Sahife 6 —. — Meyvacılık İncir ağaçlarında ilkah nasıl olur? İncir ağaçlarına sinekli incir dizileri niçin asılır? batlarda, çiçeklerde, ilkah fili, gubarı T - erkek çiçek tonunun - dil izan Bu telkih fi lı an, meselâ: diğer bir ederler. incirlerin telkik küldür. incirlerin çiçekleri danda görünmediği ve incirin k delikten başk: giremediği ve içeriye ds rüzgür tesir edemediği eihetle, ilkah fili- ana gelmesi için bu delikten çerisine girecek hususi bir vasıtaya Mtiyaç vardır. İşte, bu vayifeyi ifa etmek için ta- haşeratın gışaiyüleenah sınıfından ssaronis denilen bir si- yardımcı gön» ne, tablatin yardımcıları Rüzgürlar, arılar, kele- kım haşereler yardım de meği in dermiştir. Bu sineğin erkek ve dişisi birbirinden farklıdır. Erkek sinek kırmızı renkte olup kanatları yoktur. Dişi sineklerin renkleri Xe esmer siyahtır, büyük harşefi kanat Jarı vardır. Bu sinekler, erkek İncir içinde yaşar- Jar. İlkah filine yardım eden bu sinek- Yerdir, edvarı hayatiyelerini bütün sene zarfında ve innhtelif mevsimlerde mü- tevaliyen yabani incir ağaçları üzerinde | husule gelen, incirler içerisinde geçirip | ikmal ederler. i Sineklerin İlk nesli bu ağaçlar üzerin- de, Maziran başlangıcında, yaprakların dibinde gök yeşil renkte doğan Cebe incir) desilen İncir içerisinde meydana gelir. Bu incirler teşrinisaniye kadar ağaç Üzerinde kaldıklarından teşrinievvel aym- le bulunan #inek yumurtaları evelâ, sürte, bilâhare istihale ek, sinek olarak dışarıya çıkıp ağacın etrafında dolaşmağa başlarlar ve ayal ta- rihte, aynl ağaç üzerinde gene yaprakla- rın xoluklarında ikinci derecede hasıl clup iboğa) incir denilen incirlerin içeri- |e girerek yumurtalarını koyarlar. ve badshu mahvolurlar. Ebe incirler de, o sırada ağaçlar düş- meğe başlarlar. Boğa incirler şubata ka- serinde kalırlar. Şubat ayı a içerisinden çıkan sinekler, ayni ve boğa ineirlerinden da- ak, üçüncü derecede doğan »iz incirleri aşılamak için ağaç- e asılan Cilek) inciri deinlen içerisine girerek yumurtalarını Artık bundan sonra boğa incirlerin de hizmeti kalmaz. Bunlar da ağaçlardan düşmeğe başlarlar. ilek incirler haziran ortasına kadar ağaç üzerinde kaldığın- mayıs ortalarına doğru içerisindeki ın inkişafında hasıl olan si- çifleşmeğe o başladıklarından Ççif- çiler bu incirleri toplayıp #şağıda tarif edileceği veçhile dizi yaparak, asl ehil 1 üzerine, yediğimiz incirleri telkih için asarlar, Binaenaleyh, incir ziraatile meşgul olan- en mühim iş mikdarı kâfi (lek) ilkbaharda hasıl olan ineirlerdir. bilâhare çıkacak olan bü in- asl ehli incir ağacı üzerine asıl- o sene İncirlerde fili tekih ol- kemale gelmeden dö- ek incirde 500 - 3000 sinekler bunların dörtte üçü dişi, dörtte biri de erkektir. İmcir ağaçları meyvaya yattıklarında anlardan matiub derecede mahsul elde etmek için vaktü zamanile ilkah ameliya- tına yardım etmek lizımdır. İlkah ameliyatının yaklaştığını şu çe- kilde anlamak kabildir. Bir adet erkek incir alınarak ortasından, bir bıçakla iki- ye taksim etmelidir. O esnada kanalsıs erkek sinekler görülür. En evvel er- kek sinekler dışarı çıkarlar. Bundan maada ileklerin asma zamani geldiği rerklerinin sararması ve yumuşak Ol masile anlaşılır. Bu cihet anlaşıldıktan sonra ağaç üzerine çıkarak en ziyade yu- muşak olanlar toplanır ve bu in leden sonra akşama kadar topalmalıdır