AKŞAM Faşist devletlerin nümayişine demokrasinin (Baş tarafı 1 inci sahifede) Gistanı ziyareti kendilerini uzun müd- det Londradan uzak bulunmasına se- bebiyet vereceğini halbuki pek yakın olan Fransaya bir ziyaretin B. Musso- Mini ile B. Hitler arasındaki mülâkata bir mukabele teşkil edeceğini düşün- müştür, İyi mâlümat alan mahafllde, İngi- iz Kralının tahta oturdukları zaman ecnebi devlet şeflerini ziygret etme- leri bir taamül teşkil ettiği hatırlatıl- ve Kraliçesinin Paristen sonra Belçi- ka Kralını da ziyaret etmeleri düşü- nülebilir, Fakat Berlini ve Romayı siyaret etmelerine intizar edilmemek icab eder, Parisi ziyaret eden İngiliz hükümdarları Fransayı ziyaretleri münasebetile bir asır kadar evvel Louis Philippe zama- nında saraya ziyarette bulunan Kra- Miçe Viktorya'nın 1520 den beri bir Pransız devlet relsini ziyaret eden ilk Kraliçe olduğu hatırlatılıyor. “Yedinci Edouard da 60 yıl sonra Annesinin yaptığı gibi yapmış ve 1914 #ikbaharımda Kral beşinci Jorj tara- fından Parise yapılan ziyaretle an- fant kordiyal teessüs etmiştir. Epogue gazetesi yazıyor; «Bu ziya- Tet, Fransız - İngiliz anlaşmasının dığına işaret- tir. Barışın belki buna bağlı bulun- ye 'Dury, birdenbire aklına bir şey gel- miş gibi sordu: — Buraya kaç para veriyorsun? — Ayda yüz frank. — Bugünden itibaren benim hesa- mukabelesi... Petit Parisien yazıyor: «Fransız milleti Kral Jorj ile Kraliçe Elizabete, kendilerini ne kadar hürmet ve mu- habbetle tuttuklarını ve hürriyete ve barış ülküsüne kendisi gibi sadık olan İngiliz milletinin kardeşce teşriki me- salsinin kendisi. için ne'kadar kıy. metli olduğunu müttehid bir surette gösterecektir.» Matin gazetesi yazıyor: «Bu ziya- ret memleketi birleştiren bağları daha ziyade sıkışıtırmaktan hali kalmıyacak olan mühim bir Fransız - İngiliz dost- Tuk tezahürüdür. Exelslor gazetesi yazıyor: «İngiliz Kral ve Kraliçesinin, krallık dışında- 'Kİ ilk ziyaretleri için, hak ve hürriye- tin müdafaası uğrunda kanların Pransız muhariplerinin kanma ka- rıştırmış olan İngiliz muhariplerinin hafırasını tebcil elmek üzere Fransa tarafından yapıltın daveti kabul et- meleri manalı bulunmaktadır, Frsn- sa ile İngiltere halen de ve dalma sulh yolundaki gayretlerini bu ülkü uğruna birleştirmektedirler, Fransız milleti İngiliz Kral ve Kraliçesini müttehiden hürmet ve sevgi ile kar- Yugoslavya kral naibi ve Dük de Kent Atinaya gittiler Belgrad 9 (A.A) — Yunan prensi Nikolanın vefatı münasebetile naip prens Paul bu akşam Atinaya git- mek üzere Belgraddan ayrılmıştır. Ayni trenle dük ve düşes de Kent de Belgraddan hareket etmişlerdir. İstasyonda niyabet meclisi fza- sından Stankoviç ile Peroviç, Baş- vekil Stoyâdinoviç, Belgraddaki İn- giliz ve Yunan elçileri ile kralın as- keri ve mülki daireleri âzası hazır bulunmuşlardır. Atina 9 (A.A) — Atina ajansı bi Prens Nikolanın ölümü haberi bü- tün mahfillerde çok elemli bir his “uyandırmıştır. Cenaze merasiminin tarihi henüz tesbit edilmemiştir. Prensin kızları düşes Kent ile Kon- gm dari naibi prens Pol Atinaya İle el sekli Jorjun amcası olan prens 9/1/1875 tarihinde Atinada bir askeri Wiğine kadar yükselmiştir. Altı şehrin elektrik tesisatı satın alınacak Ankara 9 (Telefonla) — Edirme, Te- 'kirdağ, Balıkesir Bursa, Gaziantep ve Mersin şehirlerinin elekirik tesisatını hükümetimize devretmek için mezkür vilâyetlerdeki şirketler Nafia Vekâleti- ne teklifte bulnmuşlardı. Öğrendiğime göre, bu altı şehrin te- sisatı satın alındıktan sonra tevsi edi- geni ve bu şehirlerimizin ihtiyaçları tamamen karşılanacaktır. - Halya - Japonya Mussolinin oğlu yakında tayyare ile bu seferi yapacak Roma 9 (A.A.) — Tayyareci Bruno Mussolini ile Nino Moscastelli, cenu-* bi Amerikadan avdet ettikten sonra, Japonyaya doğru bir şefer hazırlıya- caklardır. Bu seferin > icra edileceği geçen ay Jâpon tayyarecileri şerefi- ne verlimiş olan ziyafet esnasında haber verilmiştir. İtalyanlar, on gün- den beri servise çıkarılmış olan yeni tip tayyarelerile Japonya ile İtalya arasmân muntazam bir servis vücu- da getirmeği tasavvur etmektedirler. Diğer taraftan tayyareci Giovanni Albertini'nin bugün Londra'ya gide- ceği ve oradan, bu ayın 14 ünde Londra - Cap gidip gelme sürat re- korunu kırmağa teşebbüs edeceği haber verilmektedir. Pera takımı bayramda An- karada iki maç yapacak Ankara 9 (Telefon) — Pera takımı bayramda Demir Çankaya ve Gü- neşle İki maç yapmak üzere Ankara- ya gelecektir. Maçlar cumartesi ve pa- zartesi şehir stadında yapılacaktır. Kütahya umumi meclisi toplandı Kütahya (Akşam) vilâyet umumi meclisi 1/2/938 salı günü yıl- ık toplanmalarına bu sene ilk defa olarak hususi muhasebe binası civa- rında başladı. Vilâyet kaymakamla- Tile ve bir büyük dinleyici kütlesinin hazır bulunduğu bu içlimada vali- miz Sedat Erin, meclisi açtı. Bu yı- hn varlıklı neticelere kavuşmasını temenni etti. Bundan sonra seçime geçildi. Genel meclisin" toplanması müna- sebetile âzalar şerefine geçen sene yapılan ilk okulda çaylı bir eğience tertip edilmiştir. Valimiz ve seçkin bir zümrenin bulunduğu bu neşeli , Bu akşam » Nöbetçi eczaneler Merkez, Sarıyer: Osman, Aksaray Btem Pertev, Başiklaş; Vidin, Yene! Vitali, Kumkapı: Belkis, Küçük; zar: Hasan |, Samatya: Koca: mustafapaşuda Ridvan, oAlemdu: Çemberlitaşta. Sırrı Rasim, Şehre ri: Topkapıda Nâzem, Kadıköy: Pa- Şinasi Riza. Her gece açık ecraneler: Tarabya, gün yerleşmesine karar verildi; yapi: | bima işler, buraya yerleşirim, eski evim esasen dar gelmeğe başladı. Kadın bir müddet düşündü: — Hayır, olmaz dedi. Duroy şaştı: — Neden? — Çünkü... — IAf bu. Burası hoşuma gidiyor. Buraya yerleşeceğim. Gülmeğe başladı: — Esasen kontrat benim üstüme, Kadın istemiyordu: — Hayır, hayır, istemem, — Buna imkân yok. Sana söz veri- rim. — Hayır, söze ti. verdiğin rağmen ge! — Yemin ederim. — Sahi mi, namusun üzerine yemin. €der misin? Burası bizim, yalnız bizim evimiz değil mi? Bir aşk hamlesile boynuna sarıldı: — Öyleyse razıyım canım. Ama şu- nu bil ki, bir defa bile beni aldatacak olursan, bir daha yüzümü göremezsin. Duroy gene yemin etti ve hemen 9 nın önünden geçerken onu görecekti. Kadın: — Herhalde pazara yemeğe bize gel, dedi, kocam seni pek beğendi. Bu hoşuna gitti: — Ya, sahi mi? — Evet, gözüne girdin. Bana bir gün sayfiyede büyük bir şatoda büyü- düğünü söylemiştin değil mi? — Bvet, neye sordun? — Ziraat işlerinden biraz anlaman Yâzım, — Anlarım. — Öyleyse ona ziraatten bahset; pek hoşuna gider. — Olur. Düello şefkatini attırmıştı, Duroyu tekrar tekrar öperek ayrıldı. Duroy gazeteye giderken düşünü- yordu: «Ne tuhaf mahlük! Ne kuş be- yinli kadın! Ne istediğini, ne sevdiği- Bİ anlamağa imkân var mı? Ne de ga- Tib aile! Bu beyinsizle bu ihtiyarı han- gi muzip birleştirmiş? Bu müfettiş, bu mektep talebesini ne diye almış, esrar! Kimbilir, belki de sevmiştir.» Ve şu neticeye vardı: «Pek &lâ bir metres. Elimden kaçırırsam budalalık etmiş olurum.» —6— Düellodan sonra Duroy, La Vie Fran- çaise'de baş fıkracı oldu; ancak cak şey bülmakta güçlük çektiğinden, 10 Şubat 1938 Haftalık piyasa İhracatın hararetli devresi geçti, küçük partiler halinde iş oluyor Tiftik tizerine hiç bir iş yoktur. Mage © İhracat mevsiminin en hararetli | devresi geçmiştir. Bundan sonra ufak partiler halinde satışlar beklen- dır. Bu hafta içinde başka hangi mad- leri üzerinde de küçük işler olmakta | dır. Bunun bir sebebide stokların | azalmasıdır. Bundan başka o Avrupe- | daki alıcılar ihtiyaçları nisbetinde mal almışlardır. Son günlerin en hararetli işlerin- den biri de, yaş meyva ticaretidir. En ziyade portakal satışları yâpılmakta- dır. Bn hafta içinde başka hangi mad- deler üzerine talebler vardır? Bütün bunlar hakkında malümat vermek için, her hafta olduğu gibi, muhtelif maddeleri birer birer aşağıya yazıyo- Tüz: Av derileri — Piyasa geçen haftaya nisbetle daha canlıdır. En ziyade ya- ban kedisi istenilmektedir. Bilhassa Amerikadan gelen teklif mektübların- da yaban kedisinden bahsedilmekte- dir. Bu talebler karşısında yaban ke- disi fiatleri artıyor. Son günlerde 150 Jiraya kadar yükselmiştir. Memleke- timizde yaban kedisi avcılığına pek az ehemmiyet verilmektedir. Bunu avla- mak güç bir iştir. Başka memleketler- de yalnız yaban kedisi avciliğile ve yaban kedilerini yetiştirmekle meşgul insanlar vardır. Bizde de bu işi mes- lek ve ihtisas haline getiren köylüler olursa, memleketimize bu yüzden da- ha çok para girecektir. Tilki derileri üzerine müamele az- dır. Bu yüzden tilki fiatleri de 3 Jira- ya kadar düşmektedir. Sansarların flati 26 - 29 lira arasındadır. Maama- fih sansarlara karşı ümid daha fazlar dır. Geçen haftalar içinde sansar deri- lerine taleb olmıyacağından bahsedi- Yiyordu. Tütün — Marmara mıntakasında henüz piyasa açılmamıştır. Bir ay sonra Marmara tütünlerinin satış devresi başlıyacaktır, Şimdi en ziyade Samsun piyasasında hararetli işler vardır. Alınan haberlere göre, Sam- sunda tütün satış vaziyeti gayet iyi- dir. Bilhassa Bafrada ecnebi grubları biribirlerine rekabet ederek, piyasay- la çok yakından alâkadar olmaktadır. Ecnebi firmaları arasında Alman si- gara tröstleri namına tütün alan bir grup ta dahildir. Alâkadarların söyle- diğine göre, bu sene Samsun piyasa- sında stok mal kalmıyacaktır. Dokuma ham maddeleri — Son günlerde yapağı satışları artmıştır. Fakat bu satışlar ihracat için değil, daha ziyade yerli fabrikaların ihtiya- cı içindir. Fakat fabrikaların piyasay- la alâkadar olması, durgun bir devre geçiren yapağı piyasasını canlandır- mıştır. ahlâkın tereddisi, karakterlerin sukut, vatanperverliğin zâafa uğraması, Fran. sız şerefinin bahsetme- ğe başladı. «Kansızlık» kelimesini bul- duğu için göğüs kabartıyordu. Constantinople sokağına taşınmış, sandığını, fırçasını, usturasını ve Sâ- bununu getirmişti, varı yoğu da bun- dan ibaretti, Haftada iki üç kere ba- yan Merelle erkenden geliyordu. Duroy da her perşembe günü yemeğe onlara gidiyor, bay Marelle'e ziraatten bahsederek kur yapıyor, kendi de top- rak ve ekim işlerine alâkalandığı için, öyle bir konuşmağa dalıyordu ki, kana- pede uyuya kalan karılarını unutuyor- Tardı. Laurine kâh babasının, kâh Güze- lim'in kucağında uyuyordu. Gazeleci gittikten sonra bay Marelle arkasından muhakkak; — Bir adamla konuşmak cidden zevk diyordu. Okumuş adam, Şubat sona eriyordu. Sokaklarda menekşeler satılıyordu. Duroy, kendi havasında bulut içinde yaşıyordu. Bir gece eve girerken, altın. dan sokulmuş bir mektup buldu. Pul damgasına baktı: Cannes» yazılıydı. Açıp okudu. «Aziz arkadaşım, her hususta size baş vurabileceğimi söylemiştiniz değil mi? Bunun için sizden ağır bir iş isti- yeceğim, buraya gelmeni, ve ölüm dö- mafih tiftik stoku pek azaldığı için, ortada endişe edilecek bir şey yoktur, Pamuk için. İstanbul piyasasında hâ- raretli işler beklenmektedir. Dahs doğrusu ümid edilmektedir. Bazı fi malar, Romanyaya petrol mukabilin- de, pamuk satmak için, büyük işlere girişmişlerdir. Romanyanın hangi ev. safta mal istediği tamamile anlaşılar mamıştır. Fakat buda tecrübelerden sonra, Romanyadaki ithalâtçılarla ye- ” pılan muamelelerin neticesinden so râ tamamile anlaşılacaktır. Hububat maddeleri — Son bir haf “ ta içinde ihracatçılar, piyasadan ar pa toplamaktadır. Antalyadan kilosu 4 kuruştan arpa ihrac edilmektedir. Çavdar için yeni bir şey yoktur. ih» racat tacirlerinin Viyanaya gönderdi” ği çavdar nümüneleri çok beğenilmiş tir. Yakında Avusturyaya çavdar sâ“” tuşları ümid edilmektedir. Fakat piya © sada mal az olduğu İçin, fiatler biras yüksektir, Avrupa firmaları fiatleri fazla bulmaktadırlar, Bu hafta içinde fat 5 kuruştu. Kuru meyvalar — Kuru meyvalar” dan elde stok kaldığından bahseden Jer çoktur. Fakat ihracat işlerile alâ“ kadar salâhiyettar bir müessesenin yaptığı hesaba göre, vaziyet anlatıldi- ğı kadar mübalâğllı değildir. 937 s8- nesinde Ege mıntakasinda 42 bin ton üzüm istihsal edilmişti. Bunun 30 bin tonu ihrac edilmiştir. Alıcıların başım” da, Almanya, ikinci derecede de İngik tere bulunmaktadır. İncire gelince, istihsal 30 bin ton du. Bunun 24 bin tonu ihrac edilmiş” tir, Geriye kalan incirlerden mühim bir kısmı da İnhisarlar türafındar sa- tan alınmıştır. Fındık için tam bir rakkam vermek mümkün değildir. Alâkadar tacirlerin söylediğine göre, fındik stoku az de ğildir. Yağ ve peynir — Geçen hafta be yaz peynir fiatleri yükselmişti. Trak- yadan piyasaya 1500 kilo kadar pey- nir geldiği için flatlerde yeni bir düş” künlük baş göstermiştir. Trabzon yağlarının fijati 90 kuruş" 5 tur. Trabzondan haftada ancak 30-40 © teneke mal gelmektedir. Eğer soğuk hava depolarında stok mal olmasay- dı. Fiatler daha yüksek olacaktı. Zey- tin yağlarındaki ucuzluk birdenbire durmuştur. Halbuki bü sene bereket Hi zeytin senesiydi, flatlerin pek ucuğ” olması lâzım gelirdi. Alâkadarlara bu suali sorduğumuz zaman şu cevabi «— Vahid mahsul boldu, fakat bü seneki zeytinlerin verim kabiliyeti ağ“ dır, sebeb budur.» Belki budur. H.A şeğinde yatan Charles'in son demlerin* de beni yalnız bırakmamanızı rica ede“ ceğim. Yatağından kalkıyor amma, bü haftayı galiba çıkaramıyacaktır; dok“ tor söyledi. .Gece gündüz can çekişen bir bas tayı görmeğe tahammülüm kalmadı. Haleti nezlin fecaatini gözlerimin önü ne getiriyorum. Kocamın hiç kimsesi olmadığından, bunu ancak sizden baş” ka birinden rica edemem, Onun arka” 'daşımız, sizi gazeteye o aldı. Rica ed& Tim geliniz, çağıracak başka kimseler yok. Candan arkadaşınız Madeleine Forestlef Georges'un kalbine halâsa benzer bit nefes doldu, önüne bir alan açıldı, sÖğ* Jendi: z «Tabii gideceğim, Zavallı Charlesl Yalancı dünya...» Mektubu patrona gösterdi, bay Wak ter homurdanarak izin verdi: Hizmetçi kapıyı açınca: — Bayan sizi sabırsızlıkla bekliyor” ESSAY iie rey »v- asaamsns nema .oaamssras GE DUOUUYR