Sahife 4 AKŞAM Atatürkün vatanı kurtardıktan sonra ilk defa olarak Istanbula gelişleri İTemmuz 1927... Büyük Önder kurtuluştan sonra İstanbulu ilk de- fa olarak şereflendiriyor. O gün, İs- tanbulun, kurulalıdanberi bir misli. ni daha görmediği büyük bir bayram günü idi. Bütün İstanbul halkı Atatürkü selâmlamak, Milli Şefe ebe di şükran ve bağlılığını göstermek için Ayastafanostan Sarayburnuna Galatadan Arnavudköyüne, İzmitten Çengelköyüne kadar sahillere dökül müştü. O gün İstanbul için en bü- yük bayram ve sevinç günü idi. Atatürk İstanbulu şereflendirmek için hususi trenle İzmite gelmişlerdi. Büyük Önder, bir redingot giymişler- di. Çok mütebessimdiler. Ulu Şef, İzmit halkının, yollarda dizilmiş olan askerlerin coşkun te zahüratı, donanmanın selâm top ses leri, küpeştelere dizilmiş olan bahri- ye askerlerinin «yaşasın cümhuriyet» sesleri arasında saat ön bir buçukta 17 numaralı motörle Ertuğrul yatı na bindiler ve doğruca yatın köşkü Üstündeki güverteye çıktılar. Yat, Hamidiye, Peyki Şevket, Berki Satvet gambotlarile Basra, Samsun 'Taşoz torpidolarının selâm toplar arasından geçerken gülerek: — <İşte böyle... Bir defa da- top seslerini muharebesiz dinliyelim» bu- yurdular. Atatürk, neşe içinde refa- katindeki zevat ile görüşüyor, İstan- buldan ayrıldığındanberi geçen za&- manı hesab ederek: — İstanbul cazibesin! gösterdi bu- yuruyorlardı. Büyük Önder güverteden Kocaeli “ nin güzel ve şirin kasabalarını dür bünle temaşa ediyorlar, düşman ge milerinden temizledikleri vatan su ları üzerinden seyyal bir nur halin- de İstanbula geliyorlardı. İzmitten Adalara kadar her iki sahilde de rinliklerden gelen selâm ve top 8€s leri işitiliyor, uzaklarda, sahillerde birikmiş olan binlerce ve binlerce halkın sevinçle salladıkları bayraklar görülüyordu. Ertuğrul saat on buçukta Adala- nn önüne geldiği zaman tıklım tık- ım binlerce halk ile dolmuş olan va- purlardan, taka ve kayıklardan al- kış ve yaşa avazeleri yükseliyordu. Büyük Önder güvertede ayakta ipek mendillerini sallıyarak halkın selâm ve tazimlerine mukâbele ediyorlardı. Ertuğrul, yavaş yavaş İlerliyerek ve bütün vapurların yanlarından ge- çerek Saraybumuna geldi. Saraybur- Zamanımızdaki devlet adamlarının en büyüğü: Büyük Önderin tarihinde pi Büyük Önder, 1 temmuz 1927 ta- rihinde İstanbulu şereflendirdikleri zaman Şehremini B. Muhiddin Üs- tündağ, İstanbul halkı namına «hoş geldiniz» demişti. Büyük Önder, Şeh- remininin nutkuna, şu veciz nutuk ile mukabele etmişlerdi: «İstanbul halkım, İstanbuldaki cemiyetleri ve muhtelif teşekkülleri heyeti aliyenizde selâmlamakla bah- tiyarım. Aziz vatandaşlarımın ba- na karşı olan teveccüh ve muhab- betlerinin bugünkü parlak tezahü- ratından, çok mütchassis oldum. Samim kalbimden teşekkür ederim. İstanbuldan çıktığım günden bugü- ne kadar sekiz sene geçti. Hicran ve tahassürle geçen dakikaların bile ne kadar uzun geldiği düşünülürse se- kiz senelik hasretin İstanbulun muh- terem ahalisi için ruhumda ateşledi. İl iştiyakın büyüklüğü kolaylıkla takdir olunur. İki büyük cihanın mültekasında, Türk vatanının ziyneti, Türk tari- | hinin serveti, Türk milletinin gözbe- beği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan bir şehirdir. Bu | şehir, meş'um hâdiselerle muztarip | bulunduğu zamanlar, bütün vatan- daşların kalblerinde kanıyan yara- Jar açılmıştı. Kalbi yaralı olanlar. dan biri de ben idim. Bugün görüyoruz ki, geçirdiğimiz karanlık gecelerin meşiminder kalb. lerimizi mesar ile dolduran nurlu seherler doğdu. Sekiz sene evvel muztarip, ağlıyan İstanbuldan kalbim sızlıyarak çık- tım. Teşyi edenim yoktu. Sekiz sene sonra kalbim müsterih olarak, gülen nunda toplanmış olan on binlerce halk, mendil, bayrak sallıyorlar ! «yaşa Gazi» diye bağırıyorlardı. O arada Köprünün üstü görülecek ! bir manzara idi. On binlerce halk, | Köprünün parmaklıklarına asılmış | ve tırmanmış bir vaziyette Büyük | Önderi selâmlıyor: — Yaşa, varol Büyük Gazi! — Yüşa Büyük Halâskâr! diye ba- ğırnyordu. ... .. ATATÜRK — | Yarı resmi bir Letonya gazetesi böyle diyor, uzun bir yazı neşrediyor Riga 15 (A.A) — Letonya ajansı bildiriyor: Atatürkün ölümü münasebetile Cümhurreisi Ulmanis Büyük Millet Meclisi Başkanı B, Rendaya telgrafla taziyetlerini bildirmiş, Dış Bakanı B. Munter Türkiye Dış Bakanlığına ta- ziyet telgrafı göndermiştir. Büyük Şefin ölümü dolayısile bü- tün gazeleler sütunlar dolusu maka- leler neşretmektedirler. Yarı resmi Briva Zeme gazetesi bütün bir sahifeyi Atatürke tahsis etmiştir. «Asırları aşan adam; başlığı * altında mi bu uzun yazıda, deni- let hayatında kuvvetli ve durendiş bir şahsiyet yaratılabileceğini isbat etmiştir. ©) Armayadan ayri kalana | viyesine yükseltmiş ve ona modem bir devlet şekli vermiştir. Bunlarm hepsi o kadar kısa bir zaman zarfım- | da olmuştur ki, bunu, evolüsyondan ziyade sıçrayış diye ifade etmek da- ha doğrudur.» Memleketin en yüksek trajlı gaze- tesi olan Jaunakas Zinas, «Ankara- nin büyük kurucusu: başlığı altında Atatürkün biografyasını neşretmek- tedir. Büyük ölünün fotoğrafını ma- tem çerçevesi içinde neşreden Rits, Atatürkün eserinin ebedileşmiş oldu- ğunu kayıd ve bırakmış olduğu şey- lerin, Türkiye cümhuriyetine her de- | wirde millete, gittikçe daha güzel ve | daha mesud "bir istikbalin kurulma» | sına imkân verecek olan en emin bir temel olacağına işaret etmektedir. Rits, bundan başka, Türkiyede son on beş yıl içinde yapılan ilerilikleri izah ve tebarüz ettirmekte, Atatür- kün hürriyette, gençliğe tahayyül edilmesine imkân olmuyan bir hayat | Dolmabahçe önünde demirattı, 1 temmuz 927 halkına hitabesi ve daha im İstanbula gel içtimaiyemizin yeni dahil olduğu dev rin tarihi, ihtiya ettiği ihtilâllerle, Inkılâplarla ve neticelerile az meşbu değildir. Sekiz senede milletimizin si- yasi, içtimai, medeni'inkişaf yolun. da gösterdiği kabiliyet ve liyakat de- recesi yüksektir. Bu dereceyi her gün daha yükseli- mek için çok dikkatle ve azımla ça- ışacağız. Vatanın imarı, milletin re. fahı, daha çok gayret ve mesai taleb etmektedir. Hissiyatı ve vicdani te- Yâkkiyatı ilim ve fenle tenmiye ve terbiye ederek heyeti içtimaiyemizin hakiki huzur ve saadetine çalışmak ulvi bir noktai nazardır. Bu noktai nazarı Size, aziz İstan. bul halkına, sekiz sene evveline ka- dar içinde yedi evliya kuvvetinde bir heyülâ tasavvur ettirilmek isteni- len bu sarayın içinde söylüyorum. Yalnız artık bu saray, zillullâhların değil, zul olmıyan, hakikat olan mil- letin sarayıdır ve ben burada mille- tin bir ferdi, bir misafiri olarak bu- lunmakiz bahtiyarım. r İstanbulun bedii güzellikleri, İs- tanbul halkının samimi nüvazişleri içinde geçireceğim günlerin bende, yeniden unutulmaz hatıralar cağına, feyizli ilhamlar yaratacağı. na şüphem yoktur. Bunun için çok seviniyorum. Bu sevinci bütün halka iblâğ buyurmanızı rica eder ve heye- ti aliyenizi tekrar selâmlarım.» Köprü sarsılıyor, halk, Büyük Ön- deri uzaktan bile olsa görebilmek için birbirine girmiş bulunuyordu. Selimiyeden âtılan selâm topalrı, halka Büyük Önderin geldiğini ha- ber veriyordu. Atatürk, halkın bu muhabbet tezahürlerine mendil sal- | hyarak mukabele ettikten sonra