g SİYASİ İCMAL: Almanyadaki Almanyadaki değişikliklerin dipl0- | masi üzerinde mühim tesirler yapa- Çağı iş başına gelen yeni şahısların Malüm siyasi Lelâkki ve zihniyetle den anlaşılmaktadır. Yeni Hari Nazırı Ribbentrop komünistlik ve Sovyetlerin en büyük aleyhdarıdır. Gerek Japonya gerek İtalya ile bol- gevizme karşı Almanyanın akdettiği Mittifakla o muahedelerini © zamanki Hariciye Nazır: baron Von Neuraih #değil, yalnız Londra sefiri olduğu hak *de B. Ribbentrop imzalamıştı. Ayni zamanda bu diplomat Alman İyünm İngiltere ile gâyet samimi dost folmasına taraftardır. Almanyanın #deniz kupvelleri umumi! sulhu bütün | İngiliz İmperatorluğu bahri kupvet- derinin umumt hacminin üçte birini Mecavüz eylememesi hakkında (1985 senesinde İngiltere ile Almanya üra- Bıihda akdolunup deniz kuvvetlerinin tahdidine aid muahedede B, Ribben- | sirop büyük âmil olmuştu. Münhasi- ren büyük gemilerin hacim ve topla- inn çaplarını tahdid-eden- müahede- Ye de gene bu zatın teşviki le Alman- *Ya dahil olmuştur. Almanyanın harici siyaseti üzerin- | ie devletin mum sulh kuvvetleri ve " bahusus ordusu başına gelen genç ge- İ nerallerin düşünceleri başka tesir ya- pacaktır. Rusya ile harbelmemek ve bilakis müttefik ve hiç olmazsa dost | geçinmek umumi harbden evvel Al- man büyük erkânıharbiyesinin değiş- mez bir ümdesi idi. Umumi harbden sonra yeni Alman ordusu Reichswehri yaratan general Von Sechat dahi bu ananeyi ihya etmişti. Ahiren istifa - eden Harbiye Nazırı mareşal Blomberg de bu kana- atte olmakla meşhurdu. Halbuki mil- Mi sosyalist partisi yalnız dahilde de- ğü hariçte dahi komünistliğin biaman düşmanı tdi. Bu itibarla parti rüesü- sı ile ordu erkânt arasında harici po- itikaya aid düşüncelerde memleketin muvazenesi ve âtisi noklasından hay- ik mubayenet vardı. Son değişiklik- lerle bu farklar kalmamıştır. Almanya bundan sonra Japonyanın Sovyet aleyhdarlığı politikasına mutlak su- rette yardım. edeceği gibi Italyayı de İngiltere ile anlaşmağa bütün gayre- li ile çalışacaktır. Bu yeni siyasetin eserleri şimdiden belirmiştir. İngilte- re ile İtalya anlaşmak için ciddi te- mas ve müzakerelere başlamış bulu- ruyorlar. Feyzullah Kazan Başvekil dün eski Tersaneyi ve istinye dokunu gnzdi Fabrika ve Havuzlar müdürü B, Cemil havuzların vaziyeti üzerinde B. Celâl Bayara uzun izahat vermiştir. vekil, havuzlardaki tamirat işle- rini gözden geçirmiş, fabrika ve atel- Yeleri gezerek işçilerin çalışmalarını Ve yapılmakta olan tesisatı tedkik et- miştir. B. Celâl Bayar Havuzlar idare- $İnin ihtiyaçları üzerinde durmuştur. Havuzların pek eski olması münase- betile, tamirine başlanması tekarrür etmiştir. Tamirat senelere taksim olun- -Mak suretile ikmal edilecektir. En mü- him kısımların ikmali için 800,000 1i- Ta sarfedilecektir. İktisad Vekili, fabrika ve havuzlar- da gemi inşası için yapılacak tesisat, #trafında da izahat almıştır. Bü hu- Susta mevcudiyetine lüzum gölrülen malzeme sipariş edilmiştir. Yakında Belecektir. İstinye Doklarında B. Celâl Bayar saat 17 de Fabrika ve Havuzlar idaresindeki tedkiklerini bi- tirmiş ve oradan doğruca otomobille #tinye dokuna gitmiştir. Hükümetçe Yeni satın alınarak Deniz Bank emri- Me verilen İstinye dokunda Vekil, bir Saate yakın bir zaman meşgul olmuş- tür. Deniz Bank umum müdürü B. "Yusuf Ziya Öniş Başvekille Harlek Ye Vekilini İstinyede karşılamıştır. İstinye dokunda kısa bir müddet is- brahat eden Başvekil, dokların vaziye- İİ üzerinde B. Yusut Ziya Önişten İza- | bat almıştır. Bundan sonra hep birlik- fabrika ve atelyelerin gezilmesine başlanmıtştır. Başvekil, İstiriye dokunun inşaat | kudreti ve gemilerin dahili aksamına müteallik yapacağı işler etrafında iza- | € almıştır. İstinye doklarında gemi- lerin şaftları yapılabitecektir. Başvekil, büyük gemilerimizden bi- Tİ olan Ege ayarındaki gemi şaftları- Mir yapılıp yapılamıyacağını sormuş- tur. 5000 tona kadar büyük gemi şatt- larının burada inşa edilebileceği anla- | Şılmıştır. | Bundan sonra vapur “kazanlarını | Yapmağa muktedir olduğu' bildirilen | âtelyeler gezilmiştir. Burada da büyük | Yâpur kazanlarının yapılabileceği an- | imıtştır. Ayni zamanda Yavuz harp inizi bağlıyacak olan cesim şaman- Seralar da İstinye doklardaki atelye- lerde yapılabilecektir. Başvekilin bir müjdesi B, Celâl Buyar tedkikleri esnasında şu müjdeyi vermişlerdir: w— Burada yapacağınız gemi aksa- mının iptidai maddelerini size Kara- bükten vereceğiz. Bu suretle imalâtı- nız baştan başa yerli olacaktır.» Başvekil, İstinye dokunun, şirket za- manından kalma yarı metruk deniz ta- rafındaki arazisi üzerinde de tedkikler yapmıştır. Bu tedkiklerden İstinye do- kunun tevsiine imkân olduğu anlaşıl- mıştır. İstinye dokuna büyük bir ehemmi- yet verilmektedir. Burası Havuzlar ida- resine bağlı olarak değil, Deniz Bank emrinde müstekillen çalışacak ve gemi dahili aksâtmnı yapan modem bir mü- essese haline getirilecektir. Bü cihetin temini için icab eden tesisat yapıla- caktır. Evvelâ dokların tevsii işi ele ahnacaktır. Bunun için de mahallinde tedkikler yapılacak ve bir plân hazir- lanacaktır. Sabih havuz tamir edilecek ve daha ağır gemileri kaldırmak suretile Bâi- kanlar ve limanımızdari gelip geçen en büyük gemilerin tamiratını daha mükemmel yapacak hale getirilecek- tir, B. Celâl Bayar buradaki tedkikleri- ni de saat 6 da bitirerek istirahat için Perapalas oteline dönmüştür. Başvekil İzmite gidiyor Başvekil B, Celâl Bayar, refakatinde Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras ol- duğu halde bu sabah deniz yolile Göl- cüğe gidecektir. Başvekille Hariciye Vekili Gölcük tersanesinin faaliyetini gözden geçirdikten sonra İzmit fabri- kalarını gezecek, tedkikler yapacak- İ dardır. Başvekille Hariciye Vekili İzmit- ten doğruca Ankaraya gideceklerdir. Katırcıoğlu yangınında kaza ihtimali kuvvetleniyor Katırcıoğlu hanındaki yangın etra- fında müddelumumilik tahkikata de- vam ediyor. Bu tahkikatla müddeiu- mumi muavinlerinden B. İhsan meş- gül olmaktadır. Adliyenin şimdiye kadar © yaptığı tahkikata nazaran bu yangının bir su- ikasd eseri olduğuna dair kati delil- ler bulunamamıştır. Yangının kazaen çıkmış olması ihtimalleri kuvvetlidir. KANSIZLIK > ai, benizsizlik icin yezine deva kanl fhya eden nal ba tarafndan tertip edilmistir. SIROP DESCHLENS, PARIS Sıhhat ve içtimai muavenet vekilliğinden: 001 a tar, 9/88 sayılı ruhsatnameler V 8/83 ve y/ Bur, Almanya'da (Bâyer) Fabrikası tarafından yapılmakta olan «Lopion amp. Gr., LUMİNAL compr. O, gr. PLASMOCHİNE simpm. compr. 