POLİTİKA Amerika devletlerinin konferansı Dün, cenubi Amerikada Peru'nun merkezi Lima şehrinde bütün Ame. rika devletlerini bir araya toplayan bir konferans açıldı. Bu konferansın gayesi iki Amerika devletleri arasında siyasi ve iktisadi meseleleri, yeni dünyanın hususi menfaatlerini gözden geçirmektir. İki sene evvel Burnos - Ayres şehrinde de böyle bir konferans toplan- mıştı. Avrupanın perişan ve tehlikeli hâli karşısında Amerikalılar kendile- rini toplamak, sadi münasebetleri ger harbe engel olacak tedbirleri düşünmek, şletmek, ve bazı yabancı devletlerin, aralarındaki ikti. Amerika işle. rine nüfuz etmelerine müsaade etmemek gibi meselelere daha fazla ehem- miyet vermeye başladılar, Şimali Birleşik Amerikx devletleri, 1914 cihan harbi tecrübesinden sonra, artık Avrupa işlerine asla karışmamaya karar verdiği halde, Avrupa- da çıkacak herhangi bir kargaşalıkta sına da imkân göremediği için Lima konuşuluyo Bu bakı mühim mesele var; Amerika, tamamen demokrat bir Amerikanın tamamen aykırı kalma konferansında Avrupaya ald işler de dan şimali Amerika Birleşik devletlerini alâkadar eden iki memlekettir, Avrupadaki rejim kav. gasına alâkasız kalamıyor. Almanya, İtalya gibi faşist diktatörlük idealinin kuvvetlenmesinden ürküyor, İngiltere alıyor. İkinci mesele, Japonya, Almanya ve Fransa demokrasileri safında yer ve İtalyanın iktisaden cenubi Ameri. kaya çok nüfuz etmeleridir. O derecede ki şimali Amerikanın cenubi Ame- rikaya ticaret hacmi 1929 danberi dörtte bir eksilmiştir. Şimali Amerikanın yerini yavaş yavaş Japonya ve Almanya tutuyor. Lima konferansının sırf Amerikalıları alâkadar eden cephesi bizim için mühim değildir. Bu konferans, iktisadi münasebetler hakkında, Avrupayı alâkadar edecek kararlar alırsa, netice itibürile uzaktan uzağa bazı tesirler uyandırabilir. Zira Iktisdi meselelerin siyasete hâkim olduğu devirdeyiz. AKŞAM Sar a <) EZ EE - 5 Mağ. E Devam eden dâvâlar Milyarder olup da ölenlerin arka- | sından beş on kişinin mirası çıktık. ları çok duyulmuştur. Fakat duyulan-, lardan daha garip miras davaları da | vardır. Bundan on sene evvel Boston şeh- rinde Mirovski adında bir Rus öldü. Bu zat Rusyadan kaçmış, evvelâ Bal- kanlara yerleşmiş, sonra İngiltereye gitmişti. Ölünce, arkasında bıraktığı | servetle sekiz on fakir aile zengin ol- du. 1931 de Nevyorkta ölen bayan Eli Yandel'in arkasından açılan miras da Yaları hâlâ intaç edilmiş değildir. ! Kadının bıraktığı servet iki milyar, mirasçıları da 1.500 kişidir. Eli Vandel Avusturyalı Matyas Got- Hielin torunu idi. Amerikaya hicret etti, Bir müddet ticaretle uğraştıktan | Sonra bir kaç arsa aldı. Bu arsalar kı- sa zamanda çok kıymetlendi. Eli Vandel, Nevyorkta büyük bir bi- nada otururdu. Halk oturduğu yere «Esrarengiz ev» adını takmıştı; çünkü | Fersah nedir Fersah nedir bilirmisi Bir fersah yol gitti deriz. Fersah her memlekette başkadır. Transsada bir fersah 4 kilometredir. İspanyada 1 fersah 7 kilometre 066, Prusyada 7 kilometre 407, İngilterede 5 kilometr? 569, İsviçrede 6 kilomet- re 179 dur... . Hani: kadın evine yabancı hiç kimseyi sok- muyor, misafir kabul etmiyordu. Mirasınm davasıma elân Nevyork mahkemelerinde bakılıyor. uMakine kralı» Nikola Hesaniç va- kası da buna benzer. Nikola sırptır. Bundan yüz sene ön- ce icat ettiği bir âleti satmak için Tondraya gitti. Bu âlet suç kesmeğe mahsus makine idi. Nikola Londrada uzun zaman âle- tini takdir ettiremedi, senelerce sefa- let çekti, Nihayet âletini yaymak ve tanıtmak için lâzım gelen sermayeyi buldu. Öldüğü zaman arkasında iki milyar üçyüz milyon İngiliz lirası servet bi- raktı. Servet İngiltere hazinesine kal- dı. 1929 da biri çıktı: — Ben Nikolanm mirascısıyım! de- di. İngiltere hazinesi aleyhine dava aç- tı. Bu dava da elân intaç edilemedi, | sürüp gidiyor. Fil dişi işleyenler Fildişi üstüne ince işler gören usta- lar vardır, Fildişleri ne zaman işlenir bilir misiniz? Gece yarısından sonra şafak sökünceye kadar. Fildişeirine oymalar yapmak, çok nazik bir iştir. Gürültü arasında ça- Lşmak imkânsızdır. Çünkü dalgın- Tıkla el titrer: Bunun için ustalar herkes uyuduktan sonra çalışır. Artistlerin kazanci Marlene Dietrich bir filim çevirmek için otuz bin lira, Clodet Colber yirmi beş bin tira alıyor dendiği zaman çok şaşıyoruz. Herkes te sentyor Ki, artisi- ler ancak bizim devrimizde böyle çok para kazonmağa başlamıştır. Ne münasebet? Tari en uzak çağlarında artist- ler çok kazanmışlardır. Eski Yunan sanatkâr Anfibios her temsilde 50 lira alırdı. Bugün bir gecede bu kadar para kazanan artistler sayılıdır, Eski Yunanistandaki bale heyeti gecede kırk lira alırdı. Romanın meşli pandomima ak- törü Rossi ancak üç hajta için kon- turat yapar ve her konturat için on bin lira alırdı. Nörasteni, zaliyet ve KANSIZLIK : icin yeğine deva kanl ibya eden hip etibba tarafından tertipedilmi; NOVOTNİ LOKANTA ve BİRAHANESİ Macar KADIN atkârlarından mürekkep HALAZS Orkestrası Neş'e — Eğlence Chlorose sür. SİROP DESCHTENS, PARIS BERLITZ istiklâl caddesi Akşam Lisan kurları Fransızca - İngilizce vs. Haftada 3 ders Ayda 4 liradır. Mısır,memleketin müdafaası için çok esaslı tedbirler almağa karar verdi İskenderiyeden yazılıyor: Avrupa sulhunü tehlikeye düşürmüş Olan beynelmilel buh- ranlar Misir hü- kümetini memle- ketin müdafaasile adamakıllı meşgul olmağa sevketmiş- tir. Evvelce bir harp patlasaydı, Mısır hükümeti muhtemel bir tecavüze yal- nız başına koymıyacak, Mısırı mü- dafaa etmenin en büyük yükünü İn- giltere üzerine alacaktı. Fakat artık müstakil bir devlet olan Mısır, İlel ebed müttefiki İngilterenin yardımı- na belbağlıyamaz. Esasen iki memle. ket arasınd akdedilmiş olan ittifak muahedsi, Misira bir takım mecburi- yetler ve özcümle askeri küvvetlerini tensik etmek ve bir ordü vücuda ge- tirmek mecburiyetini tahmil eyle- mektedir. Mısır, İngilterenin delâlet ve neza- reli alında memleketin müdafaası için icab eden tedbirleri almağa baş- lamıştır, Mısır Harbiye müsteşarının riyaseti altında teşkil edilen komisyon, beş senelik bir milli müdafaa progra- mi hazırlamıştır.. Bu program, bu günlerde Mısırın yüksek müdafaa şü- rası tarafından teğkik ve tasvib edile- cektir, Diğer taraftan İngiltereye iki askeri heyet gönderilmesi kararlaştırılmış- tır. Bu heyetlerden biri Mısır sahil- lerinin tahkimi plânını tedkik edecek, diğer heyet te bunların tatbikine ne- zaret edecektir. Misir hava küvvetle- rinin artırılmasına ve bu kuvetleri Sahte Şükrü Meğer ER ile evlenen Agop adında biri imiş İzmir (Akşam) — Manisanın Ak- hisar kazasında garib bir sahtekâr- lık vakası olmuştur. Bundan 6 sene evvel Kayseriden Aklisara gelen, seyyar satıcılık, sonra tütüncülük yapan Agop adında biri Reşadbey mahallesine yerleşmiş, fakat asıl hü- viyetini gizliyerek Şükrü diye kendi- sini tanıtmıştır, Babası Mahmud, anasi