8 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

8 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Geçen hafta Bükreşte çok garip bir kaza olmuş, bir arabanın üstünde nak- ledilmekte olan kalaslardan biri yerinden fırlayarak bir otomebili delmiş ş0- förünü de öldürmüştü. Resim bu garip kazayı tesbit ediyor. Cüceleri en çok olan memleket Macaristandır. Yukarıki klişe bir düğünde bulunan bir cüce kalabalığım ve otomobille (o gelin güvğiyi gösteriyor, Mâymtnların zekâvetine hir misal görmek için şu üç resmi bakmak kâfidir. Perşembe müsahabeleri | Zayıflatmak için nasıl masaj yapıyorlar ?! Yazan: Selim Sırrı Tarcan Bundan yarım asır evvel bizde ber- berler diş çeker; tellâklar da masaj yapardı!! Çocukluğumda berber dük- kânlarının camekânlarında tesbih gibi ipe dizilmiş azı dişleri görürdüm. Bazı yaşlı başlı okumuş, mekteb gör- müş kimselerden de — Gene galiba kendimi üşütmü- şüm! Hacıpaşa hamamına gidip bir güzel terlemeli, sonra da kuvvetli bir tellağa kendimi iyice oğdurmalı! Dediklerini işitirdim . Bugün tababet bu iki cehlin karanlık pençesinden kurtar- dı ve onları benimsedi. Şimdi berber Ahmed ustaya kimse dişini çektir. miyor. Zaten Ahmed usta da böyle bir harekette bulunursa hükümet kendisini cezaya çarptırıyor. Memle- ketin her tarafında yüksek tahsil görmüş, münevver diş tabipleri an- tsepti kaidelerine riayet ederek can acıtmadan diş çekiyorlar ve dişleri tedavi ediyorlar. İçlerinde fazla ola- rak tababet tahsilini bitirmiş olan- lar da var, Masaja gelince: Bu tedaviyi bizzat kendileri yapan tabipler yok değil, yalnız biraz yorucu ığundan mi nedir, ekseriya bu işi hastabakıcılar görür, Onlardan başka görenek su- retile öğrendiği üç beş ovma şeklini bilir bilmez tatbik edenler, hattâ ma- sajla geçinenler memleketimizde hay- li çoktur. Geçenlerde yüksek bir ai- lenin ziyaretine gitmiştim. Bayat bi- raz yağlıca idi. Misafirlerden biri ga- Wba hoşa gitmiş olmak için : — Maşallah zayıflamışsınız?! Dedi, Halbuki ben hiç bir fark gör- müyordum. Gene gerdan, gerdan Üs- tüne idi, Bayan cevah verdi — Aman çok rahat ediyorum, Sa- bahları bir Rus kadını geliy (Ba- na doğru da bakarak) Hem de diplom (!) öyle güzel masaj yapt- yor ki tarif edemem! Yalnız acıya dayanmak Jâzım (!) her tarafımı çürük içinde bıraktı (I) dedi ve mâ- nalı, mânalı yüzüme bakarak siz ne dersiniz? Bay doktor? Öyleya siz de yarı hekim Güldüm sadece ji size tavsiye ederim, öyle Rus kadınlarına, Alman | Yahudi madamlarına çabucak kapıl- mayınız. Ellerindeki” (varsa) kâğıd parçaları hiç bir şey Made etmez, Av- rupada ayrıca diploma veren masaj mektebi yoktur. Yüksek beden ter yesi mekteplerinde ders olarak T zariyat ve ameliyatını, tedavide taf- bikatını öğretirler, Bu bir! Sonra her tarafım çürük içinde kaldı! buyuru- yorsunuz. Halkımızda ne yazık ki böyle bir yanlış zan var. Güya masaj müessir olmak için insanın canını acıtması lâzımmış! Eğer öyle olsay- dı makineler çoktan ellerin yerine kaim olur ve kimse artık el masajı yaptırmazdı, Filhakika profesör dok- tor Zander Mekanoterapi adını taşı- yan ve elektrikle işliyen âletler icad eden ve vücud üzerine bu makineler (Vibratilon) (o tehziz, (tapotemont) tabtaba, (pötrissage) tabcin nevin den bir takım ameliyeler yapıyor. Bundan âz çok istifade edenler de vardır. Fakat makine hiç bir vakit elin ve parmakların gördüğü işi gö- Temez. Hareketin cild üzerine, adale üzerine, âsâp üzerine yaptığı tesiri yapamaz. Çok tecrübeli, bilgili ve di- rayetli bir elin yerini hiç br şey tuta- maz. Maksad bir parkeyi cllâlayıp parlatmak değil, bazan hassasiyeti tahrik, bazan yorgun bir adaleyi tes- kin, bazan âsap merkezlerini tenbih, bazan kanın cevelânını tesri, bazan da azanın ataletini izaledir. O sebep- le bilgili bir masajcı eflöraj, friks- yon, petrisaj, vibrasyon, hasiman, trepidasyon, siaj, klapman, fulaj ve- saire gibi ameliyeleri ne gibi ahvalde tatbik edeceğini ve bu ameliyelerin hangisinin önce, hangisinin sonra yapılacağını ve her birinin ne kadar zaman yapılması fayda vereceğini sanatı da | bilmezse onun yaptığı masajın bir tellâğın Oövmâsından farkı olmadığı- na şüpheniz olmasın. Mütareke senelerinin sonu görüştüğümüz bir da idi. paşa sdü, Beyoğ- lundan bir masajcı geliyor, beni her gelişinde turşuya çeviriyor! Rica edis rim bir gün sen de bulun da ne yap- tığını gör! dedi Paşanın köşküne gittim, Masaj profesörü (!) geldi. Soyundu, Beyaz ketenden iş gömleğini giydi. Masa- nın üstüne pudra ve pomata kutula- rıni siraladı. Paşayı anadan doğme Hazreti Adem kıyafetine getirdi. Kar- yolasına arka üstü yatırdı. Kendi de ellerini güzelce yıkayıp sabunla fhr- çaladıktan sonra vıcık, vıcık yağladı ve paşanın bir kümbelti “teşkil eden. karnını mıncıklamağa başladı. Zavallı adam yattığı yerde arada bir, ay! Doklor acıttan! diyor. (Adam doktor filân değil ha!) Fakat kendi- ne o süsü veriyordu. i Kötü bir şive ile doktor (!) cevab veriyor: — Bir şey:değili Bir şey değil! Şim- di geçecek! Sizde çok yağ var! Ameliyat yanım saat sürdü, Pasa kan tere battı, adam dâ hayli ye- ruldu, Biz masajcı ile içeriki odaya gtc- tik, Doktor (!y merakla sordu. Siz de doktor musunuz? — Hayır dekler değilim amms bu sizin yaptığınız işi İsveçte öökler- lardan öğrendim. — Ya! Öyleyse benim yaş miasajı nasil buldunuz? — Hiç doğru bulmadım. Hepsi £« na. Evvelâ bu adamı böyle çırçıplı soymağa lüzum yok, yalnız k açıp İş ceğiniz nahiyeye ta bu işi yapmak mümkündür. hiç açmasanız da pijama de bu masaj yapilabilir. İkincisi arkaüstü uzatılmca batın adeleleri (en relâche) istirha halinde b maz ve masaj o kadar müe Bu gibi ahvalde gövde kırk beş dere. celik bir meyilde bacaklar bükü ler açık»ve altında bir zaviyei t bulunmak üzere hasta (demi «- chö) denilen vaziyette bulunmalıdır Üçüncüsü önce bir (effleurage) telmis ile cilde yakın olan pis kanın hareketini çabuklatmak, sonra karın adalelerini tehzizli bir friksiyonla muşatmak ve ondan sonra f lar üzerine tesir yapan (pötr geçmek ve gene bir (effleur masajı bitirmek lâzımdı. de e Adam kurnaz, Benim bu İşin bancısı olmadığımı görünce çok h kınız var, bugün biraz aceleye ge iyi çalışamadım. dedi, Yalnız bu bi zim iş biraz da gösteriş ister (!) Si- sin dediğiniz gibi elbise üzerind yaparsam bu adam yalandan yap yor derler. Ne yapalım biz de geçi- neceğiz! deği, Hatt üze Selim Sırrı Tarcan Türkiye Ecnebi 1400 kuruş 21700 kuruş SG AYLIK 7 » 9 » 3 AYLIK 1 AYLIK Posta ittihadına dahil olmıyan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruş'uk pal göndermek lâzımdır. Receb 13 — Ruzuhumır 126 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsi E. $İR 1058 539 0,15 120 İ Va. 351 5311212 1548 1832 2005 İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokak No, 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: