Sahife 6 —— — mikâp müstatili şeklinde olurlar, şeklinde veya sivri Yarım tutturulmuş, âdi köşebend (boşluğuna, tutturularak yapılan ve havuz şekline Mrağ olunan akuariyom kapları daha ziyade tavsiye ederiz. Bunlarda, yukarıda izah ettiğimiz mah- zarlar yoktur. Bunların tedarik! de daha kolay, daha ucuza mal edildiği gibi, her meraklı amatör, iskeletini demirciyi Yap- yapılabilir. Akuariyom kaplarını ne boy ve me bü- & yapmalı? Akaariyom kaplarının hacimleri, babk cinslerine göre başka başkadır. Balik sa- tn alınırken, bu ciheti balık tedarik olu- Dar mahalden öğrenmek lâzımdır. Bu şekilde yapılan akuariyom kaplarının en uzun sathi 50 - 60 santimetreyi göçme- melidir. Akuariyomların — oturtulacakları, isti- pat ettirilecekleri zemin ya aba, keçe ve- ya yumuşak bir kalın mantar tabukası olmalıdır. Bu mantar tabakasının 1 - 15 Santimetre kalınlığında olması kâfidir. Ve yahut şık ve yumuşak ağaçtan ya- pılmş bir ağaç kasa içerisine oturtmak tu kabildir. Bu takdirde bu kasanın di- bine, ince, beyaz, iyice kurutulmuş bir kum tabakası ve yahut mantar toz ve ta- Yaşı Üzerine, akuariyomlari oturtmak gok faydalıdır. Evdeki sarsıntı, ihtizaz akuariyomdaki, henüz yumurtadan çıkan balıklara, intikal etmez Yekpare akmariyam kapları içinde da- bkların daha mükemmel göründüklerini, yalnız bunlar kıldıkları takdirde hemen tedarikleri kabil olamıyacaklarını izahı etmiştik. Az çok yekpare akuariyorm kap- larına muadil kapları köşebend demir gerçevelere takılan kalın ayna camından, kristalden yapmak kabildir. Ezcümle, tes Yiyeciye yaptırılan köşebend demir yeri- me galvanize edilmiş, sarı ve beyaz ma- deni bronzden yapılan köşebendler isti- mal edilirse, çok daha şık olur. Şayet, âdi demir köşebendierle yapılr- am bunların da behemehal kırmızı, beyaz Guy de Maupassant Tekrar barakaya doğru giderken, | gazetenin satıldığını gördü; getirildi- ğinin farkında olmamıştı. Saldırdı, parayı verdi, katı açtı, birinci sahife- nin başlıklarına göz attı - bir şeyler yok - çarpıntıya yakalandı; sahifeyi çevirdi, sütunlardan birinin sonunda, kalın harflerle: «Georges Duroy» im yasını okurken yüreği ağzına geldi. İşte muradma ermişti! Bu sevincin Üstüne sevinç olamazdı! Elinde gazete, şapkası yanda, kafası boşalmış yürüyor, yoldan geçenleri çevirip: «Bu gazetey: alınız — Bu ga- seteyi dnız!l Benim yazım var» de- mek isteği ile yanıyordu. Akşanları caddelerde bağıranlar gibi: «la Vie Française, la Vie Française okuyu- nuz, Georges Duroyun: Bir avcı nefe- rinin Atrika hatıralarını yazıyor» diye avaz avaz haykırmak istiyordu. Ansızın bu yazıyı ökümak, görünür bir yerde, herkesin içinde, bir kahve- de okumak isteğine kapıldı, O saatte kalabulıklaşmış bir yer aradı, Bunun için hayli yürüdü. Nihayet, şe- rab alişverişi yapan bir yere girdi, kendinden başka bir kaç kişi daha vardı. Girer girmez, saatin farkında olmadan «Absenie ver der gibi Tefrika No. 15 ERİCA GRACİLİS Bu mevsimlerde de beyaz, kırmızı renkte çiçek açan bir nevi funda nebatı Resmimizde gö- rülen şüceyr ha- Mindeki bu mebat Erica Gracilistir. Salonların, evlerin & antrelerini — süsü. Gü yen çok şık, gös terişli bir nebate tır. o Teşrinisani- den iübaren bu zı çiçekler açar. Ericase — fasilesine ne“ Bunun yabani halindeki nebatları, topraktan kökleri te gıkarılarak, resmimizde görüldüğü gibi, büyükçe saksılara ekilirler. Bu nebatın yaprakları, hali teşekkülde bulunan, lâdin, çam ağaçları yaprakları- Çiçekleri ufak düğme şeklin- de, nebatın üzerine kar yağmış gibi gö- rünür. Resmimizde görülen bu Erica ne- batı fundanın ıslah edilmiş bir şeklidir. Çok mukavim, v kadar müşkülpesent olmuyan bir nebattır. Binaenaleyh, saksıları bel- konlara konsa bile o kadar müteesir ol- mazlar. Ericanın türkçe lal funda sebalı Yeyn kır güzelidir. Memleketimizin bir çok yerlerinde, kırlarda, orman kenerların- da yetişmektedir. Bunların beyaz, kırmızı çiçek açı yanyarm balkonlara, salonlara konursa, çok güzel ve müslerma manzaralarile bü luncukları yerleri mükemmel bir suret- ta dekore ederler. Ericaları, kumsal, kırmızı topsak içeri sine dikmelidir. Saksısı toprağına biraz da çürümüş gübre konurm fena olmaz, faydalıdır. Yeni dikilen Rricaları, bidayette fulun- caya kadar, sıkça sulamalı, bilâhare su- yu sar azar ve seyrek vermelidir. Bir saksıdan diğerine veya tarinder saksıya, nakleğileceği vakit toprağın tavında ol- masi Yizimdir. En iyisi bunları sonbahar- da saksılara nakletmelidir. Kışın salon- larda bulunan mebatı yaz gelince bahçe- lere makletmeli ve yahut balkona koy- maları ve yaldızdan, kenarlarına birer çizgi çekilmesi rkuariyon kaplarını etd- den çok şık gösterir. Demir veya bronz iskelet çerçeveler içe- rine camlar kestirilerek yetiştirildik- ten sonra pencere camı takar gibi, cam- sr yerlerine takılır ve derhal, üstübi ve bezir yağından yapılmış ta macunla camların Arası güzeler, su dışarıya aktmı- yarak bir şekilde, bir bıçak oucile swvanır, kurulmağu berk olunur ve an- dan sonra içerisine su konur. Aktığı gö- rülürse akan yerler tekrar macunlanır. Bu | akuariyomlara takılacak camın kalınlığı 3 milimetre olursa küfidir. Akuariyomun bayu, cesameti büyük oluran kristal veya ayna camı istimal olunur. Bazı balık cinsleri, 4 - 5 litre su içeri. #ine konursa kâfidir. Eğer içerisinde makropoden cinsi ba- hıklar yetiştirilerek ise 7-8 litre su lizum- dır. Diğer balık cinslerinden Kerpflinge, Pracht barben, Haplochibus eiasleri yes tiştirilecek ise, bunların bulundurulacak- ları akunriyomların hacimleri 9 - Su alabilecek cesametie olması icap eder. Büyük teleskop veya çarşaf kuyruklu balıklar için istimal olunacak akurriyorm- ların hacmi istiabileri 40 - 50 1 ilecek Kadar büyük olmaldı Tercüme eden: Selâmi Sedes «Rhum» isteği, arkadan seslendi: «garson la Vie Française gazetesini getir.» Beyaz önlüklü biri koşarak geldi: — Biz bu gazeteyi almıyoruz bay, bize le Rappel, le Sidcle, la Lanteme, le Petit Parisien yor. Duroy: «Buraya ne diye sanki al- çak gönüllülük edip geldim» demek istiyen hiddetli bir tavırla: Böyle de koltuk meyhanesi olur mu yal dedi, haydi, al da gel. Garson koşup getirdi. Duroy maka- lesini okumağa koyuldu; bir kaç ke- Te de yanında oturanlar dönüp bak- sınlar, gazeteye yazılanı merak etsin- ler diye: «Çok güzel diye söylendi. Nihayet gazeteyi masaya bırakıp git- ti, Patron farkına vardı, arkasından bağırdı: — Bay, bay, gazetenizi unuttunuz! Duroy: > — Sizin olsun, okudum, dedi; bu- gün de içinde herkesi ilgilendirecek bir yazı var, Bu yazının hangi yazı olduğunu söy. lemedi, ancak giderken; masayr bi- raktığı gazeteyi; meyhanedeki iskem- le komşularından birinin uzanıp aldı- | Jar çok makbuldür. Salon kuşlari Muhabbet veya aile kuşu Pepitapagaylar nasıl kuşlardır? i dereet- muhab- Kuşu, Pepita- namı Yeri» ve papağan Ailesine © mensup bulunan, çok za- rif, gi enkli gösterişli olan bu kuşlar, diğer ehli hayvanat gibi, ey- lerde, süs olarak beslenmektedir. Muhabbet kuş- larının o mühtelif yenklileri > vardır. Ekberiyetle çimen yeşlii, turuncu sa- n, kobalt mavisi, #af beyaz, kırmızımtırak siyah renkte olanları yardır ki, cidden pek makbul kuş- lardır. Muhabbet kuşlarının alınları koyu sarı veya mavi renkte, gerdanlarının atı da Sıravari tesbih veya zincir şeklinde ko- balt mavili veya siyah benekli, hokla- Mdir. Başlarının arka tarafları, sırtı, ka- patlarının her ikisi güzel mavi renkte, Adeta delgali bir haldedir. Onun için- dir ki, bunlara dalgalı kuşlar Wellensit- tig İsmi verilmiştir. Kuyruğu uzun, bir kamaya veya sivri bir kazığa benzer. Gagası sivri ve küçük, ağrı keza küçük, gagalarının taraf- larında kobali mavisi renginde iki yuvar- lak nokta vardır. Bu kuşların erkek ve dişisi daima yan- yana bulunur. Erkek ve dişi kuşun karşı karşıya geçerek konuşma larsındakt öcüş- leri, ağız ağıza gelmeleri, diğer, tuhaf tuhaf hareketleri, insanın cidden gok ho- şuna gider. Hoş sadaları ve ölüşleri de güzeldir. Bu kuşların cesimetleri 20 - 25 san- tim genişliğinde ve 25 - 26 sanlim bo- yundadır. Tüyleri oldukça uzundur. Muhabbet kuşlarının menşel Avustral- ya, Madagüsker adaları, Cenubi Ameri- kadır. Buradaki kıraç erazide, #leplerde yabani bir bulde, sürülerle bulunmakta- dır. Bunları, bidayette sürü halinde av- byarak, yakalıyarak Azrupaya getirmiş- lerdir. Son zamanlardi Alnatıyada, Avustur- yada külüyeti mikdarda — yetiştirilmeğe başlanmıştır. Eplee zamandanberi de mu- babbet kuşları, memleketimizde teksir etilmeğe başlanmıştır. Bundan takriben ix sene kadar evvel muhabbel kuşu meşhur — İni tabilyat — limlerinden mister Gouls tarafından Londraya geti- orada teksir ve wlah edilmeğe baş- Janmişlar. Bu güzel, zarif lüks kuşlar on büyük grupa ay dar. İlk defa kafes içerisinde muhabbet kuşlarının rengi sarı, ve çimen yeşili renkte olanlardır. Bu- nun gibi iavi, bilhassa açık gök mavisi, kuyruk ve kanalları, kobalt mavisi olan- İrgilizler, bu kuşla rin teksir ve terbiyesile çok uğraşmakta- dırlar. İ927 senesinde İngiliz kuş tüccarları, kobal: mavisi ve beyaz renginde bir çift muhabbat kuşunu 200 - 250 İngiliz Hra- sina satışlardır. Hele, beyaz renkte güler: kırmızı olan muhabbet kuşları, bir çift arap alından daha viyade fiat lerle satılmaktadır. Almanyada, muhabbet kuşlarının tek- sirile çok uğraşmakta, pek müslesmu elnsler, renkli kuşlar elde edilmektedir. En kıymeti ve pahali muhehbet kuş- Düşündü: «Şimdi ne yapayım? Yapacağı şey bürosuna gitmek, hesa- bını kesip istifa etmekti. Oradaki iş arkadaşlarile şefinin nasıl şaşukala- Caklarını gözönüne getirip seviniyor, şimdiden bu sevinçle ürperiyordu. He- le şefinin şaşkınlığını görür gibi olu- yor da sevincinden kabına sığamıyor- du. Para verlimeğe onda başlandığın- dan dokuz buçuktan evvel gitmek is- temiyor, bunun için yavaş yavaş yü- rüyordu. Çalıştığı yer, gece gündüz havagazı yakılan 1oş, büyük bir odaydı, Bir pa- ravana arkasında saklı çalışan şef mu- avinile tam sekiz kişi idiler, Duroy evvelâ, aylıkları dağıtan me- murün masasındaki sarı bir zarf içine konmuş yüz on sekiz frank yirmi beş santimini aldı, sonra göğsünü kabar- tarak, uzun günler geçirdiği büyük çalışma odasına girdi. Girer girmez şef muavini B. Potel seslendi: — Geldiniz mi B. Duroy?... Şef bir kaç kere sizi sordu, Malüm ya, doktor raporu olmadan iki gün hastalığı ka- bul etmez. Odanın ortasında ayakta duran Duroy, cakaya hazırlandı ve tok bir — Bu da bana vır gelir! dedi, Memurlarda bir hayret alâlmi gö- ARICILIK: Her hangi bür sutetle alları azalm Yiyecekleri kışı geçirmeğe müsait ol yan kovanlarda, bahara kadar, müş- Külütia geçinebilerek arıları, bı simde, suni olarak beslemek Bunun için, kovanları vaj Muryene etmeli, eğer peteklerde pek «7 yem bulunur, buna mukabil peteklerdeki hücrelerde fazla mikdarda ari sür görülürse, bu vaziyette bulunan kovanların anlarına yardım suretile, bunları, bu mevsimde beslemek icap eder. Bunun için, takip olunan maksada gö- Te, suni yemler verilir. Bu şekilde hem aç Kalmak ihtimali bulunan arılar bes- lehmiş olur ve hem de zayıf kalan valde arıyı da besliyerek onu a yumurtlama» Ba teşvik etmiş oluruz. Arıları beslemekte takip olunacak mak- sada göre hareket elmek zarureti vardır. Arıları mütemmim (gıdalarla beslemek için, sonbahara kadar beslenerek nevâle- lerini sarfetmiş arıların, bu aylarda, gi dalarıni tamamlamak maksadile, hususi şuruplar yaparak ihtiyaçlarını temin et- mek iktiza eder, Mütemmim gıda olarak anlara şu su- zetle yemler verilebilir: 5 kilo saf şeker ahmıp 3 kile su içeri- sinde eritilir ve buna bir mikdar tuz, bir kaşık sirke konur. Yapılan bu şurup 50- Zuduktan sonra şişelere konup muhafaza edilir ve hini hacette azar azar anlara verilir, Âdi şeker yerine glikoz, levlor gibi mad- deler de istimal olunabilir. Fakat bu tatlı maddeler, ekseriyetle arılarda mide Ye barsak hastalığı terlid ettiğinden en iyisi kristal şekerden başka bir şey ver. memelidir, Bu yapılan şurubu husust #letlere koya- Tak vermek lâzımdır. Şurubu arıların ih- tiyacına, sarfiyatına göre yapmalıdır. Yapılan bu şurubu, 1 - 15 litre hac- minde, Üstürane şeklinde, alt tarafı in- ce delikli teneke kutular içerisine malı ve bunu kovanda çerçevelerin üze- rine oturtmakdır. Arılar, kubunun o)- tındayı, azar azar damlıpan şurubu eme- rek sarf ve istimal ederler, bu surelle bes- ienirler. Şurup gayet, sabit bir kovan- daki arılara verilecek ise, ya Kovanın alt kısmına konun bir tabak içerisine ko- nur ve yahut tu resmimizde görüldüğü gibi, şurup şişeye konur ve ağzı, sıkıca bir şekilde dokunmuş bir bezle örtülür ve #işe de, koanın yukarısındaki deliğe başaşağı oturtulur. Resimde, a harfi içe- risinde şurup bulunan şişeyi, b, ağrma konan bezi, c sepet şeklindeki kovanın Gelipini gösterir. Bu şişeden kovan iç risine damlıyan şurubu arılar yavaş ya- vaş sarfederler. Resrilmizin IT rakamlı şekli de; şuru- bu havi iki şişeri (o götermektedir. Bu beşilde de şuruptevsi edilir ve m teharrik çerçeveli kovanların önüne, bü kısım ilâve olunur. İki tahta kutu üze- rine şişeler oturtulur, buradan damla damla aksn şurup çitaların üzerine ks- ları: Boyası vemin üzerine kobal yumurta sarısı, açık yeşil, koyu yeşil, zey- tani yeşil renkte olanlardır. Gök mavisi emin üzerine beyaz olanlar da pek mok buldür. İpek gibi parlak gül renkli olan- lar dr cidden çok hoştur. Bulâsa edecek olursak: Muhabbet ve- ya elle kuşları evlerimiz! süsliyen,. şen- lendiren, tabialin en zarif, en gık kuşla” ndır. Bilhasu bunların kendilerine mah- su olan maden!, bronz, parlak aynalı ka- feslerdeki manzaraları herkesin nazarı dikkatini celbedecek kadar haşlur. Bun- ne suretle teksir edildiklerini ay vasamızla İzah edeceğiz. rüldü, bay Potelin başı, etrafını kutu gibi çevreliyen paravananın üstünden uzandı. Romatizmalı olduğundan, kurander korkusile paravanayı siper alıyordu. Memurları gözlemek için iki yerden delik açmıştı. Sessizlikte sinek uçsa duyulacaktı, Nihayet şef muavini sorabildi: — Ne dediniz? — Bu da bana vız gelir! dedim. Bu- gün islifamı vermeğe geldim. Ayda beş yüz frankla Ja Vie Françelsöe muharrir oldum, yazacağım yazlar için ayrıca satır başına da para alaca- ğim, Bugün ilk makalem çıktı, Sevincini yudum yudum tattırmak 'kararile gelmişti ama, kendini tuta- mamış, bir solukta hepsini söyleyiver- mişli. 7 İstediği de olmuştu, sözleri tesirini gösterdi. Kimse kımıldamıyordu. Du- — Bay Perthuisye haber vereyim, sonra gelir size veda ederim. Şefin yanına gitmek üzere çıktı; şef onu görür görmez haykırdı: — Nihayet gelebildiniz!., Benim hastalık mazeretini... Memuru sözü kesti: — Boşuna zırlamayın.... Şişman, horoz ibiği kadar kırmızı bir adam olan bay Perthuis, hayret- ten nefessiz kaldı. Duroy devam etti; Bu mevsimde arıları nasıl ve ne gibi yemlerle beslemelidir?, dar toplanır, arılar da buradan emerler. Bu gibi yemleri, arılara, ekseriyetle ak şam üzerleri vermek daha ziyade fay» dahdir. Arılar, ekseriyetle, töşrinisaniden şu bat nihayetine kadar, bu şekilde, suni bir larada beslenmelidir, hattâ mevsim fena gider, havalar müsalt olmazsa, martın on beşine kadar böylece hareket edilir. Yalnız bu üylarda verilecek gıdalar, yem- er, sulu ol dır. Şu şekilde verilirse daha iyidir: 3 - 4 kilo ince toz şekeri almalı, sıcak bir kilo bal ile karıştırmalı, içerisine bir kaşık un ilâve etmeli, bunu hamur yap- malı, lâvha haline getirdikten sonm ge- ritvari kesmeli, kovanın çerçeveleri üze- rine koymalı ve kovanların üzerleri, - ha- rareti muhafaza - keçe veya kilim e örtülmelidir. Valde arıyı da bu kabildir: 5 Kilo şeker, 4 kilo sw, 25 gram tuz bir mikdar un karıştırarak suluca bir ha- mur yapmalı ve bu hamuru vermeli. İş- te, bu pıdalarla beslenen valde ar yu- murtlamağa başlar. Yukarıda aöylediği- miz gibi, kovanın daima örtülü, sıcak bu- lundurulması Hızımdır. Aksi takdirde val- de arının yumurtladığı yumurtalardan çıkacak sürfeler vaktinden evvel telef olürlar. Bunun gibi, kovanların bulundukları yerlere her gün taze, ılık su koymağı unutmamak lâzımdır. Ayni zamanda biz tabak içerisine bir mikdar wn koy- mak ta faydalıdır. Bu un tabiatleki gubarı talih - çiçek tozu - yerine geçer. İşte bu suretle kışın arılara gıdaca yar- dım edilmiş olur, AKŞAM'ın Ziraat .mütehassısı karilerimizin suallerine cevap veriyo (AKŞAM) m ziraat mülehaşsısı her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak swallere cevap verme- ğe hasrdır. Gönderilecek mek- tupların üzerine (Ziraat muhar- riri için) kelimelerinin ilâvesi lâ- zamdır. şurubu suretle beslemek Okuyucularımızdan ricamız: On, on baş sual sorarak, zarf içe sisine bir de pul leffederek mektup- la cevap isöyen o okuyucularımıza, tahriron cevap vermek imkân havi cinde olduğu gibi, gazetemiz mari- fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. Sizin bu köhne büronuzdan bık- tım. Bugün gazeteciliğe başladım, ba- na iyi bir mevki verdiler, Hoşça kalı BiZ, Çıktı. İntikamını almıştı, Gidip eski meslektaşlarının eilerini sıktı; kapı açık kalmış, şefe söyledik- lerini duymuşlardı, bunun için; ne olur ne olmaz, yarım ağızla konuştu Jar. Duroy, cebinde aylığı, kendini kal dırımda buldu. Bildiği ehven fiatli iyi bir lokantada âlâ bir yemek yedi; ge- ne la Vic Françalse'i alıp masada bi- raktı; sırf adını söylemek: Georges Duroy, la Vie Française muharrirle- rindenim diyip adresine göndermek zevki için bir kaç dükküna girdi, öte beri satın aldı. Daha vakti vardı, gözönünde ala» minüt kartvizit basan bir matbaaya girdi, isminin altında yeni mesleği ya- alı yüz kadar kartvizit yaptırdı. Gazeteye gitti. Forestier âmir tavrım takınmıştı: — Gel bakalım. Sana gördürülecek bir kaç işim var. On dakika bekle. Ev- velâ şunu bitireyim. Yazmakta olduğu mektuba devam etti, Büyük masanın öbür ucunda şişko, soluk benizli, pufla, bembeyaz cilâh 'kafasıh cascavlak, kısa boylu biri, göz- leri uzaktan»hiç görmiyen biri, bur- nunu kâğıda dayamış, yazı yazıyordu. (Arkası var)