SİYASI İCMAL: Romanyada Romanyada son intihapta, memle- ketin iki büyük partisinden olup, hü- kümetin. başında bulunan Hiberaller- le müttefikleri eksöriyeti kazana- Madıklarından, kral efkârı umumiye- nin koyu hıristiyanlığa ve miliyelçi- liğe temayilüne hükmetmiş, bunun için yeni hükümetin teşkilini sağ par- | filerinden, bilihassa harici politikada daha mutedil bulunan MÜH Hırısti yanlarin liderlerinden B. Gogayı me- Mir elmişti, B. Goga, partisinin da- hili politikaya aid taraflarını hemen tatbik mevkiine koymuş ve harici po- Milikada dahi yavaş yavaş eski istika- | metten inhiraf etmişti. Mebusan meclisini toplanmadan feshettiğinden #hartın ilk haftasında yeni intihabın Yapılmasını kararlaştırmıştı. Lâkin kral yeni intihapta sağ ve sol Ve merkez partilerinin kendi arala- rında mücadele edecekleri gibi, içle- rinde. dindinme eksik olmıyacağını düşünerek Bulgaristanda ve Yunanis- tanda olduğu gibi pârti esas ve siste- Mini Kökünden ilga:etmeği ve mille- v ion intihapta gösterdiği temayü- Se . ki değişiklik I ve dahili siyasetleri n kurulmasına Tü- zum görmüştür. İntihabı da muhtelif fikir sahibi devlet ve politika adamla F İ rendan mürekkep bir kabinenin idare | eyiemesini istemiştir. B. Goğa, büsbütün yeni bu esasla- rın kendi tarafından tatbik edilmesi- ne ran olmamıştır. Çünkü bu parti İ yeni intihapta büyük mümaffakıyel İ kazanarak ve kendisine yakın diğer partiler ile birleşerek Romanyada Al İ manyada ve İtalyada olduğu gibi, tek partinin hâkim. olacağı * kanaatinde bulunuyordu. Mumaileyhin bu vazijeyi deruhte etmemesi üzerine, hem partisinin esa3 umdesi hıristiyanlığın hâkim olması, İ hem de devlet adamlarının. partilerini İ demsil etmeyip sırf memleket düşün- | cösi şimdiden kök salması için “ Ro- | manya ortodoks kilisesi patriğinin Ti- yaseti altında yeni bir kabine teşkil edilmiştir. Bu kabinenin dahili politikada değişikliğe devam etmesi muhtemel- dir. Fakat harici politikada eski an- anevi politikaya devam edilecektir. .Mesud günleri hatırlatan kütük © Yugoslavyada, Vinkovçide meşhur | ları istif eden çocuklarını seyreder. bir tüccer, bundan otuz sene evvel bir kız sevdi, Kızın anası, babası iz- divaca razı olmadı. Bunun üzerine tüccar sevgilisini kaçırdı ve gizli ev- lendi. Karı koca çok mesud bir ha- Yat geçirmeğe başladılar, Bir gün cli- Yardaki ormanda gezerlerken. adam Çakısını çıkardı, meşe ağaçlarından birinin göğdesine bir kalb resmi kaz- dı ve kalbin içine kendisinin ve karı- Sınm isimlerinin ilk harflerini oydu. Bu hadisenin “üstünden otuz sene geçti. Adamın çocukları oldu. > Geçen gün oduncudan gelen odun- Modert zihniyetli kuşlar Kuzey Afrikada bir nevi hindi var. dr; bu kuşlar kuluçkaya yatmazlar, Yaprak ve taze otlardan kocaman bir Yuva hazırlarlar. Dişi bu yuvaya yu: Murtlar, erkek yuvanın üstünü yine Yaprak ve otlarla örter. Yuvanın hac- mİ üç metre mikâbıdır. Üstü örtülün- ©e, otlar ve yapraklar tabahhura baş- lar ve bu suretle bir sıcaklık peyda Blur Bu yaban hindilerinden sonra en büyük yuva yapan kuşlar - leylekler. lir. Bu yaz Wittenbach' civarında bin kilo ağırlığında bir leylek yuvası bu- Tundu. ken bir meşe kütüğü dikkatini celbet- ti. Yakından baktı, üzerinde bir kalb resmi ve içinde de kendisinin ve karı- sınm isimlerinin ilk harflerini gör- | dü. Derhal bunun otuz sene evvel iz- divacının en mesud günlerini yaşar- ken kendisi tarafından © ağaca ya- zıldığını hatırladı, Vakayı karısma ve çocuklarına anlattı. Mesud günleri hatırlatan meşe kütüğünü hususi bir camekâna koyup sakladılar. Şimdi tüccarın gocukları her pazar o came- kânın üstüne çiçek koymak suretile analarının ve babalarının mesud gün- lerini yad ediyorlarmış... Afrikanın dikilitaşları Habeşistanda mimari yoktur, Adis Ababa yeni yapılmış basit bir şehir- dir, Harrar, çamurdan yapılmıştır. Köy evleri, arı kovanlarına benziyen toprak tümseklerdir. Ancak Aksumda, çok eski devirler- den kalma anıtlar vardır. Bu şehirde İ bulunan on üç Dikilitaşı İtalyaya taşı- dılar. Bunlardan bir tanesi, en büyü- ğü upuzun bir granit Romada Kape- İ na kapısı meydanına dikildi. Bu Dikilitaşın boyu 25 metre, ağır- İ lığı 150 tondur. Eski bir fıkra Edirne valisi meşhur Hacı İzzet pa- M, memurlarından birine kızdı, Da- “Miliye Nezaretine azlini yazdı. Memuru azlettiler. Darbeyi nereden yediğinin farkın- da olmıyan memur valiye koştu ve Paşka bir yere kayrılmasını rica etti; İzzet paşa hemen bir tavsiye mek- İubu yazıp azledilen memura verdi. Memur bu tavsiye ile İstanbula geldi, mektubu Dahiliye Nüzrına takdim etti. Dahiliye Nazırı kaleme sarıldı ve İz- zet paşaya sordu: *— Evtelâ memuru azlettirdiniz, sonra da tavsiye verdiniz. Birinci ile ikincisi arasındaki tezadı nasıl izah edeceksiniz? İzzet paşa derhal cevap verdi: «Birincisi icabı maslahat, ikinci- si şanı vezarettiriz Denizli (Akşuın) — Denizli Halkevi kültür sahasında ve köylüleri irşad hususunda verimli çalışmasına devam ediyor, Açılan dikiş ve biçki kursunda ders gören kır ve kadın talebelerin yaptıkları eserlerden zengin bir sergi hazır- nmıştır. Yukarıdaki resimde bu sergiyi hazırlayan kızlarımız ve öğretmenleri Börünüyor. Kral Zogunun izdivacı münasebetile bütün dünyanın Arnavudluk kralı Ahmed Zogu'nun Macaristanın en mümtaz zadegâri ailelerinden birine mensub kontes Geraldine Apponyi ile nişanlandığı resmen Arnavudluk parlâmentosunda ilân edilerek milletin muvafakati is- | tühsal edilmesi üzerine bütün Avrupa» nın merak ve tecessüs nazarları Bal- kanın bu küçük krallığına çevrilmiş» tir, Siyasi noktadan Arnavudluk, evvel ki sene İtalya ile Yugoslavya arasında Belgradda akdolunan anlaşma ve is- tişare muahedesi neticesi olarak Av- rupayı pek Alâkadar etmemektedir. Arnavudluk. başlıca o Yugoslavya ile İtalya arasında ihtilâf ve münazâs #ilevzuu olmuştur; Yugoslsvya Arna- vudluğun bugünkü hududlarını, süs fera konferansı tarafından tayin edil- miş bulunmasına rağmen tanımıyor- du. İtalya da Arnavudluğu cenubi Sır- bistanda Arnavudların çokça bulun- duğu Kösova tarafına genişletmek istiyordu. Her an bu hududlar ve bu- talarının sahne olacağı hâdiseler yü- #ünden İtalya ile Yugoslavya arasın- da bir ihtilâf ve harb çıkması muh- temeldi. Belgrad'anlaşmasile Yugos- İavya Arnavudluğun mevcud hudu- dunu tanımıştır. İtalya dahi bu hu- düdların değişmesine taraftar olmadı- ğını kabul etmiştir. Memleketin bu- günkü vaziyet vesstiklâlinin muhafa- za edilmesine iki taraf ta sözvermiştir. İtalya Adriyatik denizinin şark sa- hillerinde kendisi ile müttefik bir dev- let bulunması ile iktifa eylemiştir. Ayni zamanda bu memleket; İtalya- nın en büyük ihtiyacı olan petrol için yakın ve emin bir memba teşkil et- mektedir. Petrol * kuyularını -İtalyan şirketi iletmekte ve boru hattı ile Ad- riyatik sahiline akıtılan petrollar ge- miler ile karşi sahildeki İtalyaya nak- ledilmektedir. Arnavudluğun mesahası 27 bin 538 kilometredir, Nüfusu 837,000 kişidir. Bu nüfusun - üçte ikisi müs- Jüman ve üçte biri hıristiyandır. Kra- lın mensup bulunduğu Zoğgu - Matı hanedanı müslüman ve sünnidir. Amavudluk halkının - yüzde kırk ikisi Kega, yüzde otuz altısı Toska, yüzde sekizi Sırp ye yüzde altısı Türk ve kalanı Rumdur. Mezheb itibarile yüzde altmış üçü müslüman, yüzde Yapı ve yollar kanunu Hemen her maddede değişiklik yapılacak Yapı ve yollar kanununda yapıla- câk değişikliği kararlaştırmak üzere geçenlerde Dahiliye Vekâletinde bir komisyon toplanmıştı. Komisyona Ani- kara, İzmir belediye murahhasları işti- râk ettikleri gibi İstanbul belediyesi namına da hukuk işleri müdürü B, Muhlis, imar müdürü B. Ziya ve hari- ta müdürü B. Galib iştirâk etmişlerdi. Toplantıda kanunun hemem her maddesinin değiştirilmesine lüzum görülmüştür. Bunun için verilen karaf bir rapor halinde Dahiliye Vekâleti- ne takdim edilecektir. Vekil B, Şükrü Kayanın tedkikinden sonra hazırlanarak yeni bir kanun lâ- yihası ile yapı ve yollar kanunununda yapılacak tadilât Millet Meclisinin tas- dikine sunulacaktır. Yeni lâyihanın İstanbulda şehir plânının tatbikine kadar kanuni mahiyet alacağı tahmin ediliyor. Edebiyat fakültesine kıymetli bir hediye Mülga Darülfünun profesörlerin- den kiymetli edip Ali Ekrem Bulayırın sayın eşleri merhumun kıymetli kü- tüphanesinden 250 ciltlik bir kısminı Edebiyat Fakültesine armağan etmek Suretile eşlerinin çalıştığı kürsüyü da- ima andıracak bir kadirşinaslıkta bulunmuşlardır, Arnavudluk 837 bin nü- fuslu küçük bir memle- kettir, Fakat kralı kültür sahibidir. Gazeteler kon- tesle iyi bir çift teşkil edeceklerini yazıyorlar Kontes Apponyi'nin yeni bir resmi yirmi ikisi ortodoks ve yüzde on bu- çuğu kataliktir. En büyük şehri 23,785 nüfuslu İş- kodra, 20,000 nüfuslu Göriçe ve payi- taht 12,454 nüfuslu Tirandır. Başlıca atı Arnavudluk ile buradaki vaziyet ve ahvalin hususiyeti ile meşgul olu- yor. Meselâ Arnavudluğun telefonları Avrupanın umumi sebekesine mutta- sıl olmıyan yegâne bir Avrupa mem- leketinin bulunmasına hayret ediyor- lar. Bu münasebetle kontes Apponyi- nin evlenmek üzere Arnavudluğa gel- mesi ile yirminci asırdan on yedinci asra dönmüş olacağını yazıyorlar. gözü Arnavudluğa çevrildi Gene kontesin, kocasının atlet ve gü- gel altı hemşiresi İle karşılaşacağını ve bunlardan her birinin bir askeri kıtaya baş olup üniformalı olduklarını yazıyorlar, En ziyade kan davası güdülen” memlekelin Arnavudlük olduğu ve kraldan intikâm almak için şimdiye” kadar ahdetmiş kişilerin sayısı iki dır. Nişanlısı kontes yirmi iki yaşında. bulunuyor. Arnavudluk henüz geri bir memleket ise de kralı Avrupanın diğer hükümdarları kadar kültür ve nezaket sahibi bulunduğundan: kon- tese eş olduğunu Avrupa gazeteleri yaziyorlar. Arnavudluk kralının ecdadından (Büyük Zogu) on beşinci asırda Os- manlı imparatorluğu (Arnavudluğu zaptettiği zaman Kosovanın Malcija havalisi kaballinden birinin relsi bu- Tunuyordu. muştu. — F, Bayram neşeli geçti Bu sene bayram diğer senelerden daha neşeli geçmiştir. Bayramdan ey- yel hava bozmuş, tipi halinde kar yağ- mıştı. Bayram günleri hava ılık ve gü- neşli geçmiştir. Yalnız dün akşama doğru hava kapanmış, bir miktar yağ- lar, arabalarla gezmişlerdir. Yukarıda bir bayram yerinde çocukların eğlen» cesine aid iki resim görünüyor.