21 Haziran 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA Istanbulun manen yükselmesi için... — Halkı lerimizin dikkatine — Malkevlerinin ne derece fayda veren bir teşkilât olduğunu, - Anadolu ve Trakyadaki misallerinden, görebildi- ğim kadar - karilerime de anlatmağa çalışmıştım. İstanbul Hakevlerinin de semerelerine sık sık şahid oluyoruz akat tabli, büyük şehirlerde kendini göstermek daha güçtür, Bununla be- raber, oturduğumuz yerde bile, -neş- riyat kollarının çıkardıkları kitaplar. la- çalışma neticelerini görüyoruz, Esasen modern ticarette, nasıl müs- tahsil müstehlikin ayağına (giderse, modern manevi faaliyette de, kültür- cü ve teşkilâlçı: — Merak eden varsa gelip yaptığım işleri görsün ve istifade etsin ! - di- ye bekliyemez. Mutlaka hedefe, mevzua bizzat git- melidir. Nitekim, köylerle muhat muhitlerin Halkevleri -meselâ benim yakmdan ta» nıdığım Ordu ve Bursa vilâyetlerinin. köycülük şubeleri münevverleri - köy- Hü arasında birşeyler yapmağa sava- Şıyorlar ve bu sahada mevcudiyet gös- teriyorlardı. Geçenlerde şu fikri ileri sürmüştüm; «İstanbul, şehir karakterine olduğu gibi, bir araya toplanmış köyler ka- rakterine de sahiptir, Burada d ge niş bir köycülük programile faaliyet göstermek lâzımdır!» Bu cihete İstanbul Halkevinin dik- katini tekrar celbetmekle beraber, baş- ka bir noktaya da dokunacağım: Halkevleri mahallelerde çalışmalı- dır. Halkı, içtimai teşkilâtını kurma- ğa teşvik etmelidir, Bir semtin, biş mahallenin fakir çocuklarını, muhtaç kadınlarını, âlillerini, ihtyiarlarını ka- yırmak için bizzat o mahalle halkını “belki de diğer semtlerdeki zenginleri - harekete getirmelidir. Acaba bu emellere varmak üzere, ilk adım olarak neler yapmalı? İhtimal her mahallede -hal ve vakti yerinde olanların yardımile - münasip bir ev kiralıyarak binasmdan ve bahçesin- den, bu bahsettiğim işler için ayrı ay- rı istifadeler teminine çalışmalı... Ya- hud da başka cihetten başlamalı... Fa- kat her halde şehirlerimizin teşkilât ve maneviyat çehresini değiştirmeli... Başka bir cihet daha: Büyük şehirlerimizde istihsal mer- kezleri hasıl olduğunu ve gitgide bü- yüdüğünü memnuniyetle görüyoruz. Halicin muhtelif kısımları, Yedikule cihetleri, ilh gibi... Bir taraftan köylere ve mahallelere kol atan Halkevleri, öbür taraftan da teşkilâtını buralarda belirtse... Me- selâ Zonguldakta yapıldığına iftihar- Ja şahid olduğum medeni işçi tesisatı- nın İstanbul sanayi havzalarında da yapılmasına ön ayak olsa... Müriferiğ fabrikaların kimelendiği semtlerde toplanmış binlerce ameleye, yatakha- ne, yemekhane, hamam, klüp, mek- tep, çocuk bahçesi, spor sahası, yar- dım sandığı, ilh temin edilmesi için rehberlik etse... Sanırım ki bunlar hem mümkündür, hem de kolayca hayırlı neticeler verir. İstanbulu modern belediyecilik mad- deten terakki ettirirken, muhtemel- dir ki bunlar da manen ettirir, (Vâ-Nü) —— Eminönünde istimlâkler Yıktirilacak emlâkten mühim bir kısmının istimlâki bitti Eminönü istimlâk sahasındaki bi- naların istimlâk muamelelerine devam edilmektedir. Meydanın Balıkpazarı caddesinin meydandan sapınca sol kö- şesini teşkil eden ve caminin önünü kapıyan adanın İstimlâki hayli ilerle- miştir. Burada mevcut 59 parça e lâkten 20 parçasının muamelesi bi miştir, Belediye Nafıa vekâletine müraca- atla istimlâk bedellerini istemiştir. İs- timlâk tahsisatı geldikten ve tahsisat bankaya yatırıldıktan sonra binala- rın yıktırılmasına başlanacaktır. Bundan başka Valide hanının bu- Junduğu ve Balıkpazarı caddesinin sağ tarafını teşkil eden adadaki 15 parça emlâkin de muamelesi ikmal edilecek- tir. Selânik bonmarşesinin bulundu- ğu adadaki emlâkten de 21 parça em- lâkin muamelesi bitmiştir, Burada da- ha 20 kadar emlâk vardır, Hamamlar hakkında yeni bir talimatname Belediye, hamamların ıslahı için yeni bir talimatname hazırlamağa baş- lamıştır. Bu talimatnameye birçok yeni hükümler konacaktır. Hamam- lar biri Tüks, diğeri de umuma mah- sus olarak iki kısma ayrılacaklardır. Hamamlarda temizlik ve sıhhi şart- ların temini için yapılacak tadilâta da- ir hamamcılara beş senelik bir müh- let verilecektir. Rüya mı görmüş ? Bir arabacı üzerinden kam- yon geçtiğini iddia ediyor Bir taraftan zabıta, diğer taraf- tan Cerrahpaşa hastanesi garib bir müracaat karşısında kalmıştır. Bu müracaatı icab ettiren hadise şudur Ali isminde bir arabacı Yedikule dışında Kazlıçeşme karakoluna gele- rek demiştir ki: — Zeytinburnunda çayırda bey- girlerimi otlatıyordum, Onlar bir tar rafla ollarken ben de çâyıra uzan- dım, yattım. Bu sırada bir kamyon gelerek üzerimden geçti. Ben de ken- dimi kaybettim. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Kendime geldiğim zaman vücudümün ağrı, Si- zı içinde olduğunu gördüm. Karako- Is kadar müşkülâtla gelebildim. Be- ni hastaneye gönderin!.. Arabacı Alinin bu sözleri üzerine zabıta memurları kendini biraz isti- rahate bırakmışlar, diğer taraftan da derhal tahkikata girişerek Alinin de- diği saatte, çayırdan şoför Bahaed- dinin idaresinde bir kamyon geçti- ğini tesbit etmişlerdir. Bu kamyon aranmş, bulunmuş, şoför, sorguya çekilmekle beraber. diğer taraftan da arabacı Ali bir tak- siye bindirilerek Cerrahpaşa hasta- nesine gönderilmiştir. Hastane doktorları Aliyi tepeden tırnağa kadar muayene etmişler, fa- kat hiç bir yara, bere ve hattâ rahat- sızlığı mucib ufak bir iz bile bula mamışlardır. Arabacı Alinin uykuda rüya gördüğü zannediliyor. AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Kuruçeşmenin toz membaı Kuruçeşme tramvay islasyonu- nun yarısı kaldırımlı, mütebaki- si topraktır. Kışın çamurdan, ya an tozdan halk bizar oluyor. Bu- rası mademki tramvay güzergöhs- dır, yapılması şirkete dilşmez mi? Herhalde belediye ile şirket muta- bik kalarak, bu toz yuvasının önü aknınalı. Zira, savalı Kuruçeşmelilerin . esasen yuttukları kömür tozu kâ- fidir. Bir de bu tnslmam etmesin! E, Lâleli Çalınan inciller bulundu Hırsızlar Ge dama attılar, telefonla haber verdiler Fenerdeki Rum patrikhane eşyâ ve evrak deposundan bilhassa biri çok kıymetli olan üç İncil çalındığı nı ve patrikhanenin müracaatı üze- rine adliye ve zabılaca tahkikata başlandığını geçen gün yazmıştık. Haber aldığımıza göre bu üç İncil, patrikhanedeki küçük su deposunun üzerinde bulunmuştur. Hırsızlar, ya- kalanacaklarını hissettikleri cihetle bu İncileri, ellerinden çıkarmak için su deposunun damına atmışlardır. Hırsızların patrikhane içindekiler. den biri olduğuna şüphe yoktur. Hırsızın ve yahut hırsızların çaldık- ları üç İncili dama atmaları da bu- nu gösteriyor. İncillerin damda bulunmalerı da çok tuhaf bir şekilde olmuştur. Dün sabah patrik vekilinin telefon zili çalmış, telefon ahizesi açılınca meç- hul bir şahıs üç İncilin yukarıki bah- çenin su deposunun damında bu- lunduklarını söyledikten sonra tele- fonu kapamıştır. Bunu müteakib, söylenilen yere gidilmiş ve İnciller orada bulunmuştur. Bir ihbar üzerine iki kişi yakalandı Emniyet direktörlüğü ikinci şube- sine şayanı dikkat bir ihbar vaki ol- muştur. Bu ihbarda, bundan dört sene kadar evvel, Malatyada işlenen ve failleri kaçmış olan bir cinayetten bahsedilmekte ve katillerin de Bü- yükadada saklanmış oldukları bir evin adresi verilmektedir. İkinci şube memurları, evvelki ge- ce ansızın bu evde bir araşlırma yap- mışlar ve cinayet işledikleri mevzuu- bahs olan iki şahsı yakalamışlardır. Yakalananlar emniyet müdürlüğüne getirilmiş ve icab eden sorguları ya- pılmıştar, Kati netice almabilmek için Malat- ya zabıtasına müracaat edilmiştir. Oradan gelecek cevaba göre Mustafa ve Ali isimlerindeki bu iki adamın hakikalen firari katiller olub olma- dığı taayyün edecek; eğer, aranılan ka- tiller oldukları tebeyyün ederse mah- fuzan Malatyaya, gönderileceklerdir. amimi e Sil (Bir papas bir kıza tasallut etmiş Papas hakkında takibata başlandı Müddelumumilik ve zabıta, bir kı- 2a tasallut etmek suçundan dolayı bir papas hakkında tahkikata giriş- miştir. Vaka etrafında şu malümatı aldık: 24 yaşlarında Dimitri adında bir Papas bir müddettenberi evinde hiz- metçilik yapan Yuvsna adında on dört yaşlarında bir kıza zorla iasal- Int etmiştir. Küçük Yuvana bu çirkin hâdiseyi halası Meryantiye anlatmış ve Mar- yanti de zabıtaya müracaat etmiştir. Evrak dün müddelumumiliğe veril- miştir, Maryanti istidasında papas Dimitrinin bu çirkin hareketini izah ettikten sonra; «Papas olduğu için kendisine itimad ederek Yuvanayı bunun yanına hizmelçi verdik. Di- mitri, dini kisvesine göslerilen iti- madımızı suiistimal ederek kardeşi- min kızı öksüz Yuvanaya bu şekilde tasallut etmiştir. Dimitrinin cezalan- dırılmasını ve bize de maddi tazminat verilmesini istiyorum.» demektedir. Küçük Yuvananın kimsesi olma dığı için halası Maryanti kendisine vasilik etmektedir. Kadının müracaatı üzerine müd- deiumumilik küçük Yuvanayı adliye doktoruna göndermiş ve B. Enver 'Karan tarafından muayenesi yapıl- muştar. Görülen lüzum üzerine papas Di- mitri hakkında kanuni takibata gi- rişilmiştir. Kantarcılar cinayeti Katil Mansurun idam ceza- Kantarcılarda sabun fabrikasında bekçi Şevkiyi boğup sabun kazanına atan amele Mansur hakkında Sorgu hâkimi tahkikatı da ikmal edilmiş ve üzere her vilâyette olduğu gibi şehri- mizde de okuma odalarının teşkiline Maarif vekâletince karar verilmiştir. Bu maksadla vekâlet kütüphane ko- misyonu bügün toplanacak, vilâyet hududu içinde açılacak okuma oda- larının yerlerini tayin edecektir. tutuştu Büyükadada Nizam caddesinde madam Papazyana ald köşkün bah- çesindeki otlar tutuşarak itfaiye ha- berdar edilmiş, yetişen itfaiye, ateşi tür. — Birkaç yl evvel - Galiba Şehir meclisindeydi - posta müvezzilerini se- yindiren bir konuşma olmuştu bay ... Bir zat: (Semtleri şöhretlerile anmalı!,.) teklifinde bulunmuştu. Meselâ Arnavutköyü yerine (Çilek- GR Bay Amca postanede|.. .. Eyüp yerine (Kaymakköyü) ... .. Ada yerine (Sivrisinek) falan gibi!.. Bu teklif öylece geldi, geçti. Halbuki hiç de yabana atılacak bir rl sin vim İSTANBUL HAYATI Baki kalan bu kubbede... Günlerdenberi gazete sülunların- dan, şiddetli bir elektrik dalgası ha» linde fışkıran üçüzlü cinayet dediko- dusu genişliye genişliye şehrin en kuytu köşelerini de yoklıyarak hudud dışarılarına doğru yayıldı, Hacıosman bayırında tabanca ile bir şoförün bey- ni parçalandı. İpsalada Muhiddin adında bir memur ayni akıbete uğra- dı, Ve nihayet, bu iki biçareyi yere seren kanlı gözler de oracıkta kapan- dı. Gelgelelim, mesele böylelikle ka- panıp bitmedi. Binbir düğümlü, sim- siyah bir esrar perdesi karşımıza ge- rildi. Üç ölümün esrarile alâkadar ol- mıyan kalmadı. Derken, ortaya bir — O kadın sarışın değilmiş, sarışın kadın başka imiş. Onu arıyor- larmış. Sokakta sarı saçlı bir kadın geçer. ken etrafta dedikodu başlıyor: — Bak, bak. İşte bir sarışın kadın. — Sakın aranılan sarışın bayan bu olmasın? : i ş lerle anılan öyle semtler SAĞ AN # 3 ; i ME EŞ KN Di g