23 Nisan 1938 Hollivuddan Meksikaya... Amerika - Meksika hududu bütün eğlencelerin toplu bulunduğu yerdir “Bu ağaçların ismi ( Tehlikeli güzel kadın) dır, bunlara! yaklaşan bir daha geçmiyen cild ha Meksika arazisinin başladığı yerde vahşi manzaralı ormanlar Meksika topraklarına ayak basar basmuz sanki müthiş bir kuvvet etra- fımızdaki her şeyi baştan başa değiş- tirdi, Amerika ile Meksika arasındaki büyük farkı, büyük değişikliği ben hiç bir memleketin hududundan baş- ka bir yere geçefken hissetmedim. Meksika hududunu aşınca aklıma karınca ie ağustos! hikâyesi geldi. Arkamda bıraktığım Amerika topraklarında insanlar ıklarda lan birer | $ gibi koşuyorlar, di- avaş yürüyenlere çarpı bir diniyorlar, y yorlar, bir gürültü, bir faaliyet, çalışmadır gidiyor ... Halbuki Meksikaya geçtiniz mi, daha gitara sesi hudud karakolunda başlıyor. Daha hududu aşar aşmaz gözünüze ev filân görünmüyor amma dağ tepelerinde beyaz sıvalı birahane» ler, çalgılı gazinolar göze çarpıyor. Amerika - Meksika hududu yer yü- Zündeki bütün eğlencelerin toplu ola- rak bulunduğu yerdir. Meksika hu- dudundaki eğlence hayatı Amerikada İçki yasağı zamanından başlamıştır. Dinlenmek için oturduğumuz bir çalgılı kahvenin sahibi yanayakıla anlatıyordu. — Nerede o Amerikada içki yasa» ğinın bulunduğu (zamanlar. Her gün Amerikanın her köşesinden yüz binlerce otomobil buraya akın eder- di. Biz de gelenlere bol bol bı bi- raları, buzlu soda karışt mış viski- leri, Meksika Ürümünden yapılmış âlâ şarapları ikram €der dururduk, O zamanlar buranın en büyük ka- zancı bu idi, O vakitler Amerikadan Meksikaya milyonlar akardı, milyon- lar... Halbuki şimdi... Ehhh... Şimdi de fena değil... Amerikalılar cömert ve paraya hiç kıymet vermiyen in- sanlardır, Sonra Meksikayı çok s6- verler, Meksikaya bütün eğlence düş- künleri «Rumba memleketiş derler, Hakikaten Amerikada herkesin ağ- tında bir «Rumba memleketi> dir gi- der. Rumba memlekeli Meksikanın bir adıdır. Meksikanın en küçük bir hudud Bazinosunda da dürup dinlenmeden delicesine rumbalar çalınır ve göğüs- lerinde yalnız - kadınların sütyen de- dikleri - şeyleri takmış, kısacık etekli Meksikalı kızlar, kapkara gözlerini arada bir kırparak çılgınlar gibi zıp- laflar ve vücutlarının her yerini tit. retirler, Katır gezintisi Biz oturduğumuz kahvede çalınan Tumbaları dinlerken yanımıza favo- ileri tâ çenesine kadar uzanmış dev &ibi bir Meksikalı yaklaştı, bozuk bir ingilizce ile; — Katır gezintisine çıkmak ister misiniz? Katır gezintisi Meksikanın €n güzel eğlencesidir ... Bu yorgunluktan sonra bir de kar tır üzerinde dolaşmak hiç işimize gel- I mediği için biz buna yanaşmadık. | Fakat eğlenmek için Meksikaya ge- | len Amerikalı kadınlar âdetâ arala- rında katırları paylaşamıyorlar. Ön- lerine en lüks otomobilleri gelirseniz binmek için bu kadar heves göster- mezler... Ehhh... Meksikaya gölip te katıra binmemek olur mu? Bir çokları yolda gecenin bastırma- sını bile göze alarak meşhur eğlence şehri olan Agus& Calienteye kadar ka tırla gitmeğe karar verdiler, Bizim ka» fileden ayrıldılar, Bu katırlı seyyah- lardan biri de genç bir kadındı. Zayif ve çelimsiz bir adam olan kocası; — Karıcığım... Altımızda güzel bir Hikmet Feriğun Es Meksika şapkasile otobüs varken gece yarıları katırla bilmediğimiz yollardan gitmek doğru mu?.. diye itiraz ettikçe, karısı: — Ne?,.. Meksikaya gelelim de ka- tırla seyahat etmiyelim öyle mi? Za- ten sen hayatın çiirinden ne anlar- sın ki... Diye biçareyi tersliyordu. Adamca- ğız genç ve güzel karısına lâf anlata- mıyacağını anlayınca katırlardan en uslusunu seçerek üstüne bindi, yola düzüldüler ... Meksika şapkaları iz kahvede otururken dümdüz $i- yah saçlarını ortasından ikiye ayır- muş, gözleri harikülâde denecek dere- cede güzel bir Meksikalı kız başının üzerindeki kocaman bir sepetle kar- | şımıza dikildi: — Şapka verelim... Şapka... Mek- stalığına tutulur, | resir AKŞAM sika şapkaları... Başka yerde bul&- mazsınız. Meksikanın en güzel hatı- rasıdır bunlar... Meksika şapkaları... Kızın başının üzerindeki sepet yan- ları gayet geniş, kordonlu, büyük ha- Sır şapkalarla dolu idi, Bütün seyyah- lar, kadınlı, erkekli hepsi bunlardan — Buralarda havalar nisbeten se- rincedir. Fakat biraz ilerleyince bu * kenarları daracık şapka ile başınıza güneş geçer, Meksikadada insanın başina bir kere güneş geçti mi hafta- | larca yataktan kalkamazsınız... Allah | etmesini... Diyerek elimize birer şapka tutuş- turdu. Şimdi başıma kocaman bir hasır şapka yerleştiren otobüs şofö- rü de uzaktan: — Alınız. alınız.. söylediği doğru- dur, diyordu, buranın güneşi berbad- dır... Hem bu şapkaları başka yerde bulamazsınız... Halis Panama nasr rından yapılmıştır, Güzel bir hatıra- dır. Kafalarma büyük Meksika şapka- larını yerleştirenler fotoğraf opjekti- finin karşısına geçiyorlar, Parisde Eyfel kulesinde, Nevyorkta İmpayir | Stet denilen en büyük binanın tepe- sinde, Vaşingtonda Capitol binasının | merdivenleri önünde nasıl seyyahla- rın resim çıkartınası bir âdet haline girmişse burada da öyle... Meksikada mutlaka O genis kordonlu şapka ile çıkartılacak... Biz de bu dete Tehlikeli güzel kadın ağaçları! Geniş şapkalarımız başlarımızda yo- Ja çıktık, Agun Caliente'ye kadar müte- madiyen ormanlar içinden geçtik. Meksika topraklarının başladığı yerde dünyanm en vahşi ormanları var... Hiç yapraksız, up uzun, sırık gibi bir takım karma karışık ormanlar... Şoför' bir- denbire otobüsü durdurdu: — Şimdi Meksikanın en garip ağaç- larını göreceksiniz... dedi, Durduk. Biraz ilerideki tepede dört beş tane gayet güzel ağaç vardı. Yo- Yun başında kocaman bir levha: «Sıh- hatiniz namına - bu ağaçlara yanaş- mayınıza Hepimiz hayretler içinde idik; — Bu ağaçlara niçin yaklaşılmaz- Miş... | Şoför güldü: — Bu ağaçların ismi «Tehlikeli gü- zel kadın; ağacıdır... Yaprakları ve ağacın kabukları ya- pışkandır. Bu ağaçlar ayni zamanda etraflarına gayet garip bir gaz bırakır- lar. Gerek ağaçların kabukları ve ge- rek bunların bıraktıkları gaz cild için çok fenadır. Bu ağaçlara yaklaşanlar katiyen bir daha geçmiyen ekzemaya benzer, bir cild hastalığına tutulur- Jar... Halbuki uzaktan ağaçların man, zarası ne kadar güzel değil mi? İşte bunun için bu ağaçlara «Tehlikeli gü- 2el kadın; ismi verilmiştir. Daha Meksikada birçok garip ağaç- lar göreceksiniz. Şimdilik bu ağaçlar- dan gayet uzak bir kavis yaparak yo- Tumuza devam edelim... Hikmet Feridun Es Ev, apartıman, köşk, sayfiye kiralama mevsiminde AKŞAM'ın KÜÇÜK İLÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için En emin, en süratli ve en ucuz vasıtadır. 3 dejası 100 kuruş Erzincan mektubları Erzincan, bu yıl birçok yeniliklere kavuşacak Şimendifer stasyonunun inşasına süratle devam ediliyor - şehirelektrikle tenvir edilecek - Halkevi binası bitmek üzere - Altıntepe civarında mühim eski eserler bulundu Şimendifer hattının amuden Erzincan (Akşam) — 938 senesi Erzincan için hayırlı ve verimli bis yı olmuştur. Bu yılda Erzincan bir çok varlıklara kavuşacaktır. Bunun için şimdiden bir takım işlerin - biti- rilmesine çalışılmaktadır. İşte bu ka- bilden olmak üzere yapılacak ve bi- tecek işlerden bazılarını sayıyorum: Bu sene ilkteşrinde Erzincana va» rarak olan şimendifer için yapılmak. ta olan istasyon binasının inşaatı ya kin bir zamanda ikmal edileceği için bü iş üzerinde hızlı çalışmalar devam etmektedir. Bir aya kadar istasyon caddesinin açılmasına belediye başlı- yacaktır. Şehrin elektrikle tenviri için evvel- ce yap; olan 130,000 liralık proje Nafia Vekâletine sunulmuştur, Taş- dikini müteakip işe başlanacaktır. Devlet tarafından kurutturulmakta olan Ersincan bataklıklarının kuru" tulma işi ihale olunan kısımlar he- men hemen bitmek üzeredir. Bu ba- taklıklarda açılan kanalların üzerle- rine yaptırılmakta olan beton köp- rüler de kısmen ikmal edilmiştir. Devlet programına dahil edilmiş diyesi için de burada bulunan su mü- hendisleri proje hazırlıklarına baş- Jamıştır. İkmal edilmişolan Şehir haritasına bir de imâr plânı yapıl ması için belediye bütçesine tahsisat konmuştur, 120,000 liraya mal olacak olan Halkevi binasınm ikmaline çalışı. maktdır, Şark vilâyetlerinde ve Er. zincanda kurulması kuvvetle umu- lan beşinci şeker fabrikası için pan- car yoriyatındaki verim kabiliyetini tecrübe etmek üzere Vek&let, tarafın- dan gönderilmiş olan bir mütahassıs Erzurum ve Tercan ovalarında da tecrübeler yapacaktır. Erzincan köylerinde yeniden bir çok ilkokullar yapılmak üzere proje- Jeri Bakanlıktan gelmiş ve Kültür direktörlüğünce Ode hazırlıklara başlanmıştır. Sivil orta okulun genişlemesi için otuz bin liralık ha- valesi gelmiştir, bu günlerde işe başla- nacaktır. Memlekette bir hapishane binası yapılması kararlaştırılmış ve bu iş için de müddelumumilik Vekâ- Jetlen tahsisat istemiştir. Velhasıl diyebilirim ki bu sene içinde Erzin- can hem imâr edilecek ve hem de bir çok yenliiklere kavuşacaktır. Altıntepede meydana çıkarılan eski eserler Erzincan (Akşam) — Merkeze beş saatlık bir mesafede bulunan ve Ci. min nahiyesi civarında Sazlıtepe ve halk arasında da Altıntepe diye anı- Jan bir yerde demiryolları için taş ha- nrlamakta olan köylü ameleler bu tepede hafriyat yaparken dört met- re derinlikte muntazam ve harçsız yontulmuş taşlarla yapılı bir bina cephesine tesadüf lerdir, Daha fazla geniş bir sahad: ılerına de- vam eden ameleler kesme taşlarla örülmüş temel ve bir takım kemerler meydana çıkarmışlardır. Bu bina İ kamından Dahiliye ve Ki yerinde allı tane küçük höcre mey- dana çıkmış, bu höcrelerde bakırdan mamul dört tarafinda dört öküz başı heykeli raptedilmiş ve gayet sanat- olan Erzincan oyasının sualma ame- | Kârane yapılmış yekpare ve müdev- ver bir kazan ile iki sehpa bulun- muştur. Sehpaların yere temas ede- cek ayaklarının uç öküz tırnağı şeklindedir. Bundan başka dört aded vazo şek- linde su güğümü ve bir tas ve bir su maşrabasının yarısı çıkarılmış oldu- ğu nahiye müdürlüğü tarafından Yi- lâyete haber verilmiştir. Mahalli mez- küre giden vali, kültür direktörü, be- lediye reisi ve jandarma merkez bö- lüğü komutanı tarafından yapılan keşifte buranın henüz tarihi malâm olmıyan çok eski bir devre ald iba- dethane olduğu ve bu tepenin civa- rndeki birbirlerine yakın bir kaç tepenin de suni ve etrafı doldurul muş bir hüyük olduğu ve bu tepeler- bu gibi asârı atikanın mevcut olacağı kanaatına varılmıştır Buradan çıkarılmış olan asârı ati | ka şehre getirlimiş, milli kütüphane- deki müzeye teslim edilmiştir. Bu ci- varda hafriyata nihayet verilmiş ve muhafaza altını ahmarak vilâyet ma- tür Bakar lıklarına malümat verilmiştir. Bundan iki gün sonra bu tepenin civarındaki diğer tepelerin birinde yapılan kazıda kalın çubuk hâlinde ve 84 ayarında on beş kilo halis gü- müş çıkarılmıştır. Şu hale nazaran gerek bu tepe ve gerekse yanındaki suni tepelerin içinde tarihi bizco mn Kim olmıyan ve fakat Hitit veya Asu- riler devrine aid olduğu tahmin edi- len bir definenin bulunması muhte- meldir, Yapılan tedkikatla şimdiye kadar ne bir tarihe ve nede bir kitabeye tesadüf edilmemiştir. pılacak k ve definelere kaktır. Bunun için Ankaradan bir heyetin buraya gelmesi beklenmekte. dir, EE PE ERŞEN e Er eğ