Ayşe, 1329 doğumlu, Kayserinin Hacılar köyün- de #7 numarada nüfusa kayıdı ol duğu hakkında elinde sahte nüfus tezkeresi. bulunan Şükrü Akhisarda evlenmek istemiş, evrakı Kayseriye gönderilmiş, gelen cevapta evlenme muamelesi için hiç bir mâni bulun- madığı görüldüğünden 933 de evlen- me muameleleri yapılmış, Cumaiba- lâh Fatma adında 1323 doğumlu bir kızlâ evlenmiş, İki çocukları olmuş- tur, Bundan altı ay evvle Agop ansızın ortadan kaybolmuş, karısı Fatma, nikâhın iptali için dava açmıştır. Bunun üzerine Şükrü aranmış, f0- toğrafı Kayseri nüfus müdürlüğüne gönderilmiş, o vakit Agop meydana (çıkmıştır. Sahte Şükrü nüfus tezkeresile do- laşan Agop Kayseride yakalanmış, hakkında takibata başlanmıştır. Fat- ma, sünnetli olduğunu söylediği ko- cası Şükrünün (Agop) adında bir Ermeni olduğuna bir türlü ihtimal verememiştir. Şimdi Akhisar ve Ma- nisadâ bu haberin akisleri devam etmektedir. Tramvay şirketi murahhas- ları Ankaradan geldiler Nafia Vekâleti ile tramvay şirketi arasında cereyan eden satınalma mü- zakeresinin inkıtaa uğraması Üzerine Ankarada bulunan şirket murahhas- ları dün şehrimize gelmişlerdir. Ve- kâlet ile yeniden temasta bulunacak olan ve evvelce elektrik şirketi sa tınalma mukavelesini imzalıyan B. Spesiyal 19 kânunuevvelde şehrimize gelecektir. sevk ve idare için muklazi elemanla- rın yetiştirilmesine büyük ehemmiyet verilmektedir, Askeri ve sivil tayya- recilik teşkilâtının birleştirilmesi ve Harbiye nezaretine bağlanması düşü- nülüyor. Mısır parlâmentosu, son içtiman- da askeri tayareler mübayaası için 240,000 Mısır lirası yani bizim par- mızla 1,440,000 Türk lirası tahsisat kabul edilmiştir. İngiltereye 48 bom- bardıman ve avçı tayyaresi ısmarlan- mıştır, Bu tayyarelerden ctuz altısı bu ay içinde teslim edilecektir, Bir aralık Mısırın, kendine mahsus bir donanma teşkil etmesi düşünül- müştü. Fakat böyle bir teşebbüs Mı- in ağır bir yük teşkil ğer taraftan İnglitere sahi salllerinin denizden müdafa- nı üzerine aldığından siındilik bir harp filosu teşkil edilmesinden vaz- geçilmiştir. İngiltere, Mısırda bulunan İngiliz riyasetine ( general tayin etmiştir. Kahireye esine başlıyan İngiliz as- keri heyeti, Mısırın müdafaası vasıta- larını tanzim ve ihzar etmek İçin Mi- sır Harbiye nezaretile birlikte çalışı- yor. Mısır hükümeti, geçen eylülde Av- Mısır beş senelik bir milli müdafaa proğramı hazırladı. Sahiller tahkim edilecek, hava kuvvetleri ve ordu mevcudu artırılacaktır. Şimdilik donanmaya lüzüm görülmemiştir buhran esnasında, icabında muhteme) bir tecavüze kar- Şi Mısır toprakla rını müdafaa eft mek için garp hududlarına askeri kum vetler göndermişti. Mısır, buhran zall olduktan sonra bü kuvvetleri kısmen geri çekmekle beraber, garp hududla- rındaki techizat, mühimmat ve harp malzemesi depolarını artırmışlır. İngiliz heyeti askeriyesi reisi gene- ral Makrenti, bu günlerde tayyare ile Mısırın garp hududlarını teftişe gidecektir. Mısırla İtalyan imparator« luğu arasındaki hududlar da yakın- da tesbit edilecektir. Mısır hükümetinin kuvvetli bir or- du kurmağa ve milli müdafaasını tanzim etmeğe karar vermesi, Mısır bütçesini ağır bir takım masraflar ak tına sokmaktadır. Mısır hükümeti, bu masrafları kapamak için yeni ge- lir kaynakları armağa ve bu maksad- la yeni bazı vergiler ihdas etmeğe ve mevcut vergilere zam yapmağa ka- rar vermiştir. Bu husustaki lâyiha- lar parlâmentoya verilmiştir. Hükü- metin bu projelerine göre mili mü- dafaanın masraflarını Karşılamak için gelir ve kaznçlardan, miraslar- dan, emlâktan vesaireden vergiler ali- nacaktır, Bu vergiler ağır olmakla b6- raber Mısır halkı, memleketin müda- faasını temin edeceği için bu fedakâr- lığa katlanıyor. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Şimdiki ve mazideki TUNUS talyanların hak iddia ettikleri 'Tunus hakkındaki malümatı hü- lâsa ediyoruz: "Tunus 12 mayıs 1881 de Bardo mu- ahedesile Fransız himayesine girmiş Şimali Afrikada bir beyliktir. Satih mesahası 125,000 kilometre murab- bâidır, Ehemmiyeti (o (Cebelüttarık) Cibraltar boğuzı ile Süveyş kanalı arasında yarı yarde bulunmasından- dır, Bundan başka şark ve garp Ak- denizin! - Sicilya ile beraber - birbi- rinden ayırır. 900 milden fazla sahili olması da iktisadi ve siyasi ehemmi- yetini artırmaktadır. Tunusun nüfusu 2,597,505 dir. Bun- lardan 2,335,663 ü yerli müslüman, 108,068 i Fransız, 94,289 u İtalyan, 59,485i yahudidir. Tunusta yerleşmiş olan İtalyanla- rın Fransızlar yekünunu geçmemesi için 1923 de bir kanun çıkarıldı: Tu- nusta yerleşmiş olan ve Tunusta dün- yaya gelen çocukların Fransız tabii- yetine girmeleri mecburidir. 'Tunusta zengin fosfat depoları, 58- nede 500,000 ton demir veren maden- ler vardır. Her sene 50,000 koyun ih- raç eder. Demiryolları 2,500 kilomet- redir. Tunus, tarihin eski devirlerinde Berberiler tarafından meskündu. Ev- velâ Mısır fıravunlarının istilâsına ma“ ruz kalmış, sonra Fenikeliler burada Kartacayı kurmuşlardır, Romalıların tahribini müteakib Lâtinlerin eline düşmüştür. Dahili anarşilerden istifade ederek, Vandaller Kartacayı istilâ etmişler; 534 de, (Ayasofya banisi olan) Jüs- tinyen, bu kavmin zulmünden mem- leketi kurtarmış, Romalılarm siyase- tine devam etmiştir. Yedinci asırda, Araplar, Tunüsu yine anarşi halinde bulmuşlar ve zapletmişlerdir; islâm dini bütün memlekette intişar etmiş- tir. Araplar tarafından tesis edilen Kırvan Beni Agleb zamanında müs- takil Tunusun hakiki payıtahtı ol muş, Fatımiler bunlara halef olmuş- tur. Muhtelif islâm hâkimlerini mü- teakib, Tunusta yeniden anarşiler zuhur etmiştir. Bundan İspanyollar istifade edecekken, Barbaros birader- lerin ve diğer korsanların delâletile "Tunus, on altıncı asıfda Türklere in- tikal etmiştir. 1883 de Fransiz generali Breart, Fransız protektorasını Mehmed Es Sadok'a kabul ettirmiştir. Şimdi de, İtalyanlar, Tunus üze rinde hak iddia etmektedirler, Çan -Kay -Şek an - Kay - Şek, Japonlarla mu- harebe eden milliyetçi Çinin Şe- fidir. 1911 de Sun Yat Sen Çin cümhuri- yetini kurmuştu. Tam bir demokrattı. Sun ölünciye kadar, onun hususi kâtipliğini yapan bir genç subay var- dı, Bu genç 1913 de ölen Sun'un hem kâtibi hem tilmizi idi, Adı Çan - Kay- Şekti. Bu genç 1911, 1913 İhtilâlleri- ne rak elmiş; önce komünistlere birlik İken sonra onlara düşman ke- silmişti, Çinin teceddüd ve terakkisi- ni gaye edinen bir teşekkül meyda- | na getirdi. Büyük harpte Çini Japon istilâsından korudu. Japonya ile Soy- yet Rusyadan başka memleket gör- memiş olan bu asker 1927 de Çin hü- kümetini eline aldı, | Çan - Kay - Şek sabahları şafakla beraber kalkar, çalışmağa başlar, bü- yük bir servet sahibidir, Çok asabi olmasına rağmen, müşkil vaziyetler- de itidalini muhafaza eder, İ Sıhhati yerindedir, Ancak esuikaş- de uğrıyacağım» korkusu ve endişesi- le biran bile rahat değildir.