İçinde bulunduğumuz çağ çocuk devridir... Çocuk uluslar için en değeri bir €nerji kaynağıdır. Onun 'yarın için neler sakladığını ve neler verebilece- ni bilememekle beraber. yarattığı .mudlar çok büyüktür. Ulusların ta- | rihinde arasıra doğan büyük yıldızla. | rın evrensel rolünü biliyoruz. Her ço- cuk için böyle bir yıldız olmak akla gelir şey olmasa da onun normal r0- lü kendine değer verilmesi için yeter. Çocuk kendisinde ulusun hem güve- em de gücünü artıran öz taştır. | lak eksilmek demektir. Do- korumakla beraber, bu, biç gin! karşılaya» 'den önce ulu- Sun çocuk yetiştirme isteğini ve gücü- nü korumak gerektir, Türk ırkı da çok çocuk yetiştiren uluslar arasındadır. Yetiştirenleri ko- rumak için de henüz başkaları kadar İlerde olmasak bile günden güne bu | alanda da yol almaktayız. Teknik ve paraya bağlı işleri, bunlar çoğaldıkça kolayca başarabiliriz. Üzerinde titri- yeceğimiz büyük iş ırkımızın çocuk yetiştirme gücünü ve isteğini hele bü- yük şehirlerde devrin bunları sarsan düşünce ve duygu âkıhlarına karşı | korumaktır. Bugün iyice anlaşılmıştır | ki, çöcuk yetiştirme temposu ulusla- | rın karşılıklı durumlarını baştan aşa- gı değiştirecek bir gücledir. Yayılma ve çoğalma devamlı yaşayışın başlıca temelidir. Damla damla birikmeden nasıl göl olursa, damla damla erime de bir gün yokluğa varır. Uluslar ara- &ında her bakımdan büyük bir barış olduğu içindir ki, çağımıza haklı ola- rak çocuk devri denilmektedir, Yirminci yüzyılın Istekleri Sağlam bir niifus siyasasının baş işi; çok çocuk yetiştirmek, doğanlar: büyütmek ve yurdda ölüm nisbetini gittikçe düşürmek için, bütün sağlık ve soysal kaidelerine uymaktır. Bu amaçla ulusta mes'ut, temiz ve yüksek seviyeli aile yuvalarının. çoğalması, her ferdin ulus ve yurd için bunu bir vazife edinmesi gereklidir. Ulusu büyüte- İcek, koruyacak ve yarının ordusunu kuracak olan, ancak bugünün çocuğudur. Yirminci yüzyü Türk ulusuna diyor ki: «Bugün ve yarın, yurdda her şeyin temeli ve her gücün kaynağı (sağ- lam, yılmaz ve güvenilir bir Türk çocuğu)dur. Ona her şeyinizi veriniz. Çocuk seviyorsanız Çocuk haf- tasında ona yardım ediniz. Çocuğun aynandır iyi bak iyi gör seni iyi göstersin. Ceza Yolda arkada- şıni çevirdi: — Sen yap- madığın bir şey için hiç ceza al- dın mi?... — Almadım. — Ben aldım... Öğretmen vazi- femi yapmadı- ğım için ceza verdi!... ceza verdil... Bizim büyük yarına penbe alnın penbe tan! Geleceği heceler bana senin konuşınan., Dokunmak istiyorum tuğ diye saçlarına: Sen bir canlı sancaksın, büyük kale «yarın» a! Sekiz yüz on altı bin elli altı çocuk, siz! Ruhumdaki raksınız ne emsalsiz bilseniz; Penbe ayaklarınız çiğnemekte ölümü.. İlham perisi diye size açtım gönlümü! e Aşağıdan başlıyarak hindiye giden yolu bulunuz, anıma çizgilerin üstün- den ve çizgi ile kapalı yerlerden geçmi- yeceksiniz. Bulduğunuz yolu kurşun veya renk- | li kalemle çiziniz resmi kesip gönde- Türk çocuğu! MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK Bir çocuk kazanmak vatanın değerli bir köşesini sağlamak de- mektir. Buna çalışan Ç. E. Kuru- muna yardım ediniz. Dört ayaklı Öğretmen hay- vanat dersinde dört ayaklı hay- vanlardan uzun uzun bahsettik- ten sonra talebe- dört ayaklı söyle.. — Yemek masası!.., Başça, ruhça, vücutça yasak kısır kalması: Iler Türk, ya bir düşünce ya bir çocuk babası? 'Türk çocuğu! Atasız nesillerden sonra sen Atatürk'e kavuşan, öksüzlük ne bilmeyen En mutlu geleceğe en baş olan birisin! Ölgün ve boynu bükük değil artık, dirisin! Bağrımızda bir ayrı kalb gibi taşıyoruz... İnan ki, seninçin yaşıyoruz! B. K. Çağlar 73 Nisan 1933 ğun doğumu demek bizce pek büyük varlıkların yer yüzüne atılmış dolgun bir tohumu demektir; Türk sözlüğün- de de <Doğums «Tohum» bir kökten» dir. Yer yüzünü her çeşit güzellikleri- le süsleyen, her boyadan göz alıcı çiçekler veren bitkilerde de «Cücük» ne ise büyüdükten sonra her yönden büyük işler gören ulu varlıklar yara» tan «Çocuk> da o dur. Hattâ bu var- lıkların varlığını da sezen, anlayan onun büyümüşü değil midir? , Güzelliği, Çirkin- liği yaratan, yapan, anlayan işte o- dur, O olmasaydı ucu bucağı bulun- mayan en derin, en karanlık göklerin en ötelerini parlatan gözle görülme- yen yıldızların varlıkları bilinmiye. cek, en engin Denizlerin diplerinde bulunan canlı, cansız yaradılışların özü anlaşılmıyacak, bütün sosyal kay» naşmaların bin bir çeşit ulusal varlık- ları görülmeyecektir. Yumruk kadar küçük olan kafa ta- Sının içindeki ufak beynin biraz büyü- dükten sonra gördüğü işler düşünü- Türse onun, yanında üzerinde yaşadı- ımız toprak yuvarlağının bile büyük- lüğünün pek küçük kaldığını anla- Tiz, Kendisine verilecek -eğitim ile her türlü kötülüklerile bayaği bir öldürü- cü, bir Neron olabilen çoçuk, asker- Ukte bir Napolyon bir Atila bir İsme$ İnönü olabileceği gibi iyilikte, bü- yüklükte de yaptığı büyük devrimler- le kendi büyük ulusunu ölümden kur- taracak derecede diriltici, Büyüklerin Büyüğü bir «ATATÜRK» de olabilir,