Dayak. ; d . Sahire 10 Futbol sahalarındaki kavgaların önüne geçilebilir Kulüplere, hakemlere, T.S.K. ye düşen vazifeler Senelerdenberi, tekmeli ve kavgalı futbolün önüne bir türlü geçemedik. Her mevsim birkaç defa, stadyomla- rumız en çirkin ve en bayağı küfür ve kavgalara sahne oluyor. Hâdise- den sonra gazetelerde, sütun sütun acı yazılar okuyoruz ve bazan de bir iki fufbolcünün cezalandırıldığını işliyoruz, Ve mesele kapanıp gidi- yor. Kısa bir fasıladan sonra gene aynı şeyin, belki de daha şiddetli, daha çirkin bir şekilde tekerrür ettiğini görüyoruz. Bu hâdiseler yalnız bizde değil, Avrupanın hemen her memleke- tinde oluyor. Fakat o memleketler. deki spor hacmına nazaran bizdeki- lerin nisbeti maalesef çok daha bü- yüktür, Yani bizdeki spor hareket- leri aynı derecede vüsat peyda etse diyebiliriz ki, her maçımızda kavga olması lâzim gelir. Sonra Avrupada- ki hâdiselerin bir hususiyeti de kav- gaların ekseriyetle, her hangi bir gay- Tİ memnunluğun izhearı için seyirci. ler tarafından meydana getirilmiş olmasıdır, Bilhassa profesyonelliğin mevcud olduğu yerlerde oyuncuların hareketleri"daha mazbut ve ölçülü- dür ve bu memleketlerdeki futbolcü- lerin kavgaya sebebiyet verdikleri nadirdir, Bizdeki kavgalara gelince, bunla. rn önüne makale ile nesihat ile, sporculuğun yüksek mefhum ve ga- yelerinden bahsetmekle geçilmesine imkân yoktur. Çünkü körüklene körüklene âdeta düşmanlık haline gelmiş bazı klüp rekabetleri, ve sporcuları üzerinde otorite tesis edemiyen bazı klüp ida- recileri varken bu doğru sözlerin ve nasihatlerin sivrisinek vızıltısını geç- mesine imkân yoktur. Evet, sahalarda gördüğümüz kü- für ve kavgaların önüne geçecek, huysuz futbolcüleri cezalandıracak ve onlara bu şekildeki hareketlerinin çirkinliğini anlatacak olan evvelâ kendi kiüpleridir. Fakat o klüp ida- recilerinin, yukarıda da dediğimiz gibi, kendi futbolcüleri üzerinde oto- ritesi olmalıdır. Bu kabil olamayınca, emesiieii ve dolayısile klüplere vazifelerini öğ- retmek hakemlere düşüyor. Kuvvetli, €nerjik ve cesur bir hakemin idare- sinde bir futbol maçının kavga ve gürültü ile bitmesine imkân yoktur. korkan ve çekinen hakemlerin oyu- na hâkim olmalarına imkân yoktur. Bir hakem, maçınıidare ettiği klüpleri ve sahada oynıyan oyuncu- İki yl Vi m bl. tatbi- kile mükellef olduğu kâidelerin hi- lâfına hareket edenleri kaidelerin emrettiği şekilde derhal cezalandır- malıdır, Futbol siyasetinin veya oyun» cuların isimlerinin tevlid edeceği en ulak bir göz yumma ve müsamaha» nın netieşsinde İpin ucu elinden ka- çar ve maç dejenere olur . Oyunun yarım kalma tehlikesi, kendisinin o klüpler tarafından ha- kemliğe intihab edilmemesi ihtimali gibi mânasız Amiller, kaldelerin tat- biki üzerinde müessir olmamalıdır. Hülâsa iyi bir tek hakem futbolümü- zü küfür, kavga ve gürültüden kur- tarabilir . Yalnız hakem intibabını klüplere bırakmamak, hakemlerin klüpleris alâkalarını kesip onları bir teşekkül halinde toplamak ve bir kontrole ta- bi tutmak şarttır. Hakemlerden sonra, asıl bu hâdi- selerin önüne geçmekle mükellef olan T. 8, K vardır, Futbolümüzü manen ve maddeten düşüren kavga ve gü- rültülere gayet seri ve bizde &ik &ik görüldüğü veçhile sonradan geri alın- muıyan cezalar vererek T.S, K bu hâ- diselerin önüne geçebilir. Yalnız bir sürü kırtasi muamelelere ve itiraz Hülâsa, klüplerimizden bazılarının dahili otoriteleri olmadığına göre kavga ve gürültülerin önüne geçmek vazifesi hakemlere veT,S, Kadü- şüyor. Eğer, hakmelerimizi klüplere inti- hab ettirmez, onları mensub olduk- ları Klüplerden çıkarır ve kontrollü bir teşekkül vücude getirirsek ve ay- nı zamanda T. S8, K de kavgacı ve tekmecilere karşı seri ve otomatik cezalar tatbik ederse tekmenin önü- ns geçilebilir. Ulvi Yenal » Serbes güreş birincilikleri Kastamonu bölgesinde de seçme üsabakalarına başlanıyor gruplarda bölgemiz de grup merkezi olarak ayrılmıştır. 28-29 Mayısta Kastamonu marke- #zinde, Bolu, Zonguldak, Çankırı, Ço- Fum, Kastamonu güreşçileri karşıla- | a 'Şacak ve güreşlerde kazananlar Anka- Ni A rada yapılacak Altın kupa güreşlerine iştirak edeceklerdir. Bölgemizde hazırlıklara başlanmış alâkadar bölge başkanlıklarına tel graflar çekilmiştir. Gönderdiğim resim güreşçilerimizi kımı bugün Taksim stadında Sa- at 17 de Beşiktaşla ilk maçını yar pacaktır. Bu maçtan evvel saat Rasihin de içle- rinde bulunduğu Ren üniversitesi takımi Fransa şampiyonu oldu Fransada tahsilde bulunan mini takım oyuncularımızdan Rasih Esenin mensup olduğu Ren üniversitesi ta- kımı Fransa üniversiteler o şampiyo- nasında Paris üniversitesini 6-1 mağlüb ederek Fransa şampiyonu olmuştur. Rasih bu maçta muvaffa kiyetli bir oyun oynamış gol atarak ve attırarak takımının kazansında büyük bir rol oynamıştır. Kiymetli oyuncumuzu yabancı bir muhitte gösterdiği bu muvaffakiyetten dolayı tebrik ederiz, İstanbul - Edirne - Istanbul Yarış bugün Taksim stadında nihayetleniyor Evvelki gün başlıyan İstanbul - Edime - İstanbul merhaleli bisiklet yarışı bugün Taksim stadında milli küme maçı arasında bitecektir. İlk merhale çok enteresan olmuş, koşu- nun bitmesine 15 kilometre kala An- kara mıntasından Eyüp Yılmaz kuv- vetli bir atakla rakibini geride bırak- mağa muvaffak olmuştur, İkinci ligi Eskişehir mıntakasından Halil, üçün- cülüğü de İstanbul birincisi Hara- Jambo kazanmışlardır. Eyüp Yılma» ın bugün umumi tasnifte birinci ol- ması beklenmektedir. Dünya kupası Milli takımlar Fransaya git- meğe başladı 4 Haziranda Fransada başlıyacak olan dünya kupasına iştirak edecek milli takımlar yavaş yavaş Fransaya gilmeğe başlamışlardır. İlk olarak Brezilya ve Holanda Hindistanı ta- maçlar, Yugoslavlarla olduğu gi- bi, her sene mütekabii ziyaretler AİN rTumdan haberdar etmiş olmalı idiler ki o da bu tehdid tezkeresini gönder- mişti, Ayni zamanda şeyhislâm efendinin de irşadlarına müracaat etti; fakat sadre şifa verecek bir cevab alamayın- ca saraya müracast etti, Abdülhamidin zihnini teşviş edecek şeyler söyledi Kendisi iskat edilirse memlekette ihtilâl olabileceğini ve haricde - yani İngilterede - fena tesir uyanacağını, cemiyetin saltanatta te- beddül yapacağını anlattı. Herhalde padişahı tereddüde sevketmeğe mu- vaffak oldu. Konağıma avdet etti, Fakat mesu- Jiyeti bâdilerine aid olmak üzere vere- ceğini meclise bildirdiği istifanameyi yazıp padişaha takdim etmedi. Meclis ise yaptığını tebliğlerle bir günde üç defa işin renk ve şeklini de- gişliren Kâmil paşanın tehdidine al- dırmadı, Esami tayini suretile reye müracant etti, 8 reye karşı 198 rey ile sadrazam Kâmil paşa hakkında ade- mi itimad beyan edildi. Bunun Üzerine Selânik mebusların- dan Karasu ve Manastır mebusların- dan Pançedoref efendiler de dahil ol- mak üzere illihadcı mebuslardan ye- disi tarafından verilip zecilaçe kabul buldu, Kâmil paşanın meclisçe vaki olan mükerrer ve müstacel davetlere icabet etmemesi ne kadar doğru değil idise meclisin sadrazamın gıyabında ademi itimad reyi vermesini meşruti- yet usullerine tevfik edebilmek deo kadar güçtür! Ademi itimad reyi alan bir sadraza- mın mührü hümayunu padişaha tak- dim etmesi icab ederdi, Kâmil paşa ise bunu yapmadığı için mührün ken- disinden istirdadı lâzım geliyordu. Yani iş eski usul bir azle benziyor- du. Fakat şimdi azleden padişah değil, mebusan meclisi oluyordu! Padişaha yalnız verdiği mührü geri aldırmak vazifesi düşüyordu! Reis Ahmed Rıza ve reis vekili Ta- At beyler iptida mebusan kulübüne gidip orada fırka arkadaşlarile müza- OZIN vali ve bölge başkanı bay Avni Do- | Baş, diş, nezle, grip. romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün | ğanla bir arada göstermektedir. ağrılarınızı derhal keser, İcabında günde 3 kaşe alınabilir, MANN MAR MAN HR MAR ME HN Yazan; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Teirika No. 140 kereden ve yanlarına daha bir kağ mebus da aldıktan sonra saraya gitti- ler. Vakit geçti, Huzura kabul olun- madılar, İ Meclisin Kâmil paşa hakkında verdie Zi ademi itimad kararile bunu mücib olan sebebleri, ortada döndürülen era» cifin asılsız olduğunu, meclisin zati şahane hakkında kemakân sadakat duyguları beslemekte bulunduğunu, veraset hakkındaki saltanat kanunu- na riayet eyliyeceğini, Kâmil paşanın ilka ettiği fikir ve hislerin boşluğunu ve yersizliğini başkâtib vasıtasile ar- zeylediler. Abdülhamidde hasıl olan tereddüd bu teminat ile zail oldu, Hünkâr: — Meclisin itimadını kaybeden sad razam resikârda kalamaz! Diyerek Kâmil paşadan mührü al- mağa mabeyinci Rifat beyi gönderdi, Kendisinden mühür istenilince Kâmil paşa: — Yarın sabah kendim getiririm! Cevabını verdi. Ertesi sabaha kadar bir şeye mi intizar ediyordu? Ne düşünmüşse olamadı. Sadareb (Kâmil paşanın hasbelicab vukuu in- fisaline mebni) Hüseyin Hilmi paşaya tevcih edildi, (22 muharrem 1327) İttihad ve Terakkinin düşmanların. dan Mehmed Salâhaddin bey (Bildik- lerim) risalesinde: (Kâmil paşa kabinesine ademi iti. nın gizli teşebbüs ve tertibleri netice- si olarak İttihad ve Terakkice karar- gir idi.) diyor. Zayn ÜNE GA yel Sa Ju bir iftiradır! Böyle bir isnad yalniz garib ve gü Tünç değil, fecidir de! İttihadcılar Kâmil paşayı madde- ten değil, manen öldürmek istiyorlar- di İnsan İttihad ve Terakkiye ne ka- dar kuvvetli muhalif ve düşman olur- #a olsun iftiranın bu türlüsüne bu misi cemiyetin vilâyet merkezlerinde- ki heyetlerine 15 şubat 1909 tarihinde umumi bir tahrirat göndermiş ve bun» da Kâmil paşa ile cemiyetin münasö- betlerini ve iskatın sebeblerini izah eylemişti. Vesikayı buraya geçirece- ğiz; ta ki merkezi umuminin bu me- selede rioktai nazarı tamamen taay- yün etsin: (1) ? (Arkası var) (0) O zaman cemiyetin Belânik vilâyet heyeti merkeziyesi âzasından olan müte- kald albay Süleyman Fehmi Tunçay neg- dinde mahfuz vezikalardan. Bazı eşhas& ve müesseselere dokunacak cümleler ten- Kik edilmiş, ifrde biraz sadeleştirilmiştir. ,