AKŞAM © AKŞAMDAN AKŞAMA Istanbulun türkçesi hayli bozuldu Yepyeni bir miyarın tee süne ihtiyaç var Geçenlerde Siliyrikapı, Mevlevihane- kapısı civarında dolaştım; işim düştü- ğü için gelişi güzel yirmi otuz vatan- daşla konuştum ve kendi kendime hay- rette kaldım: — Acaba İstanbulda değil miyim? Bu ne bozuk türkçe... İhtimal e semtte muhacir çok; ihti. mal bana öyleleri rasladı. İhtimal, (hayır, bu ihtimal değil, muhakkak:) İstanbulun muhtelif semtlerinde ayrı ayrı türkçeler var. Yazı dilimize esas | olan lehçenin en pürüzsüzü, bence Göz- tepe, Eretiköy cihetleridir. Ve bu ka- bil münzevice bazı Boğaziçi köyleri- dir. Zira en eski İstanbullu aileler, an- cak kendi aralarında ihtilât ederek oralarda otururlar. Belki de yukarıda bahsettiğim semtler, tasnifte öteden- beri geri kalmışlardı... Benim farket- tiğim, temiz türkçe havzalarının se neden seneye azaldığı, kalanların da eski safiyetlerini kaybettikleridir. He- le çocukların yayık yayvan konuşma- larını, ne yalan $ iyeyim, takdir ede- miyorum. Talâffuzları bozuk; tabirleri kıt; lügatları noksan. Şehrimizin türkçesini fevkalâde bulmakta devam etmemize artık imkân kalmamış gibi- dir. Eskiden her taşralının şöyle bir düşünce vardı: «İstanbullu gibi konuşmak lâzını Ziya Gökalp, Yahya Kemal gibi yük- sek münevverlerimizin sözlerinden ak- lımda kaldığına göre «İmparatorlu- Kum merkezi olduğu için, her yerden buraya binlerce Türk gelmiş; ayrı ay- rı tarzlarda konuşmuşlar; muhassala- ya, vasatiye, ıslıfaya burada varmış- larıdı. Bir nesil evvel, aykırı karşı, 0 za: konuşmağa anın Su götürmez kültür merkezi İstanbul, şiddetli bir münek- / kid vaziyetindeydi: Orta oyunu, kara. Söz. meddah, halk tiyatroları, karika- tür gazeteleri, bütün kıyıköşe şivele- rini, lehçelerini alaya alır; dolayısile, ferdleri, bir tek ve en elenmiş lehçe ve Şivesile konuşmağa sevkederdi. Çocukluğumda okuduğum bir ka- rikatür Jejandı hâlâ aklımdadır: - Gulunuz gafları gaym oguyan müaguleden değülüm, efendüm! Tabii bu gibi tazyikler, insanları konuşma birliğine sevkediyordu. Şimdi şive aykırılıklarile “velev Pa- rislinin Marsilyalıya takılması dere- cesinde- şakalaşmamak inceliğini gös- teriyoruz. Sahnemizde, karikatür mec- mualarımızda, mizah sahifelerimizde, sesli filimimizde, bu cereyanlar azal- dikça azaldı. İlle yeniden dirilmesini temenni etmeyiz. Fakat bakımz, Noter bay Gulip Bingül geçen gün ne diyor. du: — Kadıköy vapuruna binerken sinir. leniyorum, Orada bazi müvezziler dur- muş, memurlara hoş görünmek için bir de fahri rehberlik hizmeti kabul et- mişler: «Gadıköyüne galkıyor'» diye bağırı- yorlar... Geçerken her sefer düzelti. değil K! derim;... Aldırmaz- İstanbul şehrinin tam ortasında şiveye hürmet mecburiyeti yok mıdır? sx Muhakkak ki, İstanbul, konuşma ay- kıriliklarma karşı eski asabiyeti, reak- siyonu göstermiyor. Bunun da sebebini, | dimağında ŞEHİR HABERLERİ İ (Kayın babasının! Otellerde temizlik Barbaros türbesi Hasan paşanın avlu temizleniyor Meşhur 'Türk denizcisi Barbaros Hayreddinin Preveze zaferinin dört yıldönümü münasebelile büyük merasim | ilerlemekte yüzüncü 28 Eylülde yapılaca etrafındaki hazıri dir. Barbaros türbesi ında bülu nan Beşiktaş muhafızı Hasan paşanın türbesi ile avluda bulunan diğer bazı mezarlıklar kaldırılmış ve burasi tanzim editmeğe başlanmıştır Barbaro: in etrafı Prost | edilecektir. külmüş ler yap; a başlanmıştır. bir kaç güne kadar tamam tır, Vali ve Belediye Reisi B. id- din Üstündağ, türbe &vlusuna | giderek yapılan tedkik etmiştir. Londra - Istanbul Turistik yolu tedkik edecek | heyet6 teşrinievvelde geliyor Londra - İstanbul turistik asfalt yolunun inşantını yakından görmek üzere Londradan otomobille bir he- yet geleceğini yazmıştık. Şehrimizin alâkadar makamlarına gelen haberlere göre bu heyet 6 Teş- rinlevvelde gelecek ve Belediye tara- fından" Porapalas ötelinde misafir edilecektir, Heyette bulunan zevat rd Londra - İstanbul beynelmilel yolu daimi komile reisi B. Lidon, komite ikinci relsi B, Dehem, Alman hükü- meti murahhası B. Şüte, beynelmilel , turizm fttihadı murahhası Baron de yn ve B. Düşen yol teknik umum raportörü Delişer, Bu işler lanacak- artık şehrimizin karakter değiştirdiğin de aramalıdır. Şunu kabul etmeli: “Türkçeyi en iyi konuşan semtlerimiz bile Işi günden güne tavsatıyorlar. Ar. İ tık bir miyar olmaktan çıkıyorlar. Şu İ son senelerde birçok İstanbullunun İ başka yerlere giderek diğer taraflar- dan buraya fazla İnsan gelmesi bun- da belli başlı müessirdir. Bu hareket, bu faaliyet inşallah daha da fazla ar- tacaktır. Artık sanmam ki, «İyi konu. şan semtler» diye imtiyazlı havzalar yaşasın yahud yeniden teessüs edebil. Öyleyse?.. Mihek ne olacak?.. Her- halde, gramerin, diksionun tanzimi... Bunlara istinaden doğru yazan, doğ- ru konuşan muharrirler, aktörler, spi- kerler... Matbuatta, sahnede, radyo- izde yüz ferahat, beligat, doğru- İhtimal acı, fakat doğru: İstanbu- | Tun türkçesi günden güne bozuldu, bo- zuluyor... O ölçüyü kaybettik... Bilhas- sa bunun içindir ki, onun yerini daha #ürbesi kaldırıldı, iyi tutacak olan o yeni ölçünün ihda- sına daha kati, daha acele bir füzum | | (YANA) duyuyoruz. katili Dün mal leme 12 sene ağir hapsine karar verdi Şilede Hüseyin adında biri ayni köyden Mustafanın üvey kızı Fahri. ye ile evlenmiş ve kayın babasının teklifi üzerine karısiyle beraber Mus- tafanın evinde olurmağa başlamıştır. Fakat sonradan Hüseyinle Mustafa- run araları açılmış ve Mustafa bir gün damadı Hüseyini evden kovmuş- tur. Bundan fena halde hiddetlenen Hüseyin de bir gün omuzunda çilte sir tarlasında dolaşırken Mu yoldan geçliğini görünce tüfekle iki el ateş ederek yaralamış ve Mustafa hasta- nede ölmüştür. Dün & pılan afanın mülikeme ya. ır ir neticesinde Hüse- uhakemmı ması hafifletici görülerek cezası indirilm Kumbaracı yokuşu, cinayeti muhakemesi Ömer 10 sene, Bekir 12 sene 4 gün hapse mahküm oldu Geçen sene Mart ayı oğlunda Kumbaracı yo! içerlerken arkadaşları boğt ak öldürmekten maznun Ku er ve mak muhakeme. âna işer k Ömerden sebebsiz yere para istediği ve bu yüzden Eekirin bi bez parçalarından yapılmış bir iple Abdullahı boğup öl. dürdükleri sabit olmuştur. Ömerle Bekirin on r ğır hapislerine karar verilmiş fakat bunlardan Ömer cinayeti işlediği za- yaşını ikmal etmemiş oldu- an cezasi 10 sen uğır hapse in- tir. Diğer mahküm Bekirin iss Kuruçay mahkemesinde bir haka- suçundan dolayı 3 yün hapse a para cezasına mahküm ol ğu ve hükmün burada infaz edilmesi iğine bildi. asnı da edilerek 12 sene 4 ağır hapsine ve üç lira para e nı 5) ödemesine karar verilmiş- tir. Mahkümlar 6090 kuruş muha- masrafını da müştereken ödi- yec Küçük bir kız pencereden düşerek öldü Yüksekkaldırımda ot iki yaşındaki kızı Ee taki odada oynarken in dün üst kat. açık bulunan ür, Çı tanesine ya a ölmüştü Islahı mümkün olmıyan oteller kapatılacak Otellerin ıslahı için bazı tedbriler alındığını yazmıştık. Dahiliye Vekâle- ti bu hususta kararlar almağa baş- tamıştır. Bu cümleden olmak üzere Vekâlet dün Belediyeye mühim bir emir göndermiştir. Bu emrin hülâ- sası şudur: “Birinci sımf otellerde haşarata karşı mücadele tedbirleri alınmamış- tır. Bu otellerin çarşaf ve diğer ya- | tak örtülerinde pire ve tahtakuruları izlerine tesadüf edilmektedir. Bu gi- bi şeylerin görülmesi teessürle karşı- lanır» Belediye Vekâletin bu emri üzeri- ne Beledi; şubelerine bir tamim gönde, Belediye bu tamiminde | otellerin gayet sıkı bir surette kon- | trol edilmeleri için evvelce mütead- did emirler Bi, hattâ aslahı in - kanuni yollara, mü k suretile - | kapatılmaları bildirildiği halde m kâletin dikkatini çekecek kadar ihmallerin vuku bulrüsması ila geldiğini bildirerek evvelce yapılan tebligat etrafında şimdiye kadar ne gi. bi tedbirler alındığını sormuştur. Pazarlık yasağı Belediye esnaf cemiyetlerile | temasa giriyor tebliğ edilmi ştir, İzahname © çok uzun ve kararma” ski her maddeye taalluk ettiği için Belediyece esaslı surette tedkik edilmektedir, Ezcümle etiketler etrafındaki ka- yıdlara bilhassa ehemmiyet verilmiş- tir. Düğme gibi küçük eşyanın her biri üzerine ayrı ayrı etiket konma- | sına imkân olmadığından etiketler larm kutuları üzerine konacak- ar, Sonra frenk gömleği, pijama, ço- | rap gibi a konacak etiketler de hem birer birer bu eşyanın üzerine, hem de kutularına konacaktı Bu bozulmaz ve silinmez" | Bundan başka izahname, kara; me ile satılacak bazı maddeler | kında bir takım kayıdları | k, fakat | inde oturul- duğu takdirde daha pahalı verilebi- | lecektir, ar'nameyi âynen İlân göre 5 cemiyetlerile yapılacak ilk | toplantı Pazar ei İ düğün şeye bak. i dıktan İSTANBUL HAYATI Göç faaliyeti başladı Havanın birdenbire değişip soğu- ması İstanbul halkını telâşa düşür. dü. Günlerce göz açtırmıyan yağmur. lar; Adaya, Modaya, Boğaziçine yaz- hğa gidenleri çil yavrusu gibi dağıttı. On gün evveline kadar yeşil bahçeler. de serin serin dolaşırken İstanbulda kalanlara istihfafia gülümseyenler, Şimdi yük arabalarının ardısıra toz- lu sokaklar arasında mekik dokuyor- lar. Caddelerde, sokaklarda, mahalle aralarında yüklü araba sürüleri biri- birini takib ediyor. Istanbulda ezeli bir âdettir. Her se- ne yaz ve kış başlarında göç faaliyeti başlar. Mart ortasından nisan sonuna kadar Boğazın iki kıyısında, Adaların dolambaçlı yokuşlarında, Moda sahil- lerinde çoluklu çocuklu gruplar dur- madan dinlenmeden dolaşırlar; mev- simlik ev ararlar, Mayıs iptidasında hazırlık başlar. Mahalle aralarında her evin önüne bir pazar kurulur. Kulbu kopmuş mangallar, kırık ba- caklı sobalar, kurumdan tıkanmış borular, mantolar, paltolar yığın yı- gın satılır. Bay, satılan eşyanın ar. dından melül mahzun bakarken ba- yan dudak bükerek bir kahkaha atar: — Oooh, Yarabbi şükür. Şu pis s0- badan kurtulduk. Kış boyunc. yakmak için çektiğimi bir ben bi bir de Cenabı Allah. Rüzgâr eserken dumanı içeriye püskürür, gözlerimiz biber gibi yanar. Fırtına olur, borular çekmez. Bıktım artık o kör olası soba- dan. Ya, hele şu yere batası mangal- İ dan çektiğim sıkıntı!.. — Yahu, o kadar kötüleme. Sene- lerdenberi kullanıyorduk. Yazlıktan dönünce odun, kömür düşüncesinin üzerine bir de soha, mangal almak gailesi binecek. O zaman sıkışacağız. Müstehzi bir kahkaha ile: — Amaaaan bay sen de... Düşün. ele biz şu yazı ra- hat rahat geçirelim de, kışa kadar Allah kerimdir, Allahın keremine dayanıp kış eşya- sını elden çıkardıktan sonra yatak denkleri sarılır, mobilyeler, yemek ta- kımları üstüste yığılıp arabalara yük- ichir. Aylarca şehirden sayfiye yerle- rine akımlar devam eder. Deniz kıyılarında, bahçeler arasın- da geçen rahat, neşeli bayat, kış gai- Jesini unutturuverir. Dönüşte İstan. bulda ev bulmak, soba, mangal, odun tedariki zorlukları hatıra bile gelmez. Fakaaat... Eylül ortasında kış haba- nın keskin ıslıkları kulaklarda vızla- mıya başlayınca derhal tüyler örpe- rir, üzüntüler, sıkıntılar başlar. Ey bulmak için haflalarca sokakları ar- şınlayıp ev sahiplerile çene yarıştır. sonra kış hazırlığı faaliyeti başlar. Bay, günde üç defa Bitpazarı- nı yoklar. Yazın iki liraya sattığın- dan daha eski bir sobayı beş liraya ahp sevine sevine eve gönderir. Odun. cuyu, kömürcüyü taksite bağlamak için çekilen üzüntü de az değildir ha... Bay bunlarla uğraşırken bayan da riyarete gelen komşulara sayfiye hayatının tatlı hatıralarını anlatarak avunmağa çalışır ve onları da teşvik eder: — Aman sayfiye çok güzel, Gelecek sene siz de çıkınız inşallah. Cemal Refik Norveç sefiri geldi Norveç sefiri, refikası mada; zon İle birlikte avdet etmiş ve & 1 olmağa başia: Bent. işlerile m olur, naz mütalâa beyan etmek öle- denberi âdettir bay Amca... | a hatırla İ ye etmişti, amma ki | gene bildiğini okumuştu!.. biri (8pi. ker kadın olsun!) derken... ! düşünmeli, abonelerin gönlünü m | on abonelerin tavsl. yesine göre, bir on da kendi dilş- ğine göre yapa