Eski ve yeni Istanbul Dolmabahçede yıktırılmakta olan Sultan Mecid tiyatrosu Bu binanın tarihi - Istanbulda ilk tiyatrolar - Babasının çubukçu başısile kaçıp aktris olan Kazasker kızı Seniye - Ankara valisinin zevcesi, Seniyeyi hamamda nasıl tanıdı? Beyoğlundan denize doğru yeni bir Yol açılıyor; ve bu yol, önüne çıkan ©ki bir tiyatro binasını yıkıp devir- Mek üzeredir. «Devirmesin!» demiyoruz. Zira bi- menin mimari kıymeti yoktu. Manevi kıymeti de padişahın ahırlarından bir kısmını teşkil etmek suretile sıfıra inmişti, Ayaspaşadan Dolmabahçeye gitmek İçin, Mühendis mektebinin önünden Yeçilir; burası Gümüşsuyu yokuşu denilen sarp bir bayırdır. Eskiden otomobiller için pek tehlikeli olan bir dirsekten dönülür. Sol kolda havaga- X şirketine aid bina görünür. Tam karşıda ise, arka plânda Dolmabahçe Camii belirmiştir. Fakat oraya döğru- dan doğru gidümez. Zira arada bir duvar ve bir miri bina vardır. Meyda ha çıkmak üzere sola döneceksiniz... Bahsettiğimiz esbak tiyatro ve sabık Wiablı âmire işte bu miri binadır ki, Yıktırimak üzere bulunuyor, Geçen gün gazetelerde, «müteah- hid, Gümüşsuyu yolunu vaktinde ta- mamlıyamadığı için teahhüdnamesi İptal edilmiştir.» tarzında bir yan Okuduğumdan «Gidip şurasını göre- vim!» dedim. Gümüşsuyu yokuşu genişletilmiş, Beton temelile, yeraltı su mecralari- le, mozayk parkesi ve dönemeçlerde «sans ünik» yani yalnız bir istikamet takib edilir çifle yolile mükemmel bir hale ifrağ ediliyor. Lâkin, artık Dol. Mmabahçe meydanına çıkmak üzere D eski dönemeç olmıyacak, Yol, doğ- rudan doğru, camiin karşısına ine Cek... Onun için, aradaki bina kalkt- Yor. (Yani, Beşiktaştan gelirken, cep- heye gelen bina) «Sultan Mecidin Üyatrosun diye maruf olan bu yapıyı Belediye istimlâk etmiş bulunduğun- o dan bahçe duvarları şimdiden kısmen yıkılmış, molozlarla kısmen doldurul- Muş; kabloları da sökülüyordu. ... Bu münasebetle hem Sultan Meci- din bu tiyatrosunu anlatmağı hem de Türkiyenin ilk tiyatrolarına kuş ba- kışı bir nazar atmağı düşündüm. Tiyatronun Türkiyeye üçüncü Ah- med, şair Nedim yani Lâle modası devrinde geldiği iddia edilir. Ecnebi Sefaretlerinde verilen hususi müsame- Telerde komediler oynandığına Tasi lanmıştı. Fakat tabiatile, bu, limon- lukta çiçek, kavanozda balık gibi bir - Seydi. Umuma mahsus şeylerden de. ğildi. Ancak Tanzimattan sonra, Av- Tupadan her şeyi almak cereyanını müteakip ahali ilk defa - meddahın, karagözün, orta oyununun haricinde bir şey olarak - tiyarto gördü. 1847 senesinde Beyoğlunda, Gala- tasarayda, Hristaki çarşısı denilen Yerde bir tiyarto binası yapıldı. Bu- Taya Naum tiyatrosu derlerdi. Avru- badan gelen opera kumpanyaları tem. siller verirlerdi. Şimdiki Fransız ti- Yatrosundaki vaziyet). Tabii buraya garbliler, tatlısu frenkleri ve garb #lemile uzaktan yakında alâkadar olmuş Türkler gidiyorlardı. Lâkin Ay- Tupalılaşmak meyli ruhlarda doğmuş bulunduğu için yavaş yavaş diğer halktan da bakmak üzere gitmeğe baş- Jâyanlar bulundu. Padişah Abdülmecid, garblılaşma- Ya meyyal olduğunu söylüyordu; bir- denbire, tiyatro tarafhsı da göründü. Naumun tiyatrosuna devama başladı. Burada, kafes arasında oturarak, tern- tilleri seyrediyordu. 