0,02 ve HAL amp. 0,001 gr» adlarındaki müstahzarlara ald 11/98, 7/40, 8/83 ve 00 Sayılı ruhsatnamelerin ziyaa uğradığına dair mezkür Fabrika vekilleri #fidan gazetelerle yapılan ilân üzerine kendilerine yeniden 9/85, 9/86, 9/87 liği cihetle zayi olduğu anlaşılan 11/98, 7/49 100 numaralı ruhaawamelerin hükmü kalmamış olduğu ilân olu- değişiklik, Bazı insanlar neden solak oluyorlar? Solaklık uzui bir noksan mıdı? İnsanların bütün uzuvları gibi elleri- nin de büyük ehrm- iniyeti “vardır. Hat- tA hiç şüphe etme den söylenebilir ki insan medeniyeti kafa kadar eseridir. o İrisanları r işe yatan böyle #ki “eli olmasaydi yahut insan “ellerinin yapılışı hayvanla rm ön ayaklarına benzeseydi zavvalı akıl çok mşkül vaziyette kalacak, harikulüde buluşlarını bu biçimkiz uzuvlara tevdi ettiği zaman sukutu Hayalden sukutu ha- hale düşecek ve belki de, hayvanlarda ol- duğu gibi, lânetler okuyarak çalışmaktan vazgeçocekti. Pakat dikkat edilecek Olursa insanlar en mühim işlerini iki elle değil,yalnız sağ ellerile yaparlar, Sal el umumiyetle siğ elin yardımcısıdır. Hatli onun yaptığı işlerden çoğunu beceremez. Çünkü sağ el daha mâhir, daha cerbezelidir. Bu umumi kaideye solaklar istisna teş- kli eder. Onlarda bilâkis sol el mâhir ve cerbexelidir. emen her işlerini sol elle- rile görürler. Sağ elleri tamamen âtıl ve beeeriksizdir. İnsanların büyük ekseriyetinde dalma sağ el inkişaf etmiş vaziyette olduğu hal- de acaba neden bazı insanlar solak olu- yorlar? Timin çok eski zamanlardanberi meşgul olduğu. bu mesele henüz halledi- lememiştir, İptidai kavimler arasında dolaşan say- yahlar bu kavimlere mensup insanların bazı hareketleri sol ele ve bazılarını da sağ ele tühsis ettiklerini, ellerin birine ayrılan işi diğerle yapanların şiddetli cezalara çarpıldıklarını görmüşlerdir. Bunlarda umumiyetle sağ el kahraman- ca ve asil hareketlere mahsustur. Âdi işler sol el İle görülür. Hattâ sağ elin mümtaz mevkiini tebarüz ettirmek mak- sadile onu büyüklük, kahramanlık ve Asalet ifade eden isimlerle yad ederler. Seyyahların iddinlarına göre bugün ek- serimizin sağ el ile iş ecdadı- mışdan kalan eski bir âdeltir. Sol elin istihfaf edilmesi ve binaenaleyh terk edi- Uşi tamamen uydurma: bir zihniyetin mahsulüdür. yonları, şancılar ve eskrimciler arasında bir çok #olaklar vardır. İKTİSADİ MESELELER Hayat pahalılığında faizin rolü Hayat pahalılığı bahislerinde, ileri- İ ye sürülen noktalardan biri de, serma- yenin faizi meselesidir. Maliyet fiatle- rinin yüksek olduğunu itiraf eden iş sahibleri, buna en büyük sebeb olarak faizleri göstermektedirler. Eğer iş sa- hibleri daha ucuz şartlarla, daha aşa- ğı bir faizle para alacak olurlarsa, pek tabit olarak, işi daha ucuza mal ede- ceklerdir. Hayat pahalılığı ile esaslı bir suret- te mücadele edilirken, bu noktada gözönünde tutulmuştur. Son günler- de, faiz hadlerini indirmek .için bir kanun lâyihası yapıldığını haber alı- yoruz. Lâyihadaki en mühim madde- lerden biri şudur: «Ödünç para verme işlerinde komisyon ve masraflar da dahil olduğu halde yüzde sekiz buçuk- tan fazla faiz almak yasaktır, Ancak açık kredi şekillerindeki muameleler- de yüzde on ikiye kadar faiz alinir.» Bazi kredi müesseseleri, yüzde do- kuz faiz aldıktan sonra, sigorta, ko- misyon gibi bir takım masrafları da ilâve etmektedirler. Bu yüzden ödünç para alma şartları ağır bir vaziyete giriyordu. Pek tabti olarak, ağır şera- it altında para tedarik edebilen bir müessese Sahibi, her şeyden evvel, masrafını çıkarmak yollarını arıya- caktır, Bilhassa küçük esnaf ve küçük imalâthane sahibleri. Bahçe sahible- ri küçük kredi müesseselerinden ağır şartlar altında para almaktadırlar, Yeni kanun lâyihası, faiz hadlerini tanzim ettikten sonra, küçük müesse- seler daha müsaid şartlarla ödünç pa- ra alınca bu, hayat pahalılığı üzerine çok tesirler yapacaktır. — M.A, TÜRK TEMAŞASININ İNKİŞAFI Bu akşam Eminönü Halkevi Merkez sa- onunda saat (1130) da Dr, Celâl Tahsin Boran tarafından «Türk Temaşasının İn- kişafıs mevzulu bir Konferans verilecektir. Napol&on, Goethe solaktı. Bundan başka milletlere ve cihana hükmetmiş krallar, imparatorlar, insan- hğa en yüksek sanat şaheserleri hediye etmiş dühiler arasında da solak olanlar az değildir. Eski Munr ressam ve bekyel- traşlarının bir çoğu, en meşhur Firavun- lar solak idiler, Bu hususiyete eski Ro- ma İmparatorları arasında da tesadüf edilor, . Dier, Sap dei Aş gole Cihanı fethetmiş olan E, Charlemagne, insenliğin yetiştirdiği en büyük heykeltraş Michel - Ange, tablolarla fanileri hayrette birakan Tes- sam Leonard de Vinel solaktı. Jöğonde'un dudaklarına yapıştınlan ebedi tebessüm bir sol elin marifetidir. Bundan başka iki büyük ressam Hans Holbein ve Adolf Menzel, Napolyon ve Goethe de tamamen solaktılar. Mensup oldukları milletlere iftihar ve- silesi veren büyük ressamlar, heykel- traşlar, romancılar ve şairler arasnda bir çok solaklar vardır. Fakat bilhassa musikişinaslar arasında mevcut olan 80- lakların adedi saymakla bitmiyecek ka- dak çoktur. Harikulâde mahir bir eskrim ustam olan solak Lucien Gandin sağ ellerile kı- hç kullananlar arasında mağlüp etmedi- Bi şampiyon Bunlardan birinel sınıf futbocular çıkmıştar. Solaklığın sebebi nedir? Milletlerin başına geçmiş, cihana hükmetmiş krallar, İmparatorlar, dahi sanatkârlar ve dünya şampiyonlari arasında solak olanlar çoktur. Büyük iskender, Charlemagne , Michel - Ange , “Leonard de Vinci , — » ben solağım.. Neya yarar, demiş, o i Kral Zogunun izdivacı Müstakbel kraliçeye büyük bir miras kalacak Arnavudluk kralı Ahmed Zogu ile martta evlenecek olan Macar kontesi Geraldine Apponyinin annesi, Fran- sada mütekald bir binbaşı ile evlidir ve aslen Arnerikalıdır. Umumi harp- ten biraz evvel kont Apponyi ile Pa: riste tanışarak evlenmiş iki kız ço- cuğ'u dünyaya gelirmiş, sonra dul kal- mıştır, Umumi harpten sonra Maca» Tistanda patlıyan Bel Kum komünist İhtilâli zamanında çocuklarile bera- ber Fransaya illica etmişolan dul mında birfransız kumandanile evlen- miş ve bu ikinci izdivaçtan üç çocu- ğu dünyaya gelmiştir. Bugün Fransanın, Nice şehrinde oturan sabık kontes ve lâhik bayan Girault kızının Arnavudluk kralile nişanlanması hakkında Paris - Soir muhabirine şu beyanatta bulunmuş- tur: — Kızımın kral Zogu ile nişanlan- dığını Tirandan kendisinin bana gön- dermiş olduğu bir mektuptan öğren- dim. Kral Zogu, kızımın fotoğrafı lerini gördükten sonra âşık olmuş, Zira bu izdivaç için en belli başlı manii, kendisinin de kabul etmek mecburiyetinde bulunduğu kral Z0- gunun dini teşkil ediyordu.» Petit Parisien gazetesi devamla diyor ki? İmparator Fransuva Jozefin vakti- İ le baş mabeyincisi ve müşaviri hası kontes Apponyi, orada Girault na- | olan kont Jules Apponyi umum! har- bin arifesinde Amerika sanayi kral larından birinin kızilesevlenmişti. Bu izdivaçtan iki kızı olmuştur. 23 ya- şında olan büyük kızı Virginle büyük bir Macar arazi sahibile evlenmiştir. Küçük kızı Geraldinö de şimdi kral Zogu ile evleniyor. Apponyi ailesinin muazzam bir ser. veti vardır. Fakat gelinin annesinin nakdi serveti, Apponyi ailesinin top- rak servetinin kat kat fevkindedir. Kral Zogu ile zevcesine isabet ede- cek olan mirasın 800 milyon frangı tecavüz edeceği söyleniyor, zi diy FRANSIZCA - İNGLİZCA - ALMANCA Vw. HUSUSİVE UMUMİ DERSLER LİŞTANBUL 573 İSTİKLAL G40 - ANKARA. SAYLAVLAR CAD |