16 Temmuz 1938 ——— AKŞAMDAN AKŞAMA ———-. — ——— İLİ. Sahife 3 SOHBET: Denilebilir ki 1 DELİLER — On dokuzuncu asrın hürmet bilmez birtakım budalaları, büyük yaratıcı zekâ ile delilik arasın. da pek fark olmadığını söyliyeli beri kendilerine deli süsü veren, deli sayıl Köy hocası — Resmi lisenin orta sınıflarında döndü, döndü... Hususi liseye verdik... Orada da birşey başaramadı... Ticare- tin küçük kısmına geçti... Beceremedi... Şimdi köy hocası olacak! Eminönü Valide hanı Taksiler Şoförler cemiyeti Karilerimizin fikri Radyonun öğle neşriyat İtiraz ettim; z maktan hoşlananlar çoğaldı. — m yaptınız ha... miktarın tahdi- #W saati arsasına asfalt meemen sanatkârlar eme Maksadım: 3 d neşriyalına bir iki günden- -|. zekâ, deha sahibi adamla delinin ve e Sek köy öğretmeni dini istiyor me da başlanıyir Bu sü dökülecek Me benzemeleri, arkadan bakıl. Muhatabım ters anlıyarak devam | © son zamanlarda piyasaya yeniden | | “yek dinlemekten malırum bırakıl. Eminönünde yıktırılan Valide ha- | rine benzemeleri gibidir. er Büyük zekâ, akli - selim'in hudud- larını genişletir; deli ise akli - selime varamamıştır. Delilerle konuşmakta bir neviğ eğlence olduğunu inkâr ede- cek değilim; hiç beklenilmedik bir söz veya hareketle insanı güldürmeleri kabildir, Fakat bu eğlence pek kısa bir dik... Öğrendiğimize göre, taâyo idaresi, öğln neşriyat saatini 1230 dan 1430n değiştirmekte resmi devsirin 14 te tatilini sebeb olarak ele almış İşçi, «maf ve diğer serbes meslek ezbabı memlekette ekseriyeti teşkili eder, Sa- yım, bu zümrelerin yüzde beşi bile tutmıyacak kadar 87 olan memurlar İçin neşriyat saatini değiştirmek nının arsası Belediye tarafından tes- viye edilmeğe başlanmıştır. Bebek tramvaylarının durduğu yerdeki ya- ya kaldırım sökülmüştür. Bu kaldı- nm, yeni Eminönü meydanının ala- cağı müstakil genişliğe göre geriye çekilecektir. Valide hanın arsasına, etti: — Eh, katlanır. Zira gideceği köy deniz kıyısında, şirin bir yerdir.. İs tanbula da pek yakın... Civarında bir kasaba var... Hem ne yapalım? Madem haylâzlık etti, cezasını çekecek... Sonra oğlanın ne kırat olduğunu an- yete gelmişlerdir. Taksi şoförleri, son zamanlarda otomobil mikdarının artması, şehir- latmağa başladı; de otobüs münakalâtının da başlar |( haksızlık değil midir” toz duman yapmaması için asfalt | zaman sürer; konuşmanız biraz uza- Öğlelere kadar sırt üst yatarak ten- ması münasebetle müşkül vaziyete a e a pore dl ekme dökülecektir, Aynı zamanda han $a- | dı mı delinin bülün zavalllığını, ap- belik edermiş; öğleden sonra da sokak | çeldiklerini ileri sürmüşlerdir. Şoför- | | nak ve uzun çümraz er. uy. | | bası önünde mavnalarla sandalların | tallığını hissedersiniz, Delilik, aptallığın sokak sürtermiş... ler cemiyeti, mensuplarının bu müra- kusuna, yatan ev halkının sayısı het yanaştığı sahildeki rıhtım çok bozul- | mütcaddisi, harekete geçmiş olanıdır; Düşünün sik ti: Köyde irfanı, | ç tedkik etmektedir. Cemiyet, halde 14 te tatil yapan memur sayı- muştur, Belediye bu rıhtımı da ta- | tıpkı dehanın mütcaddi zekâ olması medeniyeti, şehri temsil etsin diye na- | Belediyeye müracaat ederek - bir va- | sından pek © Sİ mir etlirecektir. gibi. Alılsızlığın taşması ile aklın taş- sil bir şahsiyeti muvafık görenler var! “| Kitler olduğu gibi - taksi otomobille- â ; Deni ye v ması. Bunların biribirine benzediğini Talebe olamamış... Hocalık edecek!.. | ri sayısının tahdld edilmesini ve pi- Yakacıktaki lok niz tarife komisyonu dün | söyliyenler ancak hareketi görüp de | Acaba köy öğretmenleri cihazı için- | yasaya yeniden araba çıkarılmasına akacıktakı lokanta toplanmağa başladı hareket halindeki seyin mahiyetini Deniz tarife komisyonu dün deniz ticaret müdürlüğünde toplanarak ça- lışmalara başlamıştır. Komisyonun mesaisine ticaret odasından üç mu- rahhasla ticaret müdürü ve Deniz- bank umum müdür muavinleri işti- rak etmişlerdir. Komisyon mesaisine (Denizbank müesseselerinden başlamış ve Liman Delilerden bahseden hikâyeleri, ro- işletmesile Fenerler ve Tahlisiye ida- | manları da pek sevmem. Onlar ne ka- | releri tarifelerinde bazı değişiklikler | darda kolay şeylerdir; Deliden bahse. | göremiyen zavalhlardır. Kendilerini deli diye göstermek isti- | yenlerden hoşlanmam: fikirlerine, ha- ! reketlerine kendileri de büyük bir kıy. | met vermiyorlar demektir. Zaten dik- | kat edin, birer delilik diye söyledikle- ri sözler, hayli eskimiş hudalalıklar. dır. Sözüne itimad ettiğimiz bir zat, de,'bu haylâz yer bulacak madır?. Ha- şa... Ummam ve dilerim ki, ebediyen Anadoluyu gezdiğim sırada ne f6- dakâr, ne idealist ve kıymetli köy öğ- retmenleri gördüm. Fakat itiraf etme- li ki, mesleklerine şeref veren böylele- rinin yekânu azdır... Eğitmenlik de köy için, çok iyi düşünülmüş bir tarı: Üzüm üzüme bakarak sararır; kanar- müsaade olunmamasını istiyecektir. Halk türküleri ile tekke ilâhileri toplanacak Konservatuar müdürü B. Ziya nın riyasetinde bir heyet bu hafta içinde Anadoluda bir tedkik seyaha- tine çıkacak ve halk türkülerile tekke ilâhilerini toplıyacaktır. Bu- nun için Avrupaya kuvvetli bir ma Yakacığın biricik meydanındaki ahçı dükkânın vaziyetinden şikâyet et- mişti. Biz de onun bildirdiklerini bu sütunumuza yazmıştık. Yakacık kö- yü heyeti ihtiyariyesinden buna dair bir mektub aldık. Deniyor ki: . «Köyümüzün bir tane Çarşı mey- danı vardır. Buradaki kahvehanenin bir kısmı lokantaya O kalbedilmişlir. Fakat yemekler diğer bir yerde piş- mektedir. Binaenaleyh kokusundan halkın bizar olduğu doğru değildir. ya ötmesini usta kanaryadan öğrenir... | kine sipariş edilmiştir. Böyle bir ahçı dükkânı köyümüzün Ayni cinsten bir nümuneyi kütle ara- en mühim zaruri oihtiyaçlarındandı. yapmıştır. den romancı ona İstediği hareketi yap- tırmakta serbesttir. Yazdığı eserin de Sına atarak: — Buna benzeyin! - demek iyi bir usul, Lâkin elbette bu, ihtiyacı yüzde yüz bibliği tasdik etmiştir» ” ö 5 HA v lamaz. Şehrin irfanın bir ajanlık tesis etti Şirketi Hayriye ücreti ei ün pi m v öle ame bir mikdar indirdi > safir M, Tarla Yenii gari gli İdealistiler mi?,. Şüphesiz ideal da lâzım amma, birçok milli emellerimizi, um- duğumuzdan daha iyi tahakkuk et- tirdiğimiz bu devirde Bulgaristanın, Lehistanın, Çar Rusyasının yahud diğer ezilmiş memleketlerin - hattâ vaktile bizim - o eski romantizmimizi bekliye- meyiz... Maddiyetçi bir asırda yaşıyo- ruz... Ter işimiz banka hesabı gibi tı- kır tıkar... Şehirlerimiz, vazife görüp karşılığını bol bol alan hemşerilerle dolu iken, köye gideceklere: — Haydi idealistee hareket et!... Sa- de feragat göster! Manevi gıda ile ge- !.. * diyemeyiz... Şi ll ik yk Mn peni eömekte olduğu bildirilmekte. | den müracant etmişlerdir. Belediya | lanmıştır. Frenk olduğunu kaydediyor. Evet, Hiç değilse, bir misyonerin rahatı, teş- eyi bu müracaatı tedkik etmektedir. Şâ- Birinci mehtab âlemi üç vapurla | öyle idi: Henri Bergson ile Catullg kilâtı... (Ve ayni zamanda irfanı...) ve Zİ yed müracaalcıların mütalâaları ka | ve saat 1 de dönülecek yerde halkın | Mendâs. M. Turhan Tan'ın ne demeli | Mukadder cevap malüm: Sinemada iki kadına sarkın- | bul edilirse Belediye musiki mensup- | arzusu üzerine sabaha (karşı saat | İstediğini anladım: Frenk filosof ve — Maalesef, bu millet henüz fakir... tılık eden 41 gün hapse larını imtihan etmeğe lüzum görmi- | üçte avdet edilmiştir. İkinci mehtab O muazzam teşkilâtı başararak, köyle- mahküm oldu yecek ve kendilerine de ehliyetname | âlemi dört vapurla yapılacaktır. Te sokmak muazzam bir servet işi... Bir bakıma öyle görünüyor. Lâkin diğer bir bakıma da, bütün milletler, köy papaslarına, hocalarına kazançla- rının mühim bir kısmını ayırabiliyor- yor, zengin ediyorlar. Hem de kurunu vustadanberi bunu kurmuşlar, devam etliriyorlar, Biz de böyle bir para sö- mürücü yok... Onun yerine bir köy hocası teşkilâ- ta tipi yetiştirmek için, «Cemiyetimizin | mamaya? kadar - bütün Kaş la etmek, geçmiş asırlarımın geliri müsaid değildir! » derlerse inan- | dan, ağaç EE skin ver. | Yol vergisini bede: ni mükel- toplanan komisyonda Vekâletin sor- ei seri peer re mayın... İnşallah memleketimizin in- | köye A şeri oner papazından daha lefiyetle ödiyeceklerin Ga sual üzerine on. beş yıl içinde | yer yulmaklır. Bizim de hükümler ver- | kişafı bu tempoda devam ederse, ge- | miş; z saha mesud, daha listeleri hazırlanıyor « liye.ye Vilâyetçe, yapılan işler | sağı kendimin göre hekikadler keş | lecek senelerin bütçelerinde en kaba- rık yekünları bu işe ayırmalı; Yalnız maneviyatı değil, tıpkı bir Robenson gibi, maddi medeniyetin en pratik taraflarını da - cam macunlamasın- Nevyork sergisi İktisad Vekâleti İstanbulda Nevyork beynelmilel sergisine işti- rak etmek istiyen Türk firmaları ser- gi hakkında İstanbulda biç bir yer- den malâmat alamadıklarından şi- kâyet ediyorlardı. Keyfiyetin Anka» raya bildirlimesi üzerine İktisad Ve- kületi İstanbulda bir ajanlık ihdas | etmiştir. Nevyork sergisinin İstanbul ajan- lığına Vekâlet memurlarından B. Nihad tayin edilmiştir. Ajana Türko. fis müdürlüğünde bir büro tahsis edilmiştir. İstanbul ajanı sergiye iş tirak etmek istiyenlere malümat ve- recek ve kolaylıklar gösterecektir. Nevyork sergisinde Türk paviyo- adında bir delikanlının Şeh- zadebaşında bir sinemada Belkis ve Lütfiye adlarında iki kıza elile sar kıntılık yapmak suçundan yakala. marak mahkemeye verildiğini yaz- m Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemesinde yapılan muhskeme icesinde Bogosun suçu sabit ol- duğ dan kırk bir gün hapsine ka- Ta YEÇİİMİŞİ, ak ram üreffeh, d rk Köeelii, 2 vi irfanlı bir köy öğretme- ni... Ve bunların teşkilâtı... Ne güzel bir ülkü... ei) | | | Şimdi temiz bir lokanta bulunma- sudan dolayı misafirlerimiz mem- Esnaf mı, değil mi ? Musiki sanatkârları tekrar belediyeye başvurdular Çalgı çalmak suretile hayatını kar zanan musiki sanatkârlarını Beledi- ye esnaf telâkki ederek kendilerine esnaf ehliyetnamesi veriyordu. Mu. $iki sanatkârları cemiyeti de kendi- lerinin esnaf o addedilemiyeceklerini ve sanatkâr oldukları için kendileri- ne esnaf ehliyetnamesi verilmesi doğ- ru olmadığını idâin ediyordu. Musi- ki sanatkârlar cemiyeti, kendi iddia- larını tevsik için ticaret odasından aldıkları bir kararla Belediyeye yeni- vermiyecektir. Bundan başka musikişinaslar ara- sından diğer bir grup da aralarında birleşerek başka bir cemiyet (teşkil etmişlerdir. Her iki cemiyetin vazi- yeti şürayı derletce tedkik edilmiş ve devlet şürası aynı meslek mensup- larmın aynı gayeler etrafmda ayrı i ayrı birer cemiyet teşkil etmeleri doğ- Ba ... Verdiğim zayıflık rejimine mi... ru olmadığına karar vermiştir. Bu karardan sonra her iki cemiyetin bir- Teşmesi lâzım gelmektedir w Yol vergisini bedeni mükellefiyetle ödiyecek olanların listeleri hazırlan- maktadır. Bunlar, yakında yol inşaa- tına sevk edileceklerdir. v Amca doktordal. Mehtap âlemi Şirketi Hayriye, cumartesi günleri tertib ettiği gezinti postalarından halkın daha fazla istifade etmesini temin maksadile fiatleri ucuzlatmış- tır. 100 kuruşluk bilet ücretinin pa- halı olduğu ve bir mikdar tenzilât yapılması hakkında da dileklerde bulunulmuş ve bütün bu cihetler gözönünde tutularak 25 kuruş tensi- lât yapılmıştır. Biletler ucuzlatılınca rağbetin da- ha çok artacağını gözönünde tutan şirket tedbirler almıştır. Şirketin ilk mehtab âlemi çok rağbet görmüş ve ona göre ikincisinin hazırlıklarına o baş- 15 yıl içinde belediye ve vilâyetçe yapılan işler On beşinci yıldönümü münasebe- tile on böş yıl içinde muhtelif saha- larda yapılan işler için bir eser neş- redilecektir. Dahiliye Vekâleti ilk on senede ve Son beş senede tahakkuk ettirilmiş mahalli işlerin bildirilme- si için vilâyetlere iki tamim gönder- mişti. Dün belediye reis muavini B. Ekrem Sevencanm reisliği altında hakkında tedkikat yapılmıştır. m EE Eyfel pudralarını kullanınız 16/7/938 ... Yoksa deniz sporlarına mi > ladınız? — Bai AA ekseriya beşeri hiç bir kıymeti olmaz. nı i pazar günkü fıkrasında birtakını şey ler söylüyordu. Evvelâ oBen» kelime- sine itiraz ediyor; «le moi» mukabili olarak türkçede «benlik. veya cene, enaniyet» kelimelerinin kullandığım | söylüyor. i kelimeleri, bir insanın kendisinden bahsetmesinden ziyade kendisi ile meşgul olmasını, kendisini beğenme- sini hatırlatıyor. Halbuki benim söyle“ mek istediğim o değildi. Zaten yazi miştir; bizim için yapılacak şey, ons fetmeğe, «yeni rivayetler. çıkarmağa hakkımız vardır. İnsan zekâsı artık Her pazar CEVAP — Geçen haftaki yazımda «Benlik» veya wenaniyete li i İ (Devamı 4 üncü sahijede) | * Nurullah Ataç B. A. — Hayır doktor,neo,ne ol... bir vapur gezintisine Çi“ yi