1857 de, tiyatro Linasının Dolmabahçe gazhanesince kendi hesabına tenvir olunmasına Müsaade etti. Aradan beş sene geç- tikten sonra, (1862 de), bina bir yan- &ında yandı. : Bu hareketleri padişah için hoppa- ik sayan bir zümre vardı. Bir aralık AŞ bile kaldırarak, «Hünkürm böyle Yerlere devamı vakarı şahane ile telif *dilemiyeceğiniz haber verdiler, Bu- - üzerine, yukarıda bahsettiğimiz ii iâ şimdi yıkılacak bina, Dolmabahçe meydanında, hususi tiyatro olarak vü- cuda getirildi. Halka mahsus tiyatrolar da çoğni- maktaydı. Karabet Papazyanın Şark tiyatrosu inşa edildi. Burada ilk zamanlar İtal. yanca piyesler oynuyordu. 1857 de (Riyakâr) ve (Müsebbib) adlı piyesler Türkçeye çevrildi ve bas- tırıldı. Bunların rağbet görmeleri ü- rine, arkası devam etti. Tabiatile 'Türk aktörleri değil, Ermeniler oy- nuyordu. Türkler arasında düyunu umumiye nazırı Âli bey tanınmış ti- yatro meraklılarındandı. Molyerin bazı piyeslerini tercüme etti. Gülü Agop da Âli beyin delâletinden istifa- de ederek Türkçe temsiller veren bir tiyatro kumpanyası kurdu. Eser na- kil ve tercüme etmek üzere Âli, Şem- seddin Sami, Namık Kemal, Fehmi ve Şahab beylerin iştirakile bir heyet te- şekkül etti, Güllü Agop üsül ticaretin Karşıya» kada olacağını düşündüğünden Ge. dikpaşa tiyatrosunu yaptı. e «Türk kadınının sahneye ilk çıkışı Mütarekededir.» diye meşhurdur. Hat. ta Afife hanımı içimizde hatırlayan. lar çoktur. «Muhadderatı islâmiyeye böyle şey yâkışmaz!» diye Kadıköyün- de piyesi durdurulmuş, bazı ediblerle birlikte karakola götürmüştür. Fakat, daha evvel de 'Türk kadını. nın sühneye çıktığı olmuştur. Ama, gizlice, > | Tanınmış ressam ve karikatürist B. Münif Fehimin babası keza tanın- mış artist müteveffa Fehim efendi. nin anlattığına güre, taassubun koyu devirlerinde (Amelya) müstearile hi- ristiyanmış gibi sahneye çıkan kadın Türk ve müslümanmış. Asıl ismi Se- | niye hanımmış. İstanbulda bir kazas» kerin kızı imiş. Babasının çubukçu başısını sevdiği için yetim kalınca bu adamla birleşmiş. Sabık çubukçubaşı, kazasker öldük- ten sonra muhtaç kalmış, tulünü aktörlüğü yapmağa başlamış. Seniye hanım, kantoya, arkasından da piyeslere çıkarmış. Tanınacak olur- larsa işin sarpa saracağından kork- tukları için kumpanya ile Anadoluda dolaşmağa başlamışlar. Bu heyette Hüseyin efendi isimli biri Seniyeye gönül verdiğinden: — Sen Ermeni! değilsin! 'Türksün! Hâber vereceğim! - diye tutturmuş, Böylelikle muradına nail olmak iş- termiş. Bu heyet ve merhum aktör Fehim efendi Ankarada bulundukları sırada bir gün vali Abidin paşahın zevcesi Amelya hanımı hamamda görerek ta- mamış: N — Siz kazasker filâncanın keri. mesi Seniye hanımefendi değil misi- niz, güzelim... Safa geldiniz... « de miş. Tabii, kızın ne aktrisliğini, Amelyalığını biliyor... Biçarede şafak atmış. Valinin haremi, ne yaptığını, An- karaya nasıl geldiğini sorarmış. Ko. nağına davet etmiş. Seniye, konakta, iki göz iki çeşme ağlayarak her şeyi itiraf edince ve Abidin paşanın hanımına sığınınca, valinin zevcesi, kocası üzerinde nü- fuz ederek sabık çubukçubaşıyı bir işe koydurmuş, nikâhlarını da kıydır. muş, Böylelikle Türk kadınının sahneye lik çıkışını yarım asır geriye atmak lâzım geliyor. Çıkış ama ne çıkış!... Başlı başına bir tiyatro mevzuu, Oo Yürük Çelebi ne Trabzonda imar faaliyeti Caddeler genişletiliyor yeni hal binası halkıtemizsebzeyekavuşturdu Gy Trabzonda mesbaha parkı Trabzon (Akşam) — Şehir günden güne imar edilmek suretile güzelleş- mektedir. Şehrin imar işlerinde en mühim rolü oynıyan belediye bir çok caddeleri genişleterek yeniden parke, beton kaldırımlar inşa ettirmektedir. Bir yıl zarfında şehirde yirmi bin lira. lık kaldırım inşaatı yapılmiş; aynca iskele caddesini gümrük depoları ar- kasından geçen yola bağlamak için yeni bir yol açılmış ve bu arada, iske- lenin yolcu salonu önünde bir otomo- bil meydanı da vücude getirilmiştir. Belediye şehir halkını açıkta kalmış kötü sebzeleri yemketen kurtarınak için yirmi bir bölümden ibaret bir seb- ze bâlt yaptırtıp ikmal ettirmiştir. Bü tün sebzeler bu kapalı mahalde satıl. maktadır, Bunlardan maada belediye eski bir mezatlık olan imareti kaldırtarak bü- rasını yeni bir park haline koymuş ve ayrıca bu «Atapark.dan maada De. girmendere mevkiinde bir de mezba- ha parkı yaptırmıştır. Belediye bütçesi haricinde Atatür. kün Trabzonlulara ölmez eser olarak armağan ettikleri içme suyu inşaatı. na hızla devam olunmaktadır. 'Türk Inkılâbının sembol ve kahra- manı olan Atatürk namına dikilecek olan heykelin maketi hazırlanmış ve yakında münakasaya çıkarılarak hey- kelin yapılmasına başlanacaktır, Sofya mektupları Köseivanov kabinesinde tadilât yapıldı / Kabineye altı yeni nazır girdi, Köseivanov dahilde ve hariçte eski siyasetine devam edecek p Soldan sağa üstte: Dahiliye Nazırı B. Nodev, Ziraat Nazım B. Bagrinov, Şimendiferler Nazırı B, Avramov, altta Adliye Nazırı B. Yotov, Maliye ve Maarif Nazırları Beojilev ve B. Filev Sofya (Akşam) — Bulgaristanda Köscivanov hükümeti iktidara geçeli, 23 teşrinisanide $ sene olmuştur. Bu üç yıl zarfında Köseivanov kabinesin- de altı defa değişiklik yapılmıştır. Fa- kat bütün bu değişiklikler de B. Kö- selvanov daima Hariciye nezaretini uhdesinde muhafaza etmiştir. Selefi 'Toşev kabinesi sukut ettikten sonra B. Köseivanov, ilk kabinesini 28 teşrinisani 1935 de kurmuştu. O za- manları Bulgaristanda dahili siyasi karışıklık ve anlaşamamazlık bütün şiddetile hüküm sürüyordu. Toşev mevkiini Köselvanov'a bırakırken yap- tığı beyanatta; «İstifamızı vererek çekiliyoruz, çün- kü hükümetim beklenen ve ümid edi- len semereleri veremedi» demişti, Bu beyanattan, 1935 de Bulgarista- nın hakikaten fırka ihtiraslarının he- nüz yalışlırılamadığı ve vaziyetin normallaşımadığı anlaşılıyordu. İşte o zamanlar da kral Boris, Bulgarista- nın mukadderatını Köseivanov'a tev- di etti, Köseivanov hükümetinin ilk işi, memleketi partizanlardan temizlemex ve “dahilde sulhü, süküneti temin etmek suretile vaziyeti normallaştır» mak olmuştur. Bu programdan hiç inhiraf etmeden yürüyen ilk Köseivânov hükümeti, sarayın ve efkârı