Ertesi sabah, toplanmış olan ir dizerek ehli ağaçlar üzerine asmalıdır. Sinekleri havi ilek incirler ebli ağaçlar Üzerine asılmazlarsa O sene mahsul al- mak kabil değildir. İşte, incirlerde, lek asma ameliyatı har #ene yapılmalıdır. Eğer civarda yakında erkek ve dişi incir varsa mesele yoktur. Binekler uçarak ağaçları telkih ederler. Şayet erkek ineir yoksa İlek asmak za- Tureti vardır. Bazı seneler mahsul alın- mamasına sebeb de fek incirlerin asıl- mamasından ileri geli mmm — —— — — Tashih — Geçen hafta kesreti mündericat dola- yısile tabedilemiyen ve dağlık, bayırlık bir erazide fındık ağaçlarının çapalan- masında, erazinin sürülmesinde, keza fın- dıkları kırarak kabuklarını ayıran, &di veya Santrikoj bir.su tulumbasını tah- rik ile su çıkarılmasında müstamel el traktörünü burada aynen dercediyoruz. Bu traktöre ald izahatı 9/V11/938 tarihli, cumartesi günkü hüshamızda bulabilir- Para Yüzünden... Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ-Nü) Delikanlı boğuk ve heyecanlı bir sesle: Yalan söylüyorsunuz. Size yemin ederim ki bir erkekle beraber saatler- ce kaldınız... OL. Bütün işittiklerimi tekrar etmeğe beni mecbur etmeyin... Artık her şeyi biliyorum... Beyhude yalanlara tenezzül edip kendinizi büs- bütün küçültmeyin! Muhabbetime değil pefretime lâyıksınız.. Sizden nefret ediyorum Genç kızdan ayrıldı. Büyük adım- Tarla caddeye doğru koşuyordu. Suzan arkasından bakakaldı. Ne 0)- muştu? Neden «senden nefret ediyo- rum» demiş sından koştu, meyus ve ürkek e seslendi: — Pertev!.. Pertev!., Fakat delikanlı işitmemiş gidiyordu. Kızcağız yetişti. Önüne geçti, yo- unu kesmeğe çabalıyordu Pertev bey, inanın bana, o odada oturmadım. Doktor omuzlarını silkti, Sonra bü- fün ızlırabının acısile bağırdı? — Bilâ yalan söylemekte israr mi sma bi ko 'Tefrika No. 35 ediyorsunuz Ben sizden izahat iste- miyorum! Bırakın beni!. kendi yolunuza gidin... Aramızda hiç bir ra- bıta kalmamıştır. Sizden iğreniyor, tiksiniyorum... — Pertev... Günahtır... Haksız yere böyle acı sözler söylemeyin! Kızın bu ısrarı" doktoru büsbütün çileden çıkarıyordu. Öfke ile ilâve etti: — Vaktile sizi sevmiş olduğuma Pişmanım... O saf o yüksek hissi sizin gibi bir kadına vermek ne ahmaklık!., Allah rızası için çekilin... Gidin... Bıra- kın beni... Gidin, gidin.. Suzanı iterek geçmek istedi; lâkin Lütfi beyin kızı yerinden kıpırdamadı. Yarabbi! Kâbus mu geçiriyordu Per- tev niçin ondan bu kadar şüphe edi- yordu?.. «— Bu otele neden geldiğimi bilme- den hüküm vermeyin-« diyecekti; lâ- kin daha cümleler ağzından çıkma- dan muhatabı asabiyetle: — Sözlerinize inanacağım mı sanr yorsunuz?,.. - diye haykırdı. Acı acı gülerek — Muhaverenizi işittikten sonra şimdi söylediklerinize nasıl inanırım? Süs ağaçları Çok güzel ve faydalı bir süs ağacı olan ihlamurlar nasıl yetiştirilir? Çiçekleri güzel bir çok süs ağaçları me yanında, ıhlantırların mevkii çok daha mühimdir. Çiçeklerinin kokusu pek mü- kemmel olduğu gibi, tababette te çiçeği çok istimal olunur. Nezleye, soğuk ağ, lığına karşı, ıhlamur çayını bir deva gibi istimal ederler. Hakikaten O müleyyin, müdrir, terletici bir hassaya maliktir. Bizde bir çok yerlerde, çay yerine ihla- mur istimal ederler ki, pek muvafıktır. Ihlamur ağaçlarının, bahçelerde hasıl ettikleri gölge de, diğer ağaçlara naza- Tan daha mükemmeldir. Bilhassa ilkba- harda, mayıs, Haziranda çiçeklenmiş ih- lamur Ağaçlarının altında oturarak din- lenmenin, insana verdiği zevk cidden pek fazladır. Bahçesinde, üç dört ımlamur ağacı bu- | lunan bir kimsenin, bahçesinden İntişar o güzel koku, hemen bütün mahal- stilâ eder. Binaenaleyh, yol kenarlarına, parklara, bahçelere, bu pek kıymetli olan ıhlamur ağaçlarının dikilmesini ehemmiyetle tav- siye ederiz Ihlamur ağaçları çabuk yetişir, keres- tesi da pek makbuldür. Ihlamurların çiçek Yazivetleri, resmi- mizde görüldüğü gibi 6 - 7 çiçeğin bir maya gelmesinden basit bir o unkud hasıl olur. o İhlami çiçeklerinin di- ğer ağaç çiçekli bambaşka ir nebati o evsafı Beher çi- çek, teşekkülleri akabinde düşen, beş ta- ne keis ile sarı renkte beş tüveyç yap- rağı, bir çok erkek âzalarla 2 - 0 yuvalı mebiz teşkil eder. Erkek âzalar mebiyden daha evrel kemale geldiği için çifleşme keyfiyeti arılar vasıtasile, yabancı çiçek- lerle olur. Çiçekleri Tesmimizde görüldüğü gibi, yapraklı uzun bir sapa bağlıdır, meyvaları, içerisinde tohumları vardır Bundan do- Yayı. ıhlamur tohumları kısa mesafeler dahilinde intişar edebilirler. Ihlamur ağaçları gölgeli yerlere taham- mul eder ve fazla filizlenme kabiliyetine maliktirler. Kerestesi yumuşak ve ha- giftir, Bilhassa arılar, ihlamur çiçeklerinden pek ziyade istifade ederler. Bunların yap- tıkları ballar, pek enfes, güzel kokulu olurlar, Ihlamur tohumlarından da güzel bir yağ istihsal olunur ki, bu da tababelle kullanılır. Ihlamur ağaçlarının cinsleri pek çol tur. Bizde yetiştirilen ve dolu murn namile tanınmış olan ıhlamurlar, yaprakları kalbi şekilde, nit tarafları da beyaz tüylü veya gümüşi yapraklıdır. Bu cins ıhlamurların yatanı memleketimizdir. Memleketimizde oyetiğtirilen oıhlamur- Jar diğer memleketlerde yati daha makbuldür. Ağacı gözel, yap: vi. piri pek te enfes Kokuludurlar. edei ve şahları ile Tohumla: eder. Ancak iki senede iptaş Till vukubulur. Bunur tohumlarının latbik ameliya- tana tabi tutulması lâzımdır. Tohumları ile teksir için; evvelâ; Top- Suzan odada kimse ile konuşmamış- tı. Bunda büyük bir yanlışlık olduğu- nu delikanlıya anlatacaktı: Aldanıyorsunuz Pertev Ben... Hıçkırığa benziyen bir kahkaha sö- zünü kesti: - Hahaha... Ne de güzel yalan söy- lemeği biliyorsunuz... Size «kulağım- la işittim!» diyoruyp... — Neyi işittiniz? Allah aşkına biraz beni dinleyin... Erkek asabiyetle yumruklarını sıka- rak: — Ağzınızdan çıkan sözleri tekrar edeyim mi? Onu mu istiyorsunuz. Pek Mâ... Siz o adama... Yani dostunuza. Bu son cümle Lütfi beyin kızım İr- kiltti; isyanla: — Ove!... Amma da yapıyorsunuz... diye bağırdı. Fakat Pertev yordu: — Evet dostunuza «senin yanında olduğum için bahtiyarım» diyordu- nuz. Genç kız nemli ve saf gözlerini hay- retle açarak: Ben mi böyle bir şey söylemi. şim?.. — Evet, hattâ «aşkıma mevkiimi, şerefimi feda ettiğimden hiç te piş- mean değilim» diye ısrar ediyordunuz... Evet Suzan' hanım... Siz, Lütfi beyin bey. coşmuş, devam edi- Çiçekçilik Sarılıcı, sarkicı, yayılıcı, çok güzel bir çiçek « Tropocolum majus nanum» Bam Tropocolum'lar; o Tropocolum'lar hö- dayi nabit bir halde, bir metreden beş metre irlifan kadar boylanan, sarlcı, Yayılıcı, sarkıcı bir çiçektir. Tropocolum'lar, Yazın sonbahara kadar çok güzel çiçekler açarlar. Çiçeklerinin renki, resmimizde görüldüğü