a. ».» e er / Dİ il Li e A e 14 Kânunusani 1938 him AKŞAMDAN AKŞAMA ; Gazetelerde cinayet haberleri Ç — Gazeteler, cinayetlerden bahset mesin... Bu kadar tafsilât vermeğe ne Jüzum var; «Meselâ Weldmann cürmü işlerken şöyle yapar, böyle yapar Mış... Müstantiğe şu tarzda cevaplar yermiş... Annesile şu yolda konuşmuş.» iye yazıp duruyorlar... Bunları anlat- mak faydasız olmaktan başka ahlâk bozucudur. Değil bizim memlekette, Fransada bile bu kabil itirazlar yükseliyor. Me- selâ 10 kânunusani tarihli Le Temps gazetesinde Emile Henriot'nun bir ma» kalesini okudum. Ayni fikirde. İ Fransız gazeteleri içinde en beğen- mediğim bu Le Temps'dir. Neme lâ- zım: Lügat gibi gazete! Ne ararsan aç yerliyerince bulursun... Fakat Emile Henriot, cinayetlere dair fotoğrafların konulmasına bile itirar ediyor: — Gerçi eskiden beri, insanlar ci- nayet haberlerile alikadar olmuşlar- dı, - diyor. - Hattâ klâsiklerin ekser mevzuları nedir? Romanlikler, cina- yetin işlenişini tafsilâtile eserlerinde canlandırdılar; bazı canileri sempa- tik ve haklı bile gösterdiler. Haydi on- ar neyse! Hiç olmazsa üslübkürdilar, Şimdikiler ise, fotoğrafın iptizaline si- Bınıyorlar... — Kedi yetişemediği elğere pis! - dermiş, Acaba Le Temps gazetesi fotoğraf kullanmağı âdet etmediği için mi mu- harriri böyle yazıyor? diye düşündüm. Fakat hayır! Ondaki muhafazakâr zihniyet, herhalde bu düşünüşünün birinci saikidir. Ve bence bu zihniyet tamamen yanlış ve haksızdır. .. Weidmann cidden bütün beşeriyeti alâkadar etmesi, uzun uzun düşündür- mesi, misalinden ahkâm çıkarılması icap eden bir canidir. Onun etrafmda- ki alâka, hiç de beyhude değildir. ve Emile Henriot'yla hemfikirlerinin zan- nettikleri gibi dünyanın alâkası, katiy- yen, kan dökülmesine karşı insiyak- larda saklı duran barbarca hislerden ileri gelmiyor. Meselâ o tafsilâttan, bu adamın bel- ki de bir nevi deli olduğu irsiyet ka- nunlarmın bundan mesul bulunduğu, Adeta vücudüne başka bir adam gir- miş gibi -terler dökerek - o cinayetleri yaptığı şüphesi uyanıyor. Böyle bir insanı idam mı etmeli? Ti- marhanede ebediyen hapis mi etmeli? — Saklayıp da ne olacak, ölsün, git- sin! — Fakat bir de annesinin nokta- sından düşünün: Bir kadının hasta olan evlâdını öldürmek hakkını haiz miyiz? Bu gibilerden cemiyeti kurtar- mak için acaba Almanya'da olduğu gi- bi bir ırk tasfiyesi mi lâzımdır? İşte bin bir sualden, bin bir içlimai mesele başlangıcından birkaç tanesi ki, ancak matbuatın bu gibi mevzü- ları kaleme dolaması sayesinde salim cevapları meydana çıkabilir. Suimisal olmak cihetine gelince: Sa- de doğuşunda bozukluk olanlar böyle şeylere heveslenirler. Onların da ce- myiette azalması için icap eden ted- biri ancak tasfiye fikrinin beşeriyette umumi bir arzu haline gelmesi intaç eder Bir ruhta canavarlık hislerinin uyan» in neşriyatı takibe hacet yok- Kaplan da, sırtlan da gazete karli değillerdir. Kurunu ülâda matbaacılık icad edilmemişti; fakat haydud bollu- ğu vardı. ... Şayed demokrat âleminin sansörsüz matbuatı bir sirayet vasıtası oluyorsa, Belediye cezaları Kanunda bazı .. m değişiklik : istenecek Eminönü kaymakamlığı, geçenler- de bazı pis lokantaları kapatmıştı. Fakat bu kapatma, kararını verebil- mek için birçok kanuni merasime ih- tiysç görülmektedir. Belediyenin ver- diği cezaya, ceza gören müessese tarar fından, sulh mahkemesine müracast edilerek itiraz edilmekte ve bu itiraz üzerine ekseriya Belediyece verilen €€- zalar iptal edilmektedir. Belediye, bu gibi iptal kararların dan çok şikâyetçidir. Belediye, cezala- rın daha basit kanun! merasime tabi olmasını, Yunanistanda, İngiltere ve diğer memleketlerde olduğu gibi, Be- lediye talimatına mugayir harekette bulunanların süratle ceza görmelerini istemektedir. Haber aldığımıza göre, halkın sıh- hatini tehlikeye düşürecek derecede bir suç işliyen müessese hakkında ve- rilecek cezanın derhal tatbik edilme- sl için Ankarada bulunan vali B, Mu- hiddin Üstündağ teşebbüste bulnacak ve Belediye cezaları hakkındaki kanu- nun tagilini istiyecektir. Otel simsarları Müşteri yüzünden beş kişi arasında kavga çıktı Sirkeci otellerine müşteri bulmakla iştiğal eden ve <İskeleci; adını taşı- | yan bir takım simsarlar vardır ki bun- ların bazıları vakit vakit aralarında» ki rekabet dolayısile yumruk hadise- leri çıkarır ve mahkemeye düşerler. İşte dün de bu kabilden bir vaka olmuş, beş İskeleci Sirkeci caddesin- de biribirlerine girerek döğüşmüşler- dir, Bu arada bıçaklar çekilmiş, niha- yet polisin müdahalesile hepsi yaka- lanarak Adliyeye verilmişlerdir. Kavga eden iskeleciler Ahmed ve İz- zet isimlerinde iki kardeşle, Alâeddin, Mehmed ve diğer Mehmeddir. Bunlar, nam ve hesaplarına çalıştıkları otel- lere müşterileri götürmek üzere Sir- keci istasyonunda bekleşmekte olduk- ları bir sırada 6 taşralı adamı her biri kendi otellerine götürmek istemiş, bu yüzden biribirlerile kavgaya, tutuş- muşlardır. Sille ve yumruk faslı bir müddet devam ettikten sonra ortada iki de bıçak parlamış, bu zamana kadar da polis memurları hadise mahalline ye- tişmişlerdir. Zabıta, bunlar hakkında lâzım ge len tahkikat evrakını tanzim etmiş ve hepsini mahkemeye göndermiştir. | ran mun kabahatını bu gibi cinayetleri değil, asıl bazı çeşid siyasi haberleri yazmalarında aramalıdır. Hep bir ağızdan diktatörlerin usullerini, pro- pagundalarmı yaza yaza «böylesi de olurmuş!» diye kendi memleketlerin- de birçok muhterisin iştihasını gıcık- ladılar; dünya da çığırından çıktı. Siyasi fikirlerin yarattığı katllâmler yanında ise, ferdlerin işledikleri cina- yetler nedir ki?., (VA-N0) Bay Amcaya göre... ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Umumi hizmetlerde çalışanlar bu derece kaba olamazlar! Fatihien bir okuyucumuz yazıyor: 12/1/932 Çarşamba sabahı saat tam dokuzda © Fatihten o hareket eden Şişli - Fatih otobüsüne bindim. Be- yazıdda, yolculardan biri otobüsten İnmek üzer iken ayağı sendeleyince biletçi hiddetlendi — Önüne baksana be adam kafi patlıyacak!... diye bağırdı. Ş Yolcu bu sırada uzaklaştığı için Kendisine yupılan ütifatı duymadı. Otobüs her durdukça inen yolcular, hattâ bazan de olabüstekiler, biletçi- nin kabu sözlerine muhatap oluyor- Yardı. Menelâ: «Sabahleyin solundan mı kalktın, yahu'a Ribi lübali bir #iaü, «İnecektin mademki, öndecen hazırlansaydın ya» ihtarı ve daha sonra da, «Otobüse İnip binmenin mâktebini açmalı, yahud «Doğru otur da çalışalım, tavsiyeleri takib Rminönünde bir imerken biletçiye: «Haberin olsun, de- di, ben sana daha Önceden küfret- tim ve içimden etmekteyim de.» amıma, elbet benim de arkamdan kö- tü bir lâf savuracaksın. Ve adamcağız inip otobüs hareket edince biletçi: ıkkabar diye — Hol söylendi. Tahammül edemedim ve ona hare- ketinin pek kaba olduğunu ihtar et- mekten kendimi alamadım. Ne cevap verse beğenirsiniz: — Sesini kes.. Seni de Seir meş- 1. herif sen del. ilâvesini fazla buluyor ve manza- rayı alâkadarların nasanna ar- gediyoruz. İçtimat terbiyeye dik- kat edelim! Kaçak sırt nmamallığı Belediye yakaladıklarına şiddetli ceza verecek Sırt hamallığının kaldırılmasına rağmen, şehrin bazı semtlerinde, bil- hassa geceleri, yine sırt üzerinde eşya, nakledildiği haber alınmıştır. Verilen emre rağmen, sıft hamsilığının kaçak olarak yapılması Belediyece alâka, ile karşılanmıştır. Belediye, gizlice sırt hamallığı yapıldığı takdirde hem eşya, sahibinin, hem de hamalın şiddetle cezalandırılmasını bildirmiştir. Bele- diye zabıtası, bu hususta sıkı surette takibatta bulnacaktır, Bir sandalcı mülkiye müfet- tişlerine şikâyette bulundu Dahiliye Vekâleti teftiş heyeti re- isi B, Tevfik Talâtın reisliği altındaki müfettişler dün de vilâyette çalışmış- lardır. İstanbul limanında çalışan sandal- cılardan biri dün mülkiye müfettiş- lerine müracaat etmiş, Belediye hak- kında bazı şikâyetlerde bulunmuştür. sandalcıyı dinledikten sonra şikâyetçinin tahriren müracaat etmesini bildirmişlerdir. Sandalcı bu- gün müfettişlere hitaben bir şikâyet istidası verecektir. N Balık sevki Balıkçılar yeni karardan şikâyet ettiler Balıkçılar iki gündenberi Ankara- ya taze balık gönderemediklerinden şikâyetçidirler, Mesele şudur: Her gün 15,15 te Ankaraya kalkan trene saat 14 buçuğa kadar yetiştirilen balıklar kabul olunuyordu. Yeni bir kararla balıkların en çok 12 ye kadar istasyo- na getirilmesi icab etmektedir. Buna gösterilen sebep, trenlere tahmli işle- rinin eşya cinslerine göre intizama 50- kulmasıdır. Halbuki geceden tutulan balıkların sabahleyin balıkhaneye nakli, balık- hanede müzayede, tevzi ve nakli iş- lerini bu kadar dar bir zamane sığ- dırmağa imkân görülmemiştir. Tren- ler saat 12 den sonra da balık alma- dıklarından Haydarpaşaya nakledilen balıklar istayonda kalmış, bunları bir gün sonra sevkelmek mecburiyeti har sıl olmuştur. Bu suretle Ankaraya gönderilen balıklar da bayatlamış ve şikâyetlere yolaçmıştır. Balıkçılar, cemiyetleri vasıtasile dün akşam İktisad ve Nafia Vekâletleri- ne birer telgraf çekerek vaziyeti bil dirmiş ve verilen kararın bir an evvel kaldırılması lüzumuna işaret etmiş- lerdir, Dün çok miktarda uskumru tutul muş, toptan 30 kuruşa kadar satılmış- tar. . Perakendeciler akşama doğru us- kumruyu 60 kuruştan ve bir kilodan aşağı olmamak üzere satmışlardır. Bundan birçok kimseler şikâyetçidir- ler. © Bir hırsız yakalandı Güpegündüz bir eve girerek birçok eşya çalmış Topkapı - Maltepe yolu üzerinde otüran Taceddin ve Osman Nuriye ald — hırsız girmiş, birçok eşya çalmış- Ev halkı evde bulunmadığı bir sıra- da pencereyi kırarak içeriye giren hır- sız, evde yükte hafif, bahada ağır na varsa âlıp gitmiştir. Akşam eve dönen ev halkı soyul- duklarını anlayınca mahali jandar- masına müracasi etmişler, tahki- kat ve takibat başlamıştır. Eyüp ve Fatih kazaları jandarma kumandanı B. Vecihi bizzat takibatı idare etmiş, soygunculuğun failinin Hayri olduğu tesbit edilmiştir. Hayri, eşyayı hazırladığı yerlere de- po etmiş ve müteakiben Bakırköye doğru yollanmıştır. jandarmalar Hay- riyi Bakırköy civarında yakalıyarak İstanbula getirmişlerdir. Hayri sor- guya çekilince eşyanın bir haylisi mey- dana çıkarılmış, kendisi de tevkifha- neye sevkedilmişitir. Parti Beyoğlu ilçe yönkuru- lunun balosu Parli Beyoğlu İlçe Yönkurulu tara- İmdan 29 ikinci kânun cumartesi ak- şamı Tokatlıyan salonlarında bir ba- lo verilecektir. fe 3 — or, ISTANBUL “AYATI e İlk deniz avım! Gazeteler yaza yaza biliremiyor- lar, Boğazda balık akını varmış. Her. kes ellerile palamut yakalıyorlarmış. Şimdiye kadar balık avma karşı ken- dimde bir merak hissetmemiştim. Fa- kat, böyle zevkleri kaçırmıyan bir ar- kadaşın ısrarile geçen gün Köprüden bir sandala bindik. Boğaza doğru açı- lırken bizim arkadaş kocaman vali- açtı, Vıcık vıcık çamurlar arasından büyük bir iştiha ile yakaladığı solu- bir tarafından da ben, oltaları fırle- tarak denize attık. Göz ucile onun ha- reketlerini takib ediyor, ne yaparsa ben de yapıyordum. Onu taklit ede- rek elimdeki ipi suya batırıp çıkarır. ken bir aralık olta ağırlaştı. Seviçle haykırdım; — Yakaladım. Hem de büyücek bir şey galiba, — Çek, çek. Kumandasını verdi, Yar kuvvetimle Cemal Refik Bir Adam Yaratmak 15 Şubatta oynanacak Necib Fazıl Kısaküreğin gazeteler tarafından uzun uzadıya bahsedilen (Bir Adam Yaratmak) isimli yeni pi- yesi katl olarak 15 şubat 1938 salı ak- şamı Şehir tiyatrosunda sahneye ko- nuyor, Baş rol Ertuğrul Muhsindedir. Eser, kitab halinde de ayni gün neş- redilecektir. Şehir tiyatrosu şimdilik hümmalı bir şekilde piyesin provala- rile meşgul olmaktadır. Bir Adam Ya- Tatmak) mevsimin baş eseri olacaktır, — 1940 olimpiyadı için büyük ha darlıklar varmış bay Amca... mlm ... Acaba yüzmede... | ... Fudbolde..., * ... Güreşte gene eski şampiyonlar mı birinci gelecek?... A. — Bilmem, fakat gülle atmalı» ta Japonların birinci gelecekleri mu- hakkaki..,