11 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

11 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerika ailelerinin vasati senevi geliri nekadardır? Amerika Cümhürreisi Ruzvelt he- Men her nutkunda Amerikan mille- tinin üçte biri kâfi derecede gıda al- Mayıp aç olduğunu, iyi elbiseden ve Sihhi meskenden mahrum bulundu- Gunu söylemektedir. Bu iddiayi te- Yid için. Amerika devleti istatistik dairesi 80,000, kelimeden müteşşekil bir rapor neşretmiştir. Çok büyük itina ile hazırlanan bu Mufassal malümata göre, Amerikan Milletinin üçte birinin 1936 senesin- de aile başına vasati geliri 94 İngiliz geçmemiştir. Diğer üçte iki- 8inin aile başma geliri vasati olarak #enevi 290 İngiliz lirasından fazla de- ğildir. Bütün Amerikan milletinde aile başına geliri 1000 İngiliz lirasından fazla olanlar yüzde iki ve 2000 İngiliz lirasından fazla olanlar dahi yüzde bir nisbetindedir, Senert geliri 10000 ilâ 20000 İngiliz lirası olan ailelerin sayısı 13,000 dir. 20000 WA 50000 İngiliz lirası olanlar 4000 ve 50000 ilâ 100000 İngiliz lirası olanlar 916 ve 100000 ilâ 200000 İngi- Tiz lirası olanlar 240 ve 200000 İngiliz lirasından fazla yani dolar hesabile milyoner olan ailelerin miktarı da ancak 87 dir. Bütün Amerikan milletinin vasati geliri aile başına müsavat Üzerine tak: sim edilecek olsa her aileye senevi 230 İngiliz lirası isabet edecektir, Sesi yedi mil uzaktan duyulan münadi İngilizler son derecede ananepe- Testtir. Eski âdetlere, şimdiki zama Mun ihtiyaç ve icablarına taban taba- na zıd olsada yine sadık kalırlar, Bu âdetlerden biri hertürlü ka- Dun ve nizam ve emirnamelerin her şehirde sokak sakak dolaşan mü- Mâdiler vasıtasile bağırarak ilân edil- Mmesidir, Sokaklarda lüzumsuz gürültünün men'i için sıkı tedbirler alındığı hal- de herkesin gazetelerde ve duvarlar- da okudukları kanun ve emirnam& leri, bir de saatlerce bağıran münadi- den işitmelerine hacet yoktur. Fakat €ski âdet bırakılır mı? Münadiler, bağırmaktaki kudret- lerine göre yüksek maaş alırlar. Münhal olan münadiler için müsa- Çarşamba biçki yurdu sergisi MA Senelerdenberi büyük bir intizam İçinde sessiz sessiz çalışan Çarşamba biçki dikiş yundu bu sene de 20 den fazla Mezun vermiş, mezunlar sene içinde Yaptıkları biçki ve dikiş eserlerini bir #ergi halinde toplamışlardır. Sergi İncir ağacından yuvarlandı Kumkapı Nişancasında Cami sokar Bında oturan Mehmed isminde bir genç, bahçesindeki incir ağacının te- pesine kadar çıkmış, bu sırada dallar kırıldığı için düşerek ağır surette ya- Talanmıştır. Mehmed, zabıta tarafından Cerrah- Püğu hastanesine yatırılmıştır. Kamyon otomobille çarpıştı Şoför Osmanın idaresindeki 4246 humaralı kamyon ile 2929 numaralı otomobil oGalatada birbirlerile çar- bışmışlar, her ikisi de hasara Uğra- mışlardır. Şoförler seyrüsefer merkezince ya- kalanarak haklarında takibata gi- rişilmiştir. Sahte bir memur Muzaffer isminde biri, kendisine memur süsü vererek Beşiktaşta bazı *snaftan vergi tahsiline okalkişmış, bundan haberdar olan zabıta, bir Cürmümeşhud tertip ederek Muzaf- feri yakalamış ve mahkemeye - ver- miştir. Yapıdan düşerek yaralandı Taksimde Ayaspaşada mühendis Mektebine ald bir inşaatta çalışan Süleyman adında biri, ikinci kattan Muvazenesini kaybederek düşmüş, Ağır surette yaralandığından Beyoğlu hüstanesine yatırılmıştır. bakalar yapılır. Ahiren Bridport şeh- rinin açik olan münadiliği için “bir müsabaka açılmıştır, Müsabaka, belde ahalisinden 5000 meraklı huzurunda yapılmıştır. Bi- rinciliği on beş senedenberi orduda talim ve