SERBES FİKİRLI Tekmeli futbolün önüne nasıl geçilir ? Arkadaşımız Galatasaraylı hakem Sadi Karsanın aşağıdaki fikirlerine üynen iştirak ettiğimizi kaydeder ve arkadaşımızın çok güzel bir şekilde izah ettiği (Tekmeli futbol) hastalığına bizim de ayrı bir yazı ile temas edeceğimizi ilâve eyleriz. Güzel bir futbol maçı seyredeceği» mi tahmin ederek pazar günü Tak- sim stadyomunda yapılan Beşiktaş Güneş maçına gittim. Havanın fev- kelâde denecek kadar güzelliği, her iki takım oyun sisteminin aşağı yu- karı birbirine benzeyişi, oyuncuları- run ayrı evsaf ve kabiliyette oluşlar rı bana çoktanberi hasretini çekti- ğim güzel, temiz ve heyecanlı bir-fut- bol maçı seyretmeğe fırsat verecek zannediyordum. Sona erişmek üzere bulunan bu senenin milli küme maçlarında şem- piyon takım taayyün etmiş"bulundu- ğundan ekseriya sonlarda yapılan bir maçta kazanılan puanla birinci- liğin tesbiti gibi bir vaziyet olmadı- ğmdan müsabakanın normal şert- lar içinde yani oyuncularımızın âsap- larına hâkim olarak sükünetle oy- nıyacaklarına ihtimal veriyordum. Çok seri başlıyan maçın ilk safha ları da bu tahminimde aldanmamış olünğumu bana isbat eder gibi id Karşılıklı yapılan hücumlar arasın- da bazan güzel anlaşmalar ile kale- ye akınlar yapılıyor, kele ağzında çekilen şimşek gibi şütler büyük bir maharetle kaleciler tarafından kur- tarılıyor ve bütün bunlar da temiz futbol hevesli ve taraflısı seyircile- re çok heyecanlı dakikalar yaşatıyor- du. Gerçi Beşiktaş eksik bir kadro ile oynıyordu amma akıma alınmı- yan oyuncuların yerlerine konulan gençlerin ilk zamarilarda canla baş- la çalışmaları teknik noksanlıklarını telâfi ediyor, oyun bu yüzden biran gevşemiyen bir hızla devam ediyordu. Çok şayanı teessür ve teessüftür ki bu güzel tabloyu uzun müddet seyretmek zevkini bermutad gene tadamadık. Oyun birinci devrenin sonlarına doğru malüm hâdiseden dolayı şirazesinden çıktı ve nihayete kadar orada bulunanların ikrah ile gördükleri, bulunmıyanların da hay- ret ve taaccüple gazetelerde okuduk- ları gibi bir kör dövüşüne döndü Stadyomun kapısından bu sefer de nevmid ve münkesir çıktık... Şimdi burada mücerred olarak pa- “zar günkü hâdiseyi tahlli edecek de- ğilim, Bu hâdise ötedenberi devam edegelmekte olan ve futbolü tam mânasile sevenlerin kalblerini sızla- tan hâdiselerden biridir. Bir zaman için önüne geçilmiş gibi görünen tekmeli ve kavgalı futbole nihayet vermek imkânını acaba bulamıy& cak mıyız ve neden bulamıyoruz Bulmamız için de ne yapmak lâzım- dır bunları şuracıkta kısaca tahlile çalışacağım: 'unların en zevklisi olduğunda 6 edilmiyen futbolü mevzu kaj- delerine göre oynamak istiyorsak Klüplere, oyunculara, hakemlere, spor teşkilâtına ve nihayet seyircilere dü- ” şen birçok vazifeler vardır. İşte ev- velâ bunları başarmağa. çalışalım. Klüp idarecileri kaptanları, antre- nörleri oyuncularına dalma nasihat vermeli ve onları temiz, güzel oyuna her zaman teşvik etmelidir. Eğer bü- tün bu ağabey nasihatlerine rağmen oyunda gene süküneti muhafaza ede- miyerek taşkın hareketlerde bulun- maktan vazgeçemiyen oyuncu bulu- a evvelâ bunu Klüp idarecileri bir babanın öz evlâdına yapa- gibi tecziye etmeliyiz. Islahımefs cimekte ternnüd gösteren böyle bir yuncu İyi takımın belkemiği bile isa m iyeti asla nazarı itibara ılmadan âtinin selâmeli namına ta ima almamalıdır. Oyuncular da akıllarına iyice koy- malıdırlar ki futbol birçok kaidesi olan ve bu kaidelere riayet edilerek sportmenep, centilmence oynanması lâzım gelen bir oyundur. Futbol oyu- nunu icab edenler ince bir düşünüş ile U.Y. bunün Viclent Sport yani sert ham- leli bir oyun olduğunu nâzarı iliba- Ta alarak kasdolmıyan bir hareke- tin #ecziye edilmemesini bile şart kaşmuşlardır. Esasen futbolcü demek sporcu demektir, Sporcunun başlıca vasıflarından bir kaçı da âsabına hâ- kim olmak, dürüst harekette bulun- mak sporu spor olarak yapmak, mağ- 1âbiyet ve galibiyeti olduğu gibi ka- bul edebilecek karaktere melik olmük demektir. Sporun muhtelif şubeleri vardır, Her sporcu istidad ve insiya- kına göre bu şubelerden birine sü- Yük etmekte serbestir. Kavga ve dö- vüşten zevk alanlar meselâ pankırası intihab edebilecekleri gibi pazularr- hm kuvvetlerine güvenenler de gfi- ze seçerlerse daha İyi yapmış olur- “Hakemlere gelince: Elde mevcud ka» rakaplı kitab ahkâmı kanaatlerine göre harfiyyen tatbik ile mükellef olan hakemlerin hiç bir zaman ne şiş ve ne de kebab yansın kazıyesini gütmemeleri başlıca şarttır. İnsan hatadan salim değildir. Hakemliğin ne kadar ağır bir vazife olduğunu bittecrübe bildiğimiz için hakemin de gözünden kaçan bazi hareketler olabileceğini takdir edenlerdeniz. Fakat bütün bir oyun müddetince kasden tekme atan bir oyuncuya karşı müsamahakâr davranmak bu hastalığın diğer oyunculara da sira- yetini intaç eder ki işte o zaman oyun şirazesinden çikar. Haslalığı başlangıçta tedavi etmelidir ki sonun- da vehamet kesbetmesin. ç Teşkilâta gelince: Kasdi hareketleri ve hataları tes- bit edilen oyuncular en ksa bir müddet zarfında tecziye edebilmek imkânını bulmak zannederim ki en müessir bir çare olur. Bundan üç s6- ne evvel tatbik edilmekle olan çok iyi bir usul vardı ve bu sayede da futbol sahalarımızda bazı taşkın ha reketlerin önüne geçilebilmişti. Ha- kem tarafından oyundan çıkarılan bir oyuncu, takımın ondan sonraki ilk maçında otomatikman oynalık madığı gibi derhal bunun hakkında da suçunun mahiyetine göre bir ce- za hükmolunarak mevkii tatbike ko- nuyordu. Bu kararın şimdi no şekil- de tatbik edildiğini bilmiyorum. Yal- nız geçen sene hakemliğim zamanın- * da oyunda hakeme hakaret etmiş olması dolayısile oyundan çıkanlan bir oyuncunun hakem raporunda keyfiyet sarahaten zikredildiği hal- de cezaya çarpılmamış olmasını ha- tırlıyorum da bu müsamahakâr ha- reketin sebebini izah edemiyorum. Seyircilerimiz de futbol sahaları- nın bir arena meydanı olmadığını | hatırlıyarak oyuncuları birbirinin | aleyhlerine tahrik etmekten sakın- | malıdırlar. Bu satırları okumak külfetinde bulunacakların belki yüzlerce defa dinledikleri ayni nekarat karşısında gülümsiyeceklerini ve bu yazıyı yaz- makie yeni bir şey söylemiş olmadı- ğıma hükmedeceklerini seziyorum. Evet hastalığı hepimiz biliyoruz, bu- ve teşhis ediyorgz da neden te- | Gavi etmesini bilmiyoruz, işte buna da ben gülümsüyorum... Sadi Karsan nu Davis kupası maçları Za Haye 9 (A.A.) — Fransa ile Hollanda arasındaki Davis kupası nın tasfiye turnuvasında Hollanda bire karşı iki galibiyetle başta gel mektedir, Belgrad 9 (A.A) — Davis kupası tasfiye maçında Yugoslavya 2 ye kar- şı 3 galibiyetle Çekoslovakyayı yen- miştir. Kontrakt Briç Meşhar eller No. 4 a3 Y w74 o rvsa * r913 #36 “ RDVOYA Y 531 i dan o A 2” 8548 o Av * 351 Wov96 2 D108 Her iki taraf birinci manşda. veren: Cenub. Deklârasyon. Sistem: Cenib OGarb OŞimai (çark ı pas pes pas 34e() pas 48 pa pas pas U pas pas. pas 24b) ve “pas 2S.Ae) pas SAMd) mM pas 48 pas pas pas Deklirasyon hakkında notlar 1) Envit deklürasyonudur. Şarkta söz kiz leveden fazla kuvvet, vardır. Ortağını (elinden, pikadan normal bik yardımı ol- sun olmasın) başka renkten sağlam le- vesi varsa dört pikaya davet etmektir. Bğer gerbe böyle yardımcı bir küğıd yokan pasla geçmelidir. b) Elinde kuvvetli altılı big renkten başka dört buçuk onor levesi bulundu- Bundan iki ile başlamaktadır. ©) Zefiyet göstermektidin. Elinde 14 onor levesi bulunmadığı gibi deklâre edo- cek bir rengi do yoktur. d) Pikasını fors etmektedir. , Kozeu: Şark Oyun: 4 Pikk Bir çok masalarda cenubun çıktığı kâ- | ni garın temel atma resmi yapıld. Rd kupa damı olmuştur. Şark leveyl ka- | Vali ve yedinci işletme müdürü nu- yandı ve pikanın ruasını aynadı. Şimal tattu ve #kinel kupayı geldi. Şark bu ku- payı da aldı. Bir pika oynıyarak yere | merkezi olan Afyo'nun yeni garı çok geçti ve muhasım tarafın kozları da çık- mış oldu. Yerden bir sinek oynadı, elin- den asi koydu ve valeyi çevirdi. Cenub damile uüdi. Üçüncü kupayı da aldıktan | sonra bir karo oynadı. Şimsl leveyi ka- zandı. Bu suretle muhasım taraf her | renkten bir leve alarak oyunu kurtardı. | Kritik Kozcunun, ilk kupayı aldığı zaman eğer Karonun runsı şimalde değil ise her renk- ten bir lere kaybedeceğini görmesi ve takdir etmesi Tizimgelirdi. Bunu takdir edince takib edeceği oyun şuolur; Yere bir kaç defn geçmek imkânını bi- Takmak için ikinci levede elinden pika- nın dokuzlusunu oynar, yerin onlusuna geçer. Şimal bu leveyi pika ası ile alır, ikinci bir kupa oynar. Şark kupayı tu- tar ve plkanın yedilisi ile yerin sekizlisi- ne geçer. Yerden küçük bir karo oynar. Şimal ruayı basar, bir üçüncü kupa ge- Mr, “Cenub alır ve bir sinek oynar. Şark asla slır, karo damını çeker ve üçüncü bir pika ile tekrar yere geçer. Karo as üzerine elinden sinek valesini kaçar ve neticede oyununu çıkarır. Mesele No, 7 .w vo: » 5 dav — o a — le de 05 o *D4337 4RD5 v — » “* 76 oz pika, El conuhda, Genub ve şimal ün leveleri alacaktır. No. 6 meselenin halli 1 — Cenub pika onlasunu oynar. Garb damı koyar, (Damı koymayıp ta boş ve- Tirse yerden sinek dörtlüsünü yer, geriye Kalan leveleri yapar). Yerden karo ikili- #i İle keser. 2 — Kupa ruasını oynar, elinden karo yalesile keser. 3 — Karo dörtlüünü oynar. Gatbin vereceği kâğıda göre yerin karo Tun veya dokuzlusuna ge — rdeki son kozu çeker, elinden pika üçlüsünü kaçar. 5 — Sineğin dörülüsünü oynar. Rua ie tutar, 6 — Elindeki alıcı pika sekislisini oynar. > 17 — Bon sineği ahır. Gelen sureti haller rasında big çok okuyucularımızın kupa ruasını karo dört- Tösü (le keştiklerin! gördük. Bu sureti hal © Afyon mektupları Afyonda birçok yeni binalar yapılıyor Şehir çabuk büyüdüğünden hazırlanan plânda bazı değişiklik yapıldı Yukarıda yeni garın temel atma resmi, aşağıda Halkevi mensupları : Köylüleri Afyonkarahisar (Akşam) — Afyon- karahisarda büyük bir inşaat faaliyeti vardır. Birçok büyük binaların arka arkağa temeli atılmaktadır. Bunle- rın başında Afyon istasyonu gelir. Ye- tuklar söylediler. Dört tren yolunun güzel bir bina olacaktır. İstasyondan sonra yüz yataklı ve modem bir haslanenin. temel atma resmi yapıldı. Hastane bütün levazı- mi içinde toplıyacak ve mükemmeli bir müessese olacaktır. Lise binasına ilâve edilecek paviyo- nun ve jimnastik salonunun, Dumlu- pınar ilkokulunun temel atma resim- leri de yapıldı. Merkezde güzel bir emniyet müdürlüğü dairesi yaptırıla- caktır, Afyon kazalarında birçok modem ilkmektepler yapılmıştır. Sandıklı ve Bolıvadin kazalarmda elektrik tesisa- tı yapılması kararlaştırılmış, tesisat bir şirkete ihale edilmiştir. Afyonda inşaatın çokluğundan mü- teahhidler amele bulmakta güçlük çe- kiyorlar. Başka vilâyetlerden afyona İ amele gelmektedir. Belediye işleri Şehrin günden güne büyümesi üze- rine plânda bazı değişiklik yapılması” na ihtiyaç hasıl olmuştur. Belediye relsi plânı alarak Ankaraya gitmiş, | Kafa vekfiletile temaslarda bulun- tırılmıştır. İstasyona doğru, eski cad» deye muvazi caddeler açılacaktır, Gedik Ahmed paşanın en değerli Abideleri olan cami, hamam, müzenin etrafı park haline getirilecektir. Bun- dan başka her mahallede bir aile bah- çesi yapılacaktır. Parti başkanlığı sesli bir sinema makinesi gelirimeği kararlaştırmış, sipariş verilmiştir. Halkevinde 'Halkevlerinin dokuz şubesine aid seçim Ikmal edilmiştir. DI tarih ede. biyat koluna Edip Ali Bakı, sosyal yardım koluna Hayreddin Ünaydın, Halk dersahanelerine Fehmi Ertem, spor koluna Ahmet Ünal, müze ve cer- Çünkü dörtln ile kesilirse rgüteakiben Karo valesi oynandığı zaman garb damı basmayıp ta boş verirse neticede garbe karodan bir Jeve vermek mecburiyeti hasıl olur. Garbin boş verdiğini farzedelim: Ce- nub karo valesin!i yerin ruası İle tuta- maz. Çünkü dokudluyu garbin damına vermesi lâzımgelir. Yerden boş verirse tekrar yere geçip karo ruasını alamaz. Yerde yalnız bir Fantremiz vardır, o da #inek onlusudur. Evvelâ sinek ruasını oy- nayıp müteakiben sekizli ile yerin on- lusuna geçebiliriz. Fakat garbde sinek bir arada gi koluna Süleyman Güncer, kitap saray ve yayım koluna Yahya Özpi- nar, köylüler koluna Bekir Evrenhar ya, gösterit koluna Hilmi Duru başka seçilmişlerdir. Halkevi bu seneki köy gezintilerin- den birincisini Halkevi başkanı Galip Demirerin teşebbüsile I mayıs 1938 pazar günü yapmıştır. Halkevi mensuplarından muallim memur, doktor, ziraatçı, bankacı, tüc“ car, avukat, eczacı, mühendis, sporcu kadın erkek 90 kişilik bir kafile gezin- tiye iştirak etmiştir. Sabah saat 8 de Halkevinden hareket eden kafile muh» telif köylere ve nahiyelere uğrıyarak köylülerle hasbühal etmiş, geç vakl$ şehre dönmüştür. Bu gezi hasselen köylülerimiz üzerinde tesir bırakm:ş- tır, İnegöl mekteplilerinin Kırşe- hir felâketzedelerine yardımi İnegöl (Akştm) — Kırşehir felâ- ketzedelerine büyüklerin (gösterdiği yardım duygusuna yeni neslin çocuk« * Jarı okullu yavruları da babaların- dan aldıkları yemiş ve şeker parala- rı olan birer kuruştan arttırarak Er zlay cemiyetine yatırmaktadırlar. Bugün Kızlay cemiyeti veznesine İnegöl Gazipaşa okulu talebeleri 19674 Merkezokulu 1500; Hamzabey köyü 308; Vidinli köyokul talebeleri de 115 kuruş ki ceman (3890) kuruşu yav- Tularımız kendi ellerile Kızılay vezne" sine yalırmışlardır. Çanakkalede köy muhtar ve kâtipleri kursu Çanakkale (Akşam) — 18 nisan tarihinde vilâyetimiz (kazalarında ve merkezde açılan köy muhtar ve kâtib kursları bugün son bulmuştur. Vilâyet merkezindeki kursun son gü“ nü verilen bir ziyafette ziraat kül tür müdürlerile kursta ders veren muallimler hazır bulunmuşlardır, Zonguldaktan Ereğliye bir gezinti tertib edildi Türk hava kurumu Zonguldak şu- besi tarafından çilek mevsimi olan 22 mayısta Ereğliye iki vapurla bir deniz gezintisi yapılacaktır, tek olduğundan 6 numaralı yeseleyi doğru halledenler? Bay Kâni İrtem esbak İstanbul valisi 10 Mayıs 1938 — ——w (İstanbul), bay Necmi Erkmen (İstan- bul). Bayan Nesteren Rıza İsmali — Birinci mektubunuz elimize pek geç geldi, 6 nu” maral meseleye dair bildirdiğiniz sureti hal doğrudur. Yazılarımıza gösterdiğini alikaya teşekkür ederiz. Dr. Cemal Başer, Sıhhat ve İçtimal Mu“ avenet müdürü (Bingöl) — Mektubunuzü aldık, 5 numaralı meselenin sureti halli doğrudur. ij EEEE3SSE EAFEB EŞ, REBEESBEJB SERBES, EBİEŞEŞEBERNETE.. EFIBE BEFBEBEBSESEHSEBFEES. v8 SPI 4 YJBNE YEBEREF