Salon balıkçılığı Akuariyomların, bu mevsim» lerde suları nasıl havalandırılır? Salonlarda, aku- mek, bunları üret- 'mek eldden çok mevkli ve faydalı bir iştir. Yalnız, iyi balni- miyan akuariyom. larda yaşayan za- #i?, pek narin ba- ıklara - bilhassa kiğin - telef olup gi- derler, Bu süretle verilen pâra ve sarfedi- Jen emekler boşa gitmiş Olur. Akvariyomlarda en mühim mesele su- larının havalandırılması ve dalma mü- ayyen hararette bulunduruülmasdır. Bi. hasta, buna kişin çok ehemmiyet vermek Yzımdır. Sularının havalandırılması demek, su- ya oksijen - muvelidulhumuza - vermek demektir. Balıklar, tıpkı insanlar gibi teneflüs fiile ve galsameleri ile, suda bulunan muveilidilkumuzayı alirlar ve ona muku- bil hamızı karbonu” harice verirler. Bu fiziyolojik vazife dolayislle talıkların bulundukları suyun havalandırılması 24- Bihassa, akvariyomlarda balıklar çok fazla ise suyun muvellidilhumuzas çabuk azalır, hamızı karbonu Tazlalaşır. Bu gibi akuariyumrlardaki balıkların va siyetlerinden, suda muvellidilhumuzanın azaldığı anlaşılır. Bahkiar mütemadiyen Ye wk sik suyun yüzüne çıkarlar ve su ye Dala sk sık yutarlar, Bu va- Zye? karşında hemen akuariyomlarin havasının değiştirilmesi, suya hava veril- mesi lâzımdır. Akuariyomlara “ muvellidilhumuza, taze hava nasıl verilir? Bunun işin bir çok usuller varsa de, bir, en ucuz ve sade, pratik olan wsulü izah edeceğiz. Resmimizde görüldüğü . gibi, Terkos - Şehir suyu - ile işler, tepki bir tenef! tihazıma benzer, hava veren cihazlar var- Mırki, pahalı değildir Bu cihâz dıvara asılır Üç borusundan biri akuariyomdak! suyun içine, dibine ve su mahfâzasının altına, diğer bir borusu da Terkos suyunun mus- Yuğuna, hususi bir kısım ile bağlanır. Üçüncü bir boru da cihaz icerisine gelen suyun, harice, musluk teknesine ak- masına yarar, Terkos su borusudan gelen su, cihazın içerisine damla damla gelir, o şekilde akar ve bittabi su akarken etrafındaki havayı beraber alarak cihazın içerisine pres eder, sıkıştırır, doldurur. Hava, ci- bazın sathında toplanır. Musluktaki su damla damla cihazın içerisine aktıkçe ci- hazdaki hava sıkışarak akvariyom içerisi- ne gider. Diğer taraftan cihaza gelen suyun muayyen bir kısmıda efri boru ile altından dışarıya, musluğun teknesine akar gider Ba süretle temiz hava akun- iyon içerisine gönderilmiş olur. Hava veren cihaza, musluktan akan su © kadar azdır ki, damla damla. olduğu için, bunu su saati katiyen kaydetmez. Bu cihazın matlüp bir şekilde işleme- sini temin için, hariçten gelen suyun, borular içindeki tazyikin 2 - 25 atmosfer almasi lâzımdır. Su borularında bundan daha az tazyik olursa cihaz işlemez. Pek ucuz ve pratik olan bu hava ve- rlel cihazını akvarlum sahiplerine tavsi- ye etmek isteriz. Her ne kadar akuariyomlara, suda ya- şayan bir takım mebatlar dikmek süreti- İs sudaki hamızı karbonu aldırıp mu- kabilinde muvellidilhurtuzayı verdirmek Çok şık ve zarif bir çiçek, üzüm sümbülleri — Muscari Bu aylarda çiçek açan, boş kokulu ve tatlı renkti çi- göklerile bahçele- Fimizi süsliyen ve Üzüm © sümbülü muscari ismi veri. Jen sümbüller, eid. den çok güzel çi- geklerdendir. Zambakiye fasi- — mensup olup, Soğancık- İariler üretimi bu gök mavisi veya süt br. Maamafih, bunun gül ren- ginde, pembe renginde olan Gir, ki, bunun Kokusu dh; hoştur. Resmimizde görüldüğü gibi, çiçeklerinin gekli, baş tarafları yukarı geliniş tıpkı bir Üzüm salkımına benzer. Bundan dolayı bu sümbüllere üzüm silmbflü ismi veril. miştir. Hattâ Almanlar bile, bizim verdi- ğimiz . bu ismi aynen kabul etmişler -ve Onlar da Trauben hyazinthe esmini ver- mişlerdir. #u kenarlarında ekseriyetie sümbüllerine tesadüf edilmektedir. Bunların bir de Salohlarör, saksılar içinde < yetiştirilem nevileri vardır, ki, bunların yaprakları diğer sümbüllerden daha geniş ve daha koyu enkle ve parlaktır. Çiçeklerinin güzelliği, yaprak- Tarımın koyu yeşil renkteki manzaralarile #alonlarımızı süsliyen güzel bir çiçektir. Yetiştirme tarzları ve sevdiği toprak* Bu #ümbüller de soğanlarile yetiştirilir. So- Hanları sonbahardan iliberen topreğa di- kilirler. Hafif kumlu, kili, umuslu toprakları sever. Saksılarda yetiştirilenlerinin topra- gına bir kısım ince kum, bir kısım çürü- müş gübre ve bahçe toprağından yapılmış mahlüt topraktan (doldurularak bül soğanları 7-8 santim derinliğinde sakm'a- ra dikilirler, Bidayette iki veya üç defa bolca su verilir, ondan son; Üzüm sümbülleri çiçek açi Takları tamümile sarardıklı # muz, ağuzler aylarında, soğanları toprak- tan çıkarılarak kurak bir mahalde, ke- geler içinde, muhafaza edilirler ve diğimiz gibi, teşrinlerde tekrar yer dikilirler, Maamafih, soğanlarının bütün kiş ve yaz toprak içinde kalmalarında da ergene top: memek şartile - kabartılir ve ( de bir mikdar gübre konur ve bu su bırakılır. Resnimiz, anavimtrak beyaz renkte çi- çek açan üzüm sür gösterek. tedir. u.. arena kabil ise de nebatat bu asimi Uni ancak ziyadar, güneşli bir zamanda yapar. Kiş zamanlarımda bu fiilin temi- ni maatteesif mümkün deği veya pek cüzidir. İşte balıkların sü içerlerinde telef ci- malarına sebep harasızlık ve fazin ha- mızı karbon bu suretle giderilir. Taze ka- ya vermenin faydaları ek çoktur: 1 — Balıkların yumurtlamaları, mevcüt yumurtaların kolaylıkla açılması temin edilmiş olür. 2 — Yavruların çabuk inkişafları, bü- yümeleri, diğer dişi ve erkek balıkların cinsi faaliyetleri temin 3g olur BAĞCILIK: Köklü aşılı asma çubuklari yerlerine nasıl ve ne vakit dikilmelidir? Sonbaharda -kirizmas yapılıp hazırlan- mış ölân mahallere, bü ay sonuna doğru, köklü, aşılı çubuklar yerlerine şu şekilde dikilirler: Kirizmasi Yapılmış olan ve bağ ihdas olunacak mahsllin toprağın, bugünlerde tesviyesi yapılır, çubukların dikilecekleri çukurların yerler! işaretlenetek, ortalama bir şekilde I - 15 metre aralıklarla ve 40 - 45 santim derinliğinde çubukların Çubuklar arasındaki re olması kâfidir mesâtenin bir buçuk ki, bu mesafe normaldi, Çukurlar ya çapalarla ve yahul ta KO- rekle açılırlar. Böylece açılmış çukurlara, köklü çubukların oturacağı yerlerin içe- risine bir kısım ince kum, bir kısım ç rümüş gübre ve bir kısım toprakla ka- rıştırılmış mahlöt topraktan ufacık. bir tepe yapılarak, bu kısım üzerine çubuk'a- Tın“ Kökleri oturtulur. Çubuklar çukurlara konmüzdah “ösüe, kökler 7 - 8 santim unda ve aşağı mahalle yakın yan kökler de kâmilen kesilir. Çubuklardan sürmüş filizler, birden fi la ise, en kuvvetli olan sürgün bırakılır. i dibinden, tırnak birakılmamak şartile, kesi) Bıraklan sürgün dal- da - kör göz hesap edilmemek şartile - bir göz üzerinden budanır. Bu suretle ha- arlanmış olan çubuklar yerlerine diki- lirler, Çubuklar ;dikilirken, çubukların aşı mahallerinin, toprak yüzünden 1 - 2 Santim yukarısında kalmasına dikkat et- mek lâzımdır. Çubuklar bu tarzda çukura yerleştiril- dikter sonra üzefine, yazı çukura kadar toprak doldurulur ve toprek el ile kökle- Fin her tarafına dağıtılarak kapatılır ve gene el ile tazyik eğilir, toprak sıkıştırı- lr. Bundan sonra, şayet toprak kurak, hava da kurak gidiyorsa, bir de #u vet lir. Bir müddet sonra da çukurun dil kısmı toprakla, doldurulur. “Toprağın dışarısında kalmış olan çubu- ğun vweu da güneşin, barsretin tesirin- den müteessir olmamasi için, kumlu bir toprakla daire şeklinde örtülür. İşlebu #üretle bağ ihdas, olunan mahalle köklü, aşılı çubuklar yerlerine dikilmiş olur, Çubukları itirada değer yerlerden ve yâhut devlet münsseselerinden almak Ga- ha muvafıktır. Meselâ: Erenköy asma danlığı sünden, bedel mukabili, Ancak alacakların, vaktinden evvel isin rini, alacakları mikdari; bildirmeleri ve bağ yapılacak yerin toprağından bir mik- dar göndermeleri, veya dikilecek. yerin muhtelif şeraitini bildirmeleri Jözumdır. Bu mesele hakkında fazla izahatı fi- danlık müdüriyetinden talep etmek te kabildir. Okuyucularımızdan ricamız: On, on beş sunul sorarak, zarf içe- risine bir de pul leffederek mektup- la cevap istiyen o okuyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân ha cinde olduğu gibi, gazetemiz ma: fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. İ bunları mükemmel bir şekilde terbiye ede- Salon kuşları İnsanların söylediklerini taklide kalkışan kuşlarda Kakadular.. Kakadular, pap Çan fasilesine men- sup çok şık ve zarif salon kuşlarından- &r. Bunların gü- zel beslenerek iyi Kanaryalara verilecek yemler Fatih, $, K.: 1 — Mektubunuzu okuduk, kanaryalara haftada bir pişirilmiş sert diği vakit, pişmiş yumurta nin kabuğunu da kırıp ezerek, az mikdar- da, kuşyemi, içerisine karıştırıp verilirmd İma olm Vöcudü, mideleri hamızi teamülde bü iğ Yunan kuşlarla kanaryaların Bamiyetinil bakılmış, iyi giderir genç kanaryaların kemikleris ye edilmiş cinsleri nin esası bir şekilde teşekkülüne bize papağanlardan da- met eder ha güze, daha Bunun gibi kanaryalara; kuşlara mah- makbuldür. ulmuş hususi balıklar vardı; Kakndul Bundan da arasıra, ufak bir parça kafes pi Ava, #in bir kenarına asmak ta çok faydalıdır. Debi i Hem mukaddi ve hem de kuşlarda ölme eye iu ka kabiliyetini fazlalaştırır. o saa ke | | 2 — Kanarya yemi deymce kuşyemi ans ani ve. sürüler Jaşılır. Haşhaş tohumu, afyon tohumu halire anlar Yaşir- | demektir. Bunların kışın arasıra kanat- lar. Maamaf üşkülpesent | - yulara veriimesinde bels yoktur. Sık sık vel Şupadıkları için, her, iklimde yaşayabi- | faza mikdarda verilirse - tohumlar yağli olduğu için - şlar şişmanlar, semirir vd bu suretle ötme kabiliyetlerini bozar, gi“ derir. Kışın on, onbeş günde bir verilirs se kâridir. Terbiye edilmemiş, vahişi bir hayat ya- samış olanlar çok asabi olup, İnsanı gö- Tünee keskin ve acı ac: sadalar çıkarır- Jar. Serbes kalırlarsa insana hüc ler. Fakat, buna mukabil, bunların | Nergisler nasıl üretilir? gök ri sureti hususiyi ili) b yek, Kerbiye edilerek kaderine mahsus a İealerde bakılırın, insana (o çabuk alı- 1 907 nüshasındı yazı Na girlar ve sahibinin (söylediklerini -aynen | vet 997 tarihli müsl üre hi etmiştir. O yazımızı bulamk okumanızı tavsiye ederiz. Nergisler soğanlı çiçeklerdendir. Şimdi çiçek açarlar. Yalnız şimdiden sonra bun“ ların yetiştirilme, üretilmesi hakkında iza” hat vermek mevsimsizdir. Zira biz yasi- larınız mevsime göre" tanzim ettik, sira- sı gelince bu güzel çiçek hakkında tek- Tar İzahat vereceğiz. Bu yazımızı takip ekimi ve o zamana kadar intizar etme Dizi tavsiye edi taklide kalkarlar. Son zamanlarda İngilizler ve Almanlar, | Tek pek yüksek fistlerle setmaktadırlar, Kakadular yabancı kimselerden pek hoşlanmazlar. Kızdınlırma çok acı, uzun ve keskin sadalar çıkararak, insanı âde- ia şikâyet eder tarzında, acı acı sörle- nirler. Kakaduların şekil ve cesametleri az çok pâpağana benzer. Yalnız papağan- Kirpiler lar sakin, kakadular ise çok asabldirler. Kadıköy, B. Ce- İyi terbiye edilmiş olanlar, kafesleri içe- | JâJ Dinçel: Mektu- risinde muhtelif tuhaf hareketler yapa- | bunuzu alika ile Tak insanı güldürür ve eğlendirirler, Renklerinin, şekillerinin gözel olması iibarile kakadular salon kurlarının en iyisidirler. Tüylerinin renkleri, ekseriyetle baştan okuduk, iâleler hak“ kında 9 teşrinley- vel $07 tarihli aşağı beyaz, tepe ve gerdanları altın sa- | yenİ ln BE ZİR, ns rengindedir. Başları ya'tepeli Veya | gin “soğenlermen taraklı, taçlı olur. Bundan başka kirmi- zı, pembe, menekşe reginde, parlak tüylü olanlar 'da vardır. Bilhassa siya parlak tüylü, tepeleri sarımtırak beyaz olanlar pek zârif ve şıktırlar, Beyaz olanların göz- leri kırmızı, etrafları da sarıdır. Tarak- turuncu renkte ayakları beyoz olan- Ayakları, bacak- | dikime mevsimi de geçmiş bulunduğuns dan bunlar hakkında tekrar izahat vers meği Ilizumsuz gördük; manhara zamaz nında teksir lâzimgelen malömat verilex cektir. Kirpiler hakkındaki sorgunuza gelintef Kirpiler; natın küçük memeli sani fındandırlar. Bunlar bir takım haşereler siz, lar pek makbuldürler, ları pek kısa olduklarından toplu Ve Yü- | j4 bunların sürtelerini, bunun gibi bir verlak görünürler, takım muzır kurtları yiyerek Oya” Vücutleri takriben 30 - 35 santim ka- | şadıkları cihetle ziraate muzır değil » Dösamafih, daha küçük olanları | bilâkis çok faydalı hayvanlardandır. pr Ziraate mazarratı olan fareleri, hattâ Gagaları çok kuvvetlidir. O kadar ki, ik, musır verilirse bunları gagalerile kırarak yerler. Her türlü yemleri yerler, bilhassa kenevir, kırılmış misir, darı, buğ- ön gibi hububatı da severler. İşi beslenirlerse, güzel bekılırların, #a- yılanları bile öldürerek yerler. Yılanın zehrinin kirpilere katiyen tesiri olmaz. Kirpilerin başları küçük, hortumvari v8 burunları da sert, vücudü sivri dikenler- Je kaplanmış, ayakları yeri kazabilecek bir gekilde yaratılmıştır. Biplerini görünce derhal tanıdıklarını ii sü ime eder, hoş, tuhaf hareketler yaparak de Siyami Bini we sesler çıkarırlar. varsa onları itlât ederik Kakaduların ne suretle terbiye ve tek- edildiklerini Ikinci bir yazımızla izah üzleri barındıkları yerler” edeceğiz. de uyurlar ve geceleri faaliyete geçere Resmimiz taçlı, tepeli, sarı başlı, vücu- | buldukları zararlı hayvanlari yerler S0 dü beyaz eler bir kakaduyu göstermek- | mecbur kalmadıkça faydan hayvanlara tedir, dokunmazlar. . Aile Tetrika Ne. 47 Bayan Mareile ile münasebet karı koca münasebatı gibi birşey olmuştu; metresi bu sakin aşka bazen hayret ederek diyordu ki; — Sen kocamdan da beter oldun; değiştirmeğe hacet kalmadı. Bayan Forestler avdet etmemişti. 'Bir mektup aldı, Nisan ortalarına doğ- ru geleceğini yazıyor, başka hiç birşey ima etmiyordu. Bekledi. Duroy, kadın tereddüd etse bile onunla evlenmeğe kati karar vermişti, Esasen kendine, güzelliğine, hiç bir kadının kendini kurtaramadığı alımına güveniyordu. Kısa bir cümle, kati karar verilme zamanının geldiğini haber verdi: «Paristeyim. Sizi bekliyorum. Madeleine Forestler» Bu mektub saat dokuzda gelmişti, O gün saat üçte evine gitti. Sevimli gülüşile gülümsiyerek iki elini uzattı, bir kaç saniye gözgöze, Mami iç lerine baktılar. Kadın mırıldandı: — O fena zamanımda gelmekle ne büyük iyilik ettiniz. Dedi ki — Mer emrinizini yapacaktım. Oturdular, Walterleri, gazetedeki bütün arkadaşları sordu. Sık sık ga- Dostu Selâmi Sedes zeteyi düşünüyordu, — Eksikliğini hissediyorum. Ruhen gazeteci olmuştum. Ne yapayım, o mesleği seviyorum. Sonra sustu. Duroy, gülümsemesi» | le, sesinin ahengile, sözlerile onu teş- vik ettiğini seğdi; acele etmemeğe ka- rar vermekle beraber: — Mesleğe... Duroy adile neden de- vam etmiyesiniz?.. Kadın birdenbire ciddileşti ve elini Duroyun koluna koydu: — Daha bundan behsetmiyelim, dedi, Duroy kadının kabul ettiğini anlâ- dı, önünde diz çöktü, ellerini öperek mırıldanmağa, tekrar etmeğe baş- ladı: — Teşekkür ederim, teşekkür ede- rim, sizi çok seviyorum!.. Kadın kâlktı. Duroy da kalktı ve kadının sapsarı olduğunu gördü. Ka- dının da onu çoktanberi sevdiğini an- ladı. Karşı karşıya idiler. Duroy boy- nuna sarıldı, uzun uzun sinından öp- tü. Kadın gene elddileşti: — Daha henüz kararımı vermedim, dedi. Belki de «pekis derim. Ancak bunu söyliyeceğim güne kadar kimse- ye bir şey açmamanızı rica ederim. Duroy söz verdi . ve sevinç içinde ayrıldı. Duroy çok çalışıyor, az sarfediyor, evleneceği zaman meteliksiz bulunma» mak için para birjktirmeğe gayret edi- yordu. Ve Yaz, sonra sonbahar geçti, kimse birşeyden şüphelenmeği, çünkü biri- birlerini az görüyorlardı ve beraber ol- dukları zaman hallerinde hiç bir gay- ri tabillik yoktu. Bir akşam Madeleine, gözlerinin | rine takıp beni okulmağa çalışan mey“ içine bakarak dedi hanecilerdir. Ben onlardan utanma, — Bayay Marelle'e projemizi söyle- | Amma onların basitliği... Kabalıklar mediniz mi daha?, belki sizi rahatsız eder. — Hayır, Size söz verdikten sonra — Hayır. Onları seveceğim. Gidip kimseye birşey söylemedim. — Artık söylemeniz zamanı geldi. Ben Waltere'e haber veririm. Bu haf- onları görelim. Ben istiyorum, Ne 2 man gideceğimizi söylerim. Ben basit bir ailenin evlâdıyım... Benimki- ler öldü. Dünyada kimseler yok... Elini uzatıp ilâve etti; — Sizden başka... Duroyun kalbi şefkatle titredi, hiç bir kadına ramolmadığı kadar bu — Evet, yarın söylerim. Mâdeleine, Duroyun mahcubiyetini görmek istemiyormuş gibi devam et- & kadına bağlandığım hissetti, — Sizce bir mahzur yoksa, mayis Madeleine! başlangıcında evlenmemiz çok muvâ- — Aklıma birşey geldi, dedi, amma fık olur. izahı güç, — Ben memnuniyetle her teklifini- Bordu: zi kabul ederim. — Nedir? — Nasıl anlatayım bilmem... Benin — On mayıs cumartesiye düşüyor, : vE de her kadın gibi... Zaaflarım, küçük” o gün evlenelim. Ayni zamanda doğ- duğum gündür. Iüklerim vardır... Ben şatafatı, debde- — Peki, beyi severim. Asil bir ad taşımak İ# — Arnenizle babanız Roten'da otu. | terdim. Evleneceğimiz sırada bira, ruyorler değil mi?. Öyle söylemiştiniz. Asilleşemez misiniz?. p — Evet, Roüen ii 'Oentaldil Utanılacak birşey teklif etmiş gibi de oturuyorlar, kızarmak sırası ona gelmişti, — İşleri nedir?, Duroy gayet tabii cevap verdi: al e X — Bunu ben de çok düşündüm, İradlarile geçiniyorlar. mma — Onları tanımak isterim, — Neden?, Duroy şaşaladı, tereddüd etti: Güldü: — Şey... Onlar... Nihayet azmedip doğruyu söyledi; — Onlar köylüdür, canlarını dişle. — Gülünç olmaktan korkuyor um, Kadın omuz silkti; z (Arkası var) NE a ağ e e mag yer, A VE İY O Ye e e LAN eee gk ği a rg m