terbiye memuru olup yük- sek sesle kumanda vermeğe alışmış olan Walter Abbot isminde mütekaid bir zabit kazanmıştır. Bu adam ba- gırdığı zaman yedi mil uzaktan söz- leri açık olarak işitilmiştir, Müsaba- kaya iştirak eden ve gür sesine gü- venen diğer taliplerin sesleri bu ka- dar uzak mesafeye erişmemiştir. Bridport şehri ahalisi kulak zatını patlatacak kadar kuvvetli ses sahibi bir münadiye kavuşmuş olmasından sevinmekte ve iftihar etmektedir. dün açılmış ve ziyaretçiler tarafından takdirle seyredilmiştir. Yukarıdaki resim sergi açılmadan evvel bu seneki mezunları yürd müdirile beraber gös- teriyor. Yaşar da öldü Bir kaç gün evvel Yemiş sahilinde Parsih adında birine aid kereste yi- gını yıkılmış, o Sırada orada balık tutmakta olan Cahid ve Yaşar adla- rında iki çocuk kerestelerin altında kalarak bunlardan Cahid derhal öl- müş, Yaşar da ağır yaralı bir halde hastaneye kaldırılmıştı, Bilâhare evi- ne götürülen yaralı Yaşar da dün öl- müştür, Cesed adliye doktoru B. En- ver Keran tarafından muayene eği- lerek gömülmesine Tuhs ruhsat verilmiştir. Dayak atan nlar Kurbağalıderede oturan Şerif is- minde biri, zabıtaya müracaat ede- i Tek Mihriban İsminde bir kadın ta- i rafında ndövüldüğünü iddia etmiş- tir. Mihriban yakalanarak hakkında takibata başlanmıştır. Heybeliadada oturan Leman ismin- de bir kadın da Ayşe isminde diğer bir kadını dövdüğünden yakalanmış, mahkemeye verilmiştir, B. Prost şehrimize geldi Şehireilik mütehasısı B. Prost dün akşam Patria vapurile şehrimize gel- miştir, Mütehassıs uzun müddet İs- tanbulda kalarak şehir plânı hazır- lıklarile meşgul olacaktır. B, Proste yarın İstanbul Belediyesirie gelecek, B. Muhiddin Üstündağ ile temas ede- cektir, Hindistanın Bang- kok şehrinde 'kim- yagerler ve dok- torlar Uzak Şarkta bile misilne nadir tesadüf edilen bir zehirleme hâdise- sini aydınlatmak için üç aydanberi uğraşıp durüyor- lar. Hadisenin kah- ramanı olan zat Amerikalı doktor ve Tibet mütehas- sısı Frederik Valeskorttur, Cenubi Amerikada sari hastalıklar hakkında yaptığı tedkiklerde şöhret kazanan profesör Valeskort 1928 s6- nesinde Şanghay üniversitesine ta- yin olundu, Fakat profesörlük hayatı hoşuna gitmediği için Çin dahilinde tedkikat yapmak ve Tibetin içeri tar raflarına kadar ilerlemek üzere seya- hata çıktı. Sonra profesör 1986 da Bangkoka gitti, orada bir lâboratuar tesis etti, Karısını, üç çocuğunu, kar- deşi ve kardeşinin karısını da Siyama getirtmişti. Onlar Bangkokda yerleş- tikten sonra esrarengiz cinayetler birbirini takib etmeğe başladı. 1937 senesi iptidasında profesörün biraderi ve birdderinin karısı bir hafta zarfında vefat ettiler, İkisi de bir iki gün hasta yattılar ve profesör Valeskort tarafından çağırılan dok- tor ölüm sebebi olarak beyin gripini gösterdi. Ölülerin vücutlarında baş- ka bir hastalığa delâlet edecek alâ- | metler yoktu. Profesör Valeskort teş- hisi tasdik etti, fakat Bangkok sıh- hiye dairesine müracaatle ölülerden ilmi surette istifade etmek, onları lâboratuarında alıkoymak için mü- saade istedi. Bu müsaade profesöre derhal ve- rildi. Valeskort meşhur bir âlim Ol duğundan cesedlerin ilmi işlerden gayri cihetlerde *kullarılmıyacağına ve sıhhi takayyüdata risyet olunaca- ğına şüphe edilmiyordu. Fakat birâ- İKTİSADİ MESELELER Türkiye - Italya ticareti Türkiye, İtalya arasında yeni bir ticaret anlaşması için yakında şehri- mizde müzakereler başlıyacaktır. Ye- ni anlaşma vesilesile, her iki memle- ket arasındaki tiöaret münasebetleri hakkında yaptığımız küçük ve ksa bir tedkiki aşağıya yazıyoruz: 928 senesine kâdar İtalya, dış tica- ret bilânçomuuzda birinci derecede bir mevki işgal ediyordu, ifracalımızın €n büyük kısmı İtalyaya idi. Fakat bu ticaret münasebetle- rinin ekserisini transit ticareti teş- kill etmekteydi. İhracat o mallarımı- zın büyük bir kısmı, Triyeste transit Ilmanı vasitasile merkezi Avrupa mem- leketlerine sevkedilmekte idi. 928 - 929 senesinden sonra dış ticaret sis- teminde bir tahavrül görüldü. Kon- tenjan sisteminin tatbiki yüzünden her memlekete doğrudan doğruya ticaret yapmak imkânları temin dil. di. Bu tarihten sonra, İtalya dış ticn- ret bilânçolarımızdaki eski mevkiini kaybetmiştir. Uzün seneler, Türkiye - İtalya ticareti dördüncü ve beşinci derecede kalmıştır. Son bir iki sene içinde, Türkiye - İtalya ticaret münasebetlerinde yeni- den bir inkişaf göze çarpmaktadır. Bilhassa geçen sene İtalyaya olan ih- racaatımız daha ziyade artmıştır. 937 senesinin 10 aylık istatistiklerine gö- re, İtalyaya olan ihracatımız, 5 mil yön 892 bin lira idi, Halbuki 938 se- nesinin son aylarına kadar ihracati- miz İ3 milyonu bulmuştur. Sattığımız malların başında, hubu- bat bulunmaktadır, Bilhassa buğday, arpa, çavdar İtalyadan çok istenil. mektedir. Alıcı olduğumuz mallarm başında, pamuk ipliği, tiloş motörlü vasıtalar, pamuklu dokumalar bu- lunmaktadır. Mevcud münasebetlere göre, İtalya ile ticaretimizin daha 2i- yade artmasına bir istidad görülmek. tedir. Yeni yapılacak ticaret anlaş- masile, bu istidadın inkişaf sacla pek eminiz. Profesör Valeskort Tibette iken 2 Lâmayı öldürme- ge mecbur kalmıştı, Lâmaların kardeşleri profesörün peşini bırakmadılar, Bangkoka gelerek ailesi efradını meçhul bir zehirle birer birer öldürdüler, zehirin müthiş tesirleri biliniyor, fakat nasıl bir zehir olduğu belli değildir. Profesörün, bu zehirin esrârını keşf için yaptığı taharriyat henüz müsbet netice vermemiştir derile karısının vefatından sonra profesörün tavır ve hareketinde bü- yük bir değişiklik görüldü. Siyamlı Gokltorlara ve kimyagerlere lâburatu- arında saatlerce konferanslar ve ren profesör Valeskort, son günlerde artık kimseyi kabul etmez oldu. Hat- tâ karısile iki büyük'oğlu ve on altı yaşındaki kızı bile profesörü nadiren görüyorlardı, Yalnız arada sırada profesörün ağzından kaçan sözlerden beşeriyet için fevkalâde ehemmiyeti olan bir meseleyi halletmek üzere olduğu anlaşılıyordu. Profsör Vales- kort sıhhatli ve aile hayatında daima keyifli olduğu için karısı onun mesa- isine devam etmesini her cihetten teşvik eder dururdu. 1937 sonbaharında profesör Vales- kort yeniden ve bu sefer daha elim bir ziya ile karşılaştı. Bu sefer bir hafta zarfında karısı, düğünü yapılmak üzere olan kızı ve büyük oğlu öldü- ler, Celbedilen doktor evvelâ tifo alâ- imi görür gibi oldu, fakat gerek ta- bib, gerekse profesör Valeskort bu s6 fer ölenlerle sene başında ölenlerin hep ayni hastalıktan kurtulamadık- larını mütlefikan tesbit ettiler, Onun için profesörün ailesi mutlaka sari bir hastalığa tutulmuş olmalıydı. Doktor bunu sıhhiye memurlarına bildirmek istediyse de profesör Va- leskortun ricası üzerine bundan vaz geçti. Valeskort hiç durmadan me saisine devam etli. Artık hiç bir yer- de görümemeğe başladı. Profesör bü- tün dikkat ve ih- timamını kalan bir tek oğluna tevcih etti. Onu Brezil- yaya göndermek istedi, fakat oğlu babasını yalnız bi- rakmak istemediği için Bangkokda kaldı. Mayısın 24 ünde bu oğlu da vefat edince profesör kederinden kendin- den geçti. Tamamile bitap bir hale gelen profesör, evvelce kendilerile tecrübeler