26 Haziran 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

26 Haziran 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Büt n bir ömür devam eden ailemin keşfedildi Amerikalı berber, keşfettiği usul sayesinde milyonlar kazanıyor Hakiki permanant usulünün keş- #edilmesinden dolayı bütün Amerika kadınları sevinç içindedir. Bu yeni usul sayesinde saçlar bir defa dalga landırıldıktan sonra ölünciye kadar dalgalar bozulmadan devam ediyor, Yeni usul saçların hususi bir tarzda kesilmesinden iBarettiy. Bu yeni keş- fin meşhur Marcel ondülâsyonu kg» dar büyük bir inkılâb vücude getire- ceği söylenmektedir Yeni usulün m Christy isminde kü Bu adam Pensilvanyanın 890 nüfus. Ju bir şehrinde berberlik yapmakta» dır, Christy yeni usulü bir tesadüf neticesinde keşfetmiştir. Bundan on sene evvel küçük bir mektepli kendisine müracaatla saç- larının başındaki yarayı kapatacak tarada kesilmesini istemiş, Christy, çocuğun saçlarını yalnız yarayı ka- Patacak surette kesmesi, kesilen saç- lar evvelce görülmedik tarzda dalga- Janır. Hattâ yara kapandıktan son- ra dahi saçların ondülâsiyonu baki kalır, Bu hâdise Christy'i düşündürmeğe başlar. Berber saç hakkında tedki- kat yapar, onların nasıl büyüdüğünü öğrenir, Oturduğu kasabanın kadın- larının saçlarını meccanen keser. Müracaatlar artmağa baslar, Çünkü Christy bir makas, bir tarak, biraz $u ve ustalıklı parmaklar sayesinde düz saçları dalgalandırmağa muvaf- fak olur. Hem de hiç bozulmıyan dal- galarhalinde! Geçen seneye ogelinciye kadar Christy 1500 kadının saçlarını aynı tarzda keser ve bunların hepsi ku- sursuz bir ondülâsiyona malik olur, Bunun üzerine berber icad ettiği usu- lü tescil ettirir ve ondan sonra artık bol bol para kazanmağa başlar, Evvelâ Pittsburgda bir mağaza Christy'nin usulünü kabul eder. Bu mağazada çalıştırılan ve Christy usu- lünü öğrenen on berber insan başına üç İngiliz lirasına saç kesmeğe baş- tar. Chri usulünü öğrenmeden ev- vel lisansı İçin '70 İngiliz lirası almak- tadır, Bundan başka usul sayesinde «ide edilen devirden de ayrıca yüzde yirmi tahsil etmektedir. Christynin usulü biraz sonra Nev- yorkta da duyuluyor, Orada meşhur Fifth Avenürde büyük bir berber dükkânında az zamanda 26 berber çalıştırılmağa başlanır. Nevyorkun Christy usulünde saç kesme ücreti beş İngiliz Jirasıdır. Şimdi Christy usulü artık büt Nakleden: (Vâ-Nü) Önündeki bütün manevi mâniaları, tereddüdsüz ezecek! Tatlı tebessümü ve sahte namuskâr tavrile kozunu ka- zanmağa azmetti! Pek âlâ biliyor ki, o, bu hareketile başka bir kadının evini, barkını yıka- caktır, «— E peki?.. Bundan ne çıkar?..» O, hayat için mücadele ediyor.. Böyle mücadelelerde merhamet ola- maz! Her gün Lütfi beyin biraz daha ken- dine bağlandığını hissediyor; ve, gü- gelliği, cazibesi sayesinde, serin kanla bu hissi teşvik ediyor... Menekşe koku- Iu minimini elinin pembe tırnaklari- le o, bu kocaman evı, canavarca yaka- lamağa azmetmiş!., İşte nihayet, erkek, beklediği sözü söylüyor: »— Karım olacaksın?» Kendisini deliler gibi sevindiren bü cümleyi işitince, memnuniyetini belli etmemeğe çalıştı. Zengin olacak! Lüt- fi beyin karısı olacak! Peşinde koş- tuğu servete kavuşacak! Ah, o gün bir gelse... Rakibesi olan © biçare kadına zerre kadar acımıya- Para Yüzünden. Aşk ve macera romanı Hakiki permananttan evvel ve sonra Amerikaca kabul olunmuştur, Allı aylık permanant ondülâsiyon yapan usuller iflâs etmek üzeredir. Christy | icad ettiği usul sayesinde milyonlar kazanacağından ve meşhur bir adam olacağından emindir. Geçen gün bir İngiliz gazetesinin Nevyork muhabiri tanıdığı bir kızı Christy usullle saç kesen berberler- den birine göndererek saçların nasıl kesildiğini tedkik etmiştir. Berber evvelâ kızın yüzünü tedkik etmiş, hangi saç tarzının o yüze yakışacağı- | nı kızla münakaşa etmiş, ondan son- Ta kızın kâhküllerini kaldırmış, bun- ların altında büyük saç parçalarını #l etmi ra, üstünde kalan saçları ıslatmış, on-| ları tarak ve parmaklarile çukurlara sıkıştırmış, saçlar orada derhal güzel şekillerde dalgalanarak kalmıştır, Tefrika No. 15 ricalarına ehemmiyet bile vermiyecek... cak! Onun göz yaşlarına, Bunları düşünürken, gayriihtiyari gülümsüyordu. Bu, o kadar tatlı, ne- şeli bir gülümsemeydi ki, Pertevin dikkatini celbetli. Delikanlı sordu: - Nonoşum! Gayet hoş bir şey düşündüğünü yüzünden anlıyorum, | — Evet! - dedi Fakat şimdi düşüncesinin cereyanı | değişmişti. Oğluna bakıyordu. Ve onu | böyle yetişmiş, mükemmel gördükçe kalbinde büyük bir gurur duyuyordu, | Ayni dudaklar, demin mariz bi sin tesirile gülümsemişken, şimdi de annelik hissinin temiz ifadesile gü- lümsüyordu. Oğluna yaklaştı ve minimini buse- lerle onu öperek: — Benim evlâdım! Seni ne kadar severim bilsen... - diye mırıldanmağa başladı. Hakikaten de Bedia hanımefendi, oğluna tapınırcasına bağlıydı. Hayat mücadelesi için yaptığı hareketleri duymasını katyen İstemezdi; duymi- yacağına da kanidi. Yaptığı marifet- leri Perteve haber verecek, yavrusu- Berber ayni usulü sağ taraftan da yapmış ve saçlar sanki bir mucize 056- Ti imiş gibi kendiliğinden şekil almış- tır, Ayni İngiliz gazetesinin Amerika- da bulunan ve kadın işlerine bakan bir kadın muhabiri de, kendisinin biz- get San Fransisko'da Chrisiy Larzında kesilmiş saçlar gördüğünü ve basit bir saç kesme ameliyesinden sonra saçla rın tabii kıvırcık saç imiş gibi kendi- Miğinden dalgalandığını kendi gözleri- le müşahede ettiğini anlatmaktadır. Kadın muhabir diyor ki: «Saç kesilirken dikkatle baktığım halde tatbik edilen usul pek karışık olduğu için birşey anlsmak kabil ola- madı, başta boydan boya saçlar kesi- lerek çukurlar hasıl ediliyor, ondan sonra bu çukurların etrafındaki saç- Jar ıslatılıyor ve dalgalar teşkil edecek şekilde yatırılıyor, Berber, saç kesme işini bitirdikten sonra bana husus! tarzda saç şekille- rine malik olmak istemiyen, bukleler yaplırmağa hevesli olmıyan ve yalnız dalgalı saçlarla iklifa eden kadınla- rın Christy usulünde saç kestirdikten sonra, bütün hayatlarında saçlarının dalgalı kalacağını söyledi. delâllıda umran (Ak- kim — Hafik kazasına bağlı güzel ve şirin nahiyelerden bi- ri de Celâllidir. Nahiyenin genç ve çalışkan mü- dürü B. Meh- med Baykal, büyük bir gey- ret ve varlık gösteriyor. Nahiye köy- lerinde küy ka- nunu hükümle- ri tatbik edil mektedir. Köylünün maarife karşı büyük bir rağbeti vardır. Bu yıl köy- lerin iyi su ihtiyaçları da temin edi- lecektir. Nahiye müdürü B. Mehmed Baykal Kız Sanat okulunun sergisi Trabzon (Akşam) — Şehrimizde bulunan enstitü ve kız sanat okulu tarafından talebenin yıllık mesaisini gösteren bir sergi açılmıştır, Sergiyi üçüncü umumi müfettiş B. Tahsin Uzer törenle açmıştır. Talebelerin gay- reti ile meydana gelen sergi umum müfettiş ve davetlilerin takdirini ka- zanmıştır. nun mubabbetinden onu mahrum edecek olan biri zuhur ederse, bu an- nenin intikamından sakınsın!., Fakat ortada fol yok, yumurta yok- ken, böyle kara düşüncelere ne diye kapılıyor sanki?.. Tekrar Perteve sokularak: — Seni öyle seviyorum ki paşam, öpe öpe yiyeceğim geliyor... - dedi. Elinden tuttu; delikanlıyı kanepe- de yanına oturttu, Altın saçlı başını genç doktorun yanağına dayıyarak, | neşeli neşeli konuşmağa başladı. Per- tevin cevab vermediğini görünce 80r- | du: — Neye bir şey söylemiyorsun? Delikanlı susuyordu. Aklı fikri Su zandaydı. Hele bu benziyen sesli tesiri altında, o sevgili hayal, büsbü- lün yaşıyordu. Pertev, gözlerini ka İ pamış; dinliyor ve sevgilisinin konuş- tuğu zannına kapılıyor. Bedia hanım tekrar sordu: — Ne düşünüyorsun, Pertev? Delikanlı, ağlamaktan korkması- na rağmen yalvardı: — Devam et; bir şeyler anlat, an- ne... Ve gene, gözleri kapalı, Kadının cı- vıltısını dinledi. Bu geçen anlar, hem hazin, hem tatlıydı: Maziyi yaşatıyorlardı... — Konuş, Nonaşum, konuşl, | İzmir mektupları Kültürpark her gün daha inlemeli iyor izmir belediye reisi : “ Burası bir halk üniversitesi halini alacaktır yy diyor Yukarda yeni beton yol, ortada İzmir belediye reisi B, Behçet Ur, aşağıda Kültür Parktan bir görünüş İzmir (Akşam) — Kültürparkta inşa edilmekte olin Ege Toprak mah- sulleri müzesi tamamlanmıştır. Vilâ- yet, bu müze için bütün Ege vilâyet- lerinden mahsul nümuneleri istemiş- tir. Kültür Bakanlığı tarafından Kül- tür paviyonunun inşasına bugünler- de başlanacaktır. Bu paviyon, Kültür- park ve fuarın zengin bir meşheri ola- cak, kültür hareketlerimizi canlandı- Tacaktır, Muhtelif müesseseler, fuar sahasın- da hususi ve büyük paviyonlar inşa | ettirmektedirler, Yabancı devlet pavi- | yonlarından Sovyet Rusya paviyonu, bu seneki fuarın en alâkalı kısmını | edecektir, Fuar komitesine bil- dirildiğine göre, bu sene Sovyet paviyonunda (Sovyet (fabrikalar: nın bilhassa ziraat makine ve âletle- rile dikiş makineleri, bol ve cazip bir şekilde teşhir edilecek, ayni zamanda, satılacaktır. Bazı hükümetler de fuara sembolik tarzda işlirak edeceklerini bildirmiş- lerdir, Almanların Paris sergisinde teş- hir ettikleri (Cam adam) 1 İzmir fu- arında da teşhir edilecektir, Belediye ve Fun komitesi reisi Dr, teşkil Dipteki odadan, çalan telefonun 8€- si, kısık kısık işitildi. Bedia hanım, yerinden fırladı ve gülerek Bak, ne güzel: Âşıklar gibi baş- başa oturuyorduk. Kıskanç bir meç- hul bizi rahat bırakmadı. Dur gide- yim, anlıyayım, kimmiş... Şimdi geli- rim... Evde kendine tahsis elliği kısma girdi. Burası bir pembe buduar... Bu- rası da, gayet zarif döşenmiş bir ya- tak odasıydı. Kapıyı kapadı. Küçük masanın üstünde duran telefonu al- dı minimini ayakları, ipek pufun üs- tüne asabiyetle vuruyordu. Uzaktan bir erkek sesi kulağına iliş! Bu, aksi, sert hir sada — Allo... Ben sarraf Lâzar.. Bon- jur, hanımefendi!.. Nasıl?... Ödeyebi- lecek misiniz? — Hayır! Erkek, öfkeli bir sesle: — Hayır mı?.. Ama haberiniz olsun ki ben beklemekten bıktım. Telefonda masaya indirilmiş bir yumruk sesi işitildi. Ve sarraf devam etti — Bir neticeye bağlamalı... Bugün yemekten sonra köşke gelirim. İstan- buldan oraya kadar yol da âdeta se- yahat... Buna katlanmamın sebebi, kati bir hal sureti bulmak içindir. Muhavere kesilince Bedia hanım dalgın dalgın, reseptörü kapattı. An- 'B, Behçet Uz, bu seneki fuar ve Kül- türparkın müstakbel şekli hakkında gazetemize şu beyanatta bulunmuş- tur: — İktisadi ehemmiyeti gün gibi âşi- kâr olan İzmir fuarı, bu sene daha büyük, ehemmiyetli ve mükemmel bir €ser olarak açılacaktır. Bunu temin edebilmek maksadile geceli gündüzlü çalışıyoruz, Kültürpark, benim için bir davadır. Bu eser, zamanla bir (Halk üniversitesi) şeklini alacaktır. Orada her istenilen şeyi bulmak, mem- leketimizin bütün varlıkları hakkın: da malümat edinmek mümkün ola- caktır. Kültürpark, müteaddid müze- leri, zenginleşmekte olan hayvanat bolluğu İle hem bir kültür n de halkın nefes alacak Belediyenin bonoları Yangın sahasındaki arsalar için Belediyece &rsa sahiplerine vaktile bir milyon lira kıymetinde bono ve- rilmişti. Beled zamanla, bu bono- ları toplamış, itfa etmiştir. Henüz it fa edilmemiş bono miktarı 300,000 H- Ta kadardır. ünce neşeli akışını takına- cak oğlunun yanına tebessümünü ve tatlı bildi. Biraz da Tikanlı — Nonoşum, ben artık gidiyorum! * dedi, Kadın, isyanla: — Yok, canım! Bu kadar erken de olur mu?.. Galiba benim seni sevdiğim kadar sen beni sevmiyorsun?.. Biraz daha otur — Hayır, anneciğim, çok işim var. Seni canım gibi seviyorum. Hayatı- mın yegâne varlığı sensin, buna emin ol... Ayrılırken uzun uzun öpüşlüler. Kadın sik sık gelmesi için ısrar edi- yordu. — İzinli olmadığın zaman da bana mektub yaz! - diyordu. Delikanlı, ağır adımlarla evden uzaklaşırken, annesi de, tıpkı Suzan gibi onun arkasından bakakaldı Pertev gözden kaybolduktan son- ra, kadın tekrar yatak odasına girdi ve tuvalet masasının önüne oturarak derin derin düşünceye daldı. Şimdi artık gözleri kararmıştı. Yüzünde en ufak bir neşe ifadesi yoktu. Biran öy“ Je durdu. Sonra önündeki aynayâ baktı, Saçlarını düzeltti, Dudaklarına hafif bir allık sürdü, Pembe, kristal pudralığı açarak yüsünde pudra pon ponunu gezdirdi. (Arkası var) a konuştuktan sonra, de-

Bu sayıdan diğer sayfalar: