Sahife 10 .LEŞAM Eski İspanyadan hatıralar “Azdahatermometre olacaktım, insan termometre olmak için doğmaz ya!..,, Bir vatmanın nezaketi - Bilârdo seyreden arabacı isimleri aklında tutamıya hizmetiçi - Çiçek merakı IRski İspanya şarkı, dans ve eğlence memleketi idi. Bugün vaziyet değişti. Bir buğuk senedenberi İspanya kan ve at işindedir. Eski İspanyada urun mi on iki yaşlarında olan Küçük kızım, »iyesin başını göremiyeceğiz diye te- iâş etmeğe başlamıştı. Bir aralık vatman bana dönüp «Küçük ne istiyor?» diye sordu. «Ti yatroya (o yetişemiyeceğinden korku- yor» dedim. «Ah... Öyleyse hemen gidiyoruz, üzülmeyiniz senorita!» de- di ve tramvay hiç bir tevakkuf ma- hallinde durmamak şartile yıldırım ibi giderek tam vaktinde tiyatro. nun önünde durdu. Kendisile daha ilk defa karşılaştı- ğmız vatman bunu sadece bizi memnun etmek için yapmıştı. Bilârdo seyreden arabaci Bir akşam klüplen çıktıktan son- ra kapının önünde duran bir kira arabasına binmek istedim. Arabacı vilârdo partisini seyrediyordu. — Arabacı! diye seslendim, Bana —— fakat yerinden kırmidama — “Bir dakika müsaade ediniz, parti şimdi bitiyor senorita! muka- belesinde bulundu. İsimleri aklında tutamıyan hizmetçi Hizmeiçimiz Pepa gelen ziyaretçi- | Termometre olmaktan korkan lerin isimlerini katiyen * uklında tu- kabısının bir düğmesi noksandı ve kravatında mavi taşlı bir iğne takılı dai, — Tarif et bana bu adamı; de- yince bizim Pepa derhal meçhul zi- yaretçinin taklidini yapmıya başlar ve © kadar benzetirdi ki hemen ek. seriya kimin geldiğini gayet doğru olarak anlayabilirdmi. bir çoban tamazdı. Eve gidince “ona «bugün Sevildo bir Fransız kimyevi mad- kimse geldi mi?» diye sorardım. Ev- velâ katiyetle «hayır oder, bir kaş dakika sonra: — Biraz evvel gelen-adamın neşe- siz bir hali vardı, diye söylenirdi. — Öyleyse buraya biri geldi de- mek! — Evet pek — Kim imiş bu, İsmi ne imiş? — İsmi... Wallahi bilmem amma deler imalâthanesi müdürü hayretle karışık bir tavırla Sevilifler hakkın- da bana şu sözleri söyledi: — Bu adamların ne kadar zeki ve becerikli olduklarını tahmin cdo- mezsiniz. Verilen işi derhal kayn- yorlar. Bir ay evvel öraründe yalnız katır sürücülüğü etmiş ve okuması bile olmıyan bir delikanlıyı müesse- seye aldım, Kendisine gece bekçili- man mevzubahs delikanlıya tesa- düf ettik. Yüzünde müthiş bircan sıkıntısı okunuyordu. Onu sefalet — İşte artık hayatından memnuh- Sun ya, dedim. Gülümsiyerek: — Tabii memnunum, dedi. Aradan on beş gün geçti, bir gün onu bu sefer küçük bir sıpanın peşin- den giderken gördüm. Hayretle: — Hani fabrika? dedim. İçini çekti: — Müdür çok iyi bir adamdı, dedi, İyi para veriyordu. Amma bende bir termometre olmıya başlamıştım. Dünyaya termometre olmak için gel- medik ya!... Menekşe kebir üzerindeki köprünün köşesin- de paçavralar içinde, yırtık şapkalı, sırtındaki yükün ağırlığile iki bük- Yüm olmuş bir ihtiyara tesadüf et miştim. Üstü beşi toz içinde idi. Yü- gü kırışık bir köseleyi andırıyordu. Göz kapakları titriyor, güçlükle ne- fes alarak yürümeğe çalışıyordu. Köprünün basamaklarına yakla. Şirken ihtiyar tıkanıyormuş gibi, ya- vaş yavaş yere eğildi. Doğrulurken elinde bir menekşe gördüm. Solmuş, toz içinde bir menekşe... Güçlükle nefes alan ihtiyar itina ile çiçeğin tozlarını üfledi, En ya kandaki bir sıraya doğru yürüdü. nen bir kadının ayakları akn er diğini gördüm. Güzel kadın teşekkür makamında gülümsiyerek pelerinin üzerine ba- Bp geçti. ımın İspanyada gördüğü, ta- rışıp görüştüğü bu sevimli insanlar Aşk filozofile mülâkat Mesud bir hayatın esasları neden ibarettir? Gençleri yanliş yollara sapmaktan menetmek için ne Âlimler âleminde kısaca «Aşk filo- zolu diye tanınan meşhur İngiliş edibi ve filozofu Havelock Ellis «Cinsi psikolojisnin ilk müsssislerinden ve Freud nazariyelerini İngilterede ilk ka“ bul edenlerden birisidir. Bir Ameri- kan gazetesi bugün yetmiş sekiz yar gını dolduran bu âlim hakkında di- yor ki: «Havelock Ellis asri renaissan- Csumzın babası sayılır. Bu adamı ta- nımak, dünyadan gelip geçmiş olan şahsiyetlerin'en büyüğile karşılaşmak “ demektir.» Ellis daha 16 yaşında iken hayatın muhtelif safhalarıns dair sorduğu su- allerle akrabasını müşkül mevkile> sokardı. Ona ekseriya «Böyle şeyler sorulmaz, ayıptır!, cevabı verilirdi. Elis bu cevaplardan o kadar kızıyor ki, bilmek istediği «Cinsi psikolojisye dair olan meseleleri kitapları karıştı- rarak aramağa mecbur oluyor. Bir aralık Ellis bir doktorun nakdi yardımile Oksford üniversitesinde tıp tahsili etmekte iken «Cinsi psikolo- jbye dair küçük bir eser yazarak bas- tırıyor. Fakat bu eseri o zaman <müs- tehcen; görüldüğü için sansüre tâbi tutuluyor. Bu yüzden İngilizlerin en meşhur edibi ve muharriri olan Ellisin | bütün eserleri Amerikanın Boston şeh- Tinde basılıyor. Onun içindir ki, El- Amerikadaki okuyucularının ade- di İngilteredekinden daha çok fazla- dır, Ancak son zamanlarda Ellis'in bir eşeri İngilterede basılabilmiştir. Elis bu münasebetle «Kraliçe Vik- torya devrini ancak son zamanlarda anlamış olduk!; demiştir. Ellis mesud bir hayatın esasları hakkında diyor ki: «Kadının emansipasiyonundan, İç- timai ve mesleki hayatta erkekle mü- Sayvalın temininden, hasılı çocuklu- gumda erkekle kadın arasında mev- cud olan duvarların yıkılmasından sonra herkeste hayatın sırlarını an- lamak için büyük bir merak hasıl ol- du. Freud bu merakın sırlarını mey- dana çıkarmağa çok yardım etti. Ge- rek Freud'ün, gerekse Adlen'in, ayni zamanda aşkın da esası demek olan hayatın esasını öğretmek hususunda bize çok hizmetleri dokundu. Bugün içinde yaşadığımız devir hakikate daha ziyade yaklaşıyor. Kra- Miçe Viktorya devrinde mevcud olan azami tazyikten çıkarak hududsuz hürriyete intikal ettik, fakat son an sene zarfmâa tekrar normal olan yo- la dönmeğe muvaffak olduk, Mesud bir hayatın esası, ihtilâl peygamber- lerinin iddia ettikleri gibi serbes aşk, ,kadınla erkek arasında bağsız, ka- nunsuz, münasebet tesis etmek de- gildir. Bilâkis, genç yaşta evlenen ve Sandetleri için, yurdlarının sükün ve asayişi için mücadele etmeğe mecbur kalmış olan bir kadınla bir erkek, kendilerini talihin cilvelerine kaptı- ran ve kararsız bir aşk hayatı süren bir kadınla bir erkekten daha çok mesud olmaktadır. Bunu tecrübele- rim bana göstermiştir. Bir zamanlar müstehzi bir mahi- yet almak tehlikesini gösteren <Anls- şılmıyan kadın» tabiri hakkile mev- diğinin bir tezahürü süretinde telâkki ediyor. Diyor ki: «Fazilet mefhumunun kaynağını yapmak lâzımdır? Havelock Ellis erkeklere mahsus evsafta aramak lâ amdır. Halbuki sonradan buna mün- gası vurulmuştur, Fazilet mefhumu, benim gençliğimde hiç bir tabll des- teğe dayanmıyan yapma bir mefhum- du. Bugün faziletin manevi kıyme- tine daha ziyade yaklaşılmış bulunu- Tuyor. Kadının hürriyeti fazilete bir mesuliyet bilgisi ve nefsi mürakabe verdi. Halbuki geçen asırda bunlar mevçud olamazdı. Çünkü bu güzel evsafı ve yahud faziletleri harekete getirmeğe imkân yoktu.» Elis, vektile bir takım kayıdtardan, şartlardan doğan iffet ve ismet yerine bugün serbes bir samimiyet ve ar- kadaşlık kaim olması meselesini ehem- miyetle mevzuu bahis ederek diyor ki: «Bir baba gözile baktığımız zaman, İ genç insanların cinsler arasındaki mü- nasebetleri bugün basit bir formüle bağlamalarını anlıyamazsak da, aşk ruhunun değişmiş olduğu zannma katiyyen kapılmamalıyız. Aşk bun- dan sonra da hayatın âmil bir kuvveti olarak kalacaktır. Aşk her zaman ay“ ni kuvvette ve ayni derinliklerde he- yocanlar uyandırmakta devam ede cektir. O dün de böyle-idi, yarın d& öyle olacaktır. Filvaki levanta çiçeği kokusu içinde ve yasemin çardaklari altında yaşanan romantik hayat kay- bolmuştur. Çünkü artık mesud bir sile hayatı için sahte bir mahcubiyet ve gizlilik değil, biribirini tanıma ve bi- ribirile anlaşma Ilâzım olduğu kanas- & yer tutmuştur. İhtiyar «Aşk filozofu» genç yaştâ evlenmeği ve genç yaşta çocuk sahibi olmağı tavsiye ediyor. Ana, baba ns dır, Tutulan istatistiklere nazaran bih Kikaten izdivaçların yalnız dörtte bi- ri mesud olmakta ve bütün izdivaç” Jar yanlış ve fena terbiye yüzünden 15- tarap çekmektedir. Bilgi saadet demeli” tir. Ancak bilgisizliğin bizi mahrum ettiği bir hakikati, hayattaki saâdet iksirinin temiz bir aşk zevkinden ibar ret olduğunu bize öğretecek olan $f, bilgidir.» hasıran kadınlara mahsus evsaf dam- | m dn ilm Ldnlale öm I : ' , J