11 Eylül 1938 AKŞAM Sahife $ AKŞAMDAN AKŞAMA Bu muğlâk ve hatalı kırtasiyeden kurtulmalıyız! Karilerimizden biri, gazetemize şüy- le bir mektup yollamış; maalesef, neş- rini azıcık geciktirdim. Mühim mev- zudur, kendisinden özür dilerim. Diyor ki; Tatilerden istifade ederek Kalamış Koyunda ufak bir sandalla deniz ve güneş banyosu yapmağı düşündüm; €le geçen beş on kuruşla ufak bir tek. ç Me yaptırttım. ve denize attım. Fakat bunun ufak ta olsa, plâkaya tâbi ol duğunu söylediler. Ben de Seyrüsefe- re müracaat ettim, Bu Kadar basit dir mesele için: 1 — Sıhhiye müdürlüğünde mu- Jassal muayene ve raporu. 2 — Deniz Ticaret müdürlüğünde ehliyetname ve sandalcılık imtihanı, 3 — Askeri makamata kayıt mua- melesi, 4 — Polisten tkametgâh vesikaları.. gibi uzun ve beni haftalarca işgal eden meseleler karşısında kalârm. Tabil çarınaçar “ bu külfetli işleri yaptık ve bin kere pişman olduk, Ne- #icede amatör olarak Kalamış Koyun- da denize girmek için kendi sandalımı kullanmağa hek kazanmış oldum. Halbuki hükümetimiz birçok mad- di fedakârlıkları göze alarak deniz sporlarını teşvik etmeğe çalışıyor. Bu muamele bir kere başlamış olan için her sene mecburidir. İşin bilân- çocu: Bir hayli yorgunluk! Bir hayli de paral... 8 adet on altı kuruşluk pul, 3 adet Belediye pulu, 2 adet 25 kuruşluk Belediye pulu, 8 resim... .. Düşündürücü mevzu, değil mi? Evet, bilhassa deniz sporunu teşvik nize mi koyuverelim? « emniyet bakımından tedbir ve saire Mizım değil mi? Lâzım ama, bu kadar eşkâlinde biraz muğlâk olduğunu itiraf etmeli. Her şey kararında gerek! Bu mevzuu başka bir tarafa sürük- liyeceğim. Meseleyi umumileştirece- ğim. Onun için gazetemizde bir kaç kere yazılan bir bahsi müsaadenizle tekrarlayım: Bir ay istirahat için İs- tanbula gelen bir ecnebi, bir hafta müddetle resmi dairenin birinden öte- kine gidip geldi. Kırtasiyecilik elbette şayanı tenkid ve düzeltilmeğe de muh- tacdır! Bir misal daha: Ailemden bir bâyan, iki sene evvel €vini salmıştı. Geçen gün kapıya bir memur geldi: — Vergi borcunuz var.. — Fakat ben mal sahibi değilim... — Sattığınız evden kalmış. — Aman efendim, vergi borcu olan ev sattırılmaz ki.. — Vergilerinizi mımtasam verdiği nize dair vesaik ibraz edebilir misiniz? On küsur sene evvelki vesaikin gös- erilmesi lâzım... Hem de iki sene ev- vel satılan bir mülkün!.. Bunu kim (Va - Na) Kulak mütehassisı B. Mazhar Samsun hastanesi kulak mütehas- sisi B. Mazhar Atinada toplanan ku- lak kongresine gitmiştir. Suriyeli üç ipekli kaçakçısi yakayı ele verdi Emniyet müdürlüğü ikinci şube kaçakçılık kısmı memurları, Suriye ile şehrimiz arasında ipekli kaçakçı» lığı yapmuklu maznünen Mehmed, Zeki ve İrfan isimlerinde üç kişiyi dır, Sirkeci civarında bir otelde otur- dukları tesbit edilen bu üç Suriyeli nin odalarında âni olarak yapılan araştırmada içinde, kaçak kumaşlar bulunan bavullar ele geçirilmiş ve müsadere olunmuştur. ge Sinema ücretleri Biletlerde yüzde 20 nisbetinde tenzilât ilât yapıldı Eğlence yerlerinde erzinde ucuk temin Sinema mevsimi geldiği içni bele- diye şehirdeki bütün sinemalarda ucuzluğu temin etmiştir. Her sine- ma, biletlerde asgari yüzde 20 tenzi- lât yapmağa mecbur tutulmuştur. Aynca bütün sinemalar haftada iki gün halk matineleri ihdas edecekler, yapıları yeni tasnife göre birinci sınıf sinemalar birinci mevki bilet ücreti olarak 20, ikinci mevki için 15, ikin- cl sınıf sinemalar birinci mevki 15, ikinci mevki 10 kuruştan fazla para almıyacaklardır. Halk matinelerine mahsus olmak üzere bütün sinema- larda balkon, hususi koltuk vesaire gibi mevki farkları kaldırılmıştır. Bİ- rinci ve ikinci mevkiden başka sınıf farkı gözetilmiyecektir. Kars yağı istihsalâtı arttı Kars mınlakasında bu sene yağ Darb. ve cerh Cemal de, Fettah da mahküm oldular Dün üçüncü ceza mahkemesinde hem biribirinden davacı hem de bi- Tibirlerine karşı suçlu olan Fettah ve Cemal adlarında iki kişinin muhâke- meleri yapılmıştır. Mahkemenin tah- kikatına nazaran vaka şöyle olmuş- tur: Cemal ile Fettah Usküdarda bir Cemalin kız kardeşini dövdüğü gibi sırtından kürk mantosunu alıp ate. şe atarak yakmıştır, Biraz sonra eve gelen Cemal bunu duyunca fena hal- de hiddetlenmiş ve o hırsla evden fır. layıp Fettahın çalıştığı yere giderek orada Fettahı yakalayıp dövmüştür. Bunların gürültülerini duyan bek» Asliye dördüncü ceza mahkemesin- de kazaya sebebiyet suçundan dola- yı motör kaptanı Ahmedle makinist kazaya sebebiyet vermekten , Ahme- ün üç gün hapsine karar verilmiş, makinisi Osmanm suçu görülmedi- dinden beraet etmiştir. Kaptan Ah- met ayrıca Hasanın parçalanan “kas ZAR ag kri el aşi İle Miyim eriş yiğk ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin fikri Vapurda radyo Geçen pazar günü şöyle çoluk çocuk, bir Boğaziçi gezintisi ya- palım, dedik. Beşiklaştan vapu- ra bindik. Ortada kamaradayız. Birden tepemizd4 hırıltı ve yüksek sesle bir şarkı başladı. Bir radyo oparlörü alabildiğine söy- Tüyor. Konuşmak, dinlemek, oku- mak mümkün değil, - Yolcuların “ oparlöre şikâyeti bakışlarından anlıyorum ki, onlar da yahatsız oluyor. « Memura rica ettim: «Şunu susturun, yahut yavaşlatın» de- dim. «Biz yapamayız. İdare, rad- yo için âyrı bir memur gönder- miştir O da vazifesini yapıyor» diye sert ve kaba bir İareda ce- vap verdi. Yolümüz uzun, sestiz bir yer bulmak mümkün değil, Ne yapa km? Tekrar memura yalvardım; «Rahatnz oluyoruz, başı ağrı- yanlar var, Hiç olmazsa radyoyu arasıra açınız» dedim. Dinleteme- dim ve memurdan tekrar azar işittim. Sarıyere kadar bu haritıh şar- Kılarla gittik ve hasta olarak is- keleye çıktık. Vapurun güvertesinde bir opar- Dr olduğuna ve her taraftan ses raz yavaş söylese olmaz mı? Nişantaşı: N. AKDEMİR Şehrin çöpleri Belediye müteahhide fazla pata vermiyecek Şehrin çöplerini denize döken mü- teahhidle belediye arasında ihtilâf çıktığından bahsedilmektedir. Tah- kikatımıza göre, hâdise şundan iba- rettir: Müteahhid günde muayyen tonda çöp dökmesi icabeltiği haide bü mıkdann çok fazlalaşması yüzün- den büyük masraflarla karşılaştığı- nı iddia ederek belediyeden paraca yardım dilemiştir. Fakat belediye de mütaahhide, doğrudan doğruya şehrin çöplerini denize dökmek işinin kendisine veril- diğini, mevsime göre şehrin çöpleri- nin çogalabileceğini ve bütün bunla- rın bir para yardımını İcabettirecek hâdiseler olmadığı şeklinde (o cevab vermiştir. Yapıdan