gibi, beyaz | ortaları kırmızı, sade kırmızı, sarı, çiko- Yata rengindedir. Bunların, nisan ve mayısta tohumla- ri ekilir. Tohumları yerlerine doğrudan doğruya ekilebildiği gibi, evvelâ yastık- lara tohumlar ekilerek fide yetiştirilir, badehu bu fideler asıl yerlerine dikili ler. Balkonların, pencere kenarlarının lenmesinde ve yahut tavana asılacak tel fanus içerisine konarak, sarkan çiçekler- le, bulundukları yerlerin osüslenmesinde çok istimal olunur, Tıpkı «Trades Kan- taslar gibi aşağı doğru mükemmel sar- karlar. Yaprakları da, çiçekleri de pek | zarif ve hoş bir çiçektir. Tropocolum'lar, senevi çiçeklerdend Her sene, İlkbaharda tohumlarını ekere yetiştirmek İster. Bu çiçeklerin diğer bir meri de: T. Lobblanumdur ki, 4 » 5 metre uzunlu- Runda boylarir ve bülundukları yerlere sarılır ve sarkar. Kirmizi ve altın sarısı çiçekler açarak bulundukları yerleri gö- gel süslerle, Bu çiçek, yazlık sarılıcı, senevi çiçeklerin en makbulüdür. Bilhas- sa balkonların tezyininde çok ekilirler. Çok çabuk yetişen, büyüyen diğer bir Peregrinum (Canarlensis) tür. renginde çok tatlı, güzel renkte çiçekler açar. Resmimiz, beyaz, ortaları kırmızı çiçek- ler açan Kapuziner - Kresw - veya CTropocolum majus nanum) çiçeğini gös- ter mmel balkon cularımıza, tavsiye etmek İsteriz. m aaa rağın tohumluğa tahsis edilen bir ma- halli güzelce, toprağı kazılarak, tarakla toprak tesviye edilir ve bu suretle toprak hazırlandıktan sonra el ile sıkıştırılır ve sulanır. Bundan sonra tohumlar fikba- harda toprağa #erpilerek/ üzerleri 3 - 4 santim kalınlığında, yarı yarıya karıştı. rılmış toprak, yanmış, çürümüş gübre ve yaprak çürüntüsü mahlütile örtülür, pallıp bafifçe sulanır ve tohumlar in- ninceye Kadar toprak dai- durulur. Tohumlar çim- muhafaza için üstle- durulması lâzımdır. Teşrinisanide (o seyrelimek (o makâadile, fidancıklar yerlerinden çıkarılıp ayni tarzda hazırlanmış diğer bir toprak par- çasına veya mahalline dikilirler, Bundan sonra fidecikler ertesi senenin eylülüne kadar bulundukları mahallerde terk edi- lerek muhafaza olunurlar ve badehu bunların en kuvveti Hdelikten çıkarı- yi terbiye görmüş saf ve temiz kızı ulanmadan ayıbırızla iftihar ediyor- dunuz, Genç kız bu umulmadık sözler kar- şısında âdeta aptala dönmüştü. Şaşkın şaşkın cevab veriyordu: — Pertev bey.. Allah nzası için merhamet edin... Beni dinleyin... Biraz susun... — Neye merhamet edecekmişim?,. Neye susuyormuşum?.. «Kollarının arasında ne iyiyim» diyen öiz değil miydiniz? — Dinleyin beni... dim... İnanın bana! — Hayır, hayır, hayır.. Yemin ede- rim ki odada idiniz. Yemin ederim ki Ben odada değil- sizi işittim... Buselerinizi de duydum... Öpüştünüz! Şimdi istediğiniz kadar inkâr edin; yalan söyleyin... Sizi dinle- mem bile.. gördüm!.. İşittim stanbula neden geldinizi artık an- lıyorum... Mesele apaşikâr.. Böyle otellerde rahat rahat dostunuzla bu- luşmak için evinizi terkettiniz... Kim bilir belki de babanız sizi kovdu... An- neniz ise ya fazla şefkatinden sizden | ayrılamadı, yahud da yalanlarınızla onu kandırdınız. Suzan bir şeyler söylemek istiyordu. Pertev bağırdı: — Susunuz... Evet, şimdi iyice her şeyi anlıyorum... Sıkı sıkı sakladığınız OKUYUCULARIMIZIN BORGULARINA CEVAPLAR Civcivlerin beslenmesi, zambak soğanlafk kasımpatıların uçlarının alınması, meyva ağaçları aşıları ımpaşa, B. Muharrem De bunuzu okuduk yularızın aşağıda, verilmiş 1 — Civcivlere ince kaynatılmış bulgu bir müddet sonra darı, yeşinik verebiliğ” sinir. Zambak soğanlarının topraktan çık#” rılmasına Yüzum yoktur, toprakta da Ki Jabilir. Şayet çıkarılmak zarureti vars& bunları sonbahara doğru, nebatın yâ” Yakları kurumağa başladığı vakit çıkarı” kuruduktar a tahta kutu içerisin8 havadar, kurak bir mahaldf edilmesi Hxumdir. Bunları Şi” bat veya martta tekrar toprağa dikebi” Birsiniz. 3 — Kasımpatlarının uçlarım lardan itibar 4 — Bu mevsimde meyva ağaçları aşı yapılmaz. Ağustos nihayetine doğri durgun göz veya yaprak aşısı yapabilir” siniz. Sürgün göş veya yaprak aşisile kajf aşısını da ilkbaharda yapmanızı tavsiy€ ederiz 5 — Aşılamada kaldel umumiye: AyDİ cins fasileden olmasına dikkat etmek Ji“ zımdır. Meyva ağaçlarının aşılanmala” rında toprağın terkibini de hayarı iüba” ra almak lâzımdır. Meselâ: Şeftaliyi ku” rak, az sulu topraklarda badem üzerine kireçli sulak topraklarda erik üzerin& kumsal topraklarda İse, yabani şeftali ü7€” rine aşılamak daha doğrudur Size büyle bir cedvel yapıyoruz: Topraklara göre anaç Kura sulu te Badem Badem Ahlat Yabani elma nir: Dek cevabisii bu ay” Kumsal " topral Şeftali Zerdali Nevi ir topraklar Erik Erik Ayva Düsen paradis Mahlep Mahlep ddris) ders) Vişne » ” . Anaca güre uzun yaşayış Kısa ömürlü Uzun ömürlü Şeftali Erik, badem Zerdali Erik badem Ayvr Ahlat Elma Düsen, parad's “Yabani etmi Kiraz üze 5) Kuşki Vişne ” .. » apn Grsmalierino bire ana| Nevi Büyük boylu Orta boylu Bodur ve orta boylu Badem k, güvem Şeftali Şeftali Armud Elma Kiraz Kuş kirası Nevi Şeftali Kaysı Armud Şeftali Zerdali » Ahlat veya Ayva ayva Elma (o Yabanlelma Düsen (o Parağis Kiraz (o Kuşkirezı Mahlep (İdris) Vişne , , Badem Ahlat Kayısı Armud aa İma hp toprağa dikilir ve diplerine bir here& dikilerek fidancıkların sakları buna rapt ve istinad ettiril Şahlar ile teksire gelince; Teşrinisani ayında mebatın kökü etrafı, kazılarak, burada hasıl olan piçler, köklerile bera” ber ana nebatndan tefrik olundukt sonra, kendileri için evvelce hazırlar olan bir mahalle naklolunarak toprefâ dikilirler, İhlamürn diğer meyva ağaçları gibi 89 da tatbik olunur. Bunlara tatbik olunan aşı göz veya yap” rak aşısı ile kalem aşısıdır. Ihlamur yapılan aşı usulle temlerini, ikinci bir 5 ceği oresim... Besi hıçkırıklarla boğuluyordu: — O resim... Meğer işte dostun resmi imiş! Genç kız: «— Hayır, o annenin diye bağınmamak için ısırdı, O Pertevi öyle büyük, öyle fedakâr bir aşkla seviyordu ki, ne olursa o” sun ona bu feci darbeyi indiremezdi. Artık Pertevin de tahammülü kal mamıştı, Kolile kızı iterek geçti Hem kaçıyor, hem inliyordu.. boğuluyo”” muş gibi bir kaç kere ellerini boğaz” Da götürdü. İtilmenin şiddetile Suzan bira” sendeleği, Sonra kendini toplyarak erkeğe seslendi. Genç doktor, cevab bile vermiyo: koşarak kaçıyordu. Suzan kendi müdafaa edemiyecek miydi? Bu müf” hiş iftiranın Jekesile mi kalacakt? Bütün kan başına çıktı. Deli olacakti” Tekrar seslenmeğe başladı, Erkek bi” karanlık sokağa sapmış, gidiyordü Kızcağız arkasından koşmağa bâ$” resmi idi!» dudaklarını m bağırıyordu: — Per . Pertev Gece sessizdi, mutlak © çağrıldığı! işiliyordu; lâkin belki kulak asmıyd!” du. Gözden kayboldu. Suzan sokağf girdiği zaman onu artık görmedi. dârkas var)