ANN a 710 19 Mayis 1938 AKŞAM © Jimnastik bayramı hazırlığı ÜN İLK PROVA YAPILDI Yukarıda geçid resmi, aşağıda İstiklâl marşı söylenirken ve jimnastik hareketleri yapılırken On dokuz mayısta yapılacak olan fimnastik bayramının hazırlıkları İkmal edilmiştir. Dün, ilk prova, şeh- rimizde bulunan bütün jimnastik muallimleri hazır olduğu halde Taksim ve Fenerbahçe stadyomla- rında yapılmıştır. İkinci umumi pro- Va on altı mayısta yapılacaktır, Öğrendiğimize göre bu seneki jim- | naslik bayramının bir hususiyeti olar caktır; keskin hareketlerin yerins ritmik hareketler programa kon- i muştur, Bu hareketler suples temin | ettiği için faydalı görülmüştür. Jimnastik bayramına üç bin mek- tepli iştirak edecektir. Bunlardan bin beş yüzü kız talebesidir. Jimnas- tik bayramı aynı günde şehrimizin üç mıntakasında birden yapdasak- tar. Beyoğlu ve civarındaki mektep- ler, Taksimde, Beşiktaş ve civarın- daki mektepler, Şeref stadında, Kadır | köy civarındaki mektepler de Fener- bahçe stadyomunda merasime iştirak edeceklerdir. Inhisarların yeni bütçesi kamutay ruznamesinde Yeni fabrikalar kurulacak, imalât arttırılacak, fiatler ucuzlatılacaktır düğü 1938 bütçesi | ” Ankara 9 (Telefonla) — İnhisar- Hü- , 831,248 liralık tahsisat ee kabul edilmiştir. 937 kinden yarım mliyon küsur fazla olan (o bu tahsisatın ası yeni yapılacak İzmir şarap Se Paşabahçe fabrikalarının inşaat masraflarına şılık tutulmuştur. Yeni varıdalı 1937 dekinden 2 bütçe 250,500 lira tahmin edilmektedir. İnhisar altında olan oyun kâğıdı, i k ve çakmak taşı ka n kaçakçılık Kanunu mucibince k ikramiyelerle kaçak takibinde ölen veya sakatla Manlara verilecek tazminai ve bu suçlara ald davaların muhakeme ve- $âir masrafları ve inhisar memurlg- TI tarafından yakalanan kaçak güm- Tük eşyasının nâkil masrafları 937 Yılında olduğu gibi 1938 yılnda da İnhisarlar idaresi tarafından verile- cektir, Kaçakçılık suçlarından dolayı mah- kemeleree ve heyetlerce hükmolunan Para cezaları tahsilâtından yüzde be- $İ, bu paraları tahsil eden idare, tah- 8il ve muhafaza memurlarına 938 yı- nda da bütçenin takibat tertipten | ödenecektir. İnhisarlar idaresinin o Arikarada bulunan memurlarına 1938 bütçe Projesile mesken zammı kabul edilmektedir. İnhisar! radaki memurlarına cülüğünün ilmi bir su- Tette inkişafını temine uğraşan ens- itü ve tecrübe istasyonlarından bü- tün memteket ihtiyacını tatmin ede- cek bir randıman #imabilmesi için fenni vasıtalar alınacaktır. Şaraba karşı günden güne artan rağbeti tezyid etmek “üzere İzmirde yeniden bir nümune bağı tesis olu- nacak, Virjinya ve Sumatra tohumla» rından tütün yetiştirmek üzere muh- telif lakalarda geniş mikdarda tecr yapılacaktır. Tütün hastalıklarına karşı yapı- lan uğraşma işleri için geçen. sene Aki rda açılan mücadele Nümune çifliği 1938 yılında İzmirden maada Marmara ve Karadeniz bölgelerine de teşmil edilecektir. Yeniden şarap imalâthaneleri te- 8is olunacak, tütün ve müskirat fab- r Tuzlalarda yeniden bazı tesisat vücude getirilecektir. Hem yurd içindeki istihlâki karşılamak ve hem de yurd dışına ihral; imkânı- nı temin etmek için ikinci bir şarap fabrikası tesis olunacak, Paşabahçe- de de bir rakı fabrikası kurulacaktır. Harici satışlara önem verilmesi prensibinin tatbikatı olmak üzere Nev- yorkta açılacak sergiye inhisarlar idaresi de iştirak edecektir. Geçen sene olduğu gibi 938 yılında da ecne- bi memleketlere staj ve tahsil için memurlar gönderilecek, muntazam ve maksada uygun çalışmalarile te-* mayüz eden, işlerinde muv: memurları taltif ve teşvik için 1938 da da ikri © verilmesine de-, eler poligonu tesis edilecektir. Asfalt yolların temizlenmesi usulü hakkında tedkikler yapılıyor yolların temizlenme ve yr- nması, alelâde parke kaldırımla- n teri 'nmesine benzemeğdiğin- den belediye asfalt yolların sulan- ması ve yıkaması için Avrupanın muhtelif şehirlerinden okataloğlar getiritmiştir. Belediye bu kataloğlar- daki makinelerden birini tercih ede- cektir, Kayseride sıtma mücadelesi Bir sene İçinde mü- him işler görüldü Kayseri (Akşam) — Burada bir se- nedenberi sıtma mücadelesi yapılıyor. Bu yaz mücadeleye daha şiddetle de- vam edilecektir. Sarmısaklı suyunun mecrasını temizlemek için teşebbüste bulunulmuştur, Boğazköprü civarın- daki bataklığın mühim bir kısmı ku- sında hususi mati- neler tertib edilerek Rokfeller ensti- tüsünün hazırlattığı sıtma, nasil sira- yet ettiği, ne suretle korunmak kabil olduğu filmi halka bedava gösteril miştir, Mücadele heyeti bir senelik faaliye- tine dair bir broşör neşretmiştir. He- yet 39,048 kişiyi muayene etmiş, 81,500)» gram kinin dağıtmıştır. Muayene eği- len hastalardan yüzde otuz yedi bu- çuğunun sıtmalı olduğu “anlaşılmış, bunlar tedavi altına alınmışlardır. İstanbul cihetinin çöpleri 15 hazirandan sonra denize dökülecek Beyoğlu tarafında olduğu gibi İs- tanbul cihetinin de çöpleri haziran- dan itibaren denize dökülecektir. Bu iş yakında bir müteahhide ihale edi- lecektir, İstanbul çöplerinin mavna- lara nakli için yapılacak iskelelerin İnşası 15 haziranda ikmal edilecek ve 15 hazirandan sonra çöplerin denize dökülmesine başlanacaktır. ünasebetle son senelerde bir ine getirilen Dayudpaşada- Üzerine kireç dökülecektir, İki yangın başlangıcı Dün, İstiklâl caddesinde B. Ahmed Sabriye ald binanın ikinci katında kiracılar tarafından tahta masa üze rine bırakılan bir ütüden yangın çik- miş, masa kâmilen ve döşeme dö kısmen yandıktan sonra haberdar edilen itfaiye derhal yetişerek ateşi söndürmüştür. Çenberlitaşta Tavukpazarında Meh- medin kahvesinde ocaktan sıçrıyan bir kıvılcım kaplama aralığına gir- miş, ateş bir mikdar kaplama yan- dığı halde yetişen itfaiye tarafından söndürülmüştür. "Yazan: Sermed Muhtar Alus Sahife 7 “Tefrika No, 58 NANEMOLLA Güreş devam ededursun, o kalaba- lığın hemen hepsi, kupalar, faytonlar, çekçeler hurya cadde boyuna. Yer kapan kapana, Düğün Bulgurluda ise yarış güzer- gâhı Bülgurludan Millet bahçesinin önü, Merdivenköytnde ise Erenköyün- deki Sahrayicedid karakolundan Kı- ziltopraktaki Ziverbey yokuşunun ba- g Yarışa girecek atlar, kaçaklaşsınlar diye bir haftadır yem yüzü görmemiş. Etten buddan meli ama tüy gibi kadar olanı görebilirsen parmakla güs- ter. Hanımlarla beyler arasında, karşı- dan karşıya gelsin göz süzüşler, tebes- sümler, ışmarlar, işaretler, Bir satıcı veya dilenci bulup biribirlerine name At yarışı biter bitmez, davetlilerin düğün hediyelerinin kafile kafile ta- Silâh sesleri her kafilenin gelişine alâmet. Hemen, davul zurna ve köçek- ler karşıcı, O gece kına gecesi, daha doğrusu sarhoşluk gecesi. Kıra hasırlar yayıl- mış. Üstünde rakı binlikleri, ekmek somunları, meze olarak lenger lenger fasulye piyazile yeşil salata; mevsimi- ne göre baş baş maruller, kol gibi hi- yarlar veya bir iki küfe kavun karpuz- Ja üzüm. İç babam iç, iç babam iç. Aşka gel- din mi de güveyle gelinir şerefine pat- lat babam patlat tabancayı, kapsüllü- yü. Yüzde seksen, seksen beş”de keyif bozanlık. Kimler kimlerin eşeğine çüş demişse orilar iki taraf olmuşlar, Alt alta ustüste gırllaklaşıyorlar. Bıçak, tabanca, kapsullu de arada işleyiveri- yor. Kına gecesi zehir, zemberek. Perşembe gelin alayı ve yüz yazısı günüdür. Araba katarı yolu tutar ve gelin getirilmeğe gidilir. En öndeki arabada davul zurna ve köçekler, Ardında, gelirken gelinin bi- neceği çekçek, tıngır, öküz arabaların- da köy kudemaları, kadınları kızları, Elde, kucakta, memede çocuklar. Kü- heylânlar üstünde, ileri geri tırıs gi- den delikanlılar, Gelin, evinden alınıp, iki yandan yatak çarşafları tutularak kupaya bindirilir ve perdeler aşağı kadar çe- kilir, Arabaların hepsine muhtelif kıy- mette askılar asılır. Kupanın fenerlerine atlaslar, can- fesler, bürümcükler, Arkadakilerin demirlerine direklerine, tentelerine yünlüler, basmalar, çözmeler... 'En öndeki arabada gene çalgı çıga- ne ve raks; arkasında gelin, sonda ka- tar, Delikanlılar dönüşte de ileri geri tırısta, At oynatmada, şahlatmada, Düğün evi iki, nihayet üç odalı. Ek- seriya bir kat üstüne, kerpiçten; nadi- ren iki katlı, Burada da, yatak çarşafları tutula- İ rak geliniçeri alınır. Biraz sonra gene gümbür de güm- bür gümbür, şıkkır da şıkkır şıkkır. Davul zurna ve köçeklerle güvey kol- tuğa girmeğe geliyor. Ev iki katlı ise içeriden yolunan yolunana: — Kadınlar, çocuklar dolmayın ar- tık, Temeller göçecek!.. LA£ değil, çok kere vaki, Güvey, onlukları serpip ortalığı bi- ribirine kattıktan ve evi gacır gucur deprendirdikten sonra ayni gümbür- tülerle ve şıkkırtılarla haydi kahveye, çınar altına. Beklesin dursun yatsıyı. Şimdi düğün evi kapısının iki ka- nadı da açılır, Seyri boda, buyuran buyursun; köşedekini, çeyizleri, hedi- yeleri görsün, İçeriden rıca, rıca üstüne: — Komşular, hanımlar buyurun, başımızda yeriniz varama kuzum, canım birer birer girip çıkın. Tahtalar esniyor, direkler çatırdıyor; ev yıkıla- cak!,. Davul zurna ile küçekler akşama kadar evin önündeki meydanlık senin, çınarın altı benim. Davetlilere sunulan düğün yemeği terbiyeli çorba, tarçınlı kuzu veya ko- yun kızartması, pilâv zerde, Yatsı oldu mu gene çalgile ve oyun- Ja, delikanlı çalımlı çalımlı güvey gir- meğe gelir. Kapıya yaklaşırken, saldı- ran saldırana, İki küreğinin arasına tükürülmüş yumruklar belâ bâranı gibi yağıyor. Fıkara daha anaçlanmamış ve zayıf yapılı ise yüzükoyun yerlere bile ka- panır, Hâlâ üstüne çullanmadalar: — Enkastin yapıyor, İnanma, kiya- Siya ini., — Ben vuramadım dı, biyol benim yumruğumu da yesin! — Okşama be, sık! yapıştır ulan!., Böy düğünü o akşam paydos. Cuma paçası filân mevcud ama aile arasın- — s gün çarşambaydı. Dediğimiz gi- bi düğünün en cafcaflı günü; pehli- vanların güreştiği, atların yarıştığı, hediyelerin geldiği, akşamına da kına gecesi yapılacak gün. İrfanın bunları bildiği yok, Ne gör- müş, ne işitmiş. Tufan morina Tok açın halinden anlar mı? Balık- pazarında çekerken, avuç içi kadar palamut tavalarını gövdeye atmış; balbuki İrfan biçaresi, sabahki süte yarim dilimcik ekmek batırmış, Araba sarsıla sarsıla giderken acık- mıştı, Bülbülderesinin üst başında biraz peynir ekmek aldılar. Tufan eli- ni sürmedi, dişini gösterdi; — Karanfil ağrıyı durdurmüşken ki lokma yiyeceğim diye domuzu â7- dırmayım... Yol, hava, rüzgür, İçtiği rakıyı uçur- duğu için çekmek ihtiyacında. Ayak- larmı göstererek, kayıktan, poyraz- dan, pavrikadan tutturduktan sonra gene arabayı durdurmağa, inip bin- meğe başlamıştı. Bağlarbaşından itibaren yol kala» balıklaşmıştı. Konak arabaları, kira Arabaları, yayanlar... Hep yukarı doğ- ru gidiyorlar, Alaturka yedi buçuk, sekiz sularıy- dı. Düğünün en şenlikli vakti. Güreş meydanının etrafında, kadınlarla er. keklerin biribirlerine girlit oldukları, yandan yana, karşıdan karşıya baş, güz, dudak, el alış verişlerinin en tax yında olduğu an, Millet bahçesini, Kısıklıyı geçtiler. İrfan bir araba gürültüsü duyunes hemen muşamba perdeyi kendine si- per ediyor: — Lando mu?.. İçindeki Küçük mü?, diye soruyor, Tufan da bir paraşol ça- kıltısı işitince o anda dışarı sarkıyor, fakat Hasibe kelimesini ağzından ka» çırmıyordu. Diyordu ki: — İhtimaldir padişahım belki der. ya tutuşa, Küçük, affına mağruren gırğeli, mor keraki imiş, Aklına esti mi paraşula da biner, tıngıra da, tah- taravana da... Bu telâşım senin hesâ bi beyceğizim!., O uğursuz koru tarafına bakarken, dayanamadı. Hasibeye bir kaç kan- tarlı savurdu, Çoban köpeğini de ari ya kattı. Vay efendim vay, bayramda Cinci meydanı mısın hey mübarek?.. Meydan, at, araba, insan tarlası, 'Ekilmiş de yerden bitmiş gibi kadın, erkek... Bir harrangürradır gidiyor, Zurnalar çalınıyor, davullar vurü- Yuyor, pehlivanlar sayhalar basıyor, macuncu büğülüsünü öttürüyor, sa tıcılar bağırıyor, dilenciler makamis dileniyor, atlar kişniyor, ürkmüş ara- ba beygirleri çifte atıyor, içindeki ha mmlar çıngır çıngır haykırıyor, ma- halle karıları dalaşıyor, çocuklar Ci yak cıyak ağlıyor... gm gi i i i j t Geli