viç 15 Kânurn AKSAMDAN AKSAMA: Aristokratların züriyeti Demokrat gazeteler, aristokrat zü- riyetile meşgul veliahdının prensesinin doğurması. Eğer prenses Jullana kız doğurursa 51, erkek doğurursa 101, ikiz doğurur” sa da 240 pare top atılacakmış. Teri fat kaideleri mucibince, bu, böylece tesbit edilmiş. Memleketin en usta işçileri iki beşik ve muhtemel ikizler için takımlar ha- zırlamış, Henüz vakit gelmediği halde en usta kadın doktoru sarayda, aleste bekliyormuş. Şaşılacak iki nokta var: Birincisi, bu kadar bilgiçlikler iddin eden fennin «cehaletiv! fen ki, habbe- lerin, zerrelerin, mikropların esrarına sözde vakıttır ve sözde milyarlarca ki» lometre ötedeki ecramın esrarını bilir. Fakat, göz önündeki, el altındaki ko- caman bir gebe karında ne saklıdır, bundan bile haberi olamıyör... Hattâ bir hanedan azasının karnındaki key- fiyet ve kemiyeti dahi söyliyemiyor. Çünkü bunu da öteki elstidlâlsleri, «nazariyenleri uydurup atsa, yalan meydana çıkacak! İkincisi: Beşizli kardeşler, bir anne- nin ne sürprizler yapmak iktidarmda olduğunu isbat etmiştir. Bu takdirde kaç top atılacak acaba? - Çünkü aded- ler 101 den 240 a nisbetisiz büyüyor! Fakat herhalde, oğlana 101, kıza öl top attırmakla, Hollanda kraliçesi, kendi cinsiyetinin erkekle müsavatanı kabul etmiyor demektir. Bu da, en yüksek içtimai mevkie çıkmış bir ka- dının şayanı dikkat bir itirafıdır. ... İhtiyar kızların feryadı Paris'te oturan tanımadığım bir ba- yandan mektup aldım. Merhum ferik Mustafa paşanın kızı olan bu kariem diyor ki: «Cümhuriyet hükümeti, çalışan ka- dınların vefatlarında kocalarına dul maaşı vermek derecesinde rikkat ve şefkat gösteriyor. Fakat bu yumuşak kalblilik tezahüründen biz mahrum, olduk. Babam Sultan Hamid devrinin na- muskâr paşalarındandı, Miras bırak- madı, Yalnız bir yetim maaşım vardı; geçiniyordum. Fakat tam 44 yaşıma girmiştim ki, yeni kanun gelip çattı. 25 le 45 arasındaki kızların evlenmesi- ni İeşvik için, iki senelik istihkakımızı verdiler ve bizi artık ebediyen manşsız bıraktılar. Bir kız, evlenmek imkânını bulur da aylığım kesilmesin diye bun- dan vaz mi geçer? Eğer izdivaç kolay- laştırılmak isteniyorsa, evlendikten sonra bile maaşı *kesmemeli, zira za- mane erkekleri, bir kadınm geliri var mı, yok mu diye bakmaktadırlar! Hülâsa, benden bir yaş büyük olmak bahtiyarlığına nail olanlar aylıklarını ömürlerinin sonuna kadar alacaklar, bense tamamile geçim vasıtasız kaldım. Bir nilenin yanında Avrupaya gittim. Fakat onların da şimdi işleri bozuldu. Ne yapacağım? Neyle yaşıyacağım? Babamın maaşından ailesinin âtisi için senelerce kesilmeler yapılmıştı. Cümhuriyet hükümeti, hiç olmazsa kırk beşini aşıp da evlenememiş kız- ların maaşlarım iade etmelidir. Birçok memleketlerde, hiç bir tekaütlük hak- kını haiz olmıyan, yani vaktile para vermemiş olan ailelerin ihtiyar kızla- Tma bile muntazaman içtimai yardım- da bulunuyorlar, Benim vaziyetimdeki bütün insanla- rın haline dikkati celbediniz.» Bir nazariye vardır: Seyyahlar için kolaylık Ingilizce bilen tercü- manlar çoğaltılacak Önümüzdeki Şubat, ecnebi say- yah vapurlarının geleceği mevsimdir. Belediye şimdiden tedbir almağa kâr rar varmiştir. Gelecek seyyahlar için» de İngiliz ve Amerikalıların her sene- den daha fazla olduğu göz önüne alın- mış ve mevcud 47 tercümanın kân gelmiyeceği anlaşılmıştır. Bu mak- sadia yeni tercümanlar alınmasına karar verilmiştir. Yeni tercümanlar içinde bilhassa İngilizce bilen kızlar tecih edilecektir. Tercümanlığa talib olanlar için şim- diden kayıd muamelesine başlanmış- tır. Yakında yâpılarak imtihanda muvaffak olanlar tercümanlığa alı- nacaklardır. Bundan başka bir me- murla bir iki tercümandan mürekkep olarak Galata yolcu salonunda bir Belediye turizm şubesi tesis edilecek- tir. Bu şubede bulunacak Belediye memurları gelecek seyyahlara lâzım gelen kolaylığı gösterecektir. Bir tramvay bir arabaya çarp- tı, hayvanların ayakları kırıldı Üsküdardan Kısıklıya (gitmekte olan vatman Cemalin idaresindeki tramvay yolda Şevketin idaresindeki arabaya çarpmış ve hayvanların ayakları kırılmıştır. . Bir soyguncu Çocuğun zorla paltosunu almış! Haliç idaresi makinistlerinden O$- manın sekiz yaşlarındaki kızı Vildan dün Balattan geçerken, yanına bir adam sokulmuş, kıza babasının kim olduğunu sorup öğrendikten sonra; — Ha; o benden yirmi paket sigara istemişti.. Amma bu sigaralar kaçak- tır, açıkla götürülemez paltonu çe kar da içine koyup eve götürelim de- miştir, Çocuk evvelâ buna Tazı olmuşsa da bilâhare aklı yatmatmış ve paltosu- nu vermek istememiştir. Bunun Üze- rine soyguncu cüretini arttırmış, ki-. za bir de tokat atarak sırtından çekip almış ve süratle ortadan kaybolmuş- tur. Çocuk ağlıya, ağlıya eve dönmüş, başına gelenleri anlatmış, babası da emniyet direktörlüğüne müracaatle işi anlatmıştır. Şimdi polis soyguncu” yu ariyor. — Mütekaidler, dullar, yetimler, ta- feylilerdir. Bunların maaşlarını mo- dern bir devletin bütçesinden müm- kin mertebe tayyetmeli, Fakat aksi fikir dahn doğrudur: — Modem bir devletin içtimat yar. dım tesisatı pek büyük olmalı. Çalış- mak çağında ve imkânmda olanlar, kazançlarının bir miktarmı vermeli, çalışamıyacak vaziyette olanlara ise behemehal geçim vasıtası temin edil- melidir. Bu bakımdan, ecnebi biir mem- Tekette serilsefil kalmış bir vatandaşın feryadını ve memleketimizde onun va- ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Bir sergi yaparken dikkatli olmalıyız Bir ecnebi kartimiz şöyle bir mektup yazmış: Beyoğlu Halkevi tarafından açılan kitap sergisinin katalo- ğunda eDeniz harpleri tarihin di- ye bir eser ismi gördüm, Almak istedim, Arayıp bulamadılar. Be- ni kilan #abedene gönderdiler, Bu zat, başka bir kitapçıya yok ladı, O da diğerine... Nihayet dev- lete âid matbaalarda aramak ld- zım geldi. Onlarda da yokmuş. «Müellif Kasımpaşada oturur!» dediler, Şimdi orada aratacağım. BP; Tehdid mektubu . gönderenler 2000 lira istiyen üç gencin muhakemesine başlandı Beyoğlunda Layter adında Avus- turyalı bir tüccarı imzasız meklup- la tehdid ederek iki bin lira istemek- ten maznun Yorgi, Haralâmbos ve Koço adlarındaki üç gencin muha- kemelerine asliye ikinci ceza mah- kemesinde başlanmıştır, İddianame okunarak suçluların hüviyetleri tespit edildikten sonra | üç gencin Laytere yazdıkları tehdid mektubu okundu. Altında imza bulunmıyan bu mek- tupla; «Bize iki bin lira vermezseniz yakında başınıza büyük bir felâket gelecektir. Bu felâketten kendinizi kurtarmak için istediğimiz parayı, saat beşi kırk geçe köprüden Bostan- cıya hareket eden vapurun kamaro- tuna teslim ediniz ve isminizi bildi- riniz. Bunun için size iki gün müh- * let veriyoruz.» deniliyordu. Bundan sonra suçlulardan Yorgo isticvab edildi ve şunları söyledi: — Bu mektubu ben yazmadım. Ben vaktile Loyterin yanında bir bu- çuk sene çalışmıştım. Kendisinde al- tı aylık alacağım kaldı. Bu parayı istiyecekiim, Kendim okuyup yaz- msk bilmediğim için arkadaşım Ha» ralambosa giderek bir mektup yaz- masını söyledim. Fakat o, tehdid mektubu yazmış. Bundan benim ha- berim yoktur. Mektubu yazdıktan sonrg Harelambosla diğer arkada şım Koçoyu da alarak Layterin evi. nin önüne gittim. Orada Haralam- bos mektubu Layterin kapısının Üze- rine bıraktı. Sonradan işin içinde tehdid meselesi olduğunu ve polisin aradığını haber alınca kendim gidip teslim oldum. Haralambos da şunları anlattı; — Mektubu ben yazdım, Fakat içinde yazılı olanları bana Yorgo söyledi, ben de &ynen yazdım. Mek, tubu Lâyterin kapıcısına verecek- tim. Fakat kendisini bulamayınca kapının üzerine bıraktım. Ben, Ka- raköyde mahallebicinin yanındaki ziyetinde olanların sızlanmasımı haklı dükkânda çalışıyordum. Bir gün İk yas adında biri geldi ve; <Mahalle- bici dükkânına benim için bir paket Bay Amcaya göre... Köprübaşındaki kulübeler kalkıyor Galatada piyade kaldırımı biraz genişletilecek Belediye, Karaköy köprüsünün iki başındaki kulübeleri kaldırmağa ka rar vermiştir. Bu kuleler, vaktile köp- rüden para ile geçilirken para boz ma gişeleri olarak kullanılırdı. Bele- diye köprü başlarını tamamile açmak için bu kulübeleri lüzumsuz gör mektedir, Bundan başka Galatada Ziraat bankasının önündeki yaya kaldırımın pek dar olduğu görülmüştür, Bu kal- dırım, yayaların rahat geçebilecekle- ri şekilde biraz daha genişletilecektir. İnşaata hemen başlanataktır. B. Proste şubatın sonunda geliyor Şehircilik mütehassısı B. Prosle'un. Şubat sonunda şehrimize geleceğine dair Belediyeye malümat gelmiştir, Mülehassısın hazırladığı ve hüküme- te arzedilen avan proje aynen veya tadileh kabul edildikten sonra Bele- diye İmar şubesi plânın kabul edilen şekline göre tafsilât projelerini hazır- lıyacak ve mütehassıs gelince bu pro- jeler kendisine verilecektir. Bu tafsi- lât projeleri asıl plânın teferruatına esas teşkil edeceklerdir. Sami âdındaki yankesiciye aid olmadığı anlaşıldı Geçenlerde Halıcıoğlu iskelesi açık- larında deniz içinde, boynuna bir taş bağlanarak suya atılmış bir er- kek cesedi bulunmuştu. Bu cesedin hüviyetini tespit ve ölümünün sebe- bini meydana çıkarmak için tahki- kat yapılırken cesedin Sami adında bir sabıkalıya aid olduğu hakkında bir ihbar yapılmıştır. Fakat müd- detumumilik tarafından yapılan tah- kikat neticesinde bu ihbarın âşılsız olduğu, Saminin hayatta bulundu- ğu ve muhtelif suçlardan dolayı za- bıtanın takibine karşı izini kaybetmek maksadile, bulunan cesedin kendi cesedi olduğu şaylasını çıkardığı an- Jaşıhmıştar. Günlerdenberi morgda teşhir edi- Iu cesedi henüz hiç kimse tanıya- mamıştır. Cesed bozulmağa başlar dığından omüddelumumilik, otopsi yapılmasını morg idaresine bildir- miştir. Müddelumumilik bu esraren- giz vaka etrafında tahkikata devam ediyor. s...raseaen sess sREE EEE RENEE ANNA bırakacaklar. O paketi sen al da son- Ta bana verirsin.» dedi Ertesi gün ben mahallebiciden paketi almağa gittiğim zaman polisler yakaladılar, Diğer suçlu Koço da: — Benim bir şeyden haberim yok- tur. Bir gün Yorgo ve Haralamboş- la beraber Layterin evinin önünde dolaşırken Yorgo bena bir mektub uzatarak bunu Layterin kapıcısına vermemi söyled. Ben bu teklifi ka- bul etmedim. Dedi. Şahidlerin çağırılması için muhâkeme başka güne bırakıldı. | kâfi değil... Haliçteki cesed | : SOHBET: Sözden söze ı Derme çalma yazı yazan, kelimele- de, kariğlerine de hürmetleri yoktur. Zaten dikkat ederseniz yazılarınm için» de fikir değil, ancak gölgeler, ne oldü- ğunu kendilerinin de iyice sezemedik- Fakat sanatkârane nesir yazmak he» vesinde olanları da sevmem. Onlar da ekseriya fikirlerinin hiçliğini, süslü elbiseler altında saklıyacaklarını Sa nan adamlardır. Gustave Flaubert'in ber salır yazı” Sını tekrar tekrar okuyup düzelttiği iddia olunur; bir münekkid (yanılmı. vakit sarfetmeden yazdığı sayıfa dolu- su mektuplarının lisanı, üslübu da ro- manlarınınki kadar temiz ve güzeldir Ma Miadame Bovary muharririnin nasıl çalıştığını pek bilmem ama o münek» kidin esasta haklı olduğunu zannede- çabuk, bağları da az ve ağır yazar; bunların hiç biri diğerlerine takliğ edilecek bir örnek diye gösterilemez, Çok ve çabuk yazan bir muharririn eserleri iyi değilse emin olun ki o adam, az ve ağır da yazsa daha İyi bir şey elde edemez.