Yanı CİDDİ YARI ŞAKA Sahaya fırlıyan çanial (fedakâr) !... Futbol ei elbet gözünüz ki biri kasden ötekine favul yapmış- tır. Tekme yiyen veya çarpışmada mağlüp olan oyuncu yere serilir. Ha- kom düdüğünü çalar, Oyun durur, Oyuncular arasında 'dil kavkası.. Hakeme itirazlar... Seyircilerin hay- miştir. İte bu sıralarda tac hattından biri tırlar, Elinde bir çanta uçar gibi sa- vaya dalar, Yaralanan Oyuncunun ya» ama koşar. Derhal orlun tedavisine koyulur, Fiç merak etmediniz mi? Kimdir bu çantalı? <& Klübün doktor mıdır? — © Hayıri... — Klübün antrenörü müdür? — Bilemediniz!... — Klübün baş kaptanı mıdır? — Deği... — İdare heyetinden biri imldir?, — Hayır!... — Klübün fahri eczacısı mıdır? —O da değil... —O gün takımda oynamıyan oyun- sulardan biri midiri?. ' — Gene bilemediniz!... — Saha müdürü veya saha komi- seri midir?, Pekâlâ! Kimdir bu çahtalı?. Bu (Çantalı)yı bir kelime ile tanıt- mak kabildir. Klübün bir numaralı (edakâr)ı. Bir numaralı (Fedakâr)ı daha yar kından tedkik edelim. Ona göre klübü için bir insan her- şeyi yapabilir, her kalıba girebilir. O, klübün fedaisidir. Sırasi gelirse bir nu- maralı fedakâr, klüb aşkı için, dok- dor, eczacı, massör, antrenör herşey, amma herşey olmağa Katlanır, çan- talı (Fedakâr) sportmen 'Komple'dir. Her spordan anlar ve çakar. Futbol, güreş, atletizm, denizcilik, boks ilh... paz için hayatta (olmaz) kelime- $i yoktur, Bir cemaat içinde spordan bahsedilsin de bizim (fedakâr) fikrini söylemesin. Buna imkân yoktur. Yalnız bir kusuru vardır. Benliğini çok sever. Bazan tavsiye ve iddiaları- nın yanlışlığı yüzüne vurulur ve kar- şılık görürse tahammül edemez, kö- pürür. Futbol bahsinde otuz senelik mesleki tecrübesi olan İngiliz antre- nörlerile boy ölçüşmeğe kalkar. Başkasının spor bahsinde kendisi gibi konuşmasına tahammül ede- mez. Bazan tanınmış doktorların tedavi usullerini istihfaf ile karşılıyacak ka- dar malümat saymayı ileri götürür. Tarif edebildim mi?, İşte oyunda sakatlanan oyuncunun tedavisine, imdadına koşan çantalı (Fedakâr) böyle bir tiptir. Elinde taşıdığı çantayı açacak olur- sanız, içi bir yaralıya ilk anda yapıla- cak yardım eczaları 1le doludur. Fakat esefle ilâve edelim ki bir nu- maralı (Fedakâr) bu ilâçların isimle- rini ve nasıl kullanılması lâzım gel- diğini bilmez. Yalnız (Tentürdiyotyu şişedeki renginden tanır. Böyle ol- makla beraber gene tedavi usulleri tavsiyeden biran geri kalmaz. Klüp aşkı bu... Bu aşk herşeyi mübah .. Bereket versin ki, ekseriyetle yaralı zannedilen oyuncular fedakâ- rın tedavisine mahal kalmadan iyile- şir, Iztırapları azalır, baygınlıkları ge- çer, sersemlikleri zail olur da tek- rar oyuna devam ederler, Aşağı yukarı her maçta böyle hâ- diselere sık sık şahid oluruz Şimdi dü- şünelim. Unutmıyalım ki, bu çantalı (Feda- kâr)lar klüp hastasıdırlar. Kendisi hasta olanlara birisinin tedavisi nas havale edilir?, İşin tuhaf tarafı da bu değil mi?.. Akk stanbul voleybol şampiyonası) Trabzonda spor hareketleri Beyoğlu Halkevi salonunda her s6- ne tertib edilen voleybol şampiyona- sı geçen hafta başlamıştır. Üç katago- ri üzerinden hazırlanan karşılaşma- lar neticede üç katagoride “İstanbul şampiyonlarını verecektir. Bu sene birinei katagoriye 6, ikinciye 8, üçün- cüye 12 ekip iştirak etmiştir. bulsporu, ikincide Mühendis mektebi Barkohbay, Mecidiyeköyü Beyoğlu Halkevi takımına, Akınspor Beyoğlu- spora, Çelikkol Haydarpaşaya galip gelmişlerdi. Bu haftaki maçlarda birinci kata- goride Mühendis mektebi İstanbulspo- ra, Galatasaray Hilâle, Haydarpaşa lisesi Vefaya, ikinci katagoride Mü- hendis mektebi Yeni Şişliye, Haydar- paşa Kurtuluşa, Fatih Vefaya, üçüncü Maamafih her üç kategoride de şam- piyonluğun gene her seneki gibi Mü- hendis mektebinde kalacağı ümid edil- mektedir. Filvaki voleybol mühendis mektebinin âdeta ananevi sprodur. Bu takım senelerdenberi şampiyonluğu fasılasız muhafaza etmiştir” Bu münasebetle maçları. organize eden Beyoğlu Halkevinin mühim bir nokta üzerine dikkatini celbetmek is- tiyoruz: Pazar günkü maçlarda bilhassa Ga- latasaray - Hilâl maçı eshasında ta- raftar bazı seyircilerin sporla kabili te- 1if olmuyacak şekilde tezahüratta bu- lundukları görülmüştür, Gençliğe, he- le böyle temiz bir spor heyecanı için- de yuğrulan gençliğe hiç yakışmıyan Trabzon (Akşam) — Bayram kupa maçları için bu hafta karşılaşan Nec- miati, Trabzonspor birinci takımları büyük bir kalabalık huzurunda cereyan eden çok heyecanlı bir maç sonunda Necmiati takımı Trabzon- sporu 4 - 0 mağlüp etmiştir. İkinci oyunda ayni şerait altında karşılaşan İdmangücü, İdmanocağı takımların- dan İdmanocağı Güç takımını 3 0 mağlüp etmiştir. Finala kalan Ocak Necmiati takımları bayram kupasını &lmak için önümüzdeki haftaya tek- rar karşılaşacaklardır. Bugünlerde burada bütün sporcula- rı alâkadar eden bir sergi açılmıştır. Halkevi spor komitesi bu yaz uzun bir turneye çıkan Doğu muhtelitinin temas ettiği mıntakalarda yaptığı maçlarda cansiperane çalışarak gös- terdiği muvaffakıyetleri tamamile tes- bit eden bir sergi açmıştır. Sergide ta- kımın kazandığı kupalar, bayraklar, resimler ve matbuatın bu seyahate alt yaptığı neşriyatı gösterir birer köşe mevcuttur. Üçüncü umumi müfettiş Adapazarında Şehrimizin en kuvvetli güreş klüp- lerinden Kasımpaşa bayramın ikinci günü Adapazarına bir ekip göndermek- tedir, Adapazar güreşçilerile karşılaş- malar yapacak olan bu ekip daha ziya- de Kasımpaşanın ikinci sınıf güreşçi- lerinden teşkil edilmektedir. “a.unaaNa EBE AEEAREAAAAEA EEE EEEEEEEEAAAAE bu gibi hallerin hemen önüne geçmek lâzımdır. Bunun için Beyoğlu Halkevinin 1â- ım gelen tedbirleri almasını bekliyo Tuz, Negrepontiye cevap Güneş - Enosis maçının hakemi Nihad ne diyor? Güneş - Enosis maçından Sonra Yunan futbolcülerinden eski Peralı Negrepontis, maç hakemi Nihadın lüzumsuz ofsaytlarla oyunlarını boz- duğunu, bu itibarla eskiden iyi bir tutboleü olarak tanıdığı Nihadın ha» kemliğini beğenmediğini söylemişti. Enosis futbolcüşünün bu düşün- celeri gazetemizde çıktıktan sonra Nihadın bu husustaki fikrini sorduk. Maçın hakemi bize şunları söyledi: — Hiç bir zaman kusursuz bir ha- kem olduğumu iddia etmem, esasen böyle bir iddiada bulunacak hakem de tasavvur etmiyorum. Buna rağ- men katiyetle söyliyebilirim ki Neg- reponti ofsaytın ne olduğunu bilmediği-. ni gazetenize söylediği sözlerle isbat et- miştir, Bu futbolcü zannediyor ki ofsayt vaziyetindeki bir oyuncu top kendisine verilirken hemen geri kaç- makla ofsayt vaziyetinden kurtulur. Enosis mühacimlerinin hemen hepsi bu kufnazlığı yapıyorlar ve Negre- ponti de anlaşılan benim bu kur nazlığı yutmadığıma Kızıyor. Yenil- dikleri, hele az bir farkla yenildikleri saman hakemin fenalığını ilk koz olarak ileri süren her misafir fut- bolcü gibi Negrepontinin de bu ba- haneyi öne sürmekten kurtulamıyı- şını, mağlübiyetlerinin bir teselli- si olarak kabul etmek lâzımdır. — Enosis takımını nasıl buldunuz? — Takımı teşkil eden oyuncula- rın hepsi koşan, uğraşan, atlıyan, sıçrayan, kısacası atletik kabiliyet- lerile enerjilerini karıştırarak didinen kimselerdir, fakat oynadıkları futbol değildir. Bunun için mütemadiyen hasım oyuncuları itiyorlar, favul yapıyorlar, tekme atıyorlar. Bu şe kilde oynıyanların maçında hakemlik etmek zor bir şeydir. Eğer Güneş takımı, ertesi günkü lig maçını düşünerek Oyuncularını fazla yormamak için İlk devredeki hücum hattını olduğu gibi muhafa- za etseydi Enosise bir kaç gol daha yapması muhakkaktı Böyle olduğu halde Güneş umumiyetle tek kale oynadı, Maçın bu cereyan tarzını Galatasaraylılar. çayı” Şeker bayramının üçüncü gününe te- sadüf eden 6/12/1507 pazarteri günü saat Y de 'Tokatlıyan salonlarında Uverile- cektir. Davetiyeler: Cemiyet binası, mektep ka- pisi ve Spor klübünden tedarik edilebilir arman rm DİSS İ 1 Kânünusvvel 937 Çarşam) İstanbul — Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi, 1250: Havadis, 1308: Plükla Türk musikisi, 1330: Muhtelif plâk neşriyatı, 14: SON, Akşam neşriyatı: 1830: Pilkin dans musikisi, 19: Bimen Şen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkı- lan, 1930: Radyo fonik ra (Bir va- kar, 1985: Borsa haberleri, 20: Mustafa dan Türk mk ve halk şarkıları (Saat Şan orkestra ratakatile: tür, 2 - Verdi: Truvinta, 3 - Deliy: Me- nuet Pastoral, 4 - Günka: Valas fanta- #ie, $ - Drigo: La foröt magigue, 2215: Akşam heşriyatı: 1830 - 10: Muhtelif plâk neşriyatı, 19 - 1930: Türk musikisi ve halk şarkları (Servet Adnan ve arka- daşları), 1030 - 1945: Sant ayan Ve arapça neşriyat, 1945 - 2015: Türk mu- sikisi ve halk şarkıları (Haldun ve arka- daşları), 20,15 - 2030: Konferans, 2030 - 21: Piğkin dans *musikisi, 21 - 2115: Ajans haberleri, 21.15 - 2155: Stüdyo sa- Von orkestrası: 1 - Meyerber: Dans le aux falmbenux, 2 — Paul Lincke: Die Mus- tersinger Von Berlin, 3 - Borodine: Danse les Steppes de TAsle Central, 4 - Le Coeg: La file de Miadime Angot, $ - Urbach: İntermezzo Machtliche, 2155 - 22; Yas naki program ve stklâl marş 1 Kânunwevvel 1937 Türk efkârı heyecandadır (Baş tarafı 1 inel sahifede) | teklifinde bulunduğundan Maarif iş- leri hakkındaki konuşmalar gelecek içtimaa talik olundu. 2 — Bundan sonra söz alarak kür- siye gelen Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras Hatay hakkında Cemiyeti akvam Kararının tatbik safhalarına dair uzun izahat verdi. Bu hususta söz alan bazı hatipler grupun hassasiyetine tercüman oldu. Bundan sonra kürsiye gelen Celâl Ba- yar bu mevzu üzerindeki hükümetin nokta nazarını ve hükümetin alacağı tedbirleri izah etti, Başvekilin ve Hariciye Vekilinin izahatı sürekli alkışlarla karşılanarak hükümetin Hatay hakkında takib et- tiği hareket tarzı ittifakla tasvib olundu. Ankâra 30 (Telefonla) — Vekiller heyeti bugün Fırka grupu içtimam- Gan sonra Büyük Millet Meclisi bins- sında toplanmış ve geç vakte kadar müzakerede bulunmuştur. Bu içtima- da Hatay meselesinin de görüşüldüğü tahmin ediliyor. Hataylıların teşekkürü Aankara 30 (A.A) — Hatayın yeni rejimi dolayısile Hariciye Vekili dok- tor Rüştü Arasa aşağıdaki telgraf gelmiştir: Hataylılar namma Halk fırkası mümessilleri şimdi konsolosluğa ge- lerek istiklâllerine kavuştuklarından dolayı Atatürke ve Türkiye Cümhu- riyeti hükümetile büyük Türk mil- letine teşekkür ve minnettarlıklarının iblâğını beyan ve rica etmiş oldukla- rını arzederim. Başkonsolos Feyruz Kesim Ankara 30 — Hatay rejiminin me- riyete girmesi dolayısile Cümhuriyet Halk partisine bugün de Diyarbakır, Kayseri, Ceyhan, Adana, Antep, Kon- ya, İzmir, Antalya, Edirne, Kilis ve Siirtteki Hataylılar adına şükran tel- grafları gelmiştir. Garonun marifetleri Hama $0 (Hususi muhabirimiz den) — Sancak delegesi Roje Garo- nun ilk zamanlarda sözde bitaraflığı- nı muhafaza eder bir şekilde hareket ettikten sonra Sancakta tahrikçi rolü- nü oynamağa başladığını yazmıştık. Bilhassa hristiyanlar, Çerkesler, Kürd- ler ve Araplar arasındaki faaliyeti dikkate şayan safhalar geçiren Roje Garo hristiyanları Türkler aleyhine teşvik eden tek adamdır, denilebilir. Roje Garo, hiristiyanları Türklerle anlaşmaktan men için şeflerine birçok emirler vermiş ve bu cmirlerden sonra köyleri ziyaret etmiş, bazı tezahürlerin yapılmasın tasvib etmiştir. Bugün bunlardan birkaç tanesini size bildir- meği faydalı buldum: İntihabatta hristiyanların her han- gİ bir şekilde Türklerle anlaşmalarına mani olmak için önce efkârı umumiye- yi karıştırmağı usul ittihaz edinen Ga- To, İskeonderunda Ogüs Şasavl, Kayser 'Vasık ile görüşürken: — Meelis için namzedlerinizi koyu- nuz, Fransa, eskiden olduğu gibi, mem- leketi idare edecektir, demiştir. Delegenin bu sözleri yukarıda işaret ettiğim gibi İskenderunda halk ara- sında efkârı karıştırmak gayesine ma- tuftur, Sancağın Fransızlarda kalaca- Bı hakkındaki mütalâalarını takviye için de kendisinin bir takım adamları sız mandasının on sene daha Sancakta devamını, yahut bir Fransa hâkiminin tayinini temin için kendisine müraca- atte bulunmuşlardır. Heyeti teşkil eden zevat ötedenberi İskenderunda kolo- ni memurlarının bendeliklerini yapan- lar, Türkler değil,. Türk olmıyanlar arasında da İtibari olmıyan, yalnız müstevlilere dayanarak yaşıyabilen kimselerdir. Fransa lehine tutulmuş adamlarla tezahürat yaptırmak hususunda Ga tonün faaliyeti, Milletler Cemiyeti âza- sının fikirlerini çekmek gayesini takib etmektedir. Bu maksada Milletler Ce- tiyeti namına İskenderunda irad edi- len bir nutkun delege muavini Döne | e Terini ettirilmesi, arapça ve türkçe olarak neşredil Garonun Suncakta oynar dığı tahrikçi ve fesadcı rolünün yeni bir misali olarak gösterilebilir. Belediye refsi Nikola bu nutuk mü- nasebetile kiraladığı adamlara şunları tembih etmişti: «Fransa kelimesi geç- tikçe alkışılıyacaksınız.» Garonun beyanatı 18/10/9317 tarhinde İskenderundaki Fransız mektebini ziyaret eden Garo şu beyanatta bulunmuştu: — Buranın Suriyeden ayrılmasına hiç müteessir olmayınız. Sancak Suri- yeden ayrılmakla Suriyelilikten çıkmış değildir. Bu, sizi Fransanın daha ziya- de himaye etmesine sebep olacaktır ve Fransızlar sizleri ebediyen koruyacak- tır, Garonun bu sözleri Sancak dâvası * hakkındaki noktai nazarını sarih bir surette göstermektedir. 21/10/937 tarihinde Süveydiyeye gi- den Garo hristiyanlarla temasında da şunları söylemişti: — Burada ne Suriye, ne de Türkiye vardır. Fransa mevcuddur. Her şeyi Fransa yapacaktır. Nihayet 12/11/937 de yanında askeri kumandan olduğu halde Ermeni lideri Derkslosyan'ın evine misafir olan ve orada Ermeni ve Pransız bayraklarile süslenmiş bir salohda karşılanan Ga- ro, yanındaki zevatla berebar Musada- ğına çıkmış ve öğle yemeğini dağdeki âbidenin önünde yemiztir. Garo bu münasebetle Ermenileri tahrik edici bir nutuk irad etmiştir ki, bu nutkun esaslarını bilâhare İsken- derunda verdiği bir nutkunda tekrar- lamıştır. Garo, bu nutkunda ezcümle demiştir ki: — Ne korkuyorsunuz?.. Fransız mandası Iki sene daha sürecektir. Bun- dan sonra da Milletler Cemiyeti tara- fından Fransaya tekrar manda verile- cektir. İşte Garonun Sancak hristiyanları arasında intihabattan önce oynamak istediği oyunlardan son bir nümune.... Eski gemiler Amerika her ihtimale karşı bunları satmıyacak New - York 30 (A.A.) — Babriye encümeni reisi B. Kennedy, bundan böyle harp esnasında inşa edilmiş ve hali hazırda silğhlarından tecrid olunmuş ticaret gemilerinin satılma sına mezuniyet vermiyeceğini ve her türlü ticari ve askeri ihtimallere karşı bunları muhafaza etmek arzu- ,Sunda bulunduğunu bildirmiştir. Bu filo, hali hazırda 113 cüzütamdan mürekkep bulunmaktadır. Bu karar, bahriye müteahhitleri nin bu gemilerin yeniden. teslih edi- lerek rekabet sahasında karşılarına çıkarılmasından korkmaksızın deniz inşaatlarını tevsi etmelerine medar olacaktır. li İzmit Halkevinde daktilo kursu İzmit 30 (A.A.) — Halkevimizde bir daktilo kursu açılmıştır. Kurs bü- yük bir alâka görmüş ve altmışa yar kın talebe kaydedilerek ders almağa başlamıştır. Ayrca temsil kolu tara fından muntazaman temsiller veril- mek üzere bir program hazırlanmış bulunmaktadır. Temsil kolu bu hafta Beyaz kahraman ve Mahcublar adı piyesleri kalabalık bir halk önünde temsil etmiştir. Şehir suları hakkında bir rapor hazırlandı Sihhiye Vekâleti İstanbuldaki bü- tün suların vaziyetini ve nasi ıslahı mümkün olacağını belediyeden sor- muştu. B. Muhiddin Üstündağın rels- liği altında mütehassıslardan mürek- kep bir komisyon bu tedkikatını bi tirmiş ve bir rapor hazırlıyarak Ve- kâlete göndermiştir. Bu raporda suların menbalarından #tibaren şehre nasıl dağıtıldığı, kim- yev! terkipleri, akış sürati ve nihayet ne gibi esaslara riayet edilerek ıslah edileceği bildirilmiştir. Sıhhiye Vekâletinden gelecek tal tata göre belediye bütün şehir sular rının ıslahı için bir proje hazırlıya. ERBERK EPE SH EBE GEBER RH. YBR BEHBEZERSEKBSSYeFAFE EH NEBE BERSESE BESE »YFE4ME ssyso Sea EE E &FSEYJB 49