinin makaleleri Paris 19 (â.A.) — Bu sabahki Pa- ris gazeteleri, Mussolininin Carbonia- daki yıfkuna İtalyan taleplerini mev- xuuşes etmesi hâdisesi üzerinde tef- sirler yürütmektedir, Figaronun Roma muhabiri yazıyor: Mussolininin bu nutku ile İtalyan ga- zetelerinin neşriyatı arasında büyük bir tezad vardır. Maamafih ,Mussolini- nin nutku esnasında da halk «Tunus, Korsika» diye bağırmıştır. Filhakika, Mussolini için resmi bir nutukta İtalyan taleplerinden bahset- mek çok zor olurdu. Eğer Mussolini bu şıkkı ihtiyar etseydi, kendisine her türlü pazarlık kapısını kapayacak ve diğer taraftan, asıl buhran henüz Mussolininin arzu etmediği bir sa- atta başlayacaktı.» n Journal gazetesinin Roma muhabiri şunları bildiriyor: «İtalyan gazeteleri ve radyolarının «İtalyan milletinin tabii arzuları» hak- kındaki neşriyatı şimdilik kâfi görül- müştür. Filhakika bu neşriyat, isteni- len günde elevin parlak bir tarzda ortaya çıkması için ocağı lüzumu ka- dar ateşli tutmaktadır. Alevin parla. masi ürzu odilengün, her halde, Chamberlain ve Lord Halifaxın Ro- mayı ziyaretinin arifesi olacaktır.» Excelsior gazetesi, baş yazısında di- yor ki; «Hitlerin Mussoliniye nasihat ettiği tahmin edilebilir, Diğer taraftan İtal. yan politikasının iç yüzünü bilenler veyahut bildiklerini (zannedenler, Fransız aleyhtarı cereyanın Mussoli- niden başka birisi tarafından arzu edildiğini ve körüklendiğini söylemek. tedir. İngiliz gazetelerinin aldıkları malümata da bakılırsa İtalya, arazi- den ziyade hukuk istemektedir. Bu tahfif edilmiş şeklinde dahi, İtalyan talepleri, bizim mülki tama- miyetimizi ve Akdenizdeki serbestiyi alâkadar ettiği nisbette gayri kabili mukavemet çok sarih ve umumidir. Çekoslovak meselesinde Fransız efkâ- rı arasında ihtilâf vardı. Bu meselede bütün Fransız efkârı müttehiddir.. Owevre gazetesi, başmakalesinde di- yor ki «İtalyan taleplerine karşı, bizim de taleplerimiz vardır. Bunların başında, İtalya ile Pirenelerde müşterek bir hududa malik olmamak ve garbi Ak- denizde deniz yollarımız üzerinde İtal- yan faaliyet kaynakları ile karşılaşma- mak gelmektedir. Mussolini, bir kere daha, Carbonlada bu meselelere te- mas etmek istememiştir. Herhalde bu daha iyidir.» Populaire diyor ki: Tunus ve Korsika hakkındaki İtalyan taleplerinden hiç bahsetmemeği daba doğru bulmuştur. Filhakika bu tarz- da hareket etmek suretile Mussolini, ne tezahürler aleyhinde bulunmuş, ne de İtalya taleplerinden herhangi bir tenzilât yapmıştır. Bu meseleyi tamamile meşküt ge- çen Mussolini, ayni zamanda yâbancı memleketler efkârumumiyesinde de belki bir şüphe uyandırabileceğini dü- şünmüş ve B. Chamberlain'in Romayı ziyaretinden cayması ihtimalinin de önüne geçmiştir. Maamafih, bu sü- küttan herhangi bir netice çıkarmak için şimdilik vakit daha çok erkendir.» Mussolini Romaya döndü Roma 19 (A.A.) — Mussolini, saat 9,30 da yeni tipte bir elektrik trenile Romaya dönmüştür. Mübadil, gayrimübadil ve muhacirlere âid işler (Baş tarafı 1 nci sahifede) Dahiliye, Sıhhat ve içtimai muave- net encümenleri ile Maliye encümen- leri birinci şıkka, Bütçe encümeni ise ikinci mütalâaya taraftar bulun bir çok emval aldılar. Yani onlara bu mallar tefviz olundu. Kendilerine mal verilirken onların nakledildikleri yer- lerde bıraktıkları mallara mukabil kendilerinden taahhüdname alındı. Bu taahhüdnamelerin bir çoklarının hilâfı hakikat olduğu sonradan mey- dana çıktı. 1331 numaralı kanunun ve beş senelik müddetin hakkı iskat eden bir müddet olduğu kabul olu- nursa, bu takdirde bu gibi sahte ve- saik ile hilâfı hakikat vukubulan be- hiliye encümenince buradaki beş se nelik müddet, her nevi hakkı iskat eder bir mururu zaman müddetidir, binaenaleyh encümen, bu işler dola- yısile vukubulacak ihbarların nazarı itibare alınmaması ve hiç bir davaya mevzu olmaması neticesine vatımış- tır. Sahte vesaikle binlerce lira- lık mal tefevvüz edenler var Raif Karadeniz (Trabzon) sözüne devamla: — Mesele şudur: Burada hukuku hazine vardır. Hazinenin hukuku de- mek Türk milletinin müşterek emvali demektir, Bütün bu malların tek şahıs- lara şu veya bu şekillerde edilmiş ol- ması Türk milletinin müşterek em- valine karşı bir haksızlıktır. Bu işleri kapatalım demek hukuk ve adalet bakımından aykırı yola gitmek de- mektir. Bu işler içinde sahte vesaikle binlerce liralık mal tefevvüz etmiş olanlar vardır. Aldıkları malların her ne zaman olursa olsun hesabını açık alınla vermeyenlere bu şekilde bir tefsir fıkrası ile müsamaha göster mek zannederim ki yüksek heyetini- sin kabul etmiyeceği bir şeydir. B. Emin Draman ne diyor? Yozgad mebusu B. Emin Draman: — Mesele yeni bir kanun yapmak meselesi değildir. Eğer yeni bir ka- nun yapmakla meşgul olsaydık elbet- te ki biz de bu hususta kılı kırk ya- rarak hukuku hazinenin muhafaza» $ın& son derece çalışacaktık, Fakat bugün yaptığımız şey bir kanun te sisi değildir. Biz evvelce tesis edilmiş olan bir hükmün şümulünü anlama- B. Emin Dıraman, bu husustaki mevzuatı üzün uzadıya izah ettikten sonra bütçe encümeninin nokta! na- zarına iştirak etmediğini, maliye en- cümeninin noklai nazarına iştirak ettiğini söylemiş ve umumi heyetten bu hususta maliye encümeni tarafın- dan hazırlanan mazbatanın müzake- re edilmesini istemiştir. İşin acıklı tarafı Kütahya mebusu B. Mehmed So- Dirler ki, 93 senesinde Kütahyaya nak- ledilmiş zavalh muhacirlere o zaman ev yapılmış. arazi gösterilmiş. yer- leştirilmiş.. bugün bahsettikleri sah- tekârların gayretile bu muhacirlerin den o zavallı muhacirler hâlâ açıkta- dırlar. Biz bu feci vaziyet üzerine Sıhhiye Vekâletine müracaai ederek bunlarm âyetleştirilmelerini istedik. Bu hal maalesef birçok yerlerde Trak- yada, şurada burada aynen olmuş, muhacirlerin on binlerce dönüm ara- gisi (ozaptolunmuştur. Memlekette maalesef bir takımı muhbirler türe- miştir. Biz bazı kanunlar yaptık. Dev- lete alâ arazi, emlâk ve paraları ihbar edenlere mükâfat vereceğiz dedik. Ankara sokaklarında (koltuklarında çanta ile gezen böyle adamlar vardır. Bunların bir takımı zavallı muhacir- duğunu söylemiş: Ve bunu bildiğimiz dava hakkı- nı iskat eden bir müruru zaman mahi- yetinde düşünmek zarüretindeyiz. de- miştir. Hazine lehine çıkmayan bir hesap Bundan sonra B. Galip Peker (To kat) söz almış, mübadele işlerinin son gerpintinleri karşısında bulunuldu- funu kaydederek demiştir ki: — Mübadele işlerinin başında ben de iki buçuk sene bulundum. Ne kadar karışık ve güç bir iş olduğunu bili- rim. Veki ihbarlar üzerine yapılan tahkikat için sarfedilen emekleri ve verilen paraları hesap etmiştim. Bir de ihbar neticesinde elde edilen mal- ların kıymetini hesap ettim. Gördüm ki aradaki fark hiç bir zaman hazine- nin lehine olmamıştır. Beş sene evvel vaziyet böyle idi. Eğer arkadaşlar bu haldeki beş senelik müddeti mübade- le işlerinde son mürurü zaman müdde. ti diye kabul edersek artık senelerden- beri uzayıp giden mübadele işi neti- lenmiş olur. Eğer (mübadele İşi bununla bitmi- yor, ahkâmı umumiye bundan sonra * cari olacaktır) dersek birçok vatan. daşlar bu vaziyetten müztarip olacak- Tardır.” Müteakiben Raif Karadeniz tek- rar söz alınış ve bütçe encümeninin noktai nazarının isabetinde israr et- miş, B. Emin Draman (Yozgat) tek- rar cevap vererek bütçe encümeninin moktal nazarı aleyhinde bulunmuş- tur. B. Damar Arıkoğlu: — Neden korkuyoruz. Bir kimse haksız bir mal almış ise devlet ve mil. let ister ise yüz sene sonra da onu arar ve ahır. Ne malüm bir baraka mukabilinde alınma- mıştır. Böyleleri de vardır. (Bravo sesleri). Kütahya mebusu B. Mehmed Somer; — Vardır, diyorsun, varsa göster de geri alalım... Denizli mebusu general Şefik: — Herkes hususi olarak bilir ki Rumelinden gelip hiçbir şeyleri olma- dıkları halde köşkler alan mübadil- ler vardır. Hükümet bunun gayri meş- ru olduğunu anlarsa niçin geri alma- sın. Geri alacaktır. (Doğru doğru ses» leri). Bundan sonra bü hususta riyasete verilen ve tefsir lalebinin bir kere de adliye encümenince müzâkere edil mesinden bâhis bulunan takrir okuna- rak reye konuldu ve tefsir talebinin adliye encümenine verilmesi Meclisce kabul edildi. Diğer müzakereler Meclisin bugünkü toplantısında şü- rayı devlet kanununun müzakeresine devam edilerek encümenlere verilmiş bulunan maddeler müstesna, diğer maddeler kabul olunmuştur Askeri ve mülki tekaüd kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılma- sı hakkındaki kanunun birinei müza» keresi yapılmıştır. Meclis çarşamba günü toplanacaktır.