düşen amele hastanede öldü Taksim civarında bir yapıda çö- lişan Mateo oadındabir ameleon metre yükseklikten düşerek yaralan- mış, baygın bir halde Fransız hasta- nesine kaldırıtmıştır. Mateo dün has- tanede ölmüştür. Vaka adliyeye bil- dirlimiş, adliye doktoru B. Enver Kâ- ran cesedi mutneye ederek gömük mesine ruhsat vermiştir. Kaza etra- fında müddelumumilik tahkikat ya- pıyor. otobüsleri Bel A Belediye gârajlar müdürü B. Tarık bugün 'Londraya gidecektir. Şehir meclisi (belediyeye otobüs iş- letme tahsisatı olan 550,000 lira Ay- , rılmasına selâhiyet vermiştir. B. Tarık Londrada belediyenin ala» cağı yeni 30 otobüs işile meşgul ola» caktır. Tahsisatın 450,000 Yirası alı. nacak lüks otobüslere, mütebaki on bin lira da yeniden yapılacak garaj ve tamirat stelyesine sarfedilecektir. Bisiklet çarptı Tayyar isminde biri, bisikletle Şeh- rTemininden geçerken Süheylâ ismin- de on dört yaşlarında bir kıza çarpa» rak yaralamıştır. Tayyar yakalan- mıştır, Motosiklet ağaca ağaca çarpti Tıp kongresi Dün kapandı, misafirler bugün izmire gidiyorlar Balkanlar arası beşinci tip kongre- si dün öğleden evvel saat onda son bir toplantı ile mesaisine nihayet vermiştir. Evvelâ doktor B. Nihad Reşad bir konferans vermiş, büyük bir dikkat ve alâka ile dinlenen bu konferansı, Trabzon saylavı B. Hasan Sakanın nutku takibetmiştir. Şid- detle alkışlanan bu nutukla Balkan- lar arası beşinci tap haftası kapan- mıştır. Rumen ve Yugoslav heyetleri reisleri de birer nutuk irad etmişler- dir. Balkanlı misafirlerimiz saat 15 de Tophaneye gelmişler . ve kendilerine tahsis edilen bir vapurla Boğaziçin- de bir gezinti yapmışlardır. Saat 17 de Hünkârsuyunda Türk komitesi tarafından misafirler şere- fine bir çay ziyafeti verilmiş ve bunu saat 21 de Sümer palasdaki vali ve Belediye reisi tarafından verilen ziya- fet takib etmiştir. Ziyafet çok samimi bir hava ieçrisinde geç vakte kadar devam etmiştir. Misafirler dün gece vapurla Boğazda mehtap gezintisi yapmışlardır. Balkanlı misafirler bugün saat 11 de İzmire hareket edeceklerdir. İz- mirde misafirlerin ağırlanmaları için , Sabunhane cinayeti Hakikati saklıyan Ayşe bunaklık iddia ediyor Bir müddet evvel Kantarcılarda Sabun fabrikası bekçisi Şevkiyi kay- nar sabun kazanına atarak öldür- mekten suçlu Mansur hakkında tah- kikat yapılırken hazırlık tahikkatı esnasinda dinlenen şahidlerden elli beş yaşında Ayşe adındaki kadın Ifa- desinde vakaya dair birşey görmedi- ğini ve bilmediğini söylemiş fakat bilahare oağırceza O mahkemesinde Mansur mahkeme edilirken muhake- me dinlemek üzere oraya gelen Ayşe koridorda diğer dinleyicilere: .— Ben, Mansurun Şevkiyi sabun kazanına attığını pencereden gör- düm. Yanında iki kişi daha vardı. Çok feci manzara idi, Diye bazı ifşaatta bulunmuştur. Bunu duyünlar keyfiyeti müddelu- mumiliğe bildirmişler, Ayşe derhal sorguya çekilmiş fakat bu dafa gene bildiğini inkâr ederek: dolayı Ayşe tevkif edilerek hakkında kanuni takibata girişilmişti. Mamun ve mevkuf Ayşe sorgu hâ- kimliğinde sorguya çekilirken verdiği ifadede ise sözlerini büsbütün değiş- lüzum görülmüştür. Ayşe adliye dok- toru B. Enver Karan tarafından mu ayene