> Garip bir harp Fransada tehlikesiz velâkin gayet pis bir muharebe cereyan eylemiştir. Bu harp tereyağı ve yumurta müs- tahsilleri İle perakendeci ve toptancı tacirler arasında çoktanberi devam *den şiddetli zıddiyetin bir neticesi- dir. Tereyağını ve yumurtayı her türlü gahmete ve masrafa katlanarak cide &len köylüdür. Bunları köylülerin elinden ucuzca toplayıp şehirlerdeki Müstehliklere pahalıya satanlar bü- | yük kârlar temin etmektedirler, l Bunun için son zamanlarda müs- tahsiller doğrudan doğruya müstehlik- ler ile temasa girmeğe çalişmaktadır- | Jar. Mutavassıtlar ise buna mâni ol- mak için ellerinden her geleni geriye bırakmıyorlar. Maahaza müstahsiller mütemadi- yen propaganda yaparak müstehlik- leri doğrudan doğruya kendilerinden yağ ve yumurta almağa ikna etmeğe başlamışlardır, Bunun için Avesues Pazar yeri (Lil) ahalisinin çok rağbe- tini celbetmiştir. Çünkü Lilde dükkân- larda kilosu yirmi dört buçuk franga Işsizlik meselesi Bütün dünyayı işgal eden en büyük Etile işsizliktir, Amerikada işsizlerin miktarı tekrar on üç milyona çıkmış- tır. İngilterede ve Fransada silâh ve mühimmat ve tayyare imalâtının ari» ması birçok işsize iş bulmakla beraber işsizlerin sayısı gene büyük bir mik- tar teşkil ediyor. Bazı memleketlerde ise işsizler pek Azalmıştır, Almanyada 1933 senesinde altı küsur milyon işsiz varken şimdi Üç yüz küsür bin işsiz vardır. Fakat bunlardan ancak 33,000 kişi çalışabi- lecek vaziyettedir. Diğerleri ihtiyar ve malüllerdir. Taymis ve diğer İngiliz gazetelerinin öğrendiklerine göre Almanyanın ame- de sınıfına 450,000 kişi iltihak eyledi- ğinden istihdam edilmekte bulunan Bmelenin miktarı 19;850,000 kişiye çık- mıştır, Amelenin birden yarım milyon art- Küçük yazı yazmak meraklıları Küçük eşya imal etmek meraklı- ları gibi küçük yazı yazmak merak- hları da dünya da pek çoktur. Bir parmak boyunda okemanlar yapan bir meraklının yaptığı kemanların resimleri geçenlerde gazetelerde çık- mıştı Son gelen fransızca gazetelerde küçük yazı yazma omeraklılarından bahsediyorlar. Bunlardan bir kısmi günlerce uğraşıyor ve bir posta pu- | lunun arkasına İncilin tam bir faslı- mi yazıyorlarmış. Çocuklar artık uçurtma — | uçurmuyorlar İ Fransada ilkbahar ve yaz günlerin- de çocukların en sevdikleri oyuncak- ları uçurma idi, Uçurma, hem . güzel bir oyuncaktı, hem de hiç pahalıya mal olmuyordu. Fakat son sene- lerde Fransız çocukları artık uçurt- madan vazgeçmiş gibidirler. Kırlara çikanlar havada eskisi gibi kuyruk- İarını rüzgâra vermiş keyifli karam- bolalar yapan uçurlmaları göreme- mektedirler, Ve bundan en ziyade | müteessir olan büyüklerdir. Çünkü uçurtmaları gördükleri zaman biran için kendi çocukluklarını da hatırla- maktaydılar, Bundan bir kaç sene evvel birden- bire ortaya çıkan ve bütün dünyayı salgın bir şekilde istilâ eden kübizm modası iflâs etmeğe yüz tulmuştur. Birçok yerlerde kübik eistemde ya- | pılan bina vesair şeylerin olduğu gi | bi saklanmasını artık yenilerinin ya- | İki yankösici yakalandı Emniyet direktörlüğü memurlari Hüseyin ve Ali isimlerinde iki yanke- 8iciyi cürmümeşhud halinde yakala- Mmışlardır. Bunların muhtelif eşhas- tan aşırdıkları paralar meydana çi- karılmış ve sahiplerine iade olunmuş tar, Kübizm iflâs ediyor satıan tereyağı pazara 19 franga ve- rilmektedir. Günden güne mevkilerini kaybet- tiklerini gören mutavassıllar 10 hazi- ran günü Avesues pazar yerine hücum | etmişler ve Lilden gelen müşterileri | tereyağı ve yumurta satmaktan men- etmek istemişlerdir. Müşterilerden bir kısmı gürültüden | ürkerek savuşmuşlardır. Bu halden son derecede kızan köylüler yumur- taları ve tereyağlarını perakendeci vs toptancı tacirlerin üzerine atmışlar. | dır. Yüzlerce kilo yağ ve binlerce yu- murta havada mermi gibi işlemiştir. Neticede yüzlerce şehirli tacirler elbi- sesi yağlanmış ve yüzleri ve saçları yu- murta ile bulaşmıştır. Jandarma kuvvetleri vaktile yetişip müdahale etmemiş olsaydı pazar ye- rinde tek bir yumurta kalmıyacaktı. | Mitinglerde çürük yumurta ile muha- | ıebe yapılması eski bir âdetli, Fakat şimdi içtimai zıddiyetler tabtaze yu- murta ile harp edilmesine yol açmış- | tar, ması evli kadınların, mütekaidlerin ve hususi geliri olanların ve ilk tahsili bitiren çocukların işe alınmalarından neşet etmiştir. Evvelce bu gibi adam- lar ve bahsus evli kadınlar işsizlerin kayırılmaları için fabrikalara alınmı- | yorlardı, Milli sosyalizmin prensiplerinden bi- ri de evli kadınların ev işleri ile uğraş- malari idi. Lâkin mevcud işlere âme- lenin kâfi gelmemesi bu prensibin ter- kedilmesini ve bunların işe alınmala- rını icap etmiştir. Mümareseli işçilerin kâfi miktarda bulunmamaktan acemi işçiler ve ba- husus ilk tahsili b'tiren çocuklar ta- lim ve terbiye edilerek mümareseli işçiler ârttırılmaktdır. Avusturyada henüz işsizler bitmemiş-! tir. Son zamanlarda 65,000 “kişi işe | alındığı halde gene açıkta 351,000 ki- şi Balmıştır. Fakat işçi buhranı bun- ların da istihdamını temin edecektir. | Bu meraklı yazıcıların, meraklı ali- cıları da varmış. Arkasına İncilin bir faslı yazılı posta pulları çok para ediyormuş. Bu meraklılar arasından çıkan bir gece bekçisi diğerlerini gölgede bırakmıştır. Peker Peker isimli olan bu adam uzun zaman uğraşarak Ruzveltin o çocukluğundan bugüne kadar olan tercümei halini'on par- mağının tırnakları üzerine gayet kü- çük yazılarla yazmağa muvaffak ol. | muştur. İhtiyarlar inhisarile müca- dele edecekler Hollivutta yerleşmiş-ve dalma fi- güran kalmağa mahküm bir vaziyet- te yaşıyan genç artistler; ihtiyarların kendilerini -çekemediklerini, bu yüz- den kendilerine rol verilmediğini pro- testo etmek için büyük bir miting yapmışlardır. Mitingi müteakip elle- rinde: «İhtiyarlar inhisarile mücade- le edeceğiz» yazılı lâvhalar olduğu halde Hollivut sokaklarmı dolaşmış- lardır. Eski artistler onların bu tarzda nümayişler yapmalarından memnun olmamışlar, ve nümayişe iştirak eden- lerin kendi çevirdikleri filimlerde fi- güran rolü bile almamaları için teşeb- büste bulunmuşlardır. pılmamasını temenni ediyorlar. Fa- kat daha ileri gidenler diyorlar ki: — Bizden sonrakilere yaptığımız bu münasebetsiz şeyleri göstermiye- lim. Bunların hepsini yıkmalı, orta- dan kaldırmalıyız. Bir otobüsün $0för yeri yandı Taksim - Yenimahalle hattında ça- lışan bir otobüs, evvelki gece saab birde, Panorama csiidesi üzerinde benzin almakta iken depo iştini et- miş, otobüsün şoför mahalli tamamen yandığı halde itfaiye tarafından sön- dürülmüştür. İ 362,631 | Ekser memleketi lerde evlen- meler neden azalıyor, boşanmalar neden çoğalıyor? Evlenme yaşının indirilmesi hak- kındaki Okanun mecliste müzaks- re edilirken me- buslarımız arasın- da yapılan müna- kaşalar , arasıra gazete sütunlarına akseden bir me- selenin millet kürsüsünden tekrar edilmesine vesile oldu. Mebuslarımız evlenenlerin gittikçe azaldığını, her vilâyette bekâr sayısının evli sayı- sından fazla olduğunu, boşananların da gün geçtikçe arttığını söylediler; evlenme yaşını indiren kanunu dün- ya evine girmeği kolaylâştırmak hu- susunda atılmış hayırlı bir adım ola- rak karşıladılar. Şunu da kaydetmek lâzımdır ki izdivaç müessesesinde görülen bu gayri tabillik yalnız bizim memleke- timize hâs bir ei değildir. Bugün bütün medeni memleketler içtimat bünyelerinde ayni ağrıyı, hem de beş on misli fazlasile hissetmekte, izdi- vaç müessesesini korumak ve gittik- çe artan boşanmaların önüne geç- mek için tedbirler düşünmektedirler. Amerikada .tutulan istatistikler yüz evilden sekseninin boşandığını gösteriyor. İngilterede kadın erkek 8,5 milyon bekâr vardır. Almanya ile İtalya müstesna, diğer Avrupa mil Ietlerinde vaziyet aynıdır. Almanya ve İtalya da kadınları iş hayatından uzaklaştırmak, bekâr erkeklere devlet kapısında yüz ver- memek gibi bazı cezri tedbirlerle ev- lenme müessesesini ayakta tutmağa çalışıyorlar. İstanbuldaki evli ve bekârlar Bütün dünyada olduğu gibi bizde de, evlenme işlerinde bilhassa şehir- lerin vaziyeti nazarı dikkati celbede- cek şekildedir. Mebuslarımızın da söyledikleri gibi her şehrimizde be- kâr sayısı evli sayısından fazladır. 1935 senesi nüfus sayımında İs- tanbul sakinlerinin medeni hal itiba rile ayrılışını gösteren cedvel şu şa- yanı dikkat rakamları ihtiva etmek- tedir: 741,148 nüfuslu İstanbul şehrinde bekâr vardır. Bunlardan 207,242 si erkek, 155,389 u kadın- dır. Bu rakamlardan bebeklerle, me- deni kanuna göre evlenme çağına girmemiş olan 59,675 kişiyi çıkarır. sak geriye 302,956 kişi kalır ki bu | rakam her hangi bir sebeble olursa olsun henüz evlenmemişlerin hakiki yekünudur, İstânbulun umumi nü- fusunun yüzde 44 ünü teşkli eder. Hemen hemen yarısı demektir. Diğer taraftan İstanbulda evlile- rin: sayısı 297,151 dir. - Şehrimizde 13,686 dul vardır. Bunlardan 8,614 ü erkek, 65,072 si kadındır. Görülüyor ki dul kadınların sayısı erkeklere nâ- zaran mühim bir yekün teşkil et- mektedir. Bundan başka izdivaç ba- ğini çözmüş olanların sayısı 4,552 si kadın, 2,3881 erkek olmak üzere Bir çok memleketlerde kızlar evlenme çağına yak- laştıkları andan itibaren ileride kuracakları yuva ve onun icabları hakkında esaslı malümatla techiz edilirler. Bizde de bunu temin etmek lâzımdır 6,890 adedine baliğ olmaktadır. Bu son rakamlara dikkat edilecek olur- sa bolman kadınların, karılarından ayrılan erkeklerden bir misli fazla olduğu görülür. İki mesele Bu vaziyete göre ortaka iki mesele vardır: Biri bekârları oevlenmeğe teşvik etmek, diğeri boşanmaların hakiki sebeblerini bulup icab eden tedbirleri almak. Memleketimizde, vazifesi sadece evlenmeğe talib olanların nikâhları- nı kıymaktan ibaret olan nikâh dal- relerinden ve medeni kanunun fes- bit ettiği boşanma sebeblerini görün- ce evlilik bağını çözen mahkemeler- den başka izdivaç müessesesile yâ- kından alâkadar, onu başlamadan ve bozulmadan evvel yakından takib edebilecek hususi veya resmi hiç bir teşekkül yoktur. Bunun için genç- lerin hangi sebebler tesiri altında ev- lenmekten çekindiklerini ve evlilerin de yuvalarında devamlı bir saadet havası temin edememelerinin hakiki Aâmillerini ortaya koyacak ciddi ista- tisliklerden mahrumuz. Evlenme yaşının indirilmesi hak- kındaki kanunun büyük millet mec lisinde müzakeresi sırasında Adliye Vekilimizin (verdiği izahata göre iahkemelerimize yaşlarını büyüt mek üzere senede 64 bin vatandaş müracaat etmektedir, müracaat- ların hemen hepsi de evlenme mak- sadiledir. Bu, memleketimizde vatandaşla- an bilhassa küçük yaşlarda iken bir aile yuvası kurmak arzusile dolu ok duklarını, fakat seneler ilerledikçe bu arzunun yavaş yavaş söndüğünü gösteren bir delildir. Onun için me- deni kanunda yaş hususunda yapı lan tadilâtın yeni bir yuva kurmak arxusile ellerini birbirlerine uzatanla- rı tam zamanında birleştireceği ve bu suretle evlenenlerin artmasına s6- beb olacağı tahmin edilebilir. Boşanmaların sebebi Fakat kurulan yuvaların devamsız olması, bir kaç senelik aldatıcı bir saadet havasından sonra iki tarafın ayrılmağa doğru gitmelerinin sebebi nedir? Yukarıda da söylediğimiz gi- bi bu sebebler bizde henüz tesbit ve tasnif edilemediği için bu hususta başka memleketlerde yapılan tedkik- leri gözden geçirmek zarüretindeyiz, Boşanma adedinin fazlalığı ile en başta gelen Amerikâda bu hususta bir çok etüdler yapılmıştır. Amerika- da «Ailevi düzenlik» bürosu umumi kâtibi 1,000 evli kadın arasında yap- tığı bir anketten sonra boşanma se beblerini şu dört esasa irca ediyor: 1 — Bünyece İm- tizaçsızlık. 2 — İki tarafın €v içinde ve tatil esnasında boş za“ manlarını geçir mek hususunda anlâşamamaları, 3 — Para sıkıntıları. 4 — Hissi ayrılıklar. İnsanların son zamanlarda sinir- leri çok zayıflamıştır. Karı kocanın birbirlerini mütemadiyen tenkid ve en ufak sebebler yüzünden birbirleri- ni taciz etmeleri de bunlara ilâve edilmektedir. Amerikada evlilik hayatında en ziyade mesud olmuş addedilen bir kadın ev içinde karı kocanın birbri- lerinin ehemmiyetsiz hareketlerini hoş görür ve birbirlerine karşı mül- tefit ve nazik olmalarının ehemmiye- $ini şu satırlarla anlatıyor: «Genç kızlarımız sadece yabancı- lara gösterdikleri nezaketi evde .ko- Erkeği evden soğulan keskin dildir. Motörde yağ ne ise evlilikte karşılıkla nezaket te odur. Hollândada ayakka» bılar nasıl kapı dışında birakılıyorsa, biz de ruhumuzun muziç tarafını orada terk etmeliyiz.» , da mühim bir rol oynadıkları şüphe- sizdir. Belki bir kaç madde dahe ilâ- ve etmek icab eder. Fakat en büyük noksünimiz bün- ları araştıracak, ve iki taraf e vel onları müstakbel hayatları Hak kında tenvir edebilecek içtimat bir müessesenin olmamasıdır. j Bundan başka genç kızlarımızın evlilik ve onun icabları hakkında hiç cadan bahsetmek ayıp sayılır. Mek- teblerimizde kızlarımıza evlilik ha- yatı hakkında hiç bir malümat ve- rilmez, Öğrendikleri sadece yemek pişirmek ve dikiş dikmekten ibarettir, Halbuki son zamanlarda bir çok memleketlerde kızlar evlenme çağına yaklaştıkları andan itibaren mekteb- lerde ileride kuracakları yuva ve onun icabları hakkında esasli malü- matla techiz ediliyorlar. Bu da bi- linmesi zaruri olan bir ders meyânı- na girmiştir. böyle bir ders ilâve etmek zaruridir. Bu suretle, genç kızlarla erkekler ye- ni evlerinin kapısından icab eden malümatla mücehhez olarak gire- cekler, bu da belki, erken kurulan yuvanın çabuk bozulmamasında mü- essir olacaktır. > Şevket Rado Su işleri kredi açılması lâyihası Mec- lis ruznamesine alındı Ankara (Akşam) — Su işleri için sarfına mezuniyet verilen 3l milk yon liradan şimdiye kadar sarfedilemi- yen kısmının 938 mali yılından itiba- ren Türkiye cümhuriyeti Ziraat ban- kasını tarafından açılacak kredi ile te- min edilmesi hakkındaki kanun lâyik- hası meclis ruznamesine alınmıştır. Lâyihaya göre bu hususta bankaca çıkarılacak tahvillerin itfasına ve ku- ponlarinın tediyesine kefalet etmeğe Maliye vekili mezun olacaktır, Ancak bankanın bir sene içinde çıkaracağı tahviller 7 milyon lirayı geçmiyecek- tir, İKTİSADİ MESELELER Şehir içinde nakliye işleri , Ziraat bankası tarafından Şehir içinde nakliye işleri müşkül bir safhaya girmiştir. Bu müşküldt sırtta yük taşımak yasak edildiği gün- denberi devam etmektedir, Şehrin bir semtinden diğer bir semtine bir parça eşya nakletmek için saatlerce araba beklemek lâzımdır. Araba tarifeleri do pek yüksektir. Beyazıddan, Sultanah- mede bir araba eşya 80 kuruşa nak- ledilmektedir. Birkaç sene evvel, bu kadar eşya 50 kuruşa nakledilebilir. Şehir içindeki nakilye işlerinde en ziyade tüccar ve esnaf şikâyet et mektedir. Rıhtımdan, depolardan sa- tış yerlerine kadar bir parça eşyanın nakli de pahalıdır. Bütün bunlar hayat pahalılığına tesir etmektedir. Şehir içinde nakliye işlerindeki bu müşkülât-ve nakil ücretlerinin paha- kılığı nereden ileri geliyor? Bunun 80- bebi, şehrimizde nakliye işlerine kâfi derecede vasıla olmamasıdır. Araba- Jarın çoğu belediyenin tesbit ettiği ara» ba tipine uygun değildir. Bu yüzden bunlar toplattırılmaktadır. Mevcut vaziyet devam ettiği takdirde gerek halk ve gerekse tüccar ve esnaf pâr halı şerait altında eşya nakletmeğe mecbur kalacaktır. Bu pahalılığa bir misal bulmak için de bir fabrikatörüm şu sözünü, buraya naklediyoruz. — Filipin adalarından, buraya ka- dar bir kilo Hindistancevizi, 60 paraya nakledilmektedir. Halbuki limandan, Bakırköye kadar bü malın nakliyesi $ kuruşu bile geçmektedir. Beynelmilel nakliye tarifelerile, şe hir içindeki tarifelerin arasındaki farie budur, — H.A, a 5