10 Şubat 1938 Nutku hümayunu okudu, Padişah ayakta duruyordu. Mebuslar da bu- nu ayakta derin bir süküt içinde dinlediler, Bu nulkun ilik ve son cümleleri nazara şayandır. Abdülha- mid diyor ki: , (Cülüsum hininde vazetmiz oldu- Bum kanunu esasinin mevkii tatbi- ke konulmasında tesadüf olunan müşkülâta mebni o zaman devletri- cali tarafından gösterilen lüzum üze- rine mebusan meclisi muvakkaten tatil olunmuş idi. Memlekette maa- ritin terakkisile ehalinin kabiliyeti matlüp dereceye isal olununcaya ka- dar bu Kanunun icrası tehir olun- ması bana tavsiye ve arzedilmişti. Bunun için meclisi mebusanın tek- Tar içtimaı vakti merhununa talik olunmuştu. Şükrolsun, ehalimizin istidad: se- viyesi taali etti; izhar olunan arzu- Dun husulü devlet ve memleketimi- sin hâlen ve istikbalen saadetini mucip olacağına itminan getirdim. Buna muhalif rey ve mütalâada bu- Junanlara rağmen bilâtereddüt ka- Bunu esasiyi yeniden ilân eltim, Devleti aliyemiz ve memleketimiz hakkında mesud ve müteyemmen ol- masını temenni ederim, Milletimin mebuslarını huzurumda görmekle bahtiyarım. Memleketimizin kanunu €sasl ile idaresi hakkındaki azmim kati ve lâyetegayyerdir.) Abdülhamid kanunu esasiyi kabul ve ilânda biraz (!) vakit geçmesinin ami sebebini bu nutkunda izah ediyor- dul O bu kanunun milletin halen ve is- tikbalen saadetini mucib olacağına kanaat getirmişti. Fakat memlekette maarif lâyıkile terakki etmem$şi, sha- Minin kabiliyeti matlub dereceye yük- selmemiş olduğunu düşünenlerin tav- #iyeleri ile mebusan meclisinin tekrar Xtimaımı evakti merhununa talik eylemişti! Bu hareketi de milletin se- viyesini müsaid görmiyen vükelânın sorile yapmıştı. Çok şükür, şimdi aha- nin istidad seviyesi matlub derecede taali eylemişti! Halkı bu dereceye «isal» eden de tabii kendi gayret ve himmeti idi! Ams hâlâ bazıları obuna muhalif rey ve mütalealarda bulunu- yorlardı. O bunların bu fikirlerine «rağmen, bu defa kanunu esasiyi - hem hiç tereddüd etmeden - ilân ey- Temişti! Abdülhamid (bu kanunun icrası te- hir olunması bana tavsiye ve arzolun- Muştu; bunun için meclisi mebusanın tekrar içtimai vakti merhuna talik Olunmuştu) derken vaktile ilk mecli- #İ kapattığı esnada vükelâdan aldığı mazbatayı telmih etmişti. O vakitki ihtiyatını şimdi kendi kendine kimbilir ne kadar beğeniyor- du! Cülüsundanberi takib edilen rejim eğer memlekete fenalık getirmiş ise (1) bunun müsebbibleri işte o mazbata ile Padişahı böyle bir harekete sevkeden O vükelâ idi! Eslâfı padişahlar ayakla- nan yeniçerilere en sadık bendelerinin, Yezirlerinin «kellelerini» veya parça- azy üzere kendilerini teslim eder- Abdülhamid şimdi kendini mesuli- Yetten teberri ettirmek için hiç birl hayatta olnmyan eski vükelâsmi yeni Tejime manen kurban gösteriyordu! Bu rejime kendisinin ne kadar bağlı yn göstermek için de ömelleri- olarak kullandığı berhayat bendelerini bile feda etmekten