Otuz bin kızıl saç başı tamamile | kaplar, Sarışın 8: İ sı için kaç tel lâzımdır biliy nuz? 105,000 t. bu 105,0 ların başı kaplam musu- | lar? Güney doğudur cephesi güney tarafıdır Kaç kişiyiz? Yeryüzünde iki milyar, on iki mil, yon sekiz yüz bin kişiyiz. Çok değil, Hepimiz dost olabiliriz, En fazla ka- labalık kıt'a Asyadır. Bir milyar yüz üç mliyon kişi Asyada oturur. Avrupanın nüfusu 506 milyon, Anı&- rikanın 252 milyon, Afrikanın 142 milyon, Avustralyanın on milyondur, Boylar İşte size yeryüzünün en uzun veen | kisa insanı yanyana, Birinin boyu 2 metre 37, ağırlığı 200 kilo; ötekinin boyu 70 santim ağırlığı 25 kilodur. SX Visan 1841 - Amerika ti rinin en büyüğü Vilya oldan Bostona hareket etti... Ter- yahat hâdise- geçti; o kıyılarda yelkenli bir buz | sına çarptı, Yelkenlinin süyarisi kaplan Harris, gemiyi kurtarmanın imkânı olmadığı ni anlayınca geminin tahliyesini em- retti, Vilyam - Brown ç-devrin en mo- dern gemisi idi amma, âğir iki sanda» li vardı. Yolcuları bu sandallara dol- durmak imkânı yoktu. Yelkenli gece yarısı kazaya uğramıştı, Yolcular uy- kudaydı... Telâşla uyananlar arasın- da derhal panik başladı. Herkes ken- di canını kurtarmağa uğraşıyordu, Yolculardan biri akıl etti de, Iki san- dalı suya indirtli, Küçük sandala s9- kiz tayfa atladı, kaptanı da alıp uzak- laştılar. Kaptan Harrise göre, yolcular boğulmağa mahkümdu. Diğer büyük sandala da geri kalan tayfalarla otuz iki yolcu bindi. Bir saat sonra da Vilyam - Brovn dalgalara gömüldü, İki kayık sabaha kadar sularda yüz dü. Şefakla beraber iki kayığı biribiri- ne bağlıyan ip koptu. Cereyana kapi- lıp sürüklenmeğe başladılar. Büyük sandalda bulunan geminin tayfalarından Rod, kayığa su dolma» ğa başladığını gördü, Sular dize kadar çıkmıştı. dedi ki: — Kayıkta kırk bir kişiyiz, Halbu- ki bu kayık ancak yirmi bir kişi alır. Aramızdan on altı kişiyi ayırmamız lâzım... Bu sözleri bir homurtu karşıladı. Bu arada genç bir ses yükseld, Bu Çocukla berabe: Çalışmağa gi- p diyorum, küçük çocuğu ne yö payım!.. İsviçre köylü- leri, tarlada ça N lışmak mecbüri- VON yetinde olanlar, :a bu meseleyi ko- lay hallettiler, Çocuklarının be- “ şiklerini başlarında taşıyarak tarlaya | ses Vilyam Aleksandır Helmesin sesiy- dı, — Hayır, iş sizin dediğiniz şekilde halledilmez, Hakkınız var, Sandal bo- şaltmak lâzım, Ancak aramızdan Ayi racağımız kimselerle kimse sizlerden olmasına dikkat etmeliyiz. Rod haykırdı: — Bon emir verdim, emrim infaz edilmelidir, Holmes de haykırdı: — Şu halde kumandayı ben alıyo rumi Kayığa dolanlara hitap etti: — İçinizde beni şef olarak kabul et- miyen var mı? Holmes genç bir gemici idi. Uzun deniz seferlerine çıkmıştı. Onu tank miyan yoktu, Gemi büz parçasına çarptığı zaman bir genç kadının ca- Oku Kış Yaz Dansa Yaz Yukardaki kelimeleri yerli yeri- ne koyup cümleyi düzeltiniz, — Bilmecemizi doğru halledenler. den birinciye! 10 Ilra, ikinciye 5 lira, üçüncüye 3 lira, dördüncüye 2 lira beşinciye 1 lira, ayrıca 75 ka- riimize de muhtelif hediyeler ve- rilecektir, rını kurtarmıştı, Kayıkta da üç kadın onun paltosuna bürünmüş oluruyor- lardı, Ekseriyetle şef intihap edildi. Rod sesiin kesmek mecburiyetinde kaldı. Holmes yanına geminin zenci işçisi İle başka bir zabiti çağırdı, bir müddet | baş başa konuştular, Nihayet Holmes emretti: — Frank Haskini denize atınız!, Kalabalık arasında bir adam doğ- ruldu: — Acıyınız bana!. Birakınız daha | yaşıyayım!.. Fakat tayfalar yakaladılar, denize fırlattılar, Böyle sıra ile on altı kişi do-| nize fırlatıldı, Kayık biraz hafifledi Bu facianın asıl feci tarafı da, son kurban denize atıldıktan beş dakika sonra uzakta bir yelkenlinin görün müş olmasıdır... Bir saat sonra Fransiz bandıralı bir yelkenli kayığa yaklaştı, kayıktakileri kurtardı. Biraz sonra öbür kayıkta- kileri de buldular, Karaya ayak basan Holmesi Ameri- ka zabıtası derhal tevkif etti, Çinayet- le itham edildi. Muhakemesi sırasında kurtulanların hepsi lehine şahadet et- tikleri hâlde Holmesi altı ay hapse mahküm ettiler. Holmes temyizde mahkemeyi kazandı ve beraet etti, Bir müddet günün kahramanı olan Vilyam Holmes zamanla unutuldu. Geçen ay Amerika stüdyolarında Hol- mesin hayatı bu acıklı macerası filme çekildi, Zavalli köpekler Kansasta bü- yük bir malikâ- nenin milyam der sahibi mali- kânesinde çoban köpekleri besler, Malikânenin | inzibatına me mur olan bu kö- pekler çok za- vallıdır, Çünkü köpeklere çizme giy- G malikâne sahibi Pancar besler Ağustosta toplanan üzümleri tazg taze kânunusanide yemek ister misi- niz? Çinliler üzüm sal rım pancara daldır larının sapla ğa gömüyor ncar üzüm tanele rini besliyor ve kânunusanide üzüm yemek kabil oluyor. taze Balık ve oksijen rı türlü usul- ırlardı. Bilhas- lıklar taz iarda Amerika lar usul keşfettiler, Yüzde otuz nli suya daldırılan balıklar kolay y bayatlamıyormuş. Ancâk batırıp »emen çıkarmak şartile, Sül ve Arı Birçok çiçekler vardır ki, arılar sa yasenide ürer, Arıların konmadığı çi- | çekler sönmeğe mahkümdur. Bir nevi gül vardır ki, kokusu arıla- rın hoşuna gitmez, o güle konmazlar. Bunun farkına varan bir bahçıvan gü- lün kokusunu değiştirmiş, Arılar kom- mağa başlamış, ————— m Reklâm Bir reklâmın en büyük meziyeti gö- ze iyi çarpmasıdır. Resimde gördüğünüz reklâm, söyle- meğe hacet yok, bir kunduracının rek- lâmıdır, Bu dükkân Berlindedir, Bun- dan daha göze çarpan reklâm da ol- maz değil mi?