Altmış yedi kişinin hakikat olduğunu imzalarile tasdik ettiği inanılmaz bir vaka da bah- sedeceğimiz hâdi- se o kadar haki- katten uzak gö- rünüyor ki oku- Yalanlar Memleketi Hikmet Feridun Es Hollivutun iç yüzünü gösteren bir yazı serisine başlıyor . Ask yalan Güzellik yalan Aradan bir iki saat geçtikten son- ra «Martı; İlk ada- cıklara o yaklaştı Bu esnada gemi Bir vapurda görülen bir hayal, vapurun yolunu değiştir- mesine sebeb oluyor. Vapur bildirilen istikamette gidin- ce küçük bir adada, batmış bir vapurun kaptan ve mü- rettebatıni buluyor. Kazazede kaptan vapurda görülen PM Lupe Velez dünyanın en hararetli âşık kadını olarak tanınmıştır. Ya- lan!.. Çünkü Lupe Velez ayakkabı değiştirir gibi âşık değiştiriyor. Şöhret yalan Perdede güzel bir genç kiz gibi gö- rünen şu yaşlı kadına bakınız. Bu meşhur Meri Pikfordun Hikmet Feri- dun tarafından çekilen mâkiyajsız bir resmidir. Saadet yalan N Bir zamanlar sinemanın en meşhur yıldızı Anita Pajdı. Şimdi stüdyo kapı- cıları Anita Pajı içeriye sokmuyorlar. Katerin Hepbrün servetile, mevkil- le, muvaffakıyeti ile halka dünyanın en mesud kadını gibi görünür. Ya lan... O dünyanın en bedbaht kadın- larından biri, Cumartesi gününden itibaren AKŞAM'da okuyunuz Kuşadası kermesi Ri i Fe ş İsabey camisinin kapısı rihi eserler hakkında izahat verecek- Selçukta Aydın oğullarından İzmir (Akşam) — İzmir Fuarı ka- panınca vilâyetin üçüncü kermesi Kuşadasında 22 eylülde başlıyacaktır. Kuşadası kermesi, hazırlanan prog- rama göre üç gün devam edecektir. 22 eylül Selçuk günü olarak geçecektir. O gün vali B. Fazlı Güleç, Selçuk ote- linde irad e i bir nutukla kerme- #i açacak, sonra Efes hai beriler, Jimnazyum, Mermer c Aydın oğullarından İsabey cam Belçuk müzesi gezilerek görülecektir. Mütenddid rehberler, giyarelçilere ta- lerdir. Akşam üzeri muhtelif milli oyunlar oynanacak, eğlenceler yapıla» caktır. 23 Eylül Çamlık (Aziziye) gününe ayrılmıştış. O gün Aziziye çamlığında çok güzel bir gün geç h kalkan, cob kaldırma oyunları göri lecek, milli oyunlar oynanacaktır. eylül Kuşadası günüdür. spor, bilhassa deniz müsabakaları ve gene milli oyunlar görülecektir. Muhtelif | yanlar bunun uy- durma, bir masal dan ibaret oldu- Bunu zannedeceklerdir. Fakat hâdi- senin şahidleri “itimada şayan olan insanlardır. Bir Avustralya vapurun- da olup biten bu pek garib vakanın hakikat olduğunu 67 kişi imzalarile tasdik etmiştir. «Martı; ismini taşıyan 11 bin ton Juk muhteşem bir yolcu vapuru Avustralya ile Hindistan arasmda muntazam seferler yapar, Vapurun kaptanı olan Harold Bruce eski, tec- rübeli ve Avustralya sularının bütün inceliklerini bilen bir gemicidir. Kap- tanlık hayatında başından geçen mü- him vakalarda itidalini kaybettiği hiç bir zaman görülmemiştir. Bunun içindir ki «Martis nın geçenlerde yap- İ tağı son sefer esnasında göçen esrar- engiz hâdise bir kat daha muammalı görünüyor . Vapur cenub 'arzından 28 inci de- receyi geçerek Avustralya sahiline yaklaşıyordu. Kaptan Bruce kuman- da köprüsünden biran bile ayrılmı- yordu; çi ü o mıntaka çok tehlike. lidir ve Mercan adalarile doludur. Vapur mutad seyrini takiben yol al. makta olduğu halde kaptan sebebini anlıyamadığı bir endişe hissediyor- du. Hattâ bir aralık bu tecrübeli de- niz kurdu kumanda köprüsünde du- Tamıyarak ikinci ve üçüncü kaptanı da yanına aldı ve kabinesine gitti. Kaptan Bruce arkadaşlarile bera- ber kabineden içeriye girdiği