a “e Kö a SR se al İL — Sahife 6 Vitaminden İstifade Son zamanlarda bir çok meyva ve sebzeleri, vitamini bol diye, çiğ olarak yemek âdet olmuştu. Şimdi muhtelif eins vitaminlerin, bulundukları sebze ve meyva suları birbirine karıştırılı- yor, birçok rahatsızlıklara deva diye içiliyor. Bunlardan bir kaçmı tarif ediyoruz: 1 — Zayıf kansız olanlara portakal ispanak ve maydanoz suyu en mükem- mel kuvvet ilâcından daha faydalıdır. İki avuç yıkanmış ve ince doğranmış 46panağı, bir avuç İnce doğranmış maydanozu makineden çekerek sık- malı, elde edilen suya ayni miktar por- tekal suyu karıştırarak içmeli. Bu su günde üç defn yemeklerde içilirse (bil- hassa çocuklara) çok faydalıdır. 2 —Cildin berrak olması için havuç- ları bir iki defa ardı ardına makine- den geçirmeli suyunu sıkmalı ayni miktar portakal suyu ilâve ederek bir su bardağını doldurmalı, Sabah aç karnına bir bardak, ikindi vakti bir bardak içilirse az zamanda ciltte bü- yük değişiklik görülür. 3 — Zayıflamak istiyenler lâhana suyundan istifade etmelidirler. Kırmı- xi lâhanayı makineden geçirerek su- yunu almalı içine ayni miktar limon suyu İlâve etmeli, Kırmızı renkte olan bu sudan günde üç defa birer şarap kadehi miktarı içilirse zayıflamak çok kolay olur. Beyaz lâhana suyuna üçte bir mon suyu karıştırılırsa ve gün- de üç defa içilirse bel ve kalçalar za- yıflarmış, 4 — Nezleye karşı: Portakalı yuvar- Jak parçalara taksim etmeli, kabukla- rı ve çekirdekleri ile sıkmalı, çıkan bu , Su hafifçe acıdır, içerisine bal katarak tatlılaştırmalı, Günde üç defa; sabah kalkarken, öğleden sonra ve gece ya- tarken birer şarap kadehi miktarı içi- Jirse nezlenin önü alınır. Portakalın kabukları üzerine sıcak su haşlayıp $ay gibi demlendirdikten sonra, süz- meli üzerine evvelce sıkılan portakal Suyunu ve bol şeker ilâve ederek ka- rıştırmalı. Birkaç damla küraso likö- Tü de koyduktan sonra içilirse bu s- cak portakal çayı da nezleye gayet iyi gelir. 5 — Geceleri rahat uyumak ve ka- bızdan kurtulmak için limondan isti- fade edilmelidir. Bir timonun suyunu | sıkmalı, üzerine yarım bardak kaynar su ve bol şeker koyarak aç kanına İç- meli. Hergün içilen bu sıcak Ilmonata, kabızın önüne geçer. Sabah sıkılan bu Hmonun kabuklarını saklamalı, gece yatarken bunları küçük parçelara taksim etmeli. Bir çay fincanı kaynar Suyu limon kabukları üzerine haşla» malı, yedi dakika durduktan sonra süzmeli iki kere şeker atarak içmeli, Gayet rahat bir uyku temin eder, Yazan: Guy de Maupassant — Merkaba, aslanım, Nasılsın? — İyiyim. Ya sen? — Pena değilim. İnanmazsın, o m sonra İki kere rüyama gir- Duroy, böbürlenerek gülümsedi; — Deme!... Sen bu rüyaya ne âna verdin? — Mânası meydanda, külhani, de- mek ki hoşuma gittin, demek ki is- tediğin zaman gene bana geleceksin. — İstersen bugün. — Olur. 5 — Olur amma... — Yapacağından biraz otandı da çekingili konuştu: — Bu sefer meteliğim yok, klüp- ten geliyorum, nem ver, nem yok kaybettim, dedi. Kadın, erkeklerin külâh giydirmek #stemelerine, pazarlıklarına alışkan Âşifte