F Eerkakee | inse İ karşılaşıyor Pazar günü Tanışvarla karşılaşacak Federasyon tarafından haksız ve ni» yamsız bir kararla mili küme maçla rından hariç bırakılan Fenerbahçeli- İsr bu pazar Romanyanın kuvvetli takımlarından 'Tamşvar ile karşılaşan caktır, Romanya ligi finalisti olmağa mu- Yaffak olan bu takım Filistin ve Mı- Birda bir turneye çıkmakta olduğun» dan, şehrimize hazırlıklı bir şekilde gelmektedir. Bundan dolayı uzun müddettenberi sahada (göreme diğimiz sarı lâciverd takımının yapa» Cağı bu maç çok enteresan olacaktır. işi İstanbula nakledilen Kıymetli müdafileri Yaşarı da aralarına alacak plan Penerbahçetiler, sahaya en kuv- vetli kadrolarile çıkacaklardır. Mili kümeden çıkarılmasına rağ- olan Fenerbahçe Obifinei takımı menni eder ve güzel bir galibiyet bek- leriz, es Penerbahçe Spor Klübünden: Romanyanm «Clubul Atletic Mun- citoreso Tımışcaras takımı 29 mayıs ve 31 mayıs tarihlerinde iki maç yap- mak üzere şehrimize gelecektir. 29 mayıs 938 pazar günü lk maç Fenerbahçe ile Rumen takımı arasın- da saat 16 da Kadıköyündeki Fener- bahçe stadında yapılacaktır. Biletler: Kapalı tribün 50, açık tri- bün 25 kuruştur. Nümerote biletler bir Tiradır. Gişeler saat 13te açıla- caktır. Galatasarayın Izmir maçları izmir bölgesi cezlandırılmasını B. Vahyinin Istedi İzmir (Akşam) — Geçenlerde İz mirde yapılan Galatasaray, Alsancak ve Üçok takımları arasındaki müsar bükalarda Galatasaray takımının 3-2 vaziyette mağlüb olduğu malümdur. * Galatasaray takımı kaptanı B. Vahyi- nin muhtelif gazetelerde çıkan yazi- larında bu müsabakalara dair haki- İ i | kâle uymıyan ve İzmir sporcularını | rencide eden ağır kelimeler kullanıl dığı nazarı dikafe alınmış vo bun- dan bahisle Türkspor kurumu İzmir reisliğinden genel merkeze müraca» | aile bulunulmuştur. İzmir spor efki- ri umumiyesinde fena akisler bırakan bu yazılarından dolayı B. Valıyinin tecziyesi istenmiştir, Emiönü Halkevinin lig maçları Eminönü Halkevinden: Eyimiza bağlı Klüpler arasında tertib bdilen liç maçlarının üşüncü haflası 20/5/ 908 pazar günü aşağıdaki gakilde yapıla caktır. Rami sahasında: Rami - Lânga saha Komiseri Hand, hazem Faik B. 15 - A. 17. Karamanda at koşuları Karaman (Akşam) — Karamanda Konya valisi ve Parti başkanı B. Ce- mal Bardakçının himayesinde tertib edilen at koşuları çok güzel olmuştur. 1800 metrelik yarışta B. Haydar Öçal- mışın, (Sülün) namındaki alı birinci liği, Kasabalı Mustafanın (Bulut) u ikinelliği kazanmışlardır. verilmiştir. Bisiklet koşusunda B. Hü- seyin Yurdakul gene birinci gelmiştir. g Bandırmada spor ve gençlik bayramı; Yukarıda kaymakam ye Kumandan Wekteplileri teftiş ediyorlar, aşağıda sporcular geçerken Milli maçlar İtalya Yugoslavyayı 4-0, Po- lonya Irlandayı 60 yendiler Dünya kupası için hazırlanan İtal- ya ve Polonya milli takımları geçen pazar yaptıkları milli maçlarda ra- kiplerini büyük bir farkla yenmeğe muvaffak olmuşlardır. İTALYA - YUGOSLAVYA Milânoda 30 bin seyirci önünde ya- pilan bu maça İtalyanlar şu kadro ie Andreolo, Lokatelli - Pasinati, Mezza, Piola, Ferrari, Kolossi, Her iki devrede fki gol yapan İtal- ya milli takımı korndini sıkmadan ra» hat bir oyun çıkarmıştır. Birinci dev- renin 6 ve 17 aci dakikalarında Ko- lossl ve Piola vasıtasile birer gol yar pan İtalyanlar sayı farkını arttırma» Ba çalısacaklarına işi fanteziye dök- müşler ve halk ta ıslıkla karşılamış- tr. İkinci devrede İtalya milli takı- mı daha üstün oynıyarak Yugoslav- ları sürklase etmiştir. Bu devrede İtal- yanların göllerini 20 nci dakikada pe- naltıdan Mezza, 39 uncu dakikada Ferrari yapmışlardır, Bu maçtan evvel İtalya B. mini ta- kımı ile Almanyanın cenubu garbi muhteliti arasında yapılan maçı İtal- yan B, milli takımı 5-2 kazanmıştır, POLONYA - İRLANDA Varşovada 35 bin seyirci önünde oy- nanan Polonya - İrlanda maçını çok üstün bir oyunla Polonyalılar 6-0 ka- zanmağa muvaffak olmuşlardır. Her iki devrede üç gol yapmağa muvaffak olan Lehler dünya kupasında Brezli- yaya karşı Strazburgda yapacakları maçtan çok Ümidvar görünmektedir- ler. Başvekilin Çanakkale Çanakkale (Akşam) — Başvekili- miz Bay Celâl Bayarın Çanakkale sporcularına hediye ettikleri oşarpl gelmiştir. Şarpiyi hususi bir törenle vapurdan alan gençlerimiz, pek çok sevinmiş ve teşekkürlerinin iblâğını gazetemizden rica etmişlerdir . Fransa şampiyonu Soşo İsviçrede yenildi İsviçrede Lozanspor takımile bir maç yapan Fransa milli küme şampi- yonu Soşo 6-3 mağlüb olmuştur, Ay- ni zamanda İsviçrenin Sun Boys ta- kımile karşılaşan Fransa kupasını ka- zanan Marsey takımıda 3-1 yenil- miştir. Paris muhteliti Volverhamp- tonu yendi Geçen Pariste Paris muhte- Mtile İngiltere ikincisi Volverhampton arasında yapılan maçı enerjik bir Oyun çıkaran Paris muhteliti 2-1 ka- kazanmağa muvaffak olmuştur. Kullanılan herşeyin ömrü kısalır ! Yalnız RADYOLIN Me fırçalanan beyaz, parlak ve temiz dişler müstesna Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra dişlerinizi fırçalayınız Dünyanın en zengin kadınları nasıl yaşarlar? Bunlardan büyük bir kısmı herkes gibi mütevazı hayat sürerler Maamafih içlerinde ihtişama meraklı olanlar, çılgınlıklar yapanlar da yok değildir Dünyanın en zengin kadınlarını tabii Amerikada aramak lâzımgelir. Bunlar derler ki: «Zengin olmak güç bir iştir, tamah etmeğe gelmezi> On- ların bu sözlerine inanmakla bera- ber milyonerlik hayatının bütün derdlerini üzerlerine aiacak milyon- larca insan vardır. Fakat, milyoner kadınların hayatlarını filimde gör- düğümüz gibi zannedenler her hal- de yanılıyorlar, Dünyanm enfyengin beş kadını içinde yalnız Vulvört ailesine men- sub olanlar filimlerde gördüğümüz yaşayış tarzlarını hatırlatırlar, Diğer- leri sizin, bizim gibi gayet âsude bir hayat geçirirler. Vulvört satış mağazalarını kuran Frank Vulvört gözlerini ebediyen yumduğu zaman 2,700 satış mağaza- sı bıraktı. Bu salış mağazalarının hususiyeti, onlarda satılan eşyanın 5 sentten yukarı olmamasıydı. Bu fiat en fakir bir insanın bile mağa- zaya uğrayıp bir şey almasını müm- kün kıldığından Vulvört'ün cebine seniler yağmağa başladı. Bu sayede Vulvört ikinel, onuncu, yüzüncü vs bininci mağazayı da açmağa mu vaffak oldu. Öldüğü zaman iki kızı- na bir buçuk milyon dolarlık senelik varidat bıraktı. Helen ve Jesi adli bu iki kız kar- deş birbirine çok zıd tabiatie idiler. Helen zeki, ciddi ve çirkindi, Jesi is8 hafifmeşreb ve güzeldi. Helen 24 yaşında İken istikbali parlak bir avu- katla evlendi. Jesi ise 18 yaşında iken genç ve güzel Donen Jeymsi'e kaçtı. Mükellef bir saray ve villâ Helen ile kocası Vaşingtornda ken- dilerine bir beyaz saray ve milyoner- lerin plâjı olan Longaylend'de de bir vilâ inşa ettirdiler. Jesi ile kocası ise üç muhtelif şehirde birer saray ve — Bich'de de bir köşk yaptırdı- Tai tarafından verilen ziyafetler- de şampanya oluktan akarcasına garfediliyor, binlerce dolarlık bakare oynanıyordu. Bir taraftan Helen sürdüğü hayat sayesinde Amerikanın en kibar ta- bakasına intisab ederken Jesinin ya» şadığı sefahet hayatı onu Amerikan aristokrasisinden uzaklaştırıyordu. Fakat Jesi ile kocası: «Zararı yok, biz onları yola getireceğiz!» diyorlar- dı. Karı koca bu maksadia bir çiflik satın aldılar, hususi bir yüzme ha- vuzu yaptırdılar. Bu havuzun bütün su boruları, muslukları ve duşları altındandı. Buna rağmen Amerika- nın yüksek tabakası gene merak edip bu muhteşem havuzu görmeğe ve içinde yüzmeğe gelmedi. Bunun üzerine Jesi ile kocası çifli- ği ve havuzu bıraktılar ve kendi yat- larile bir devriâlem seyahatine çık- tilar. Amerikaya döndükleri zaman Jesinin pırlanta gerdanlığında üç yakut pırıldıyordu. Bunlar Çarın ta- cından çıkarılan yakutlardı. Bu aralık Helenin yetişmiş kızları evlenmişler ve annelerile beraber bir çök doğum ve yetim evleri tesis et- mişlerdi. Jesi bu gibi hayır işlerine girişmiyordu, fakat sokakta bir fakire rasgelirse onu bir mağazaya gönde- riyor, giydiriyor, kuşatıyor ve bir iş buluncaya kadar ona bakıyordu. Noel yortularında yetimhanelere en güzel çocük oyuncaklarını, en nefis yemekleri yolluyordu. Ak saçlı bir kadın Bir gün Nevyorkun kibar mağaza- larından birine ak saçlı bir kadın gir- di ve: «Eski tarzda yapılı bir ev için bir soba paravanı istiyorum» deği, Mağaza sahibi kadını yukarıdan aşa- ğıya kadar süzdükten sonra ona ucuz bir paravan gösterdi. Kadın Daha pahalısını isteyince mağaza sa- hibi hakiki bir Çin Paravanını işa- ref ederek: «Bunu almak İster mi- siniz? Fakat çok pahalıdır!» dedi ve flatini de söyledi. Kadın: «Güzel, bunu alayım, he. men evime gönderiniz!» dedi. Bir çek doldurarak mağaza sahibine uzatiL Mağaza sahibi çekin altında meşhur Karnegi'nin karısının imzasını gö- dan biriyle karşı karşıya duruyordu. Amerikada münzeviyane bir ha yat süren yegâne milyoner kadın ba- yan Kamegi'dir. Pakat kadın bu ha- yatı yaşamağa muvaffak oluncaya kadar çok güçlük çekti. Çünkü ko- cası öldükten sonre her gün gazete muhbirlerinin hücumuna maruz ka hyordu. Birisi kadınlara rey , hakkı verilmesi hakkında fikrini soruyor, diğeri hangi terziye elbise diktirdiği. ni öğrenmeğe çalışıyor, bir üçüncüsü ge ağaçlardan birisine Ççi- kıp gizlenerek bayan Karnegeyi ora- dan geçerken hangi yemeği daha çok sevdiğini soruyordu. Bayan Karnegi bü- tün bu sünllere; «Teessüf ederim, izahat vermek muftadım değildir!» cevabını vermek sayesinde bugün kendisini unutturmağa ve yalnızbaşına bir hayat sürmeğe muvaffak olabildi. Milyoner bir kitabcı 1929 senesinde Nevyorkun yan 80- kaklarından birinde bir Kitabcı dük“ kânı açıldı. Dükkünm camekânında «Genç kitabları dan başka bir çey yazılı değildi. Bir iki kişi'müstesna olmak üzere hiç bir kimse bilmiyor- du de bu dükkânın sahbiesi Ameri- kanın milyoner kadınlarından bayan altından fişkırıyordu. Bu milyonlara râğmen kadın gene ortahalli bir in- san gibi yaşıyordu. Bayan Payson dört çocuğuna kendisi bakar ve ban- yoda bile onları kendi elile yıkar. Yar zın Gari Kooper'le Fred Astor bu milyoner aileyi ziyarete gittikleri za- man onlar da çocukların banyoda yı- kanmasına yardım ederler. Bayan Payson'un çocukları masal- dan çok hoşlandıkları için kadın bir gün oturdu, çocuklara mahsus bir masal kitabı yazdı, Bu kitabı ikinci bir kitab takib etti. Nihayet bayan Payson bir kitabçı dükkânı açarak kitsb satmağa başladı. Dükkân şim- di o kadar iy! işliyor ki milyonları olmasa, bayan Payson dükkânın va- ridatile bile müreffeh bir hayat süre- tırmamiş diye bağırdığı zaman 14 yaşında idi. Babasının vefatı üzerine miras işlerile meşgul olmak üzere toplanan mile efradı hayrete düştü- ler. Kizin yalnız vetisi; «Ben küçük- lerin arzularına hürmet edermi!» d6- di. Bu sayede bir çok metrük erazi kızın elinde kaldı. Doris burada fa- kir amele için bir hastane inşa et- tirdi. Babası Jeyms Dyuke, kendi ta» rafından kurulan Dyuke üniversitesi için 100 milyon dolar terk ettiği hal- de mütebaki miras Doris'i dünyanm en zengin kızı yapmağa kâfi gelecek kadar çoktu. Doris'in yaşı küçük olduğu için evvelâ sami sıfatile üniversiteye gir» di. Orada üniversiteli arkadaşlarile #stişaye ederek üniversiteyi yükseltti. Sonra Kromvel'le evlendi. Şimdi ko- casile beraber dünyayı dolaşmakta ve romantik bir seyahat hayatı sür- mektedir, Karı koca Afrikanın içeri- lerini dolaşırlar ve Amerikanın balta girmemiş ormanlarını araştırırlar. Karı kotanın teessüf ettikleri bir şey varsa o da dünyayı çok küçük bul malarıdır. Çünkü on sene zarfında eri yer kalmamıştır. Şimdi bu küçücük dünyada gezilecek yer acınıyorlar. Yegüne te gelli oldukları cihet yakında aya s8 yahatin temin edilmesini ummalâe