Havacılık sporu « Son zamanlarda her memleketi | havacılık sporu çok rağbet ve inki- gaf bulmuştur. Her sene hava spor- Cusu ve bunda kullanılan tayyare adedi birkaç misli artıyor. Geçen sene Almanyada hava spor- cularının senelik küme uçuşlarına 180 spor tayyaresi iştirak etmişti. Bu seneninkine 390 tayyare iştirak edecektir. Bu sene spor bayramı 22 mayısta 15 muhtelif tayyare meyda» nında başlıyacaktır. Bu tayyareler 130 küme olarak Almanyanın şima- linden, şarkından ve garbından uça- cakları ve memleketi enine boyuna katettikten sonra hepsi birden Viya- nanın hava limanı Asperude 29 mayısta toplanacaklardır. Bu suret le bu seneki bayram nihayet bula- caktır. Bu küme hareketlerinde aranılan gaye tayyarelerin metaneti, sürati ve | kabiliyeti ve münferid tayyarecilerin kudret ve mahar&li değil üçer parçar lı kümelerin ayrı ayrı ve birlikte gös- terecekleri kudret ve kabiliyettir. Aynı zamanda havacılarla yerdekiler arasındaki iş birliğinin nasıl cereyan eylediği ve havacılarla yerdekiler ara- sında inzibat ve arkadaşlık hissinin ne kadar tenmiye edildiği araştırıla- caktır. 390 Layyarenin uçmasında ve yere inmesinde ve telsizle muhaberesinde yerden yardım etmek üzere 3,000 muavin sporcu ayrılmıştır, Havacılık sporcularının seyir ve hareketleri için hususi hava meydanları tesis edil- miştir, Muahaza mevcud askeri ve sivil hava Umanlarından da istifade edeceklerdir. Bütün havacılık Spor teşkilâtı Ohristiansen isminde bir Al man generalının idare ve nezâretine tevdi edilmiştir Deniz altında danslı çay Nerede olduğunu yazmağa hacet yok amma gene söyliyelim: Ameri- kada Kaliforniya'nm Miami denilen lüks plâjında misafirleri ağlendirmek için sik sık icad edilen yeniliklere bu kere bir de deniz altında inşa edilen bir lokanta ilâve olunmuştur. Para bol olduğundan ve müşteriler her istenilen fiati vermekten o çekinme- diklerinden otel ve lokanta sahipleri para çekmek için icad etmedik şey bırakmıyorlar, Bu en son icad deniz altı lokantası denizin sathından beş metre derindedir, Müşteriler oraya olan bu muhteşem salonda çay içi- yorlar ve dans ediyorlar. Yiyecek, içecek ve musiki karada olduğu için bunlar da asansör ve radyo vasıtasile denizin altına isal olunuyor. Miami safasmı sürenler dans musikisinin ahengine ayaklarımı ve vücudlarının hareketlerini uydurarak çalkanıp du- rurlarken balıklar da, insanların bu garip hareketlerini cam duvarlı sa- lonun etrafmda dolaşarak merakla seyrediyorlarmış. Sokak Çalgıcıları Sokaklarda çalgı çalarak para dile- nen adamlar da artık asrileşiyor. Bu asri çalgılı dilencilere son zamanlarda en ziyade Nevyork sokaklarında t© sadüf edilmektedir, Bunların önlerin- de birer çocuk arabası sürerek sokak sokak dolaştıkları görülmektedir. Bu çocuk arabasının içine bakacak olur- sanız oraya bir radyo âleli yerleştiri)- miş olduğunu görürsünüz. Elektrik bataryalarile işleyen bu radyoların kuvvetli birer hoparlörü vardır. Dilen- ciler çocuk arabasını kaldırımın bir kenarına bırakıyorlar, radyoyu işleti- yorlar, ondan sonra bir köşeye çekile- Tek kâğıdlara sarılarak pencerelerden atılan paraları toplamakla meşgul olu- yorlar, Dilenci radyoyu nereden bulu- yor, diye soracaksınız. Amerikada ev» velâ radyolar çok ucuz, sonra da her şey gibi radyo da taksitle satılıyor. Gündelik sadaka tahsilâtının bir mik- tari radyo taksitine ayrılınca radyo parası yavaş yavaş ödenmiş oluyor. Bilgin köpek mizah yapıyor Popolo di Roma gazetesinde bay İ. B. Zagara, bilgin bir köpekten bah- sediyor ve diyor ki — Arkadaşım bay Mar'ın bir köpe ği var. Bu köpek aljabenin yirmi bir harfini bilir, okur ve italyanca soru- Zan suallere harfleri göstererek cevap verir, Meselâ yere İtalyan alfabesinin yir- mi bir harfini sıralayınız, sonra Bon- ni'ye - köpeğin ismi - sorunuz; — Şeker ister misin? Bonni evvelâ S, sonra I harfinin üstüne ayağını koyar, «Si» olur. Evet demektir. Bir gün bay Mara misafir gitmiş. tim. Daha birçok misafirler o vardı. lepsi de bilgin köpeğin marifetiri Om Tatu pu Kızılay şubesi menfaatine müsamere Kızılay Şişli şubesi menfaatine bu akşam saat 22 den itibaren Maksim #alonlarında bir müsamere verilecek- tir. Müsamerede muhtelif eğlenceler vardır. Kızılay müsameresi Gölcük (Akşam) — Kasabamızda- ki Kızılay şubesi parlak bir müsame- Ye vermiştir. Kızılayın burada üç yüz küsür üyesi vardır. KANSIZLI benizsizlik £ Panizsiriik iin e germe der ye görmek istiyordu. Bonninin uykusu var gibiydi... Mar sordu; — Biz kimiz? — İnsansınız. Herkes güldü. Tabit köpek bu ce vapları alfabenin harflerini ayaklari- le gösterip veriyordu. Geçenlerde bir gün arkadaşım kö- peğinin tüylerine pire tozu döktü ve “Bonniye sordu: — Pire tozu canımı sıktı mı? — Hayır. — Gene piren var mı?” — Dolu. Bunların doğru olduğuna istiyen inansın, istiye ninanmasın, uma Serin ve nezih NOVOTNİ Bahçesi açıldı Zengin program MÜZİK - ŞAN İtina servis Tepebaşı - Daire Nörasteni, zalliyet ve Chlorose ir SIROP DESCHLENS, PARIS alin İmtihanlar yaklaşıyor! Çocuklarınzı BERLİTZ MEKTEBİNE kaydettiriniz. Ecnebi Lisanlarını iyi ve çabuk öğrenirler. Mektep bütün yaz açıktır. Haftada 3 ders ayda 4 liradır. Beyoğlu: 373, İstiklâl enddesi - Ankara : Saylavlar caddesi mi, yoksa Londraya mı daha yakındır? Amerika, İngil- tere gibi ayni dili konuşan ayni kül türe tâbi bulunan ve tarihleri biribi- rine sıkı bağlı olan bir memlekettir. Fakat ne İngiliz lerin Amerikayı ne de Amerikalıların İngiltereyi iyi ve doğru olarak tanı- madıkları bir hakikattir, Anglo-Sakson ırkına mensup İki büyük milleti biribirine tanıtmak her iki taraf âlim ve gazetelerini işgal eden büyük bir meseledir. Büyük olduğu kadar da karışıktır. Çünkü Amerikâa- lıların çoğu biribirini tanımaz. Londranın büyük gazetelerinden biri bu işi başarmak için meseleye coğrafyadan başlıyarak şöyle bir ten- vir eğici ve öğretici makale yazmış- tar: «Nevyorktan Los Angeles mi yok- sa Londra mı daha uzaktadır? Ame- rika Müttehid hükümetlerini teşkil eden kırk sekiz hükümetten her biri İngiltereden daha büyük müdür? Bütün Amerikanın mesahası Britan- ya adalarından kaç misli büyüktür? Bu hükümetlerin nüfus nisbetleri bi- rihirine yakın mıdır? Bu suallere cevap vermezden evvel şurasını kaydedelim ki doğru cevap verebilecek babayiğitler Amerikalıla- rın kendi aralarında da pek azdır. Za» ten Amerikalılar memleketlerinin ne kadar geniş olduğunu bilmeğe de pek lüzum hissetmezler. «Çok büyük bir yerdir» demekle iktifa ederler, Hakikaten Amerika o kadar geniş- tir ki Amerikanın birçok şehirleri bi- ribirine ecnebi şehirlerden daha u- zaktır. Meselâ Avrupa kıtasında bülü- nan Londra Nevyorktan 3847 mil me- safede bulunduğu halde yol itibarile Ios Angeles Nevyorka daha uzaktır, Kuş uçuşu ile de iki Amerikan şehrin arasında 3111 mil mesafe vardır, Kırk sekiz hükümetten Oregonun mesahası 96,699 mil murabbat olup Bri- tanya adalarının heyeti umümiyesine muadildir. Nefsi İngiltere Nevyork hü- “kümeli kadardır. Amerika Müttehid hükümetleri devleti mesahai umumi- yesi Britanya adaları umumi imesa- hasını otuz mildir. Biri 3.000.000 ve di- geri 94,278 mil murabbatdır. Nevada hükümetinin 91,000 mil mu- rabba mesahası bulunduğu halde nüfusu 13,000,000 kişidir. Ecnebiler Amerikalıları Sıkı birleş- miş ve mütecanis bir halk sanırlar, Hiç de doğru değildir. Memleketin bi- payan vüsati ve tabii ahvali başlıca manli teşkil etmektedir. Amerika Müttehid hükümetleri bir kıta ve ülke değil bilâkis birçok kıta ve ülkelerden müteşekkildir. Başlıca şimal, cenup, şark ve garp diye dört ülkeye ayrılmıştır. Bu ülkelerin halk- ları biribiri ile nadiren temas eder. 150 sene evvel nasılsa bugün de böyledir. Vaktile İngilterenin müstemlekesi olup sonradan isyan ederek ayrılan ve on üç hükümet kuran İngiliz mu- harirleri ülkâl hükümranlık hakla» rında çok kıskanç idiler, Sırf karışık- lıktan kurtulmak için 1789 senesinde fedakârlık yaparak aralarında ittihad tesis etmişlerdi. Yirmi sene sonra, yani 1810 s'ne- sinde az kalsın yeni England bükü- metleri diğerlerinden büsbütün ayrılı- yörlardı. Federasyon şeklindeki ittihadın te- sisinden yetmiş sene sonra cenuptaki ön üç hükümet 1789 senesinde fera- | gat ettikleri salâhiyet ve hükümran- lik hakkını geri almak İsi Neticede birlik büsbütün tehlikede kalmış ve kanlı büyük dahili harp başlamıştı. Amerikadaki ülkeler arasındaki bu zıddiyet ve rekabetlen başka şehirle köy ve sanayi erbabı ile ziraatçılar arâ- sında daimi bir boğuşma hüküm sür- mektedir. Sanayi ülkesi Şark hükümetleri İs- mini taşır. Hakikatte bu ülkeyi yeni England hükümetleri, orta atlantik Amerika müttehid hükümetleri geniş bir kıta teşkil etmektedir, bu kıta başlıca dörde âyrılmıştır, bu dört kısımda oturanlar birbirlerile çok nadir temas ederler, düşünceleri, duyguları çok başkadır hükümetleri ve vasati garp hükümet- leri teşkil eder, Vasati garp hükümetleri (oMic- higan, İllinois, Ohio ve İndiyanadır. Halbuki Amerika bunlar demek değil- dir. Tütün ve pamuk cenup hükümet lerede yetişir. Bunlar Atlas Okyanusu ile Meksika körfezi arasındadır. Bun- larda Amerika demek değildir. Garbi Amerika hükümetleri Kansas bozkır- ları ile Büyük Okyanus arasındadır. Hiç bir ülke kendi başına Amerika de- | Zildir. Halbuki üçü de biribirinden ik- lim, topoğrafi, ırki menşel, ırk ve â- dat ve maişet ve iştigal Itibarile çok farklıdır. Ülkecilik ve milliyetcilik ve iftirak duyguları son dereceyi bulan Ameri- kalıların arasındaki devlet birliği Va- şington, Madison ve Hamilton gibi büyük adamların çok cesurane olan gayret ve meharetleri eseri bulun- maktadır, Maahaza ne müşterek kanunu esasi ne de dahili harbin neticeleri bugün de Amerikalıların arasındaki ayrılığı ortadan kaldırmış değildir. Bugünde cenub hükümetleri ve halkları şi- mallilere"ve vasati garp hükümetle- rine âdeta düşman gibi bakarlar, Cenuplular demokrat partisini sev- meleri, bu partinin dahili harbin are- fesinde şimallilerin teşkil ettikleri cümhuriyetçi partiye muhalif olmak sındandır, Vasati garp hükümetleri ancak esa- ret aleyhtarı olduğundan dolayı cüm- huriyetçi partiye merbut kalmıştır. Lâkin bu merbutiyet sağlam değildir. Çünkü vasati garp hükümetleri halk- lari cenuplular gibi Rusya ve Lehis- tan gibi şarki Ar- rupadan gelen mu hasirlere ve bunla- rın neşlilerine, kâ- toliklere ve Yahu- müntehip- leri birleştikleri zaman demokratlar Ewip gelmişlerdir. Gerek Vilson, ge Tek Ruzvelt vasati garp ve cenup hü- kümetleri halklarının birleşmeleri neticesi olarak Cümhurreisi intihap edilmişlerdir O halde Amerikalılar hangi nokta- larda birleşirler suali . kendiliğinden varid olur. Birleştikleri noktalar; Dil, ülkecilik, başka memleketlerin işe) lerine karışmamak ve kendi işlerine de başkalarının müdahalesine mey- dan vermemek düşünce, her türlü ih- tiras ve batil itikadları dizgin altın- da tutan müfrit hürriyetperverlik. Bu söylediğimiz noktaların harlcin- de alelümum Amerikalıları birleştiren diğer mühim rabıtalar yoktur . Lâkin şurasını da göz önünde bu- lundurmalıdı rkİ, coğrafi taksimat, ırk ve ecdad farkları Amerikalıları; İn- gilizlerden, Fransızlardan, Almanlar» dan, İtalyanlardan, Ruslardan, İskan- dinavyalılardan ve zencilerden ayrı bir halk haline getirmiştir. Ayni za- manda Amerikalılar yukarıda saydı- ğımız Avrupalı ve Afrikalı halklar. dan birinin yahut ötekinin kanıni ve huyunu almış bulunmaktadırlar, Bugün Irlanda serbos hükümetinin nüfusu 3,000,000 tutüyor. Halbuki Amerikada Irlandalı ve bunların ç0- Cukları olarak 3,200,000 kişi vardır. İngiliz imparatorluğunun bütün Yahudi nüfusu 712,000 kişidir. Hal- buki yalnız Nevyork şehrinde 1,765,000 Yahudi vardır. Amerikanın nüfusun- dan 13,350,000 kişi doğma büyüme €6- nebidir. Amerikanın zenci nüfusu 12,000,000 kişidir, — P, Müdahale Bây Nafiz davacı. Bay Kudret dava olunan, Her ikisi de aynı at- sa üzerinde hak iddia ediyorlar. Bay Nafiz: — Arsa benim, bahçemin bir par- Çasıdır, diyor. Bay Kudret ise: — Ben bu arsayı bay Cemalden daha yeni aldım. Nasıl sizin olur, diyor, Muhakeme devam etmektedir. Tapu senetlerine bakılıyor, keşifler yapılıyor, uzun müdafaalar hazır- lanıyor. Arsanın eski sahibi bay Cemali bir telâştır aldı, Adamcağıza ne o- luyor, onu dava öden yok ki? diye- ceksiniz. Öyle amma ya bay Kud- ret davayı kaybederse? Senin ol mayan bir arsayı bana nasıl sattın diye dönüp bay Cemalden verdiği paraları geri alırsa? Onun için bay Cemal hemen davanın görüldüğü mahkemeye bir arzuhal verip dava- ya müdahale etti, ve elindeki kuy- vetli delilleri ibraz ederek bay Na- fizin bay Kudret aleyhine açtığı davayı reddettirip kendide bay Kudret de rahat bir nefes aldı. Esasen arsanın Şimdiki sahibi B, Kudret isteseydi aldığı arsa üze- rinde başkasının bir hak iddia edip i dava açtığını görünce Hukuk usulü mühakemeleri kanununun 49 uncu ve Borçlar kanununun 190:nci maddesi mucibince makamına kaim olarak davayı takip veya davada Üçüncü şahıs sıfatile kendisine il tihak etmesi lüzumunu bay Cema- le ihbar edebitirdi. Çünkü kanuna göre bir davayı kaybettiği takdirde üçüncü bir şahsa rucu hakkı oldu- gu mülâhazasında bulunan herkes o şahsa ihbar yapabilir. Kendisine böyle bir ihbar vaki olan üçüncü şahıs ya davayı ken- disine ihbar yapan kimse namına, onu temsil ederek, takib eder (bu halde ihbar eden kimsenin davada bulunması mecburi değildir) veya» hut mahkemeye bir arzuhal ve rerek davaya müdahale taleb eder. Ondan sonra o artık iltihak ettiği tarafla birlikte çalışır, Farzedelim ki kendisine ihbar yapılan bay Cemal ne bay Kudret yerine davaya devam odiyor ne de müdahele isteyip davaya giriyor. Zavallı bay Kudret kendi başına çabalıyor, lâkin elinde kâfi delil ol- madığı için davanın neticesinde ar- sanin davacı bay Nafize aidiyetine karar veriliyor. İşte o zaman bay Kudret dönüp te bay Cemalden ar- sa parasını geri istediği vakit bay Cemal, ne: — Nasıl olur, elimde bu kadar senedim, delilim var arsa benimdir, diyemez, Ne de, dava pek fona fa- kib edilmiş, diye bay Kudreti mu- hafaza edip o yolda kendini bay kudrete karşı müdafaa edemez, Çünkü bay Kudret ancak iki halde davayı kaybettiğinden dolayı mes« uldür. Biri ağır kusuru varsa. Me- selâ muhakeme celselerinde isbat vücut etmemişse, İkincisi hile yap- muışsa, Meselâ davacı İle anlaşıp bil- iltizam kuvvetli delilleri ortaya çi- karmamışsa, Sair hallerde bay Kudrete bay Cemal arsanın bedelini iade eder. Ondan sonra İsterse bay Nafiz a- leyhine kendi dava açar. Avukat Emcet Ağış