yaptığı ve beraber çalıştığı dostlarına ailesi efradının sari bir grip hastalığından değli, şimdiye kadar görülmemiş bir zehirle gehirlenerak öldüklerini anlattı, Bu zehirin evvelâ parmak uçlarını şişirdiğini ve hasta- nın parmakları şiştikten iki gün sonra vefat ettiğin! izah etti. Profesör Valeskort bu zehirin meçhul bir Tipet Zehiri olduğunu ve yalnız bir Lama tarafından bilindiğinide ilâve etti. Profesör cesedleri muayene ettiği za man bü zehiri hissetmiş ve fakat bir türlü bulamamıştı, Valeskort tarafından verilen bu iza- hat Bangkokda büyük bir heyecan uyandırdı. Evvelâ herkes profesörün o meçhul zehirle ailesi üzerinde tec- rübeler yaplığını zanneti, Fakat tahkikatta bunun doğru olmadığı anlaşıldı. Buna mukabil zabıta tara- fndan ele geçirilen ipuçlarından profesör Valeskort ailesinin bazı Tİ- betli Lamaların intikamına kurban gittikleri sabit oldu, Profesör Vales- kort evvelce Tibette tedkikat yapar- ken nefsini müdafaa için iki Lamayı öldürmeğe mecbur olmuştu. Bu La- maların biraderleri bir iki defa Bong- koka gelip gittiler, Zehirin bunlar tax rafından verildiğine şüphe kalmadı. Fakat zehirin mahiyeti bir türlü öğ- renilemedi. Onun tesiri biliniyor, fa- kat nasıl bir zehir olduğu bâli de- Zildir, Demir, çelik idhalâtından gümrük resmi kaldırıldı Bu muafiyet ve Avrupada piyasanın ucuzlaması kilo başına 48 para bir ucuzlama temin etti Memlekette demir ve çelik sanayli- | nin inkişafı için yeni bazı kararlar | verilmiştir. Yerli fabrikalar hariçten | mevaddı iptidaiye olarak getirttikleri | demir ve çeliklere gümrük resmi ödü. | yorlardı. Hükümet ham madde olârak | memlekete sokulan demir ve çelikten gümrük tesmini Kaldırmıştır. Esaseri yakında birçok madenleri» miz işletilmeğe başlanacaktır. Divrik demir madeninden gelecek sene is tifade etmek mümkün olacaktır, Ka- rTabük fabrikasının muhtaç olduğu ham maddenin mühim bir kısmını Divrik madeni verecektir, Madenleri- mizin işlemeye başlamaları hariçten demir ve çelik idhaline de lüzum bi- rakmıyacaklır, i Bu mâddelerden gümrük resmi- nin kaldırılmasına sebeb, madenleri- Toplu transit seyahat usulü | tedkik ediliyor Memlekete seyyah celbi için ted- kiklere devam edilmektedir. Son 88- nelerde seyahat işlerinde bir çok ye- nilikler yapılmakta, bilhassa ucuz seyahat usulleri tatbik edilmektedir. Tourisme transitair denilen taplu halde transit seyyahlar usulü bunlar» dan biridir. Bu seyahatler turistlere nisbeten daha ucuza malolmakta, fakat gidilen yerlerde bir kaç saat- ten fazla kalınmamaktadır. | Turing ve otomobil klübü son üç | sene zarfında Avrupada tekâmül €- den bu usul seyyahatler üzerinde ted- kikata başlamıştır. Bir rapor hazır. lanarak Ankaraya gönderilecektir, miz işletilinceye kadar demir ve çe- lik sanayiine daha ferah çalışma im- kânımı vererek inkişafını temin et mektir, Diğer taraftan muhtelif memleket lerde demir ve çelik fliatleri de kıs. met ucuzlamıştır. Bu maddeleri çok Yukla idhal ettiğimiz Almanyada fiat» ler çok yüksekti, Son zamanlarda Ak manya da bon başma 12 şilin ucuz- luk temin etmiştir. Bu tenzilât bis zim paramızla kilo başında 20 para» dır. Gerek dış piyasalardaki ucuzluk, gerek gümrük resminin Kaldırılma- sı memlekelimizde de demir ve çelik fiatlerinde kilo başına 1 kuruş 20 san- tim kadar bir tenezzül meydana gel- mesini temin etmiştir. HAKİKİ ZAFER Viyana Konservatuarından; Meşhur muganniye MAROTHY SZANTO Yunan Operası tenoru BAEEA ve Bariton Yunka nın iştirakile NOVOTNi Tepebaşı - “Daire Nefis yemekler - Taze bira

Bu sayıdan diğer sayfalar: