Pazarlığın meni kanunu tatbik edilmeden evvel dükkân dükkân do- verdim. Evvelâ Mahmudpaşada bir dükkâ- ma girdim, içeride öyle hararetli bir Pazarlık sahnesi geçiyordu ki bir müddet hayran hayran seyrettim. Genç bir kadın dört metre kumaş alıyor. Dükkâncı kati karar vermiş bir adam tavrile: — Size son bir fiat söyliyeyim mi? diyor. Bu kumaşın metresi üç lira- dan aşağı olmaz. Vallâhi bilâni size ine veriyorum. Genç kadın hayretle gözlerini açtı; — Ne? Üç lira mı? Siz aklınızı mi kaçırdınız? Annenizin nikâhını mi İstiyorsunuz? Böyle söyliyerek genç kadın dük- kândan çıkmağa davrandı. Tezgâhdar büyük bir telâşla arka- sından Seslendi: — Bayan... Bayan... Darılma ya- hu... Dur... Sen de bir flat ver... Alı- cı mısın? Sorucu musun?, Gel danli- ma... Uyuşuruz. Genç kadın tekrar dükkâna dön- dü. Pazarlık yeniden başladı. söyliyeyim miş diyen dükkâncı bu sefer gene: — Size en son bir fiat söyliyeyim mi? dedi, bu kumaş iki buçuk lira- dan beş para aşağı olmaz. Genç kadın tekrar sinirlendi: — Size bir şey söyliyeyim mi?.. Ben bunun metresine 125 kuruştan fazla vermem ... Dükkâncı çırağına seslendi: — Ahmed... Getir şuradan bizim defteri... Bayana bu kumaşın kaça satın alındığını, sermayesini gösle- reyim ... Çırak bir defter getirdi. Tezgâhdar bir takım sahifeleri karıştırdı. Kar- ma karışık bazı rakamlar arasından bir tanesini parmağile işaret etti . ” — Görüyor musunuz? Bu kuma- $ın sermayesi 2 buçuk lira... Size sermayesine veriyorum, almıyorsu- nuz, Başka yerde bu kumaşı üç bu- çük liradan aşağı alamazsınız, Genç kadın: — Rica ederim. Bana eziyet etme- Yiniz, dedi. 125 kuruşa metresini ve- Tİyor musunuz? Vermiyor musunuz? Dükkânct: — Güzel hatırınız için size bu ku- mMaşı 225 kuruşa bırakabilirim.. Genç kadın tekrar kalktı, Dükkân- dan çikiyor. Tezgâhdar: — İki lira da vermiyor musunuz?.. Haydi şimdi güle güle... Kadın dükkândan dışarı ilk adr. mını atar atmaz tezgâhdar : — Bayan... Bayan... 150 de ver- Miyor musun... Bayan arkasına dönüp sesleniyor: — 125 den fazla veremem... — Gel,.. Gel... Haydi, maksadı- Miz kazanmak değil, alış veriş. Bu yarım saat süren pazar'ıkta be- Mİ hafakanlar boğacaktı. Nihayet dükkâncı ile, müşteri anlaştılar, Ku- Jaşıp bu işi yakından tedkike karar fis Pazarlığa esnafın halkı alıştırdı ğını söyleyen Mahmudpaşada tuhafiyeci B. Ahmed Hâmid Havlucu ve tülbendei B. Ziya maş kesildi. Ben de dükkünda fazla Bir müddet evvel «Size son bir fiat | durmadım. Dışarı çıktım ... Şimdi ayrı ayrı görüştüğüm esna- fın pazarlık meseleleri hakkındaki fikirlerini yazıyorum. İstanbulun en fazla hangi semtinde pazarlık edilir? Evvelâ Çarşı kiz ? kapıda şık bir kunduracı dük- kâ irdi Kunduracı bay Mehmed Aliyi bir köşeye çektim. Sordum: Pazarlığın kalkmasından ğ memnun musü- İ 2 nuz? — Tabii de ğil mi? Bu bizin fi için ne büyük bir eziyetti. Bir malı satmak için çekişe çekişe pa- zarlık etmek, kan ter içinde kalmak Kunduracı B. Mehmed Ali sınıftır? > — Vallahi pazarlığı bayanlar Taz fazla seviyorlar. Daha ziyade pa- zarlık yapanlar kadınlardır, Bunun için en ziyade kadın eşyası etrafın- da pazarlık yapılır, — İstanbulun en ziyade pazarlık edilen mıntakası neresidir? — Çarşılçi ve Mahmudpaşa... — Di çok yüzde kaç nisbetinde pazarlık edilir. Meselâ bir malın kaç misli fiat isterler de, bunu nihayet ka- ça birakırlar? — Oooo... Bunun hududu yoktur. Meselâ evvelâ 30 lira İstedikleri bir mantoyu, bir elbiseyi 14, hattâ 101i- raya bıraktıklarını çok görmüşüm- dür, v “Pazarlık yasağı ,,nın tatbiki arifesinde... En çok pazarlık edenler kimlerdir ? En ziyade pazarlık hangi semtte olur? Pazarlığa sebebiyet veren esnaf mıdır? Müşteri midir? Pazarlık kalkarsa esnafın vaziyeti ne olacaktır? — Daha ziyade ihtiyar kadınlar mı pazarlık yaparlar yoksa gençler mi? — Daha ziyade gençler ... — Pazarlığa sebebiyet veren müş- teri midir? Yoksa esnaf mı? — İkisi de... Müşterilerin pazar- lık için ortaya sürdükleri birçok se- bepler vardır. Meselâ kimi; — Canım biz yabancı değiliz... di- ye söze başlarlar, Kimi yanlarında bir tanıdıkla beraber gelirler, Bu su- retle pazarlığı kendileri lehine dafia ziyade kolaylaştırmak isterler . «Ben de pazarlık sevmem...» Bundan sonra Biz dedi, dük- kâna giren müş- terinin pazarlık $ edip etmiyeceği- ni daha ilk ba- kışında anlarız. Meselâ senelerce hiç pazarlık etmi- yen bazı müşterilerimiz vardır ki on- lara yalnız tek bir fiat söyleriz. Halbuki bazıları: — Ben pazarlık sevmem. Eziyetsiz bir fiat söyle... diye söze başlarlar. Bir saat pazarlık etmeğe mecbur olu- rüz, Benimi fikrime Kalırsa pazarlığa sebebiyet veren esnaf değildir, Bir çokları pazarlığa alışmışlardır, Bun- dan kolay kolay vazgeçemezler «Burası Beyoğlu mu?» Gene Mahmudpaşada tuhafiyeci bay Ahmed Hâmidin dükkânına gir- dim. Tuhaf şey... Bu dükkânda birçok müşteri olduğu halde pazarlığa aid hiç bir konuşma işitilmiyordu. Dük- B. Levi ,kâncı müşteriye bunun fiatını söylü- yordu. Müşteri de bu fiatı makul bu- Tursa malı alıyordu. Pahalı bulursa almıyor, çıkıp gidiyordu. Bu hal pek hoşuma gitti. Bay Ah- med Hâmid işini bitirince kendisine sordum : — Pazarlığın kalkmasından mem- nun musunuz? — Ben bütün ticarelimde, iyi iş yapmamı neye medyunum bilir mi- siniz? Katiyen pazarlık yapmama ma,.. Babam bu dükkânda 45 sene esnaflık etmiştir, Kendisinin bir gün pazarlık ettiğini gören olmamıştır. Ben 17 senedir buradayım. Haya- tımda pazarlık ettiğimi bilmem... Bundan halk da memnundur. Çün- kü malı içi rahat olarak satın alır, Kendisine: «Acaba pazarlık etseydim bu malı daha ucuza alabilir miydim?» gibi bir fikir gelmez. Çünkü bilirler ki ben pazarlık etmem. Pazarlık ortadan kalkınca esnafın daha iyi iş yapacağına kaniim, Çünkü birçok müşteriler de pazarlık yüzün- den «Acaba aldanıyor mıyım?» gibi bir fikir vardır, Ve bu fikirle de insan rahat rahat alış veriş edemez. — Pazarlığa sebebiyet veren müşteri midir? — Katiyyen, müşteri pazarlığa alış- tırılmıştır, Pazarlığa sebeiyet veren €s- naftır, Hattâ müşleri pazarlığa © derecs alışmıştır ki, pazarlık etmediğiniz za- man şaşırıyor. Çok defa bizim canir- mızı sıkacak sahneler ölüyor. Meselâ pazarlık etmek istiyen bir müşteriye: — Efendim, Pazarlık yoktur... De- diğimiz zaman: ni — Ne? Pazarlık yok mu? Burasi Beyoğlu mu yahu? cevabını veriyor... Pazarlık edilmiyen yer yalmız Bey- oğlundan mı ibarettir? Kadınlar maldan daha ziyade anlarlar.. Aynacılar da 10 numarada havlici- Bahife 7 — Edremidde asri Derman kaplıcası inşa edildi 70 köyün iştirakile yapılan bu kaplıca asri ve şifalı bir sağlık yurdudur Edremidde Derman kaplıcasının cepheden görünüşü Edremid (Akşam) — Geçen sene 9 eylülde temeli atılan Edremlid kaplı- cası faaliyete geçmek üzeredir. Ya 30 ağustosta, yahud 9 eylülde büyük tö- renle açılacaktır, Bu kaplıca memlekette bir eşine az tesadüf edilecek şekilde, son derecede modem ve güzel bir eserdir. 10 köyün müşterek yardım ve gayretlerile vücud bulmuştur. Eski şekli tamamile bir ha- rabeden ibaretti. Bu hususta şimdi mülkiye müfettişliğine terfi eden €s- ki kaymakamımız bay Ömer Bedred- dinin azami gayretlerinden maada su mütehassısı profesör B. Nüzhet Şa- kirin, mimar B. İhsan Kutarın ve su mühendisi B. Suphiile elektrik mühendisi B. Hasan Haletin büyük yardımları görülmüştür. Eski, iptidal şeklinde iken kaplıca- nın suyundan ancak yılın üç beş ayın- da istifade edilebilirken şimdi suyun 58 derece sıcaklıkta tesbit edilmesi yüzünden daimi istifade temin edilmiş-! tir. Tahlil raporlarına göre bu su, ma- deni az sicak sular sınıfındandır. Tak- riben bir kilometre murabbaı saha içinde ve yer yer çıkan bu suyun ha» raret derecesine nazaran sathi sulardan olmayıp çok derinlerden kaynadığına. hükmedilmektedir. Kaplıca sularının çıktığı saha dahilinde bataklık şek- linde husule gelen çamurun da, Av- rupa kaplıcalarında olduğu gibi, ça- mur banyosu İle tedavi işine de yarıya- cağı ve bunun Türkiyenin başka hiç bir yerinde elde edilemiyeceği gene mü- tehassısların raporlarile anlaşılmış ve bu ihtiyacı karşılıyacak feni tesisat da ihmal edilmemiştir. Resimde de görüleceği üzere fevka- lâde itina ile yapılan ve romatizma, nevralji, mafsal iltihabı, kadın hasta- lıkları gibi malüm hastalıklara birebir gelen ve radyo aktivite bakımından da emsalinden aşağı kalmıyan Derman kaplıcası, şimdilik yalnız asri bir ha- mamdan ve tedavi yerinden ibarettir, Otel yoktur. Lüzum hissedildiği tak- dirde böyle bir reüesseseye lâyık bir otelin de derhal yapılacağı şüphesiz- dir. Esasen kaplıcanın Edremidden üç kilometre uzakta bulunması, gerek otomobil servislerinin, gerek banliyö trenlerinin ucuzluğu henüz orada bir otel ihtiyacını doğurmamıştır. 8 Kaplıca, elektrik, bina, mefruşat, çamur banyoları, kantin ve saire taks riben 25 bin liraya mal olmuştur ki, bu da, yukarıda yazdığım gibi 10 kö“ yün, köy kanununa göre vücude gös tirdikleri birliğin, cümhuriyet Teji- minden aldığı feyizle ortaya çıkan büyük bir eserdir. Kaplıca Edremi- din meşhur tabli güzelikleri ortasın- da olmakla beraber Burhaniye, Ayva- lık, Bahkesir - Edremid şoselerinin ve Balye - Karaaydın trenlerinin geçtiği yerdedir. “ Köy birliğinin seçeceği bir müdür tarafından ve gene birliğin intihap edeceği kontrol heyeti ile kaymakam- lığın mürakabesi sitında idare edile cektir, Şimdilik tesbit edilen fiatler şunlardır; Lüks banyoların saati 50, diğerleri 25, umumi havuzlar da 10-15 kuruştur. Uşakta sıhhat korucuları © : e # ç EM Uşak (Akşam) — Çalışkan hükümet doktorumuz B. Süreyya Yücelin ida re ettiği kırk beş günlük sağlık kursunda imtihanda muvaffak olanon bir genç sıhhat koruculuğu yapmak üzere muhtelif mıntakalara tayin edilmişler« dir. Yukarıki klişe, imtihanda muvaffak olanları, muallimlerile bir arada gösteriyor. Ma numa ık ve tülbentiçilik eden bay Ziya da şunları söylüyor. — Evet... Daha ziyade pazarlık eden bayanlardır. Fakat bayanlarla alış veriş etmek daha iyidir. Çünkü kadınlar, erkeklere nazaran kumaş, havlu, tuhafiye işinden, maldan daha ziyade anlarlar, Hiç değilse alacakları malın değerine yakın bir fiat verirler, 'Halbuki erkeler bir flat verip keser- Jer. Bu fiatin satın alacakları malın değeri olup lomadığını düşünmezler.» Esnafın fikrini yukarıya yazdıktan Mİ sonra ben de pazarlık hakkında iki üç cümle söyliyeyim. Bu pazarlık yasağı kanunu, şapka kanunu, yeni harfler kanunu gibi bizi daha asri bir şekle sokacak bir kanundur. Pazarlık bir memlektte iptidailiğe delildir. Dikkaf ediniz, pazarlık en ziyade şarkta, Af- rika memleketlerinde göze çarpar. Amerikâğa, Nevyorkta pazarlığın dünyanın en ayıp şeyi telâkki edildi. ğini gözlerimle gördüm. H.E. j i