yat, Şemsipaşa, Üsküdar, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköyü sahilini taki- ben Anadolu sahilini devretti ve ya- hların pek yakınından geçerek Dol- mabahçe önünde durdu. Adalardan, Dolmabâhçeye kadar irili, ufaklı bin- | lerce deniz nakil vasıtasından mü- i rekkeb muazzam bir alay, mütema- diyen tezahürata devam ediyordu. Halkın, muhabbet, bağlılık tezahü- Tatı, o derecede idi ki karşılayanlar içinde sevinç ve heyecandan bir çok- ları ağlıyor, ağlamıyanlar da yaşları- nı güç zaptediyorlardı. Saat on sekizi beş geçe Ertuğrul, beş dakika sonra da Nil motörü yata ya- naştı. Atatürk, maiyetindeki zevatla mo- | töre binerken harb gemilerimiz ta- rafından topla atılıyor, sahillerde bi- Tikmiş olan yüz binlerce halkın al kış ve yaşa sesleri etrafı çınlatıyordu. Bugün bütün Türk milletinin ölü- müne kan ağladığı Büyük Önder, 1 temmuz 927 cumartesi günü akşa- mı, saat on sekizi ön geçe, sekiz yıl evvel memleketi kurtarmak için terk etmiş olduğu İstanbulu şereflendir- mişlerdi. Journalın makalesi Journal gazetesi: «İsmet İnönü, Kemal Ataürkün eserine devam ede- cektir» başlığı altında yazdığı bir ya- zida diyor ki: «Harb cephesinde galip geldikten sonra Loyd Corcun diplomasi saha- anda muva/fakıyeline meydan ver- memek lâzımdı. Lozan konferansı sekiz ay sürdü, İsmet İnönü bu kon- feransta yumuşak olmakla beraber çok azimkâr hareket etti ve İngiliz- | e ekl re mer. © Büyük bir gün: 1 Temmuz 1927 TAnkarada yapılacak merasim programı Hükümet, umumi teessürün resmi sahada tezahürü için de bir kararname hazırladı Büyük Önderi götüren trenin duracağı mahallerde hiç bir suretle söz söylenmiyecek ve siyahlı hiç bir işaret bulunmıyacak Ankara 15 (Telefonla) — Ankarada yapılacak cenaze merasimi progra- mını hazırlamakla meşgul olan komis- yon bugün de çalışmalarına geç vakte kadar devam etmiştir. Programın va- rın (bugün) son şeklini alacağı anla- şılıyor, Öğrendiğime göre, bugünkü toplan- tıda büyük ölünün Çankayadan kal- dırılmaları mevzuubahis olmuş ise de bu hususta bir karar verilememiştir. Programın bugünkü şekline göre ve | galip bir İhtimalle cenaze saat 10da | Büyük Millet Meclisi önünden kaldırı- lacak, İstasyon caddesi - 16 Mart - Atillâ caddelerini takiben Nümune | hastanesi önünden Etnografya müze- sine götürülecektir. Top arabasına konan tabutun en önünde orgeneral Fahreddin Altay, | onu takiben de mızrak suvariler, Türk askeri kılsları, ecnebi memie- | ketlerden gelen askeri ihtiram kıtala- | ri ve Atatürkün madalyelerini taşıyan general bulunacaktır. Tabutun arkasında ilk sırada Ata- türkün ailesi efradı, daha sonra, sa- nıldığına göre, Hatay devlet reisi, eski | Afgan kralı Amanullah, ecnebi mem- İleketlerden gelen heyetler, Meclis relsi, Başvekil, mareşal, vekiller, mebuslar, | askeri ve mülki erkân ve merasime da- hil diğer zevat bulunacaktır. Hükümetin kararnamesi Ankara 15 (A.A) — Hükümetin ka rTarnamesi: | Atatürkün ölümü münasebetile umumi teessürün resmi sahada teza- hürü için, aşağıdaki esaslara göre ha- reket edilmesi muvafık görülmüştür: 1 — Ankarada cenaze merasimi ya- pılacak olan 21 ikinciteşrin 1938 tari- İ Şef Atatürkün İstanbuldan Anka hinde bütün memlekette resmi veyu nim resmi mahiyeti haiz olan daire- lerle mekteplerin kapanması temin edilecek, hususi müessesata, vilâyetler tarafından kapatmaları için ricada bulunulacak, 2 — Cenaze merasiminin ferdası gününe kadar bayraklar yarı olarak çekilecek, eğlence yerlerinin (tiyat- ro, bar ve sinema vesaire gibi) açık bulunulmamasına gene ayni şekilde tevessül olunacaktır. 3 — Atatürkün yefat tarihi olan 10 ikinciteşrinden itibaren biray zarfında hükümet memurları suvare ve akşam yemeklerine icabet etmiye. cekler ve kendileri de suvare ve ak- şam yemeği vermiyeceklerdir. 4 — Tesbit edilecek program muci- jbince vilâyet ve kaza merkezlerinde c€- haze merasiminin yapıldığı günü Ata- türkün hatırasına ihtiram merasimi yapılacak ve Halkevlerinde Büyük Ön- derin hayatı hakkında söylevler ter. tib edilecektir. Ankara 15 (Telefonla) — di aya nâkilleri esnasında yol üzerinde bu- lunan köy ve kasabalarda baâlkın muntazam surette toplanmasının te- min! için alâkadarlara Jâzım gelen emir ve direktifler verilmiştir. Bunla- ra göre, Ulu Önderin cenazesini nak ledeni trenin duracağı mahallerde hiç bir suretle söz söylenmiyecek, nutuk verilmiyecek ve siyahlı hiçbir işaret bulunmayacaktır. Güzergâhta mümkün olduğu tak. dirde hazırlanan çelenkler ve büket. ler tabutun bulunduğu vagonun dı. şında ve önünde yere konacaktır, “ Muzaffer bir asker, muzaffer bir diplomat,, ingiliz gazeteleri Ismet Inönü hakkında hararetli makaleler yazıyorlar «Taymis» gazetesi, İsmet İnönünün Cümhurreisliğine seçilmesi münase- betile bir başmakale neşretmiştir, Tay. mis: «Bu intihap, Türk milletinino azimkâr, tecrübeli ve süküti asker - devlet adamında, milli Türk kahra- manının mukadder halefini gördüğü- ne delâlet eder.» diyor ve ondan son- ra İsmet İnönünün Lozan muahede- si muvaffakıyeti üzerine kendisini yalnız muzaffer bir asker olarak de- ği, ayni zamanda muzaffer bir diplo- mat olarak ta cihana tanıtmış oldu- ğunu yazıyor. Taymis, bundan sonra Atatürkle İsmet İnönü arasındaki mesai arka- daşlığına geçerek şunları söylüyor: «İsmet İnönü, fütursuz, radikal | Atatürkün hakikatte mükemmel bir erkânıharbiye reisiydi. Bütün esaslı işlerde ikisi de, Kanuni Sultan Süley- manın Viyana önlerinde âkamete uğradığı tarihtenberi Türk tarihinin geçirmiş olduğu en kati ve ehemmi- yetli devri dolduran son senelerde âhenktar bir mesai arkadaşlığı yaşa- İ | İ mışlardır. Yeni Cümhurreisinin seciyesi ve şimdiye kadar vuku bulan icraatı Cümhuriyetin bundan sonya da ilerli-. | yeceğini iman ettirecek mahiyettedir. | İsmet İnönünün mesleki hayatı nut- kunda vadettiği şeyleri yerine getire- ceğine hakikaten inandıracak tam bir zımandır. Başvekâletten çekilelidenberi geçen bir sene zarfında fasih bir ingilizce konuşmayı da öğrenen Çümhurrelsi | ik İnönü, İngilterenin iyi bir dostudur Onun gerek dahili ve gerek harici si- yasette Türkiyeyi Avrupada ve Yakın Şarkta bir sulh ve istikrar âmili ya- pan siyasetin ana hatlarını takip ede- ceğine delâlet eden emmareler mev- cuddur, Cihanşümul şöhret kazanan selefinin kaybından dolayı dünyada duyulan matem, İsmet İnönünün ri- yaseti altında dahi yeni Türkiyenin, müessis ve bânisi tarafından çizilen hattan inhiraf etmiyeceği kanaatile teselli bulmaktadır.» Deyli Telgrafın makalesi Daliy Telegraf gazetesi de İsmet İnönünün Cümhurreisliğine intihabı na tahsis ettiği bir makalede, eski Osmanlı devletinde bir padişah ve- fat ettiği zaman çevrilen entrikaların, hası) olan karışıklıkların ve hazırla- nan darbelerin yeni Türkiyede yeni Cümhurreisi intihabında görülmeme- sini, yeni Türkiyeyi temyiz eden bir vasıf sayıyor ve diyor ki: «Kemal Atatürk gibi bir adamın mantosu her hangi bir halefin sırtına çök büyük gelebilirdi; fakat onun mu- asırları arasında İsmet İnönüne en İ az büyük geleceğine şüphe yoktu. İs- met İnönü gerek harpte, gerek sulhte yabancısı olmadığı bu memleketin (İngilterenin) hüsnü niyetine istinad edebilir. "Türkiye, büyük ıslahatın tatbikine eden ve şimdi o ıslahatı koru- mağa mukledir olan bir şahsiyete ms”