zaman birdenbire" olduğu yerde dondu kal dı, Çünkü kabineye girmiş olan bir yabancı adam kaptanın koltuğunda oturuyordu, Arkası içeriye girenlere dönük olan yabancı adam kaptanla arkadaşlarını görür görmez hemen yerinden fırladı 've geniş sakallı yü- zünü onlara çevirdi. Bir saniye kadar gözlerini kaptanı Bruceye dikti. On- dan sonra kaptan dişarıya fırladı. İ Tayfalardan ve yolculardan bazıları İKTİSADİ MESELELER mi Çoraptan sonra, kumaşları! da ıslah etmeli Şimdiye kadar kadın çoraplarından çok şikâyet edilmişti. Nihayet, sanayi umum müdürü B. Reşad Ticaret oda- sındaki bir toplantıda, çorapların 15- Jah edilmesi lüzumunu, çorapçılara karşı izah etti. Neticede çorapçılar sanayi birliğinde toplanarak, çorap imalini elbirliğile tanzime karar ver- diler. Acaba, giyeö yası arasında, yal- niz şikâyet edilen çoraplar mıdır? Bu şikâyetler arasında kumaşlar da var- dır. Yerli kumaş kullanan kimseler, kumaşların boyasından şikâyet etmek- Gerek ve gerek er- kumaşlarır en. büyük | budur fabrikatör. | leri, kendi kusurlarını itiraf et- tikleri için, müşterek bir boya santrali yapmağa karar verdiler, Bu | iyi bir harekettir. Diğer taraftan bası | kumaş fabrikaları da, kendi araların- da birleşerek, bir boya santralı yapa- mazlar mı? Küçük küçük fabrikala- | rm, yalnız başlarına, boya işini başar- | maları pek güçtür. Kumaş boyamak ve ütülemek en ince bir iştir, Bunu için, fabrikalarda, bir pratikten yetişme us- talar yerine, boyacılık tahsil etmiş mü- tehassıslar lâzımdır, Bazı fabrikalar, Almanyadan bir iki boya mütehassısı getirerek birkaç ay için boya işini mu- adın Çorap İ müesseseler, iu assıslar a te değlidirler. Yahud bu fe- acak ma» tecrübeler | gı yalnız başlarma yapamıy'or- lar, Bunun için, küçük kumaşçıların da kooperalif, ve yahud herhangi bir şirket şeklile, aralarında birleşmeleri | | | hayalin ayni idi. yabancı adamın garib adımlarla gü- vertede yürüdüğünü gördüler, Kap- tanla beraber birçok kimseler yaka- lamak için arkasından koştular, Fa» kat yabancı adam birdenbire kay- boldu. Sanki gözle görülmiyen bir el onu güverteden alıp götürmüştü, Takib edenler oldukları yerde donup Kaldılar... Bülün vapur âyaklandı. köşe bucak-arandı beyhude! Esraren- giz yabancıyı bulmak mümkün ola- madı, Kaptan Burce bir müddet kabine- sine avdet etti, Orada yeni bir sür- prizle karşılaştı, Masanın üzerinde duran bir kâğıdda İngiliz lisanında şu kelimeler yazılıydı: «Şimali şarki istikametini tutunuz!» Kaptanlar hayret içinde biribirle- rine bakıştılar. Sert çizgilerden iba- ret olan bu karakteristik yazı yaban» Cı bir yazıydı. Gemide yapılan ted- kikler neticesinde o kelimelerin Vâ- purda bulunanlar tarafından yazıl madığı anlaşıldı, O halde kâğıdı ya- zan şahıs birdenbire kaybolan yar bancıydı. Zaten vapurun istikameti- ni değiştirmekte de hiç bir mâna yok- tu. Çünkü gösterilen istikamet aksi bir istikametti. Şimali şarkiye doğru gidildiği takdirde «Martış nm önüne bir takım Mercan adaları çıkacaktı. Bunlar tehlikeliydi, bir de vapur yüz mil daha fazla bir mesafe katetmiş olacaktı « Buna râğmen ve kaptan Bruce yaptığı hareketin bir akılsızlık ol- duğunu bilerek eMarti> nın istika- metini değiştirdi ve Şimali şarkiye doğru yürütmeğe başladı. Tesirine mukavemet edemediği bir kuvvet onu o tarafa sevkediyordu. Diğer kaptanlar da âmirlerinin bu hareke- tini anlıyamıyorlar ve biribirlerine bakarak başlarını sallıyorlardı, mürettebatı deniz- den ancak birkaç metre (yükselen bir adacıkta bir insan grupunun toplanmış olduğunu gördüler. Bu in- sanlar işaretler vererek ve bağrişa- rak «Marti> nın kendilerine doğru yaklaşmasını istiyorlardı. Vapur ora- ya yaklaşınca o insanların kazazede oldukları anlaşıldı. Derhal indirilen sahdallarlâ hbpsi' #Martış ya alindi. Bunlar, bir fırtına esnasında Mercan adalarından birine çarparak batan küçük bir vapurdan kurtulan insan- lardı, Bu aralık kaptan Burce hayatının en büyük sürprizile karşılaştı Çün- kü batan küçük vapurun kaplanı diye kendisini takdim edilen adam bir iki saat evvel kabinesinde gördüğü esrarengiz yabancıydı, kaptan Bruce ona: «Siz bugün benim vapurumda bulundunuz mu?, diye sorunca za vallı kazazede kaptan Torr bu sual. den şaşırdı ve iki gündenberi o ada- cıkta ölümle çarpışmakta olduğunu ve hiç bir yere ayrılmadığını söyledi. Bunun üzerine kaptan Bruce ona bir kâğıd kalem uzatarak «Şimali şarki istikametini tutunuz!» kelimelerini yazmasını emretti, Kaptan Torrun yazısı esrarengiz adamın yazısının ayniydi. Kaptan Bruce bu vaziyet karşısıns da ne yapacağını şaşırdı. Acaba ka zazede kaptanın «eşis gibi görüneni şahıs bir telepatik hayalimiydi, yok» sa onun ölümle nevmidane çarpış- ması cismi bir şekil alarak uzaklarda bulunan insanları yardıma mı çağır“ mıştı?... 67 kişi esrarengiz adami gördüklerini tasdik ettiler, Bunların hepsi bir tesir altında kalmış olma» ları ihtimalini şiddetle reddetti, Ya o kâğıd üzerinde yazılı olan kelime. ler... Kim bilir yerle gök arasında bi- zim bilmediğimiz daha ne gibi hâdi- seler cereyan ediyor... Şehir meclisi için namzedler tesbit edildi Meclisin üçte biri geçen intihapta bulunmıyaniardan mürekkep olacak Şehir me tısında verilen evkalâde toplan- ince Be- rinievvelde baş- nin asli ve yedek seçilecektir. Şehirde ve şehir hudu- du haricindeki kazalarda yapılacak olan Belediye seçiminden sonra şehir harici kazalardaki yeni Belediye âz: sile müntehibisaniler toplanarak İs- tanbul meclisine iltihak edecek mül- | hakat âzalarını seçeceklerdir. İntihab gününe pek az kaldığı için Belediye intihabında seçilecek asli | ve yedek âza namzedleri Halk Parti- si tarafından tesbit edilmiştir, Parti | Üyön kurulu tarafından namzedler her kazadaki Partililer tarafından yoklamağa £ sevkedilmiş- tir. Partinin her kaza merkezinde Partililer toplanarak Parti iflyön kü- Tolu tarafından tesbit edilen nam- zeğler etrafında tedkiklerde bulun- maktadır. Parti teşekküllerinde yapı- lan bu yoklamaların çoğu bitmiştir. Aldığımız malümata göre Halk m— zaruridir. Yerli mal nayi müessesel lerin, bunu da y seçilen | vi velsi Kitapçı namzöd bir kas Banka müdürlerinden B, Celâl Dikmen, Ekrem Uşaklı Kü, Beyğlu Halkevi reisi Ekryem Tor, Şişli Halke- Halid, İş banka- sından Zahid, tüccardan Faruki, Halk Partisi Üsküdar kaza başkanı İ Macid, şehir meclisi esbak âzasından Beykozlu ressam Sadi, Kâzım Şinasi Dersan, bayan Meliha Avni, öğretmen bayan Kıymet, eski orman umum müdürü Tevfik, doktor İhsan Sami, eshabı emlâkten Nazif Kâzım Erad şehir meclisi esbak âzasından Suad Kara Osman, tüccardan Murad Fur- ton, bayan Lâhika Raufi Manyas, Fatih Halkevi reisi Sırrı Enver, Emin- önü Halkevi başkanı Agâh Sırrı 18 vend, Eski mecliste dört bayan aza var- ler ekseriyet kazandıkları mecliste altı kadın 273 ütemmim malümata göre, Halk Partisi tarafından gösteri- ecek asli ve yedek Azanın listesi 29 eylülde ilân edilecektir.