Sahife 2 AKŞAM 10 Teşrinisani 1938 En büyük Türkün hayatı Bizi biz yapan, Türke milliyetinin gururunu ve nefsine itimadı veren odur Askerlik hayatına nasıl girdi kurtarması - İstiklâl hari Kemal Atatürk 1881 sinde Se- Jânikte doğmuştur. Ailesinin kendisi- ne verdiği ad Mustafa, çocukluğunda hocasının koyduğu ikinci isim Ke- maldir, Babası Ali Riza efendi hür fikirli zattı. Abdülhamid devrinin tazyikle- rine de rusu t sindeki memurluktan çekildi ve keres- te ticaretile uğraşmağa başladıysa da ti. Mustafayı, bü- r Türk kadını olan annesi Zü- n yetiştirmiştir. sı, evlâdlarının mek- ususunda evvelâ hem- » Çünkü Zübeyde ha- i izere ilâhilerle ma» ktebine koymak istiyordu. Ba» bir müessese olan idare. nu ari ş t, Ali Riza efendi, zevcesinin gönlünü yaparak, evvelâ onun dediği şekilde hareket etti. Son- ra da müstakbel Atatürkü Şemsiefendi mektebine kaydettirdi. Fakat az Zâ- man sonra, baba vefat edince anne oğ- Yunu alarak köy hayatı geçiren birade- rinin yanına yerleşti. Atatürk bilâhâre, ömrünün bu kıs- mından bahsederken bâkla tarlası or- tasında bir kulübede kardeşile birlikte olurup kargaları kovmağa uğraştığını ve diğer çiflik işleri yaptığını da anla- tırdı. Zübeyde hanım oğlunun mektepsiz kalmasına üzülmüş, küçük Mustafayı Selânikte oturan teyzesinin yanına tahsile devam etmesi için yollamıştır. Askerlik hayatına ilk adım Mülkiye rüştiyesine kaydolunduysa da arapça hocası Kaymak Hafızın kendisine bir değnek vurmak istemesi üzerine haksızlığa tahammül edemi- yerek mektepten ayrılmış ve askeri rüş» tiyesine girmiştir. Bir komşu çocuğu» nun üniformasına da imrendiğinden annesinin askerliği istememesine rağ- men gizlice hazırlanarak imtihan ver- miş ve emeline muvaffak olmuştur. Ateşli zekâsı burada büyük bir inki. şaf göstermiş, bilhassa riyaziyede te- maâyüz ederek muajllimlerinin dikkati. ni üzerine çekmiştir. Kemal adıda kendisine bu mektebin ikinci sınıfında iken, arkadaşlarından daha fazla ka- biliyet göstermesi sebebile riyaziye mus allimi yüzbaşı Mustafa efendi tarafın- dan konuldu. Genç talebe, hoca bulunmadığı za. man sınıfa rişaziye dersi verirdi. Da- ima başçavuş olarak rüştiyeyi bitir. di, Manastır askeri idadisine, ors- dan da Harbiyeye girdi; sonra erkâ- m harp sınıflarına ayrıldı. Tahsilinin bu son kısımlarında mu- allimlerinin daha fazla dikkatlerini celbetti. Riyaziyeye, edebiyata ve hita- bete pek imerâkı vardı. Büyük bir as- ker olarak yaratıldığı da mesleki ders- lerde dalma belli oluyordu. Hocaları ve arkadaşları kimseye benzemiyen bu gencin yüksek bir varlık olduğu- nu seziyorlar ve ona karşı saygı du- yuyorlardı. Kendisile yedi sene mektep arkadaş- lığı yapmış olan bir generalimiz şöyle anlatır: l «Çok kuvvetli bir ikna kabiliyetine sahipti. Mektep hayatındaki kavga- lardan hiç birine karışmamıştır. Tevfik Fikretin şiirlerini, bilhassa Sis manzumesini pek beğenirdi. Na- mık Kemali, Abdülhak Hâmidi oku- maktan da zevk alırdı. Kuvvetij alâka, gösterdiği mevzular arasında felsefi ve fikri cereyanlar da varı vin nazariyesile pek meşgul olurdu. Mustafa Kemal sınıfımızın en yakı» i se Şama nefyi Ayni zamanda siyasetle de meşgul olmağa başlamıştı. Abdülhamid idare- sini şiddetle tenkid ediyordu. Arkadaş- ları kendisini pek sevdiklerinden kim- onu mektep idaresine haber vermemiştir. Lâkin erkân! harp zabiti çıktığı sene, fikirlerindeki hürriyetper- verlik istibdad idaresinin gözünden kaçmamış, Mustafa Kemal yakalana- rak Yıldız sarayına getirilmiştir. Abdülhamidin işitebileceği bir vâ- ziyetie günlerce sorguya çekilmiş ve aylarca mevkuf bırakıldıktan sonra Şama nefyolunmuştur. Genç yüzbaşı Suriyenin her tarafını dolaşıp halkın ıztıraplarını öğrenmiş ve resmi işlerinden arttırdığı zaman larda yüksek fikirlerini muhitine aşi» lam kendine vazife bilmiştir. 1906 da Şamda, arkadaşlarile birlik. te «Vatan ve Hürriyet Cemiyeti» adile gizli bir cemiyet kurmuş ve bunun bir şubesini de Yafada açmıştır. Bu teşek- külün faaliyetini Rumeliye teşmil makş, sadile Mısır ve Yunanistandan geçe- rek gizlice Selâniğe gitti, İstibdad idaresi kendisini de tutturmak istediyse de, Kemal tekrar Yafaya dönerek kaybettirdi. Rumeli. Mustafa izini Atatürk erkânıharp yüzbaşısı iken 1907 de genç kolağası, Makedonya- daki üçüncü ordüyâ nakledildi ve mü- şürlük erkânı harbiyesinde ahkonul- du; ayni zamanda İttihad ve Terak- ki ile teşriki mesai etti. Meşrutiyetten sonra İlân edilen Meşrutiyet Mustafa Ke- mâli tatmin etmiyordu. O memlekette kökten bir değişmenin lâzım olduğuna inanıyor ve varmak istediği gayeleri daha o zamandan tayin etmiş yordu. Fakat onu yet reislerinin muyordü; ordunun siyasetle karışma ile çıkacak mahzurları sezmiş ve İt: had ve Terakki kongresinde cadelelerde bulunmuştur. Neticede kendi de politikadan ilişiğini keserek harblerile umumi harbdeki büyük hizmetleri - Anadoluya hareketi ve memleketi hi | İstanbul bu korkunç kolağasını mer- mem imene En büyük Türkü doğuran ana Zübeyde harım 31 Mart irtica hareketi, Atatürkün fikirlerinde ne derece haklı olduğunu gösterir. Mustafa Kemal, Hareket or- dusunun erkânı harbiye reisliğini de- ruhte etti, Bu tehlike geçirildikten son. Ta genç kolağası, ordunun yenileşmesi için uğraşmakta devam etti. Harp oyunlarında, manevralarda daha yük- sek zabitlerin hattâ paşaların bulun- masına rağmen daima fili hareket mü- dürlüğü vazifesini yapardı. Tenkidlere dayanamıyan bazı âmirler Mustafa Kemali, kolağası olduğu halde, şevki kırılsın diye. alay kumandanlığına ta- yin ettiler Lâkin o burada da beklenil- medik muvaffakıyetler gösterdi. Zabit Jer ve bütün kıtası kendisine son dere- ce bağlandı. Selâniğin bütün garnizon kıtaları âdeta onun etrafında toplan. mıştı. Aleyhinde raporlar yazıldı ve keze çağırarak Erkânı harbiyel umu. miye dairesine memur etti. Trablus ve Balkan harplerinde Trablus harbinde, Mustafa Kemal, Mısır yolile gizlice Bingaziye geçmiş- tir. Tobruk mevkiindeki ilk muvaffa. kıyet onun eseridir. Binbaşılığa terfii buradadır. Derne kuvvetlerinin ku- | mandanlığını deruhte ederek bir sene orada kaldı. i O sıralarda Balkan harbi başlamış- tı. Artık Afrikada yapılacak bir iş de kalmadığı için Avrupa yolile Roman- ya üzerinden İstanbula geldiği za- man vaziyeti işitliğinden de daha fena buldu. We Piili bir hizmet alıp Akdeniz boğazı mürettep kuvvetleri harekât şubesi müdürü oldu. Edirnenin geri alınması için hareket olunurken Bulayır kolor- i dusu harekâtını tanzim ve idare etti. Edirneye en evvel giren kıta bü kolor« dunun süvari livasıydı. Çanakkale Boğazının müdafaa şart- Jarını tedkike de bu sırada fırsat bul. müştü. Balkan harbinden sonra Sofya ata- şemiliterliğine tayin edildi. Umümi harbin başlamasını müteakip de, 1914 kânunuevvelinin sonuna kadar bu va- zifede kalıp kaymakamlığa terfi etti, Umumi harpte Onun gibi bir askerin böyle bir harp- te seyirci kalmasına imkân olmadığı için başkumandanlıktan faal bir hiz met istedi. Enver paşa bu müstesna askerden âdela çekindiğinden önce kendisine muvafakat cevabi vermesi. ne rağmen onu Tekirdağında teşekkül bir fırkarin İsman bunu memnuniyetle kabul ederek mev« hum fırkayı bir ay zarfında muhare- beye muktedir, güzide bir fırka haline soktu. Cihan harbinde büyük bir muvaffa- kıyet kazanan 19 uncu fırka, işte bu- dur. Diğer kuvvetlerin de emrine ve- rilmesile Mustafa Kemaji Maydos mir- takasının kumandanı yaplılarsada pek az zaman sonra miralay rütbesin- de diğer bir fırka kumandanını fırka- sile beraber bu mıntakaya gönderdi. ler ve kaymakam Mustafa Kemal be- yi mıntaka kumandanlığından ayıra- rak fırkasile beraber Bigalı köyüne çek» Üler. İstanbulu ilk kurtarış Anburnuna düşman ihracı başlar başlamaz, bu büyük asker kendi teşeb- büsile yetişerek taarruza geçti ve düş- manı sahilde durdurdu. Yarım adanın istilâsına çalışan İti- lâf kuvvetlerini akamete mahküm et. ti. Türkiyenin her tarafında İstanbulu kurtaran bu muvnffakıyetler şayi olun. ca, kendisine karşı en derin şükran his- leri uyandı. 19 mayıs 1915 de rütbesi miralaylı- ga yükseldi. Yüz bin kişilik Kiçner or- dusu karşısında gene Mustafa Kemali buldu. Conk bayırında ve Kocatepede yaptığı taarruzlarla bu orduyu da mağ- Jüp ettiği sırada, Conk bayırında bir mermi parçası Anafartalar kahrama- nının tam kalbi üzerine gelmişti. Fa- kat cebindeki saate çarptığından saat parçalanmış, hayatı kurtulmuştur. Diğer cephelerde Düşman Çanakkaleden çekilince Mustafa Kemal Kafkas cephesine gön- derildi. Diyarbekirde iken mirhıvalığa terfi etti. Bu 34 yaşındaki general Kaf- kasta da Bitlis ve Muşun istirdadile neticelenen muvaffakıyetli askeri ha- Teketler yaptı. 1917 de Hicaz kuvvei seferiyesi kumadanlığına nakledildi. Orada tehlikeleri sezmiş, tavsiyelerde bulunmuşsa da teklifleri nazarı itiba- re alınmamış, bu yüzden Hicaz ve Su- riye felâketleri meydana gelmiştir, Şamdan Kafkas ikinci ordu kuman- danlığına, oradan da Yıldırım ordula- ri grupunu teşkil eden kuvvetlerden birinci kolordu kumandanlığına tâyin edildi, | w ? - Hürriyet için mücadeleleri - Trablus ve Balkan binden sonraki büyük inkılâplar Atatürk Çanakkalede siperlerde Mehmetciklerle yanyana Mustafa Kemal Yıldırım ordusu gru- pu kumandanlığına getirilen Alman generali mareşal Falkenhayrın tasav- vurlarını ve yaptıklarım, hele memle- ketin dahili işlerine karışmasını hiç be- ğenmiyor, mütemadiyen mücadele edi. yordu. Girişmek istenilen Irak hare- kâtını da muvafık bulmayıp tenkid et- tiyse de merkezin kendisini dinlemedi. gini görerek istifa etti, O esnada ordu Halep tarafında bu- Tunuyordu, Irak seferi yapılamamış, Falkenhayn kuvvetleri Filistin cephe- sine gönderilerek orada mağlübiyete uğramıştır. Bu sırada Mustafa Kemal pâsa, veliahd bulunan Vahdeddin elendi ile birlikte Alman umumi karargâhına gitti ve Alman cephelerini gözden ge- çirdi. Bu seyahat esnasında hem müs- takbel padişahı tanımak, hem de Alman şeflerinin ve kuvvetlerinin Kıymetini ölçmek fırsatını bulmuştu. Harp hak- kında zâlen nikbin olmıyan fikirleri kuvretlendi ve düşüncelerini Alman- lara da açıkça söyledi. Mustafa Kemal İstanbula döndükten sonra Falkenhaynın yerine Liman fon