edilmiştir, Kadının şuurunda hiç bir bozukluk olmadığı ve cezai eh- Yiyeti tam bulunduğu anlaşılmıştır. Muayene raporu hâkime verilmiştir. Yalova hayvan sergisi Hayvan sergilerinin üçüncüsü de dün öğleden sonra Yalovada mera- simle açılmıştır. Belediye reis mua- vini B. Rauf bir nutuk ( söyliyerek hayvan sergisinin açılmasındaki gü- yeyi anlatmıştır. Dün Yalovanın panayır günü ol ması münnsebetile hayvan sergisi- nin bremen bir ye kimseler bu- ii lie ki ii vi ii i dılar. Biribirlerine sokuldular. Kadı- ISTANBUL HAYATI Üzüm üzüme bakarak kararır tarak kulağına doğru eğilip bir şeyler mırıldandı. Çıplak adam müstehziyane gülerek yüksek sesle cevap verdi: — Burada tenha yer olmaz bâyımı Herkes gibi siz de kabinenizde soyu- nup kalabalığın arasına karışırsınız. Böyle günde plâjın tenha yeri bulu. nur mu? Erkeğin kaşları çatıldı, kadının yü- zü kıpkırmızı oldu. Arkadaşları ara- sında babası tarafından tekdir edil. miş bir çocuk mahcubiyetile; kumlar üzerinde ayakları biribirine dolaşarak, sendeliye sendeliye çıplak adamı ta- kib ettiler, ötede çarpık kapılı kabine. ye girdiler. Aradan epeyce vakit geçti. Bir ara- lık oralarda dolaşırken kabine kapısı- nm kımıldadığmı farkettim. Aralık- tan erkeğin başı göründü. Bir müd- det etrafa bakındıktan sonra içeriye çekildi. Kapının ardından inceli ka- landı sesler duyuluyor: — Hadi yahu. Buraya soyunup oturmağa gelmedik ya. Baksana, her- kes denize giriyor, kumlarda yatıyor. Biz de çıkalım. — Allah aşkına israr etme. Ben çamaşır değiştirirken birdenbire kapı- sı açılmış gibi ürkek tavırlarla yere çömelip çıplak bacaklarını gizlemeğe çalışıyordu. gittiler. Kalabalık arasına karıştılar. Suya nasıl girdiklerini farkedeme- dim. Fakat, biraz sonra kabinenin önüne geldikleri zaman vaziyetlerin- de büyük bir değişiklik göze çarpıyor- du. Daha düzgün yürüyorlar, etrafa daha serbesçe bakabiliyorlardı. Bir müddet tereddüdden sonra kumların üzerine oturdular. Onlar da herkes gibi uzanmak istiyorlar, lâkin bir tür- lü cesaret edemiyorlardı. Kadın mütemadiyen homurdanı. yordu: — Çok sıkıldım. Geldiğime pişman yere gelirsem, Bir aralık yanlarında kumlara gö- mülmüş kadınlı erkekli grup arasın. da kahkahalı boğuşma başladı. Kum- lar içinde biribirlerini yuvarlıyorlar, altüst oluyorlardı. Onlara bakarken berikiler de yavaş yavaş kuma nın şikâyet homurtuları kahkahaya döndü. Kolkola girip atlıya zıplıya denize girdiler. Bir aralık kadının gü. lerek marıldandığını duydum: — Ah ne güzel eğlence imiş. Aman, gelecek pazara daha erken gelelim. Ve, çok haklı bir ata sözünü hatır. ladım: «Üzüm üzüme bakarak kara. rr.» Cemal Refik Muhafaza kumandani general Seyfi avdet etti Teftişte bulunmak üzere Trakyaya giden muhafaza kumandanı general Seyfi ve muhafaza baş müdürü B. Hasan dün Çanakkaleden şehrimize dönmüşlerdir, > Rakibini ustura ile yaralıyan Fethinin tevkifi Tophane civarında İsmall Hakkı ve Pethi adlarında iki delikanlı bir kadınla münasebet peyda etmişler ve bu yüzden aralarında rekabet; büş- Jamıştır. Kadını paylaşamıyan bu iki genç nihayet kavgaya tutuşmuşlar- dır. Fethi ustura ile İsmail Haklıyı yaralamıştır. Vakayı müteakip yakâ lanan Fethi dün adliyeye verilmiş,