Sahife 6 16 Kânunusani 1938 HEKİM ÖĞÜTLERİ KIŞ GÜNEŞİ Kış güneşine, kaç gündür hasret oda, Camlar azıcık kirli olursa ültra- kalmıştık? Gök yüzü puslu bir elek- | viyole ışık geçemiyeceği için camların trik fanosu gibi ışıyordu. Doğuda in- ce-ışık oyunları, batıda koyu kızıllık» lar yoktu. Yazın plâjlara serilerek güneş ban- yosuna alışanlar, kışın onu herkes- ten ziyade ararlar. Kışın gün ban- | yosu yapılabilir mi? Konumuz işte bu, Mademki güneş banyosu hergünkü âdetlerimiz sırasına girmiş yiz bu | konu üstünde konuşabi , üç | yaz ayında kendinden terk bir | atılışla plâjları dolduran «ışik teda- visiş merakhlarından eylül gelince | kıyılarda kaç kişi kalır?.. Yaşıyanla- nn muhtaç olduğu güneşe kışın ihtiya- cmız daha çoktur. Kışın güneş hem | kıttır, hem de biz kalın şeyle? giyer, evimizin bir köşesine sineriz Ondan | dolayı daha az yüneşleniriz. Bioloji kimyarıları bize pek iyi öğ- Trettiler ki, Güneş ışığı, uzviyetimizin işlemesi için daimi surette bize lâzım olan bu kaynak, derimizin derlüstü denilen kısmından geçerek kırmızı kan yuvarlacıklarını üretir, olanlarda- ki demir miktarını bir kararda tutar, kalsiyümün kanda yerleşip kalması da bununla olur, Türlü türlü vitamin- lerin aralarında yerleşmesi de ancak güneş ışığı ile olur. Uzviyetie enduk- Tin konserinin disiplinini güneş ışığı | idare ediyor. Güneş bizi birçok âdi enfeksiyon- Yardan da korur, Güneşlenme tazelen- mezse, bu korumak hassası uzun Zö- man sürmez; yavaş yavaş * kaybolur. | Güneşin derimizde bıraktığı esmerlik tedricen eridiği gibi. o esmerlik üç ay- da kaybolur, Yerinde kalması için on beş gün içinde, açıkta birkaç defa gü- meş banyosu yapmak yetişir. Revacta olan estetik telâkkiden baş- ka güneş reyonları ile deride peyda İ olan esmerlik insana; zehirlere karşı | bir dayanıklık ve kan tansiyonuna düzgünlük verir. Kış güneşi deriyi ya- vaş yavaş karartırsa da sıcak reyon- lardan ziyade şimik reyonlarla ka» Yarttığı için esmerlik dahu ziyade ve | daha dayanıklı oluyor. Kışın en ziyade ihtiyacımız clan bir zamanda, soğuk ve nem hastalıkla- rma, damla ve romatizmalara; manlığa, bronşların © teharrüşüne, gölge hastalıklarına; kemik hastalık- Jarı ile kansızlıklara birebir gelen bir Mâçtan, güneşle ne için İstifade et- memeli?, Şüphe yok, kış ortasında herkese gü- meş banyosu tavsiye edilemez. Yapabi- Tenler çok fayda görürler. İkinci kâ- nundaki güneş ışıkları hazirandaki- lerin parçalarıdır. Işık iliklerin dim- dik gelmedikleri ve hava tabakaları daha kalın olduğu için daha iyi idare edilebilirler, Serinliğin kuvvetlendiren tesiri de deri üzerinde sıhhi reaksi- yonlar yapar. Kışın güneş banyosu nasıl yapılır? Cenuba bakan büyük pencereli bir Yazan; Guy de Maupassant Aile Forestler sordu: — Hey Saint-Potin, mülâkata kaç- ta gideceksin? — Dörtte. — Duroyu beraber al, işin girdi çık- tasını öğretirsin. — Peki. Arkadaşına dönüp bakarak Foreş- ter ilâve etti: — Cezayirin alt tarafını mi? Bugünkü çok beğenildi. Düroy düraladı, kekeledi: — Hayır... Akşama doğru vakit bu- Tur da yazarım dedim... Başka işlerim çıktı... Yazamadım.... Forestier - hoşmudsuzlukla silkti; — İşini böyle dediğin günde yap- mazsan istikbalini körletirsin. Babe Walter yazını bekliyordu.“ Yarın ge- trecek diyeceğim. Eğer havadan para kazanacağını sanıyorsan sldanıyor- sun. Biraz sustuktan sonra ilâve etti: getirdin omuz — Demiri tavında dövmek gerek- | tir. Saint - Potin kalktı: — Ben hazırım, dedi, Forestier iskemlesine yaslandı, ta- mat vermek Li mühim bir eda ta- ies ger “e İ açık bulunması tercih olun (Banyoda geçen iki çeyrek saat Tefrika No. 16 İ | ur, Altı, Üs- için hava cereyahı olmıyan bir yerde sıfırın bir- kaç derece altında bulunan Kuru 80- ğuktan bir ürperti bile duymazsınız. Banyonun sonuna doğru ürperme ge- Ürse bedeni kuvvetlice uğuşturmalı ve bir yün battaniyeye sarınmalıdır. Gövde tabii sıcaklığını çarçabuk bu- lar. En uygun banyo saatleri sabahın sonu ve öğle sonunun başlangıcıdır. çok zevklidir. Banyo müddeti yirmi daki- kadan bir saate kadar sürer. Son har ve kış banyolarmda vücudün ön tü ve üç yanı kapalı olduğ | yüzü sırlı güneşe göstermek daha iyi olur, Yaslanırsınız geniş bir koltuğa güneş banyosunu yaparsınız. Kış ortasında çıplak göydeyi gün: şe göstermek. Bunu göz önüne geti- renler içinde içi titreyenler, ya ciğer- lerim üşürse diyenler vardır. Yazın kızgın kumlar üstünde sırtını güneşe kargılatırken de böyle düşünmeli. Be- yine, beyin zarlarına, belkemiği iliği- ne kan hücumu, plâj sefalarını çıj rığından çıkaranlarda görülen ehemmi- i yetli arızalardır. Güneş banyoları tartılı, ölçülü tedavi vasıtasıdır. Dozu- nu kaçırmamalı. Ondan şunu bekle- riz; Az z2man içinde çok tesir. Dr. Rusçuklu Hakkı Diyarbakırın imarı Açık lâğımların üstü kapatılıyor Diyarbakır (Akşam) — Şehir da- hilinden Mardin kapısına akan lâ- ğım üstlerinin kapatılması için be lediyece bundan iki buçuk ay evvel #asliyete geçilmişti. Yaptığım tedkikata göre bu lâğım- ların şimdiye kadar beş yüz metre: ik kısmının üstü tamamen kapatıl mıştır. Burası tzmamile kapandığı takdirde şehir ve civarı sivrisinek- ten kurtulmuş olacaktır, Belediye tarufından Şafak kahve- si önünden Dağ kapısına kadar par- ke kaldırımın inşaatı bitirilmiştir, Yolun tam Dağ kapısına yetişmesi için otuz metrelik bir kısım kalmış- tır. Müteahhit yolu metre üzerine aldığını ve bu kısmın taahhüdü ha. rleinde olduğunu söyliyerek bu kis- mı yapmamıştır. Bu kdar masraf ve emek mukabilinde yaptırılan bu yolun sırf bu yüzden roksan bırakıl- ması doğru bir iş değildir Baştan aşağı parke ile döşenerek güzelleştirilen bu yolun yapılmıyan bu kısmı çirkin bir manzara göste- riyor. Dostu "Tercüme eden Selâmi Sedes kındı, Duroye dedi ki; — Dinle. Continental otelinde Çin generali Li-Çeng-Fao ile Bristol ote- linde mihrace Tuposahip Ramaderao Pali var. İkt gündür Paristeler. Onlar- la görüşeceksiniz. Sonra Saint-Potin'e döndü: — Kaydettiğim esaslı moktulari unutma, İkisine de İngilterenin Uzak Şark hakkındaki düşüncelerini sor, "Tekrar Duroya tembih etti: — Saint-Potin'in konuşmasına dik- kat et, röportajcıdır, Beş dakika için- de bir insanın ağzından söyliyebilece- ği her şeyi söyletip lâf almanın Usu- Jünü öğren. Sonra gene mektubunu koyuldu. Kapıdan çıkar çıkmaz Saint-Potin gülerek Duroya dedi ki — Ne kendini beğenmiş şey! Bari bize yapmasa. Bizi de kari sanıyor ga- Yiba. : Caddeye çıkınca sordu: — Bir şey içer misiniz? — İçerim ya. Çok sıcak. Bir kahveye girdiler, soğuk bir şey 1smarladiler. Saint-Potin anlattı. Her- kesten, gazeteden şaşılacak kadar bol yazmağa d fya mektupları Bulgaristan ordu w donan- masını kuvvetlendiriyor Varidatın en büyük kısmı orduya tahsis ediliyor Bulgar Harbiye Nazırı emri yevmisinde geçen yılın Bulgar ordusu için çok müsaid geçtiğini bildirdi Sofya (Akşi aristanın | yeni kabul ödilen 193 esi 7,200,000,000 leradır, Bu bütçe, geçen | 1937 yılı bütçesinden 287 milyon 100 | bin leva fazladır. Bütün nezar İ rin 1938 yılı bütçeleri | ehemmiyetli - surette — arttırılmıştır. | 1938 yılında bütçesi küçültülen yegâ- | İ ne daire Finans bakanlığıdır. Bütçesi en çok arttırılan daire, Mil- Yi Müdafaa nezaretidir. Milli Müdafaa | nezaretinin 1938 bülçesi geçen sene- kinden 90,600,000 - leva fazlasile | 1,820,600,000, hava müdüriyetininki | 175,000,000 levadır. Diğer nezaretle- | rin bütçeleri muhtelif nisbetlerde art- * tarılmıştır; Bulgaristan, Karadeniz ile Tunada- | ki deniz kuvvetlerini (onsik ve ihya etti. Bu münasebetle Varnada Bulgar bahriyelilerinin iştirakile büyük şen- Tikler yapıldı. Kral Boris, burada Bul- gâr deniz kılsatına yeni sancaklar verdi. Yeni deniz efradı, kralın, kardeşi prens Kiril ile harbiye nazırı general | Lukofun önünde büyük bir askeri ge- | çil resmi yaptıklan sonra krala sada- kat yemini ettiler. Kral Boris, irad ettiği nutukta bu merasimde hazir bulunduğundan dolayı duyduğu sö- vincin çok büyük olduğunu, Bulgar bahriyelilerinin karada, denizde ver- dikleri yemine sadık kalacâklarından emin bulunduğunu ve bahriye kıtala- rına vermiş olduğu yeni bayraklarla Bulgâr donahmâsının şanlı mazisini ihya edeceklerini söylemiştir. Bulgar gazeteleri de sırası geldikçe Giresun (Akşam) — İktisat haftası münasebetile Gazipaşa ve Necati bey okulları talebesi çok muvaffakiyetli bir müsamere vermişlerdir. Yukariki kli- şeler mülsamereye iştirak eden çocukları öğretmerileri ile bir arada güsteriyor, tafsilât vererek bahsetti. — Palm mu dedin? Tam yahudi- dir! Bilirsiniz ya, yahudi neyse odur; değişmelerinö imkân yoktur. Müba- rek ırk! - ve havsalaya sığmıyan, İsra» il oğullarına hâs pintilik vakaları, mürabahacılarda, rehin üstüne para | verenlerde görülen hallerle nasıl uşak pazarlığı yaptığını, nasıl on para Üş- tüne titrediğini, nasıl yalvara yalva- ra tenzilât isteyip elde ettiğini anlat- | & İ Sonra inek “gibi kadın diye bayan Walterden, koca rate Norbert de Va- renneden. Don Kişot Rivalden behset- ti. Sıra Porestierye gelince: agyz Al Lİ ade Bulgar donanmasının şanlı mazisinin bir safhası diye Balkan harbinde Kös- tence ile İstanbul arasında gidip ge- len «Hamidiye» kruvazörünü Karade- nizde Bulgar torpitolarının hasarata uğrattığından bahsediyorlar. Vara deniz şenliklerine iştirak eden Strogi, Drıski isimlerindeki. torpitoler, kralı, top atmakla selâmlamışlardır. Harbiye nazırı general Lukof, yeni yılbaşı münasebetile, Bulgar ordusu- nun 1957 yılındaki muvaffakıyetleri hakkinda zabitlere ve askerlere hita- ben neşrettiği 1 numaralı emri yey- mide diyör ki: «Geçen 1937 senesinin, Bulgar or- İ dusunun inkişafı için çok zmüseld geç- tiğini hatırlamamız lâzımdır. Bu se- i beple geçen 1937 senesinin Bulgar or- ! dusu için en iyi senelerden biri oldu- gunu Bulgar ordusunun tarihine yaz- malıyız. 1937 senesi, ordumuzun ken- di kuvvetlerine imanla güvendiği ve muvaffakıyetine emin olduğu bir 86- nedir. Bu İki duygu sâyesinde ordu- muz, her sahada çok ileriledi: Ordu- nun maneviyatı yükseldi, disiplini arttırıldı, askeri hazırlığı mükem- melleştirildi. Sonbahar askeri manev- Taları da iftiharla karşılanan bu ça- lışmaların bir çelengi idi. Yeni yılın ordu için daha mesud ols masını tenienni edelim, Ordunun mu- vaffakıyeti ve kabiliyetine olan ümid- lerimizle ve yüksek imanla kralın gu- ruruna ve millete lâyık yeni işler mey- dana getirelim. Yeni 1938 yılının bize — Kansile evlendiği için talihi ) adammış, dedi Duroy sordu: — Ne biçim şeydir karısı? Saint-Potin avuçlarını uğuşturdu: — Açık göz, yaman bir kadındır. Vand- rec dedikleri ihtiyar bir çapkının met- | residir. Çehizini Vaudrec kontu yap- | tı, o evlendirdi... Duroyun ansesinden beline doğru soğuk sular döküldü, sinirleri gerildi, | içinden bu gevezeye küfür etmek, bu | gevezeyi tokatlamak geldi. Ama sözü- nü kesmek için: — Asıl adınız Saint - Potin midir? diye sordu. | Öteki kuzu gibi cevap verdi: — Hayır, adım Thomasdır. Gazete- de Saint-Potin lâkahını taktılar, Duroy hesabı gördü: Geç kaldık gibi geliyor bana, de- di, iki aslzadeyi ziyaret edeceğiz. Salnt-Potin güldü: — Siz daha pek toysunuz. Gidip o Hindii ile o Çinliye İngiltere hakkın- da ne düşündüklerini soracak muyım sanıyorsunuz? La Vies Françaisein karileri için onların ne düşündükle- rini ben daha iyi bilirim. Şimdiye ka- dar Çinli, İranlı, Hindi, Şilili, Japon KADIN KÖŞESİ Gri manto BRE Açık gri yünlü manto, Yakası, kol reverleri, cepleri ve mantonun iki önü lutr kürkünden yapılmıştır. Şapkası siyah kaditedir. Muzır hayvanlar Karamanda mücadeleye devam ediliyor Karaman (Akşam) — Mahsulâta zarâr veren domuz, Kurt, fare gibi 2 rarlı hayvanlarla mücadeleye devam edilmektedir. Domuz mücadelesine bilhassa Ziraat vekâleti tarafından ehemmiyet verilerek bunun için ka- zamıza tahsisat verilmiştir. İcabın- da bu mücadelede ayrıca amelebaşılar istihdam olunacaktır. Bu amelebaşı- lar yalnız sürek avları yapılacağı günlerde çalıştırılacaktır. Kaza dahi- Hinde fareli olan arazi miktarı dahi tesbit olunmaktadır. Kati tesbit bittiklen sonra İare mücadelesine başlanacaktır. Geçen se- neden tohumlarını gömen çekirgeli sahalür dah! yeniden tesbit olunmak- tadır. 'Tesbitten sonra bu yerlerde kış mücadelesi yapılmıyacak, ancak ilk- baharda çekirge tohumlarının fışkıra- cağı zaman hemen mücadeleye giriği- lerek imhâları temin olunacaktır. iyetlerindekileri ve ne çeşid insan o! | duktarının tarifini değiştiririm. Bun- lar hakkında yanılmağa gelmez, Fi- garo ile Gan'cis yanlışı hemen sura tıma vururlar. Bu malümatı da beş dakikada onların kapıcılarndan alı- rım, Oraya kadar birer sigara tellen- dirip yaya gider. gazeteden araba pa- rası alınız. Pratik insan işte böyle ya- par. Duroy sordu: — Bu şartla muhbirlik hayli para getiriyor demektir? Gezeteci bir sır veriyormuş gibi: -— Evet, dedi, ancak reklâm kokusu vermiyen küçük haberler daha çok para getirir. Çıkmışlar, Madeleinee doğru yürü- yorlardı. Bir aralık Saint-Potin; — Eğer işiniz varsa gidiniz, benim size ihtiyacım yok, dedi. Duroy elini sıktı, ayrıldı Akşama makale yazması lâzımdı, bu aklına geldikçe bunalıyordu, Dü- şünmeğe başladı. Vakaları, fikirleri, fıkraları zihninde topluyordu. Yürü- ye yürüye Champs - Elysöes caddesi- nin başına geldi: Yol tenhaydı. Etolle civarındaki bir şarabcıda kar- nın doyurdu, evine geldi, masasının beş yüz tanesile görüştüm. Bence hep- | başına oturdu. si de ayni şeyi söylüyor. Parise son ge- len hakkındaki makalemi alır, kellme- Kâğıdı önüne koyunca, zihninde topladığı şeyler, sanki beyni buhaf si kelimesine kopye ederim. Jai haline gelmiş gibi, uçup gitti. #simlerini, dinYanlarnıı. » Yaşlarını, ma İ ökminicı sin (İkem va,