çekin- Miyordu! Kanunu esasi meselesini in- €e eleyip sık dokumak istiyenler şim- dl bu sözlerle irşad edilmiş olacaklar- dıl Doğruyu anlayıp padişaha elbette hak vereceklerdi! Bir padişah için milletine hayırhah- Mik olursa bu kadar olabilirdi! İşte Becikmiyeceklerdi: (Memleketimizin kanunu esasi ile idaresi hakkındaki azmim kati ve lâyetegayyirdir) cüm- esi okunduğu zaman bütün mebuslar Bddetle alkışladılar. Herkesin kalbin- de şimdi baş eğen Abdülhamidin son- Ya bir fenalık çıkarmasından bir endi- SARAY ve BABIÂLİNİN İç YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakki mahfuzdur Tetrika No. 89 Abdülhamid çok endişeli Idi,saraya çabuk dönmek istiyordu şe vardı. Bu açık ve kati teminat mem- nuniyetle telâkki edildi. Sadova mu- harebesinden evvel Avusturya elçisi Bismarka Prusyanın Avusturyaya harb ilânı tasavvurunda mi olduğunu sormuş; Bismark da şu cevabı fermiş: — Böyle bir tasavvur yoktur. Ancak olsa da size başka türlü mü cevab ve- Teceğimi sanıyordunuz? Başka bir tasavvuru Yarsa bile Ab- dülhamid de bugün mebuslara başka türlü mü söz söyliyebilirdi! Hünkâr nutkunun bir fıkrasında mebuslara (âyanın tasdikine lâğık) kanunlar tanzim .etmelerini tavsiye etmişti. Bu fıkra mebuslar üzerinde nâhoş bir tesir uyandırmıştı. Padişah kendilerine karşı âyanı bir silâh gibi mi kullanacaktı? Âyan meclisini me- busan meclisinin bir mafevki gibi mi göstermek istiyordu? Yoksa bu söz mebuslara — Haddinizi bilin de baştan yuka- rı işlere kalkışmayın! Diye bir ihtar mıydı?. Ne idişe, mebuslar bu noktadada ! tatsızlık çıkarmak istemediler. Nut- kun okunması bittikten sonra Abdül- hamid locasında ayakta mebuslara hitaben hafif sesle bir kaç söz söyledi, Bunları işitebilenler: — Milletimin mebuslarını huzurum» da görmekle bahtiyar oldum. Cenabı hak tevfik ihsan buyursun! şeklinde naklettiler. Padişahın sözleri meclis zaptına şöyle geçti: (Meclisimizin huzurumda küşadın-. | dan ve cümlenizi burada gördüğüm- | den dolayı fevkalâde memnun oldum. | Devamını ve hüsnü muvaffakıyetini | cenabı allahtan niyaz eylerim. Cena- İ bı hak muvaffak bilhayır buyursun! | Bundan sonra reisülülema ve naki- büleşraf Rıza efendi dua etti. Muzika | gene hamidiye marşını ve üç defa se- lâm havasını çaldı, Kıraati on iki dakika süren nutuk bitince Ayasofya camil minaresinde bulunan yaverlerden biri elinde tuttu- ğu bayrağı işaret makamında salla- mış, bunun üzerine müretteb mevki- lerden toplar atılmağa başlanmıştı Neşesizliğini simasından belli ede- cek kadar kalbindeki endişeye hâkim olamyan Abdülhamid mecliste çok kalmadı. Kendisine hiç şüphesiz bir işkence gibi görünen bu tören biter, bitmez gelirken geçtiği yolu ayni sü- ratle takib ederek Yıldızına kavuştu. Padişah mebusan dairesinde iken buraya hükümdara mahsus bayrak çekilmişti O gidince bu bayrak indiri- lerek yerine Osmanlı bayrağı çekildi. Padişahın mebusan dairesine gelmiş elçilere gönderdiği teşrifat nazırı Ga- Mib paşa Abdülhamidin: — Rahatsızdım. Çıkacak hdlde de- gildim. Ancak milletimi bu halde gör- düm. İyileştim. Dediğini söyledikten, küşad resrüi- ni müteakıb ruhani bir tesir ile rahat- sızlığının zall olduğunu ve bu büyük mil bayramdan pek mahzüz kaldığı- nı anlattıktari sonra elçilerden Os- malı milleti hakkında hayırhahane hislerinin tezahürlerine muntazır ol- duğunu ve muavenetlerini diriğ etmi- yeceklerinden emin bulunduğunu da tebliğ etti, Abdülhamid bugün gördüğü teza- hürattan ve halkın böyle sükün ve intizam ile sevincini göstermesinden pek memnun ve mahzuz olduğunu mabeyin başkâtibi Cevad beye de te- min etti, Abdülhamid belki denizden döner diye Söğütlü vapuru da ihzar edilmiş» ti. O gene ayni alkış tezahüratına uğ- radığı kara yolunu tercih etmişti. Padişahın azimetinden evvel Kâmil Paşa kürsüye geçerek mebusların ede- cekleri yemin suretini okudu: (Kanunu esasi ahkâmına riayete yemin etmiş olan zatı hazreti padişa- hiye kanunu esasiye riayet buyurduk- ça sadakatten ayrılmıyacağıma ve kanunu esasi abkâmına ve vatanıma ve uhdeme tevdi edilen vazifeye sada- kat ve riayetle hilâfından mücanebet edeceğime vallahi, billahi) (Arkası var) lin orkestrası, | 4: 12,30: Piükla Türk musikisi, 1250: Havadis, 1348: Plâkla Türk musikisi 1330: Muhtelif plâk neşriyatı, 14: BON. Akşam neşriyatı: 1830: Çocuk tiyat- rosu (Kurnaz 'Tilki), 16 Eşref Şefik, : Borsa haberleri, 20: Cemal Kümll ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 2030: Hava raporu, 2033: Ömer Rıza tarafın- dan arbca söyle, 2045: Bimen Şen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları (Saat ayarı), 2118: Tah- #in ve arkadaşları terafından Türk mu- sikisi ve halk şarkıları, 2150: ORKES- TRA: 1 - Padouk: Pnraphrases, 3 - Re- bikof: Romance, 3 - Waldtenfel: Espa- ma, valse, 4 - Ganne: Extase, 2245; Ajans haberleri, 23: Plâkliz sololar, opera ve operet parçaları, 23,20: Son haberler ve ertesi günün programı, 2330: SON. Ankara — Öğle neşriyatı: 1230 - 1250: Muhtelii pik neşriyatı: 1250 - 13,16: Plâk: 'Türk musikisi ve halk şarkıları, 13.15 - 1330: Dahili ve hareli haberler. Akşam neşriyatı: 1830 - 19: Radyo fo- nik çocuk temsil: (Ankara Şehir tiyat- Yosu artistleri tarafından), 10 - 1930: Türk musikisi ve halk şarkıları (llikmet Rıza Sesgör ve arkadaşları), 19,30 — 1945: Bast ayarı ve arapca neşriyat, 1940 - 20,15: 'Türk musikisi ve halk (Servet Adnan ve arkadaşları), 2015 - 2030: Havacılık: Ş. Hazım Ergökmen, 2030 - 21: Plükla dans musticisi, 21 - 2115: Ajans haberleri, 21,15 - 2155: Stüdyo #a- lom orkestrası: 1 - Suppe: Fralte de; Banditst, 2 - Verdi: 11 Troyatora, 3 - Hans Löhr: İn Sehönen Tal der İssr, 4 - Seress: Resto: Binsamer Sonntag, 2155 - 22: Ya- rmki program ve İstiklâl marşı, Avrupa programı Saat 20 de Bükreş 20,05 te Balalayka orkestrası — Deutsehlandsender 2010 da konser — Ber- Hn 20,10 da hafif muzika — Bresiau 20,0 da büyük radyo orkestrası — Hamburg 20,10 da neşeli akşam muzikası — Könl- gsberg 20,10 da büyük radyo orkestrası — Leipzig 20,10 da askeri muzika — Saarbrü- ken 2010 de dans muzikası — Brüksel lenceli muziks — Florans 2030 da mando- Saat 21 de Devtsehlandsender 21 de askeri muzl- ka — Berlin 21 de dans muzlkası — Ham- | burg 21,10 da «Kuşbaze opereti — Kolan- | ya 21,10 da salon muzikası — Lelpzig 21 de | salon mazikası — Münih 21 den 1 e kadar | eğlenceli konser ve dans — Saarbrüken 31 de konser — Brüksel 21,15 te akordeon könseri — Radio Toulouse 2115 te eğ- leneeli konser — National 21 de radyo or- kestrası — Beromünster 21 de radyo or- kestran — Roma 2130 da eğlenceli muzi- ka — Bükreş 21,15 te senfonik konser — Sottens 2130 da orkestra muzikası — Orta İngiltere 2150 de.piyano konseri — Flo- rans 210 da «Luna Park» operet. Saat 22 de Deutsehlansenider 22 de büyük radyo or- kestrası — Berlin 22 de dansn devang-— Hamburg 22 de operete devam — Münih 20 de Danş ve eğleneceye devam — Stutt- gart 2230 da büyük radyo orkestrası — Saarbrüken 22 de eğlenceli muzika — Brüksel 22 de radyo orkestrası — Uyan P T T «Fiupe opereti — Rodio Paris dn operalar gecesi — Toulouse P'T T 2245 te dans muzikası — Londra 2230 da rad- yo arkestrası — Skoçya 22de senfonlik konser — Milano 22 de «Mano» öpera- s.— Varşova 22 de dans muzlkası — Prag 22,18 te salon muzikası — Bükreş 22.15 te piyano konseri, Saat *3de Viyana 23,20 de mütenevvi parçalar Berlin 2330 da halk ve eğlence havaları — Hamburg 23/30 da senfonik konser — Mü- nih dans ve eğlenceye devam — Diğer Al- man istasyonları: Stuttgarvtan naklen 230 da eğlence ve dans — Brüksel 2830 da radyo orkestrası — Lyon PT T 23 te öperete devam — Radio Paris 38 te opera gecesine devam Radio Toulouse 2150 da Viyana muzikası — National 2520 da ka- dınlar orkeşiram — Roma 23,0 de viyo- lonsel kenseri — Lüksemburg 2330 da sen- fonik konser — Varşova 23 te salon muzi- kası — Peşte 235 te cazbandı Saat 24 den itibaren Brüksel 2410 da eski muzika — Radio Toulous 24,18 te eğlenceli muzika, 135 te gece muzikasi — Natlanal 2420 de Koman konseri, 1 de dans muzikası — Londra 2425 te dans muzikası — Roma 2415 te dans muzikası — Peşte 24.20 de çigan mu- zikası — kadar Stutigart ve Frankfurt iden3e e muzlkası 972/958 (AKŞAM KAPANIŞ PİATLERİ) ESHASI ve TAHVİLÂT İstikraz 94) Türkiye Cüm- (#8 dahili burlyet Merken 1033 istikrazı 9850! Bankam Ünitürk 1 18,6: Anadolu His. 23/15 Ünitürk 1 o 1895) Telefon 115 Ünitürk 17 1645 1d Terkos 725 Miimeseil. 1 3900) Çimene Dümeni XL. 4050) Şimal Değe. 1835) İş Bankam— 1030) menleri » — hamiline 1025) Şark Değir. OX müessls menleri Para (Çek fiatleri) Paris 42125) Sofya 6340.20 Londra 60 e 22.63.20 Nev York 0,194250) Börü 191 Milâno oo 1s,ijo) Madrid 245 Atina, soaso| Belerad o 342480 ei Zioti 419 evre 383İ Pengö Brüksel 409) Bükreş © 1058730 Amsterdam (14238) Moskova 37 Tarihi — Dündenberi bunlari sana anlat- dimizin fermanını Rozitaya ettiği zaman, zavâllı kadıncağız öyle sevindi ki... — Yatağında yalıyor muydu? — Evet. Çok ateşi vardı, Humma gibi bir hastalıkmış, — Çoktanberi mi hasta imiş? — On beş gündür. Fakat, affedil diğini öğrenince başını kal- dırdı. Çarçabuk dirildi; «Bu bod- rumdan kurtuluyorum demek, öyle mi?» diye ağlamağa başladı. — Gene mi ağladı? Gene mi göz yaşı döktü? — Sevincinden ağlıyordu. — Sonra ne oldu? Yelkenci Yusuf, kadirganın güver- tesinde gözlerini Çamlıcaya çevirdi. Gördüklerini ve işittiklerini anlat- mağ başladı: — Darüssaade ağası, Çırağan mu- hafımına emir vermişti. Bugün bah- çe üstünde güzel bir odaya çıkara- caklar kendisini. Ve hizmetine bir cariye tahsis edilmiş. Siz seferden dönünceye kadar orüda oturacak. Kefidisine bakacaklar. Sinan İçini çekti: — Ya gözleri. ? — Gözleri, ağlamaktan, seni dü- şünmekten bu hale gelmiş. Şimdi ağlaması dinecek.. ve şüphe yok ki, biz seferden dönünceye kadar tama- mile iyileşmiş bulunacak. — Demek benimle tekrar evlene- ceğinden, seferden dönüşte düğünü- müz olacağından çok sevindi, öyle mi? — Sevindi demek te lâf rm, asla- nım! Başını ellerinin içine alarak dişlerini sıka sıka güldü. Birdenbi- re çıldırıyor sandım onu. Malüm ya insan sevinçle de deli olur. — O Venediklidir, Yusur! Onlar kolay kolay çıldırmazlar, — Nihayet o da bir insandır. Onun da çarpan bir kalbi var, a gözüm! Bana: — Sen kimsin? diye sordu. «Eski bir gemiciyim.. şimdi tekrar Sinanın yanına girdim. Onunla beraber se- İere çıkıyorum!» dedim. Bana elini uzattı. yanına sokuldum. Kulağı- ma eğilir gibi, başını bana çevirdi: «Sinan beni unutmamış mı?; dedi, Vücudümde bir ürperme duydum. — Sen ne cevap verdin? — Verdiğim cevabı elbette tah- min edersin! «Seni unutsaydı, bu İş olur muydu? dedim. Sevindi. Du- daklarının ucunda hafif bir tebes- süm belirdi. Ona çok acıdım, Sinan- cığım! Sinan artık konuşmuyordu. Gözleri Çamheâ eteklerinde sürü halinde uçuşan kuşlara “takılmış... Dalgın ve düşünceli görünüyordu. Yusuf, Sinanın omuzuna elini de- kundurdu: — Eğer bugün hemen yola çık- *— Ne olacaktı" — Bir aralık Çırağan dairesine ka- ,— Rozitanın yanından ayrılırken, verdiğin parayı yastığının altına koydum ve: «Bu ufak hediyeyi Si- nan gönderdi. Gelinceye kâdar harç- lik yaparsın!; deği, Ne kadar se- vindi bilsen, Amma paraya değil, onu düştindüğüme.... — Ona çok acımıştım, Sinanc- gam! O sırada, seni bulmak için kap- tan paşadan aldığım yüz altın koy- numda duruyordu. Kendi kendime; «Biz sefere çıkıyoruz. Nasıl olsa pa- ralı döneceğiz. Bu para zaten ha- KAPTAN PAŞA GELİYOR Deniz Romanı ——— Yazan: İskender F. Sertelli mam Tefrika No. 142 Donanma kızkulesi önüne gelmişti. Sinan, Rozitayı görmeden gidiyordu | Sahife 11 keseyi yavaşça yastığının altına koy- dum. z Sonra gülerek ilâve etti: