A AŞ Ça, m” mmm mm SİYASI İCMAL: Şotan kabinesinin atlattığı fırtına Fransada sol partilerin mutedili Bip aynı zamanda bunların müf- rii sosyalist ve komünist parti leri namına da hükümet başında bu- | Hunan radikal sosyalistlerin lideri | Başvekil Şotan tekrar bilyük bir badi- | re atlafiz ve şu zamanda sukuö'ede- | yek Fransanın tekrar sonu belif ok Meyan bir buhrana düşmesinin önü alindi Pransada son intihabı Kazanan sollar ittifakı halk cephesinin dahili politikada başlica gayesi patronlarla &mele arasındaki münasebatin he yeti umumiyesini konunlaştırmak ve | iki tarafın keyfi surette hareket et- melerihe meydan (Uwakmamaktlır. Bu maksadla şimdiki kabine (Pran- #adaki mesainin modern anayasası) | namı altında bir sıra kanunlar hazır- | lamaktadir. Bunlardan birincisi dö | tamlı olarak amele ücretlerine esas | tazetmek ve aradaki ihtilâfları ha- | Kem usulüne bağlamak. işlerine gid. | dir.” ! Hükümet kanun lâyihasını daha ziyade ameleyi kaytrarak” tanetim ef- miştir. Mebusların çoğu da sol parti lerden olduğundan sol hükümetin hazırladığı kanun bu mecliste oldu- ğu gibi kabul edilmişti. Fakat daha evvel Leon Blum kabinesini düşüren âyan: meclisi yeni kabinenin yalrız bir tarafı kayırmasına razı olmadı ve partorların hukuk ve menaftini gö- zeten Kaydlar koydu. Sol partilerin dayandığı amele sen- dikaları birliği âyanın kayıdların beğenmediğinden sol mebusları ve İ hükümeti bunları kabul etmemeleri için. zorlamışlardır. Âyan ise kendi noktai nazarında ayak diremiştir. Kanun lâyihası uzun müddet iki mec lis arasında mekik dokuduktan sonra patronların hak ve menfaatlerini gözeten kayıdlar hakkında mutaba- kat hasıl olmuş ve Fransa yeni bir buhrandan. kurtulmuştur. Feyzullah Kazan Darüşşafaka dün 65 inci yılını kutladı Bu münasebetle kiymetli irfan yurdunda Bu sene mezun olacak Şimdiye kadar yurda binlerce mü- mevver yetiştiren Darüşşafaka dün Kuruluşunun 65'inci yıldönümünü Kutlamıştır. Bu münasebetle bu kıy- metli irfan ocağında şimdiye kadar mezun olanlar ve bir çok güzide zevat toplanmıştı. Merasime İstiklâl mar- gile başlandı, Bundan sonra idare he- yeti namına mektep müdürü bir nus tuk söyledi: Bunu müteakib' Darüşşa- faka manzumesi okundu ve çok alkış* Yandı, merasim yapıldı, nutuklar söylendi talebeler bir arada Mektebin eski mezunlarından bazi» ları mektep hafıralarını anlattılar. Saat 13 de tabur halinde yemekhane- ye gidildi ve ananeyi fasulye, pilâv ye- nildi, hoşaf içildi. Yemekten sonra bir ağızdan Da rüşşafaka şarkısı söylenerek musiki salonuna gidildi. Burada telebe tarar fından garp musikisinden bazı par. çalar çalındı, monoloğ, halk şarkıları söylendi ve törene nihayet verildi. Izmir Halkevinde kurslar İzmir ÇAlışam) — İzmir Halkevin. de kurslar ve halk dersahaneleri ko- mitesi: tarafından: açılan müteaddid kurslarda verilmekte olan dersler genç- lerin büyük alâkasile karşılanmakta. dır. Yabancı dilin hayattaki Tüzumu hepimizes malümdur. Bunu takdir “den yüzlerce genç fransızca, ingilizce VE almanca kurslarına devam etmek- tedir. İlk tahsili başarmak imkânın Pulamıyan kadın ve erkeklerden ka- | İabalık bir grup da halk dershaneleri Kursunu takip ederek bilgilerini art- tadırlar, Ortamektep imtihanı Vermek isteyen gençler için de riya #iye, fen bilgisi, biyoloji kursları açık mıştır. Orta mektep talebelerinden bir çoğu derslerinde daha bilgili yetişmek için bu kurslara devam etmekte ve istifade eylemektedirler.. Komite, İzmir hapishanesindeki mahküm ve mevkuflar için de bir kurs açmıştır. Bu kurs, biri hiç okuyup yaz ma bilmeyenlere, diğeri okuyup- yaze msi bildikleri halde bilgilerini arttır. mak isteyenlere mahsus olmak üzere iki kısımdır. Her iki kursta yüzlerce mahküm ve mevkuf ders görmektedir. İzmir Hâlkevinin faaliyeti takdire de- ğer derecededir. Yukarıdaki resimde İzmir Halkevi kurslar ve halk dörsha» neleri komitesi (ortada Halkevi rejgi bayan Şehime) görünüyor. Kadınlar yaratılış itibarile erkeklerden daha ekonomik bir bünyeye maliktirler Amerikalı fiziyoloji âlimlerinden Dr. Jakob Stekol kadın ve erkekte hayati- yet derecesi mevzuu etrafında yaptığı etüdlerden sonra kadınların yaratılış itibarile erkeklerden daha ekonomik bir bünyeye sahib oldukları neticesins varmıştır. Malümdur ki insan vücudü, yaşar ması için zaruri olan enerjiyi, aldığı gıdaları yakmak suretile temin eden bir fabrikadır. Bu yanma hâdisesi te- neffüz esnasında ciğerlerimize giren havanın oksijeni sayesinde vuku bu» Tur. Oksijenle yağ, şeker ve ai bominli maddelerin birleşmesinden hasıl olan karbon gazı gene teneftüs yolile dışarı atılır. Amerlaklı âlimin çalışmaları hak- kında verdiği izahattan anlaşıldığına göre, çok veya az benzin yakarak işli- yen otomobiller olduğu gibi, insanla» rın da az ihtirakla yaşamak suretila iktisadi ve bilâkis fazla ihtirak yapa- rak kendi Kendilerine pek pahalıya malolanları vardır. Bu maliyet farkı- ni her insanın yediği yemek, aldığı gıda ile ölçmek kabil olduğu gibi, ih- tirak için sarfettiği oksijen miktarile de tesbit etmek mümkündür. Tenef- füs esnasında aldığımız cksijenle çi- .kardığımız karbon gazının biribirine nisbetinden elde edileçek netice ,ted- kik edilen insanın hayatiyeti, daha doğrusu Insan makinesinin randı manı hakkında bize iyi bir fikir ve- rebilir. İnsan vücudünü tıpkı hava ile işit. yen bir motöre benzeterek kadınla er. kekten hangisinin yapılış itibarile det. ha mükemmel bir cihaza malik oldule- larını araştırmağa kalkan B. Stekol evvelâ kadınla erkeğin hali istirahate te iken yaşıyabilmeleri için lâzım olanı asgari ihtirakı hesab etmiştir. Bu, bir otomobilin en ağır çalışması için yak- tağı benzin miktarını hesab etmek gi- Erkek vücudü daimi bir enerji müsrifi, fena âyar edilmiş bozuk bir makineye benziyormuş bi bir şeydir. Âlim bu hesab netice- sinde görmüştür ki, hali istirahatte iken ihtirak, erkeklerde kadınlarda» kinden yüzde 10 kadar fazladır. Bu nisbet, erkeklerde bünyenin kuvvetine, vücudün iriliğine göre art- makta, fakat kadınlarda büyük. bir fark göstermemektedir. Bu birinci he- sabın bize anlattığı şey, erkeklerin şöyle arka üstü uzandıkları zaman sarfettikleri oksijenin kadınlardan da» ha, fazla olduğudur. Erkekler kadın- Jar için kâfi olan oksijenle yaşama ğa mecbur edilirlerse çok müşkül va- ziyete kalacaklardır. Çünkü bu mik- tar, makineleri için kâfi değildir. Amerikalı. âlim, bundan sonra ka- dın ve erkeği bir kere de çalışırlarken, yani hali faaliyete geçtikleri zaman tedkik etmiş ve bunun için hususi bir âlet vücude getirmiştir. Bu âlet, yere tesbit edilmiş ve frenleri sıkılmış bir bisikletten ibarettir. Boy ve ağır- ıkça biribirlerine müsavi bir kadınla bir erkek ayrı ayrı bu bisikletin üze- rine binmekte ve ağızları kauçuk tüp- ler vamtasile içi oksijen dolu bir ku- tuya raptedilmektedir. Hariçten hava almasınlar diye burunları da bir pens- le sıkıştırıldıktan sonra tedkik edilen kadın ve erkek pedalları çevirmeğe baş. lamaktadırlar. B. Slekol beş dakika süren bu tec- rübeyi müteakip kadın ve erkeğin ağızlarına bağlı oksijen miktarlarını ayrı ayrı ölçtüğü zaman hali istira- hatte iken erkek aleyhine mevcud olan yüzde on nisbetin bu sefer büs- bütün arttığını ve erkeğin kadına nis betle dehşetli oksijen sarfettiğini ve bu oksijenin bir kısmından da istifade edemediğini görmüştür. İhtirak nis- beti yüzde on beşe kadar çıkmaktadır. Amerikalı fiziyoloji Aliminin iza- hatına göre, kadınlar bünye itibarile erkeklerden çok muntazam, uzuvları - çok yerli yerinde ve tertiplidir. Buna mukabil erkek vücudü daimi bir ener- ji müsrif), hararetinin yüzde on beşini tamamile heba eden fena ayar edil. miş, bozuk bir makineye benzemek- tedir, Erkek vücudü, haya kaçıran bir balon gibi mütemadiyen enerji kaçır- makta, bu enerjiden İstifade imkânın» dan mahrum bulunmaktadır. Üstelik, erkek, her hangi bir bede- ve onlardan evvel dinlenmektedirler. Vücutta ihtirak olsun diye ciğerleri- için Amerikalı âlimin yaptığı derin hesaplar bütçelere tesir yapacak ma» hiyetie değildir. Fakat âlimin sarfet- tiği gayretin büsbütün boş olduğu da iddia edilemez. Çünkü bu muhterem zat sayesinde bugün erkeklere pek par halıya malolan kadınların haddi za- İlnde gayet ekonomik bir makine ol- dukları anlaşılmış bulunuyor. Bundan sonra âlimler belki de bu gayet eko nomik makinenin bazan nasıl oluyor da akla hayret verecek derecede sarfi- yalla bulunduğunu araştırmak me rakına kapılacaklar, bu suretle ma kinedeki bu nahoş ârızayı da izale et- mek mümkün olabilecektir. ŞER Harputta yeni bir spor klübü Tuncelinde koşucu atletler yetiştirilecek Elâng (Akşam) — Şehrin yarım sani şarkı şimalisinde bulunan Har- put şehri, şimdi Elâzıg'ın bir nahiye- sidir. Tarihi âbidelerile, Türk âsa- rile mürtefi ve havadar olan Harput gehrinin halkı son zamanlarda Elâzıg'a göç etmeğe başlamış ve ancak sekis yüz haneden ibaret kalmıştır. Güzel bir Halkevine malik olan Harputta gan Genersl Alpdoğanın yaverleri bin- başı B. İhsan, istihbarat çefi kurmay binbaşı B. Neşet ve Tunceli Emni- yet müdürü sabık binbaşı B. Bürhan kanlılarından koşucular intihap edi- lecek ve programlı bir mesai ile bu sağlam anasır üzerinde çalışılacak- Edison âbidesi 4000 polis iki asker kaçağı peşinde Cenubi ingilterede cereyan eden heyecanlı bir tabanca muharebesi yan etmiş ve bu esnada fiç polis me muru yaralanmıştır. İ