umumüiyenin itima- dını kazanmış oldu ve silâhlı bir hare- ketle rejimi devirmek teşebbüsünde bulunacak iken yakalanan albay Dam- yan Velçev ve arkadaşları ihtiyat ge- neral Zalmov, eski binbaşı K. Stan- çev, ve eski Maliye Bakanı Petar To. dorov'un sürüncemede kalan divanı | harb huzurunda muhakemelerini ne. ticelendirmeğe çabucak muvaffak ol- du. B. Köseivânov, ikinci kabinesini 4 temmuz 1936 da ve üçüncü kabinesini de 24 İeşriniervel 1936 da kurdu. Üçüncü kabine zamanında Bulgar harici siyasetinde en mühim hâdise Yugoslavya - Bulgaristan arasında ebedi dostluk paktının imzalanması» dır. B. Köstivanov dördüncü kabinesi- ni de 21 mayıs 1937 de teşkil etti. Bu kabine zamanında yapılan en mühim iş de mebus intihabatının yapılması ve parlâmentonun ihyası olmuştur. Beşinci kabine de tam 6 ay 23 gün iktidarda kalarak sukut etti. Sukutu sebebi de şu idi: Parlâmentonun 9 teş- rinisani içtimaında, devlet bütçesine #âve olarak matbuat müdürlüğü için 3 milyor levalık bir kredinin kabul teklifi 67 reye karşı 69 reyle reddedil. mişti. Bu mesele yüzünden Sobranya» da ekalliyette kalan hükümet istifa. sını vermiştir. Bunun üzerine gene yeni kabineyi teşkile memur edilen E. Köseivanov altıncı kabinesini de 14 teşrinisani 938 de kurdu ve yeni kabi- neye, yeni altı nazır girdi, bunlardan ikisi mebust Ezcümle, en son Bul. gar Kabinesi şöyle teşkil edilmiştir. şi © Köseivanov: Başvekil, Hariciye ve Mezahibe, general Daskalov Harbiye. ye, ihtiyat general Nedev Dahiliyeye, doktor Filoy Maarife, Milli banka di- rektörü Bojllov Maliyeye, Nikola Yotov Adliyeye, Bagrânov Ziraate, mühen- dis Genev Naflaya, Temyiz başmüd- delumumisi Avramov Posta ve Tel- grafa getirilmiştir. Yeni Kabineye altı yeni nazır gir- miştir. Başvekil B. Kössivanov, Sob. ranya meclisinde yeni Kabinenin dahi li ve harici siyasetini şöyle izah etmiş- tir: «Kabine, dahili ve harici siyasette ayni yolu takip edecektir. Hükümez, üç senedenberi olduğu gibi Balkanlar. da sulh ve emniyetin istikrarına ça- lışmakta devam ve Yugoslavya ve Tür. kiye ile olan dostluğumuzun inkişafı. na mülemadiyen gayret sarfedeceklir. Bü iki devlet ile aramızda ebedi dost. luk paktı mevcuttur; Hükümet diğer iki komşusu, Romanya ve Yunanistan devletlerile olan münazaalı meseleleri memnuniyet bahş bir surette hallet- mek için dostane münasebatın istik. rarına çalışacaktır, Hükümet memleketin bayındırlığı için gayrete devam edecek, sağlık isle. ri müessasalını arttıracaktır. Hükümet, şimendiferler, o şoseler elektrik tesisatlarını çoğaltmağa, zi- rTaat enerjisini arttırmağa devam ede- cektir, Hükümet yeni arâzide hakkı tasarru- fa, borçluların yüklerinin hafiflettiri!. mesine ve matbuata dair kanun lâyi- halarını parlâmentoya verecektir.» Köselvanov'un bu üç senelik idaresi zamanında gördüğü en mühim işler, parlâmentonun ihyası, Yugoslavya « Bulgaristan arasında ebedi dostluk paktının akdi, Selânik anlaşması v3 'Türk - Bulgar dostluğunun kuvetlen- mesidir,.» Yurttaş; En değerli ve en mânalı hediye (Tasarruf kumbarası) dır. Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu