Sa ŞAİK pe a Sahife 6 << —— Haftalık piyasa İhracat maddelerinin vaziyeti - Ithalât! AKŞAM piyasasında faaliyet başladı İhracat bakımından piyasadaki durgunluk devam ediyor. Geçen haf- ta da yazdığımız gibi, ihraç malları- nın tükendiği bu mevsimde bu dur- gunluğu tabil görmek lâzımdır. İt- halât piyasasına gelince, yaz mevsi- mi için geniş İşler başlamıştır. Bu- günlerde en ziyade Amerikadan, Mr- sırdan mal gelmektedir. Ekseriyetle yünlü, keten, pamuklu kumaşlar it hal edilmektedir. Yazlık satışlar için yapılan bu ha- sırlıklar, yerli fabrikaları da alâka dar etmektedir. Anadolunun muhte- lif yerlerinden yazlık kumaşlar için fabrikalara siparişler yapılmaktadır. Bu itibarla fabr!kalar, sezon çalışma» larına başlamışlardır. Sekiz saat me- #alyi az gören fabrikalar, fazla çalış- mak için, iş bürotuna müracaat et- mektedirler. İş bürosu, fabrikaların bu mevsimde çok çalışacağını takdir ederek ilerine müsaade vermek- tedir. Alâkadarların verdiği malümata göre, geçen yıl yerli fabrikalarda, bu derecede bir faaliyet mevcud değildi. İhracat vaziyetini etraflı bir suret- te izah etmek için, her hafta olduğu gibi ihracat maddelerini birer birer aşağıya yazıyoruz : İhracat maddelerimizin vaziyeti Hububat maddeleri — Piyasada Yulaf bitmiştir. Halbuki İngiltereden ufak partiler halinde istekler vardı, artık ihraç edilecek yulaf kalmamış- tır, Bir mikdar çavdar stoku vardır. Bon günlerde İtalyadan çavdar iste- Dilmektedir. Esasen son hafta içinde hububat maddeleri üzerine İtalyaya daha ziyade iş olmuştur. Susam, arps, ketentohumu gibi... Maamefih susam yalnız İtalyaya ihraç edilmiyor. Su- sama karşı her taraftan taleb vardır, Romanyadan, Almanyadan, Sovyet Rüsyadan mühim mikdarda susam istenilmektedir. Susam talipleri fiat- ler üzerine bir tesir yapmamıştır. Çünkü yerli fabrikaların susama olan ihtiyacı bitmiştir. Bilhassa mevsim itibarile helva yapan imalâthaneler de susam almıyorlar, Diğer nebati yağ fabrikalarının elindeki stoklar da tükenmemişlir. Bu itibarla elde kalan susam da dışarıya ihraç edile- cektir. Pirinç ihracatı hakkındaki ümid- Jer gün geçtikçe azalmaktadır. Tür- kiye « Romanya ticaret anlaşması yeni yapıldığı zaman, Romanyaya mühim mikdarda pirinç ihraç edile- ceği zannedilmişti. Halbuki Roman- yadan pirinçlerimize karşı büyük ta- Nakleden: (Vâ— Nü) Atiye, Kasımpaşadaki kadını bul- du. Mümtaz da bir keresinde beraber gidip sülnenin evini gördü: Küçük, temiz, iki odalı ahşab bir binadı bu... Hemen Bursa'ya yazdı. Feriha ile Hayriye gelir gelmez bir otomobile at- Yadılar, Çocuğu Emine hanıma teslim ettiler, Feriha yavrusundan ayrıldığı za man son derece üzülüyordu. Yabancı ellere bu küçücük çocuğu teslim et- mek, ona, doğrusu, pek acı geliyordu. İşte bu sebeble Mümtaz'a biran evvel varmağa karar verdi. Kasımpaşadan dönerken, otomobilde delikanlıya sor- du: — Aydemir'in hakikaten kendi oğ- Yunuz olmadığını unutabilir misiniz? — Evet... Yemin ederim ki evlâdım gibi seveceğim ve sizden buna muka- bil bir ricam var. — Nedir? — İzniniz! almadan onu kendime evlâd edişimi affetmeniz. — Oğlumu benden kimse ayırma- sın da... Ondan başka ber şeyi hoş gö- rürüm... TUZAK Aşk ve macera romanı leb olmamıştır. Bazı pirinç tacirleri Romanyaya Xazla ihracat yapılacı ğını düşünerek fiatleri arttırımı dır. - * Tülün — Mariaarâ havz hakkındaki ümidler tahakkik etmekte- dir. “Londrada bulunan yİnhisarlar umum müdürünün, tülün satışları için bir anlaşma saca dair piya- sada bir havadis lı. Bu hava- disi, resmi bir surette teyid etmek ka- bil olamamıştır. İnhisarlar umum müdürünün seyahati piyasada büyük bir alâka ile takib edilmektedir, Diğer taraftan, “Türkiye - Ameri- ka ticaret anlaşması müzukerele- rinde tütüne verilecek ehemmiyet, piyasada büyük bir alâka uyandır- maktadır. Maamafih geçön sene ve bu sene Amerikalılar, piyasayı mem- nun edecek derccede tütün almış- lardı. Tiftik ve yapağı — İtalyan firma- ları tarafından tiftik üezrine sipariş- ler devam etmektedir. Bu suretle İlk defa olarak İtalyan firmaları da tif- tik müşterilerimiz arasına girmekte- dir. Piyasa bu yeni müşteriden dola- yı memnundur, Fakat bu memni yetin devamı için, tecrübe mahiye- tinde telâkki edilen satışlarm da de- vamlı olması lâzımdır. Buna aid ümidler çoktur. Sovyet Rusyanın tiflik piyasasile olan alâkası devam etmektedir. Çe- koslovakyadan gene yapağı ve tiftik üzerine ufak partiler halinde satış- lar vardır, Fakat bütün bunlar, pi- yasada son kalan mallardır. Slok mikdarı azalmaktadır, Ap derileri — Piyasa geçen hafta- ya nisbetle biraz canlıdır. Sebebi de Amerikadan biraz taleb olmasıdır. Son günlerde porsuk derileri para etmektedir. Tliki ve sansar Üzerine pek az muamele vardır. Tavşan deri- leri pek ucuza gitmektedir. Tanesi 15 - 16 kuruştur. Fakat Anadoludan da en ziyade tavşan derisi gönderil- mektedir. Yumurta — Mevsim münasebetile yumurta İhracatı canlanmıştır. Ge- rek iç piyasadan ve gerekse dış piya- sadan talepler artmaktadır. İhracat en ziyade İtalyaya ve Yunanistana yapılmaktadır. Almanyadan yumur- ta için taleb yoktur. Buna sebeb de, Almanyadaki fiatleri kontrol dairesi İ yumurta için müsaade vermemekte- dir. Maamafih yumurtacıların en bü- yük ümidi Almanya değildir. Yaş ve kuru meyvalar — Yaş mey- ya İhracatı bitmek üzeredir. Alman- Tetrika No. 20 Biraz durduktan sonra: — Derhal babamdan beni isteyin. — Memnuniyetle... Ondan sonra?.. — Sadık bir zevce olmağı size vaa- dederim. Fakat bundan sonrasını ben- den beklemeyin, Biran süküttan sonra, Feriha ilâve etti: — Eayriye İle şöyle karar verdik; .Maatteessü?, babama karşı yalan söy- lemekte devam etmeğe mecburuz... Evlenir evlenmez seyahate çıkacağız. Aydemir! de götürürüz... Dört sene İs- tanbula dönmeyiz!.. Bir oğlumuz ol- duğunu gittiğimiz yerden babama ha- ber veririz... Avdetimizde Aydemir ha- kikatte dört, babama göre de üç bu- çuk yaşında olacaktır. Ablam bana, bu çağdaki çocukların farkedilmedik- Terini katiyetle söyledi. vu. Yolda Mümtaz, iki hemşireden ay- rıldı, Genç kızlar, dosdoğru, evlerine gittiler. Vahid bey onları sevinçle kar- giladı: — Döndüğünüzü niçin bana haber vermediniz? Sizleri pek göreceğim | Maliye nazır: acele tedbir İ temin etmek için bu yeni musibetin Amerikada iktisadi buhran şiddetleniyor alınması lüzumundan bahsediyor Vaşington 13 (A-A.) — Maliye na- zır B, Morgentav, gazetecile, yi nltön bulunarak iktisadi va: 2 sonteşrin 1937 tarihindenberi veha- met kesbetmiş olduğunu söylemiştir. Nazır demiştir ki: «Amerika hüküme- tI, buhranın önüne geçmek için bir masarif programı kabul ve tatbik et- melidir» Maamafih hetib, B. Ruzvelt tarafın- dan düşünülen tedbirleri tasrih etme- miştir, Cenubi Amerikadaki propaganda Nevyork 13 (A.A.) — Nevyork be- lediye reisi B, Laguerdiya, acele icraat programı hakkında radyoda bir nutuk söyliyerek cenubi Amerika piyasala- rının ibtiyaçlarını tedkike memur bir orgânizm ihdasını taleb etmiştir. Ha- tib demiştir ki; Diktatörlük, kapımızın önündedir. İktisadi vaziyetimizin muhafazasını önüne geçmeğe matuf bütün tedbirle- ri derhal ittihaz etmemiz icab eder. Avrupalı milletler, bilhassa diktatör- Tük rejimine sahib olan Avrupa mil letleri, cenubi Amerikayı istilâ elmiş- ler ve bizim piyasalarımızı ellerine Cenubi Amerikada töhlikeli ve karı- şık bir propaganda sistemi tatbik edil- mektedir ve diktatörlük rejimine sa- hib olan milletlerin ticari faaliyetleri altında siyasi gayeler gizli bulunmak- tadır. Bir teneke tereyağı çalıp kaçarken yakalandı Muhtelif hırsızlık suçlarından yedi sabıkası olan Avram adında bir hır- sız dün köprü iskelesinde İbrahim adında birine âid bir teneke tereya- Gını çalıp kaçarken cürmü meşhud balinde yakalanmıştır. Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde yapılan sorguda Av- ram cürmünü tamamile inkâra kal- kışmışsa da elde kuvvetli suç delille- ri bulunduğundan Avram tevkif odi- lerek tevkifhaneye gönderilmiştir. yaya, Romanya yolile son birkaç par- | ti portakal gönderilmiştir. Elma ih- racatı yalnız Suriye ve Mısıra yapıl- maktadır. İhracat tacirleri, mevsimin yeni meyvalarını beklemektedirler. Çilek henüz çıkmamıştır. Almanya için, çilek ihracatı tecrübelerine giri- şilecektir. Yağ ve peynir — Yağ flatlerinin en pahalı olduğu bir mevsimdeyiz. Trabzon yağı toptan 110 kuruştur. Maamafih bir ay sonra piyasaya ye- ni yağlar gelecektir. Peynir fiatlerin- de bir düşkünlük yoktur. Halbuki her gün piyasaya muhtelif yerlerden ta- 28 peynir gelmektedir. RA geldi; uzun uzun konuşmak isterdim fakat maalesef bir yere yemeğe davet- »Myim, Gitmek mecburiyetindeyim... Ha Feriha! Haberin olsun, Peyman da bizden çıktı. Senin işini kim göre- cek şimdi? — Zaten ona ihtiyacım yoktu baba- — Pek âlâ, siz bilirsiniz. İstediği niz gibi hareket edin. Yarın görüşü- rüz. Hayriye sordu: — Neye, baba?.. O kadar geç mi ge- leceksin? Vahid bey, gülümsiyerek: — İşim var! - dedi. Genç kız, başını sallıya sallıya: — Babacığım! Babacığım! Galiba senin gizli bir aşkın var, Kaçamaklar yapıyorsun. — iyi keşfettin! - diyerek Vahid bey rahat bir nefes aldı; devamla: — Hem ciddi bir şey! — Ayi Pek merak ettim... Neymiş bakalım? — Telâş etme... Size zaten anlala- caktım. — Haydi söylel — Hayır şimdi olmaz... Vaktim de yok; siz de yorgunsunuz... Henüz gel- diniz, rahat edin. Sonra görüşürüz. İki genç kız yalnız kaldıkları za- Bayan Pittard sinde bir konferansverdi Bayan Pitar konferansını verirken Cenevre üniversitesi profesörlerin- den B. Pittarın eşi dün saat 19 te kız lisesi konferans salonunda muslim ve talebelere çok enteresan bir konfe- rans vermiştir, Konferanstan evvel refakatinde bulunan Kültür bakanlığı umum mü- fettişi B, Fethi İsfendiyaroğlu, bayan Pittarı takdim etmiştir. Bayan Pittar, şiddetle alkışlanan konferansından sonra, onuncu Sınıf talebesinden bayan Safinaz, talebeler nâmına kendisine Türk ve İsviçre bay- raklarile süslü bir buket vermiştir. Bayan Pittar, muallimlerle ve tale- belerle görüşmüş kendilerine Anado- Juda gördüklerinden s'tayişle balıset- miştir. Bayan Pittar talebelerin Fransızca- sını pek beğenmiştir, Bayan Pittar liseden ayrılmazdan evvel kız lisesi hatıra defterine şu sa- tırları yazmıştır. — İstanbul genç kızlar lisesinde ve genç dinleyiciler arasında geçirdiğim bir zaman; benim İçin en mesut daki- kalar olmuştur. Bayan Pittar cuma günü saat 15 te kız lisesinde bir konferans daha vere- cektir. Bayan Pittar Pazar günü İsviçreye gidecektir. Ziyafet Konferanstan sonra bayan Pitar şerefine mükellef bir çay ziyafeti verilmiş ve ziyafette kültür müfet- dişlerinden başka direktörler, kadın ve erkek öğretmeneir ve kız talebe- ileri bulunmuşlardır. Üniversitede Profesör B. Pitar da dün Üniversi te konferans salonunda dördüncü konferansını vermiştir. Konferansta Üniversiteliler ve seçkin bir dinleyici kafilesi hazır bulunmuştur. Profesör asırlar silsilesi esnasında yaşamış olan İnsan ırklarına dair olan konfe- dın? Galiba evlenmek istiyor, değil mi? - dedi, 5 Feriha: — Bu yaştan sonra mı?. doğrusu! — Münasib biri ise, kimbilir, belki de mesud olur, — Ama bizim için çok fena, doğru- sul — Pek de egoistsin! — Hodbinlik acaba?. Bence, bu yaşta bir baba ancak evlâdlarını dü- şünmek mecburiyetindedir... Hayatı- nı kurduktan sonra ikinci bir kadın almakta hiç mâna yok! Hayriye içini çekti, başını salladı: — Eer ne ise... Herhalde bir şeyler hazırlanıyor... İhtiyatlı olmalıyız. İki hemşire elele vererek bütün evi dolaştılar. Babalarının odasına girdik- leri zaman yatağın başındaki masada duran bir resme hayretle baktılar, Hayriye: — İştel - dedi. - Mutlak bu kadın- dır! “ Feriha, kaşlarını çatarak: — Babamın bu evden içeri sokmak istediği kadın şayed buysa bir dakika bu muhitte oturmam! — Acaba kimdir? — Kokot gibi bir şeyl — Böyle bir kadını babam zevce olarak nasıl intihab edebilir? — Maamafih böyle olması belki de Cinnet rTansnı şöyle bitirmiştir: — İnsan, tekâmülü tarihinde, formoloji bakımından daha yüksek kemale doğru gitmek ve karakterle- rinin inceleştirmek suretile mütesür id bir seyir takib etmiş olduğu zam nedilmektedir.> Tenzilâtlı gümrük tarifesin- den istifade müddeti bitiyor 'Türk - Alman eski ticaret anlaşmak sına İstinaden en ziyâde müsaadeye mazhar memleket sistemine uyarak bazı memlekellerden gelen bir kısım maddelerin tenzilâtlı gümrük tarife- $inden istifade etmeleri hususunda verilen döküz âylık mühlet bu akşam bitiyor. Bu münasebetle gümrüklerde liyet artmış, tüccar şimdiye ka gümrü birikmiş olan eşyalarını çekmeğe başlamıştır. Yarın sabahtan Itibaren movzuubahis maddelere nor- mal gümrük tarifesi tatbik edilecek- tir. Bu maddelerin ekserisi yünlü mensucat, deri, deri mamulâtı vosa- ire gibi sanayi eşyalarıdır. Karaağaç mezbahasında esaslı tamir yapılacak Karaağaç mezbahasımda, inşa edil- diği günden beri esaslı tamirat yapıl» mamıştır, Ve ayni zamanda binanın bazı kısımlarında bir takım .fenni mahzurlar da görüldü bir tamirat yapılmak ü çesine tahsisat kohulmr Kavga ederken düşüp bayıl- dı, iki kolu cama isabetle yaralandı On sekiz yaşlarında Güzin ismin- de bir genç kız anası bayan Nedime ile bir mesele yüzünden kavga ettiği sırada fazla asabiyele kapılarak pen- cere önüne düşüp bayılmış, bu sırada her iki kolu da cams isabet ettiğim den kesilmiştir. Fazla kan zayi eden bayan Güzin Cerrahpasa hastesine kaldırılmıştır. daha iyidir. Çünkü bu tarz bir izdiva- cı tenkid etmekte hakkımız olur, Mü- csdele edebiliriz! ss Ertesi gün, Vahid bey kızlarile kar- şılıklı oturuyordu, On aylık hasretle- rini biribirlerine uzun uzadıya anlat- tıklar sonra, Hayriye, birdenbire ba- basına: — Biz Bursa'dayken Feriha çok düşündü, taşındı, - dedi. - Evlenmek istiyor. İzdivacın bir kadın için lâzım olduğuna kani! — Pek doğru. Ben de bu fikirde- yim, kızım. Ya sen, Hayriye, kendi hakkında ne düşünüyorsun? — Ben daba kendi hesabıma karar vermedim. Fakat Feriha biran evvel evlenmek niyetlisi. — Yazık... Sen de kardeşinin fikrin- de olsan çifte düğün yapardık, Şirke- timin genel direktörü mükemmel bir genç. Onu da sana münasib görüyo- rüm, Evlenmeğe razı olsan, 6, dün- den seni almağa hazır. Ben de bu İşi pek muvafık bulurdum, doğrusu! Fa kat madem ki karar vermedin, israr etmiyorum, Gelelim Feriha'ya, Kimi intihab etmiş? — Mümtaz beyi. — Pek âlâ... olur! — Aman baba... Ne kadar çabuk fis kir değiştiriyorsun! Daha geçenlerde katiyyen razı değildin, (Arkası var) ün kızlise- li