6 Kânunuevvel 1937 AKŞAMDAN AKŞAMA. | Bayramdaki değişiklikler Bu bayram eskiden sade dini zan- edilirdi. Artık milliliği de kanunileş- miştir. Fakat doğrusunu isterseniz, “Türkiyedeki tesid şekilleri başka yer- lerdekine benzemediğinden- ötedenbe- ri de milliydi ya Milliydi amma, şimdi büsbütün o hu» susiyetini kesbetmiş bulunuyor. Eski bayramlarda müslüman Türklere yal- nız manevi bir sevinç hissesi kalırdı. Maddi sebeplerle sevinç ekseriya ecne- bilerindi, yahud Türk tebaasındaki gayrı müslimlerin... Zira, ticaret on- lardaydı. Bayram demekse, anane mu- &ibince yeni giyinmek, çoluğunu çocu- Zunu da yeni giydirmek, fakirlere öte- beri alıp hediye etmekti. Binaenaleyh, koskoca memlekette büyük bir alım sa- tırı muamelesi olur, neticede de müis- lüman bayramından müslüman olmi- yanlar büyük ölçüde istifade ederdi. | Şimdi bu vaziyet değişmiştir. Değiş- | mesi de iki noktadaı Dahili sanayi ve Türk tüccarlar zu- | hur etti. Müslüman olmıyan Türkler için de, bu bayram, milliliği cihetinden bayram oldu. Yani madii ve manevi sevinçlere artık hent müslüman, hem gayri müslim Türkler iştirak ediyor. #4 Uzun zaman aç kalan vücudler tat- hyı sevdikleri için Ramazan bayra- munda şeker yemek âdet olmuştur. Sa- nayi mahsulü olan şeker eski asırlarda mevcud bulunmadığından bu bayra- mın «Şeker bayramı» oluşu nisbeten yenidir, Evvelleri başka tatl maddeler ikram edilirdi. Yerli malı kullanmak fikri bizde yandıktan sonra: «— Bayramda şeker yemeyin, kuru. yemiş ikram edin!» -propagandası alıp yürümüştü. Fakat, şimdi şeker millileğtiği için, buna hacet kalmadı. Bayramlardaki ikram pancar eken köylüden fabrika» lara ve şehirlerdeki yüzlerce şekercile- re kadar binlerce müstahsile yarıyor. sss Demek ki, bayramın maddiden ma- neviye doğru iyi tarafları pek çok: Giyecekten yiyeceğe ve nakliyata ka»| dar nice nice iktisad şubleri ondan is- tifade ediyor. Memleketteki pek çok insanlara bir temiz ve yeni kılık nasip oluyor. Kalbler yumuşuyor: Fakirlere, çocuklara, hayır müesseselerine yar- dım hisleri uyanıyor. En uzak hısım | akraba biribirinin ziyaretine gidiyor. | Yüksek mevki işgal eden bir amcazade, | filânca mahallede kalıvermiş bir ihti- yar halanın elini öperken onun yardı- | ma muhlaç olduğunu anlıyor, bir ça- resini düşünüyor: Uzak akraba çocuk- larının dün bacak kadarken bugün as- lan gibi olduğunu hayretle görüyoruz ve tefelsülle: «— Küçükler büyümekte, büyükler küçülmekte!» diye faniliği, ademi, ha- yatı, mukadder akibeti düşünüyoruz, Şayed o eski güzel ananeyi unutma- dılarsa, bayan teyzeler, ipekli bit men- dilin kenarına bağlayıp akraba ve ah- bap çoctiklarına birer çil yirmi beşlik veriyor; çocuklar da eğlence yerlerine koşuyorlar: Binnetice işte eğlendirici sanatların inkişafı! Hülâsa bir hareket, bir faaliyet... Çok yorgün insanlar için de azicık istira- hat... Fakat bir zamanlar «ültralâiklik.» yüzünden bazı münevverler, Ramazan bayramını yan çizerlerdi; eski anane üzere ziyaretlere gitmezler, ziyaret ka- ! da yapılacak masrafların nasil temin | olunacağı, çıkacak ankaz ve majze- | için yaptığı teşebbüslere bir başlanı- İ giç olarak vermiştir. Evvelce yazdığı- AKŞAM all Haliç temizlenecek Belediye bir proje hazırlamağa başladı Halicin yavaş yavaş dolmağa baş- ladığı ve bü gidişle bir gün vapurla- rın seferinin kabil olamıyacağı ye Zılmaştı. Şehircilik mütehassısı B. Proste'un hazırladığı plâna göre Halicin her iki sahili sanayi mıntakası olacaktır. Bu bakımdan Haliçte deniz faaliyeti âr- tacağı için Halicin temizlenmesi icab ediyor. Halicin şimdiye kadar temiz- lenmemesi, Haliçten çıkacak ankaz ve malzemenin taksimi ve yapılacak masrafa iştirak hakkında Belediye ile Liman idaresinin anlaşamamasından ileri geliyordu. Belediye, Halicin temizlenmesi hak- kında bir proje hazırlamaktadır. Bun- meden ne suretle istifade edileceği gösterilecek ve proje hükümete tak- dim edilecektir, Hükümetin vereceği karâr üzerine Halicin temişlettirilme- sine başlanacaktır. Et fiati Nakliye ücretinin ucuzlaması tesir yapmadı Et nakliye ücretlerinin vasati ola- Tak kilo başında yirmi para tenzil edildiğini yazmıştık. Bu karar hemen tatbik edilmiştir. Ancak bu tenzilât, et fiatleri üzerinde hiçbir tesir yap- mamıştır. Bu tenzilâttan yalnız kw saplar istifade etmektedir. Belediye bu kararı, eti ucuzlatmak | muz gibi - İktisad Vekâletinin göster- diği lüzum üzerine - Belediyenin Da- hiliye Vekâletine yaptığı müracaat kabul edilirse mezbaha resim ve Üüc- retlerinde yapılacak tenzilâttan son- | ra et ucuzlıyacaktır. Bir vapur kazasının güçlükle önü alındı İngiliz bandıralı Konf! vapuru, Ka- rTadenizden Boğaza girerek limanımı- za, gelmekte iken Kanhen önlerinde akıntıya kapılmış, bü sıradâ Kanlıca iskelesine yanaşmakta olan 67 numa- ralı Şirket vapurunun üzerine düş- mek tehlikesi göstermiştir. 67 nin süvarisi, gemisini Kanlıca- ya uğratmadan Anadoluhisarını tut- mak üzere müşkülâtla İngiliz vapu- Tunun önünden kaçmış, bu suretle mühim bir kazanın önüne geçilmiştir, marn ve meşrepteki insanın kutlayacağı bir | şekle girdi. | Bir esaslı değişiklik de bü sene da- | vulun kalkmasıdır. Türlü türlü ilân ve tebliğ vasıtalarımın zuhur ettiği bu asır, da, davulun artık rolü kalmadığı anla- ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Yarı yolda kalan tramvaylar Dün akşam, 207 numaralı tram- vay «Maçka - Beyamt» lâvhasını taşımasına rağmen Eminönünde ahaliyi indirmiştir. Evvelce halka bir ihbar olmadı- İk için, yolcular haklı olarak hid- detlenmişlerdir. Zira bazılarmın parası hesaplıydı, yeni bilet ala- msyacak vaziyette olanlar vardı. Parası olanlar bile yeniden mas- raf etmemeği istiyorlardı. Bu gibi ahvalde biletlerin üze- rine aktarma işareti koymak ni- çin âdet ittihaz edilmiyor? Bele- diye, Şirketi buna mecbur etme- idir. NOT: Karilerimizin diğer şikâyet ve di lekleri Wi inci sâhifemizdedir. Tramvay yolları Kaldırımlarda esaslı tamirata lüzum görülüyor Belediye, tramvay şebekesinin geç- tiği caddelerde tramvay rayının her İki tarafında, yedişer buçuktan on beş metrelik yolun Trümvaiy şirketi tara- fından esaslı surette tamir edilmesi lâzım geldiği halde Şirketin bu vasife- yi ihmal ettiğini ileri sürmüş ve Nâ- fa Vekâletine şikâyette bulunmuştu. Nafia Vekâleti, Belediyenin şikâ» yetini, mahallinde yapılacak tedkik- lerle tesbit etmek üzere bir komis- yon teşkil etmişti. Bu komisyon, Na- fia Vekâleti Şirketler başmüdettişi Sü- | ruri, İstanbul Nafia müdürü Bedri, Belediye Yollar şubesi müdürü Galib, Mühendis mektebi yollar profesörü Rıfkıdan mürekkeptir. tramvay şebekesini dolaşmış, vay raylarının her iki tarafındaki kal- | dırımları birer birer gözden geçir- miş ve tedkikatının neticesini bir ra- porla Belediye reisliğine bildirmiştir. Belediye, komisyonun raporu üzerine mütalâasını yazarak Nafia Vekâleti- ne gönderecektir. Komisyonun hazırladığı rapor, çok esaslıdır. Raporda bülün tramvay şe- bekesinin her iki tarafında oObulunan yolların ne dereceye kadar bozuk ol- duğu, parke taşlarının yüzde kaçınm iskarta mallardan ibaret bulunduğu, taşların arasında mukavele mucibin- ce bulunacak mesafeye ne dereceye kadar riayet edildiği birer birer gös- terilmiş, neticede Tramvay şirketinin yolları esaslı surette tamir etmediği bildirilmiştir. Türk kraliçelerinin aşkı Çinceden tercüme edilmiş eski Türk efsaneleri Bugün şıldı. Binaenaleyh, bu sene, davulun ilk kalktığı Ramazan ve Bayramdır. İlerde, gazete koleksiyonlarında | ta- rihi malümat çıkarmak isteyecek müs- bul etmemek için de küçük bir inziva seyahatine çıkarlardı. Dini bayram bu derece şümullü bir milli hal aldıktan sonra her türlü zihniyetteki mezhep © — Esik olmasınlar eğ, det bay Yamlarda halırımın sorarlar Bay Amca... Aârzetmek üzere, bu ciheti de buracığa ... Her bayram işte böyle yüzlerce tebrik kartı alırım... Tanrı buse ile göz yaşların nasıl yarattı? 1i inci sahitede, Yedinci asırda Çin muharriri Ma - Tu - An «Lin'den tercüme si «Bayramın kutlu olsun» kimisi de ölene Nerede yapılacağı hakkında anlaş- mak kabilolamadı İstanbul da yeni bir balıkhane yap- tırılacağını yazmıştık. Balıkhanenin yeri henüz kararlaşlırılmamıştır. B. Proste Halici münasib görmektedir. Halbuki Defterdarlıkta toplanan ko- misyon, Sarayburnu civarına taraf- tardır. Bu ihtilâf yüzünden bu sene- ki bütçeye tahsisat konmamıştır. Ba- lıkhanenin yeri Kararlaştırıldıktanı sonra inşaat için karar verilecektir. Balıkhanenin inşası geri kaldığın- dan, bngünkü balıkhanede bazı sıhhi tertibat alınması münasip görülmüş- tür. Bu cümleden olarak balıkların "Terkos suyu ile yıkanması düşünülü- yor. Sular idaresi tenziât yaparsa ba- lıkların Terkos suyu ile yıkanmasına başlanacaktır. Alacak meselesinden kavga Kasımpaşada Leonun odun depo- sunda elektrikli testere motöründe çalışan Mehmed, odun kesetken bir aralık elini kaptırmış ve parmakları kesilmişlir. Mehmed hâstüneye Kal- dırılmıştır. Itfaiye Harb zamanı için ihtiyat itfaiye kurulacak Memleket itfaiyesinin hazar ve s& fer ihtiyaçlarına uygun bir şekle kon- ması için Dahiliye Vekâletince bir kanun lâyihası hazırlandığı yazılmış- tı, Bugünkü teşkilât harp zamanın- daki ağır vazifelere kâfi gelmiyeceğin- den, seferberlik ve harp zamanları için bir ihtiyat itfaiyesi teşkil edile- cektir. Lâyihada Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde kurulması ii zım gelen otomatik ihbar tesisatı hak- kında maddeler bulunacaktır. İstan- bulda bu tesisatın beş milyon liraya malolacağı tahmin ediliyor. Bunun masrafı bina sahip ve kiracılarından taksitle alınacaktır. Binaların büyük- lüğüne ve kıymetine göre elli kuruşla dört lira arasında parâ almabaktır, Bir kadın köprüden geçerken düştü, bacağı kırıldı Selime isminde bir kadın köprüden geçerken bir aralık ayağı kayarak düşmüş ve bacağı kırılmıştır. İşe el koyan polis, Selimeyi hastaneye kal- dırmıştır. Yeşilköyde oturan Aleko ve Süley- man isimlerinde iki ahbap, bir alıp verecek işinden kavga etmişler, Ale- ko, Süleymanı yaralamıştır. MEVLÜT Henüz pek genç yaşta hayata gözle- Tini kapayan Şemsi Molla torunu ve tedrisatı askeriye müfettişi merhum müverrih general Fatihli Tevfiğin oğlu Emin Ömerin ölümünün kırkıncı gü- nüne tesadüf eden 7/12/937 sah günü #aat üçte ruhunu taziz maksadile Bey- oğlunda Ağacamiinde Beşiktaşlı Hafız Riza tarafından mevlidi şerif okuna- caktır, .. Başkası olsa bunları saklar, fa» kat ben yırtar atarımi... Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Kübik apartıman! Beyazıdın arka taraflarında yeni bir eve taşınan bir ahbaba bayram ziya- retine gittim. Sokağın başında kendi- sile karşılaştık. İki çocuğile beraber, bir akraba ziyaretinden dönüyorlar- miş. Eve beraber gittik. Çarpık çurpuk, Arnavud kaldırımlı sokaklardan dola- şa dolaşa bir meydanlığa çıktık. Bir- kaç gündenberi hava açık, her taraf kupkuru olduğu halde, girdiğimiz mey» 'danlık bir çamur denizinden farksızdı. etraftaki irlii ufaklı eski, tahta evler arasında beş katlı, kocaman bir kübik apartıman sırtıyor. Pencereler, yan çev rilmiş cami kapılarını andırıyor. Her da duvarlar örülmüş ve üzerlerine ö- rümcek ağı gibi demir parmaklıklar dikilmiş. Bunlar da güya balkonmuş. Kapıya yaklaştık. Birer metre çıkın- tılı beton duvarlar içine gömülmüş, iki heybetli demir kapak. İnsan, ken- dini kurunu vusta şatolarının önünde sanıyor. Kapının iki kanadında da, tu- tup çekmek için takılmış birer acaip demir parçasından başka birşey görün- müyor. Kendi kendime, herhalde bu ka” pının kilidi elektrikle işliyor, diye dü- şünürken dostum bir müddet cepleri- ni didikledikten sonra, kumbara anah- tarlarına benzer müinimini bir anah- tarcık çıkardı. Elindeki paketi çocuğa verdi, panlalenunun dişlerini çekti, paltosunun eteklerini toplıyarak yere çömeldi. Kapının tâ yere sürünen w- cunda, zorla farkedilebilen minimini bir deliğe anahtarı uzattı Boğuk boğuk i 4 Ğ İl i 3 i i siir ver aker rini simöiğei na girer girmez bitkin bir halde kana- peye oturdum. Fakat, eğri büğrü tahfsi parçalarından yapılmış, bir karış yük- seklikteki kanapede de rahat edip din- lendim sanmayın ha... Cemal Refik Bir çocuk birçok yerlerinden yanarak öldü Feriköyünde oturan Mustafanın evinde mangal yakılırken dört yaşın daki kızı Güngör mangal başına gel- miş ve ateşle oynamağa başlamıştır, Çocuğun bir aralık etekleri tutuş- muş ve az zamanda ateş bütün vücu- dünü sarmıştır. Hadiseyi görenler çocuğun imdadı Na yetişmişlerse de Günkör o zamana kadar muhtelif yerlerinden tehlikeli surete yanmıştır. Yakadan haberdar ölan zabıta, Güngörü Şişli Çocuk hastanesine ya tırmıştır. Güngör evvelki gün ölmüş- tür, Şikeli A 2. A, akla daha İyi. Yam M İm e ayr İ