sezerliği ve iş bülgiliği ile ya- Janın kokusunu aldı: — Alay etme! Bunu bana yapmak Bana yakışmaz. Gülümsemek zorunda Kaldı: — On franga razı misin; kala kala bu kaldı. Bir gün de, keyfi uğruna çıkar gö- zetmiyen bir alüfte edasile; — İstersen onu da verme, diye mi- Aile Tefrika No. 18 ES aç AKŞAM Tayör içerisine giyilen bluzlar, ta- yörün ceketinin biçimini taklit edi- yor, Açık renk tayörle koyu renk bluz, koyu renk tavör içine de açık renk bluz giyiliyor. Birkaç model dercedi- yoruz. 1 — Yeşil yünlüden tayör. Yakası ve cepleri kahve rengi astrakandandır. Kumaştan bir parça cepler üzerine KA! , TAYÖ düğme ile iliklenmektedir, Bluzu kah- ve rengi satendendir. Göğsündeki ce- bin üzeri de bir parça ile iliklenmek- tedir. 2 — Bejile kahve rengi çizgili yün- lü kumaştan tayör. Omuzdan öne inen parçalar, aynen içine giyilen portakal | rengi ipekli bluzda da vardır. Tayö- | Si A j» ba rün yakası, düğmeleri ve könteri kah- ve rengidir. 3 — Siyah dradan tayör. Yakasr nın ve reverlerinin içi türkuaz rengi krep satenle kaplanmıştır. Kemeri, çan tası ve eldivenleri türkuaz rengidir. Yeni bir şekilde olan ceplerin ortasın- da bir pll vardır. Ayni cepler türku- az rengi krep saten bluzda vardır. Diş fırçalarını nasıl temizlemeli? Diş fırçalarının temiz olması için | her diş silindikten sonra yıkâyıp Ku- | rTulamak kâfi değildir, Haftada bir gün bir bardak sıcak su içerisine bir tutam bikarbonat ile yarım tatlı kaşığı oksi- jenli su karışlırmalı ve bu su İle fır- çaları yıkamalı, temiz sıcak su ile çak Kalamalı, güneşte vey& soba yanında kurutmalıdır. Yıkandıktan sonra çeken yünlü kumaşları nasıl açmalı? 'Yıkandıktan sonra çekerek silaşan bazı yünlü kumaş ve fanllâları eski haline getirmek için ük bir çama- şir leğenini fıkır fıkır kaynar su ile doldurmalı. Bu sudan çikan buhar üze- rine fanllâyı gererek tutmalı, son'a asmalı, Buhara lululan kumaş gev- şer, eski halini alır. Dostu Tercüme eden: Selâmi Sedes rıldandı, ber seni istiyorum. Tutkun gözlerle genç adamın bıyık- larına bakıp koluna girdi, sahiden âşıkmış gibi yaslandı: — Hele bir nar şurubu içelim dedi, Sonra beraber gezeriz. Ben, böylece, seni âleme göstermek için operaya gitmek istiyorum. Erkenden de eve döneriz olmaz 11? Bu kızın evinde geç vakit uyudu. Sokağa çıktığı zaman gün çoktan ağarmışlı. Aklıma La Vie Françalse'i almak geldi. Elleri titreyerek gazete- yi açtı, makalesi yoktu; aradığını bul- Yak ümidile kaldırımda durdu, nefes almadan sütunlara göz gezdirdi. Kalbi o anda - ağır bir yük altında ezildi, kadınla geçen bir geceden son- ra bu can sıkısı şey, yorgunluğun Üs- tüne acı bir felâket gibi çöktü. Evine gitti, soyunmadan yatti, uyudu. Bir kaç sâat sonra matbaada B. Walterin yanına girdi; — Bugün gazetede Cezayire dair makalemi göremeyince şâşlım, dedi. Direktör başını kaldırdı, kupkuru bir yesle dedi ki; —» Okusun diye arkadaşınız Fores- ter'ye verdim, beğenmedi; yeniden yaz- . : je) Hindistan cevizli : kurabiye Şekercilerde satılan Hindistenceviz- li kurabiyeyi evde yapmak pek kolay- dır. Tertibi şudur: Ateşte içinde sıcak su olan bir len- cere içerisine daha küçük bir tencere yerleştirmeli. Bu ikinci tencere içeri- sine 300 gram pudra şekeri ve telle vurularak sertleştirilmiş beş yumurta akını koymalı. Bain-maride telle ka- rıştırarak şekerli yumurta aklarını ısıtmalı. Sıcak olunca içerisine 250 gramı rendelenmiş Hindistancevizi ve toz vanilya karıştırmalı. Yağlanmış bir kâğıt üzerine bunlar rı kaşıkla dizmeli, hafif fırında kırk ile kırk beş dakika arası pişirmeli, maniz lâzım. Dwroy kızdı, bir şey söy! tı, arkadaşının odasına ki di: — Neden bugün makalemi koyma- | dın? dedi. Gazeteci, masanın üstüne ayakları- nı uzatmış, yazmağa başladığı bir Lâstik eldivenler nasıl muhafaza edilir? Evde iş görenlerin birçoğu ellerini bozmamak için lâstik eldiven kullanır- Jar. Bu eldivenleri uzun müddet ye- ni halinde muhafaza etmek için bir- kaç noktaya itina etmek lâzımdır. İptida lâstik eldiven alırken daima, giyilen deri eldivenden bir numara daha büyük olarak almalıdır. Sonra bergün eldivenleri giymezden evvel içerisine talk pudrası serpmelidir. El- divenler kolayca giyilir ve e€ yapış- maz. İş bitip de eldivenler çıkarıla- cağı zaman eldivenli elleri çeşme al- tında sabunla yıkamalı, sonra havlu ile güzelce kurulamalıdır. Eldivenleri bilek yerinden tutarak çekmeli, eldi- venler ters olarak çıkar. Bunları çe- virdikten sonra sıcaktan uzak bir yer- İ de ertesi güne kadar bırakmalıdır. Eğer bir müddet eldivenle kullanılmı- | yacaksa üzerinin her tarafına gliserin | sürerek muhafaza etmelidir. parmağile kâğıdları işaret ediyordu. Duroy fena bozuldu, söyliyecek söz bulamadı; yazısını pebine koyarken Forestie Bugün evvelâ polise gideceksin, i yerleri, tophyacağı hava- disleri söyledi. Duroy, taşı gediğine * koyacak lâfı bulamadı çıkıp gitti. Ertesi günü makalesini verdi. Gene iade ettiler. Üçüncü sefer de beğen- l diremeyince tezcanlılık ettiğini anla» dı; Forestiernin gösterdiği yoldan yü- İ rümek gerekti. Dört elle muhbirliğe sarılacak, canla başla bu işe çalışa- caktı. Bir daha «bir avcı neferinin Af- Tika hatıraların nı ağzına almadı. Kısa zamanda iyi bir muhbir oldu. Satırma on santim, ayrıca Iki yüz frank da aylık alıyordu ama, bulvar pahalı, kahve, lokanta pahalıydı, bu- nun için melelik tutmuyor, her gün parasızlıktan şikâyet ediyordu. Cepleri altın dolu arkadaşlarının makaleye topuklarını dayamış, sırtı- mı koltuğuna yaslamış sigara içiyor- du. İstifini bozmadan, keyifsiz, koyu- dan gelen bir sesle: — Patron beğenmedi, geri ver, yet- niden yazsın dedi; işte şurada - ve aya e sırlarını anlamak Jâzımdı; nasıl ve hangi gizli yollardan kazanıyorlardı, bunu da öğrenmeliydi. Geceleri penceresine dayanır, gelip geçen trenleri seyrederek bunu nasıl öğreneceğini tasarlardı. —5— Eylül geliyordu, Duröy gazeteciliğe başlıyalı ik! ay olmuştu ama, pek ça- buk kazanacağını tahayyül ettiği ser- i Gi m IN Moda haberleri Saçların taranış tarzı kulakları açıkta bıraktığı için küpe takmak modası çok teammüm etmiştir. Yalm küpeler klips şeklinde ku- lağa yapışık olarak takılmakta- dır. X Elbisenin cebi üzerine, eşor pm ucuna, bluzun yakasına ken- di ismini yünle, ipekle, yahut sim- le işlemek modadır. 4 Eidivenlerin üzerine renki! ipek veya yilnle çiçekler işleniyor. Bir çok renk yünden ayrı ay- r: yapılmış küçük püskülleri yün örme bluzların yakası etrafına dik- mek rağbet bulmuştur. * Önü enli üç düğme ile iltkle- nen ve arkaya gittikçe ensizleşen kemerler çok kullanılıyor. * Kap moda idi, şimdi uzaya- rak pelerin olmuştur. Diz kapak- lardan aşağıya kadar, dradan ka- difeden ve kürkten yapılıyor. Mandalina | likörü Karşıyaka, Fatma, M. D.: Mui İçinden ve kabuğundan yapi- len likörün tertibi şudur: Dört iri mandalina alınış. Kaln bir iğne ile bir çok yerlerinden deliniz. Sırça bir kavanoz içine yerleştiriniz. Aynca bir mandalinayı soyunuz ve yalnız kabuklarını kavanoz içine koyu- nuz. Üzerine yarım kilo toz şeker, dört diş karanfil, gayet küçük bir parça ka- lem tarçın koyduktan sonm bir litre iyi cins kanyak ile kavanoza dol Ağzmı sıkı kapayarak yirmi gün üylece bırakınız. (Arasıra şişeyi çalkalayınız ki şeker kolayca erisin). Yirmi birinci günü Mikörü saklayacağı- m şişenin sğzma bir huni, huninin içi- ne -bir parça temiz pamuk koyunuz. (Bunun için eczanelerde satılan paket Pamukları en münasiptir). zâski Yikörü bu huniden sü ise hünideki pamuğu değiştirerek tekrar Hkörü süzmelidir. Bir iki defa pamuk de- 1 kapayarak muhafaza edinir. m rengi altın sarısıdır, lezzeti Beyaz saçlar Şişli, Bomanti caddesi, H. A. #in yirmi sekiz olduğuna naza pek gençsiniz. Yüzünüzde hiç kırışık yok- ken hızın bembeyaz oluşu ayrı bit size bir hususiyet vermiştir. ipte iken meden saçlarınızı bo- yamak istiyorsunuz? Her ay beyaz cka- cak olan saç köklerini tekrar boyatmak için berberlere gilmeğe mecbur olucak- sınız. Saçlarının parlaklığı, yumuşuklğı ih- timal boya tesiri ile kaybolacaktır. Boya İşinden vazgeçiniz, hususiyetinizi muha- faza etmeniz en doğru hareketlir. takdir ediyorlar, fakat mevkiine göre değer veriyorlardı. Arkadaş gibi ken- disile senli benli konuşan Forester bile her hususta ona madun mu&me- lesi yapıyor, artık yemeğe de çağırmı- yordu. Kaç kere bayan Forestierye gitme- ği düşünmüştü; fakat son tesadüf ak- ına gelince utanıyor, Forestier davet etsin diye bekliyordu. Bekliyedurur- ken aklına bayan Marelle geldi, bir gün ona gitti. «Saat üçe kadat her gün evdeyimu demişti. İki buçukta kapıyı çaldı. Verneuil sokağında, bir aparlıma- nın dördüncü katında oturuyordu. Kapıyı açan saçı başı taranmış bir hizmetçi: — Bayan burada, ama kalktı mı bilmiyorum. Aralık duran salonun kapısını itti, Duroy girdi. Oda büyükçeydi, kıt eşya ile fena döşenmişti. Duroy oturdu, bekledi. Çok bekles di. Neden sonra kapılardan biri açıl dı, altın görüler, mavi çiçekle, beyaz kuşlar işlenmiş pembe ipek Japon penyuariyle bayan Marelle koşar gi- bi geldi: i — Bu sabah bir türlü uyanamadım, Ne iyi ettiniz de geldiniz. Beni unut- tunuz sanıyordum. (Arkası var) | 18 Kânunusani 1938