1 Kânunuevvel 1937 “— 0 AKŞAMDAN AKŞAMA: On yedi milyon öğrensin ki... Bir okuyucum yazıyor: Beyoğlunun büyük müesseselerin- den birinde yemek yiyordum. Çorba- nın içinden -ne olduğunu söylersem midenizi bulandıracak - birşey çıktı. Bunun üzerine, bağıra çağıra ayağa kalktım. Sokağ fırlayarak, polisi ça- ğırmak istedim. Polisbeni belediye zabıtasma yolladı. Zabılayı bulmak için vakit kayboldu: Beni bir nokta öteki noktaya, öteki nokta daha öteki noktaya gönderdi. Nihayet, lokantaya geldik. Fakat iş işten geçmişti: Tabağı kaldırmışlar... Bunun üzerine bir memur bana şu nasihatı verdi: — Bayım, siz doğru hareket etmedi- niz. Bundan sonra çorbada, yemekte, mahallebide filân bir münasebetsizli- Ee rasladığınız zaman şapkanızı, pal- tonuzu almadan kalkacaksınız. Yedi- Ziniz şeyi olduğu yerde bırakarak dı- Şârıya fırlıyacaksınız. «Bir ahbabım şu- radan geçti. Ben şimdi geliyorum. Ta- bağını kaldırmayın!» diye de seslene- ceksiniz. Sonra bir polis noktasına koş- manız lâzımdır. Ona vaziyeti anlatıp: «Bana belediye xabıtasından bir me- mur yollayınız. Ben filânca dükkân- dayım!» diyeceksiniz. Bunu müteakip gidip yerinize oturun ve belediye me- murunu bekleyin. Böylelikle hem işi pratik bir suretle halletmiş olursunuz, hem de sizden sonraki müşterilerin bu Pis yemekten yemelerinin önüne ge- çersiniz. Bu tenbihatı verdikten sonra, bele- diye memuru: — Tabağınızdan fena şeyler çıkın- ca bir daha böyle yapmız!. dedi. — Aman bayım... Bu gibi maceralar insanın başından ömründe bir kere geçer... — Orası da öyle... (İçini çekerek:) Bunu on yedi milyona nasıl öğretme- ii i Usulü, gazetenizde ilân etmeniz için size bir mektup yazmağı düşündüm, bay muharrir!. Bir felâketzede vatandaş ver Gacırdâ : mübarek! Belediye, küçük el arabalarına da plâka takacakmış! Nasreddin hocanın meşhur hikâyesindeki söz aklıma geli- yor. Bilirsiniz amma, gene anlatayım: Ramuzun ayında bilinmiş fıkra anlat- mak müstehabdır). Gene böyle küçük nakliye vasıtaları üzerine sıkı nizamlar konulmuşmuş. Hoca eşeğini fellik fellik kaçırır, sak- larmış. Memurlar gelip: «Senin mer- kebin nerede?» deyince «Yok'» deme- sine kalmamış, ahırdan bir anırtı! «Hai yoktu eşeğin?» demişler. vBu ak sakalımla bana inanmıyorsunuz da eşeğe mi inanıyorsunuz?» diye memur- lara kızan hoca paraları verdikten son- ra ahır kapısını açıp hayvana: «Sevin eşek sevin! Adın devlet defterine geç- tits demiş: Onun gibi: Bir hamal, derme çatma tahtalar- dan yaptığı ve ağır yükler altında bo- zuk kaldırımlar üstünde inildete inil- dete yürüttüğü arabasına artık bun- dan sonra şöyle nida edebili — Gacırda mübarek gacırda... İsmin devlet defterine geçti! Bizin mahallede, eski bir çocuk ara- basile su tenekeleri taşınıyor. Bunda tabelâ ne hal alacak bakalım!?, Yeni yeni manzaralar... ki Gt Galya; 080 Menjuyu, Moris Şövalyeyi, Jan Har. | Mehmed Eminin mill bir şair... lovu tanıdığımıt kadar bizim yerli Mmeşahiri tanımıyoruz bayımi —— Sağır ve dilsizler Istanbuldaki mekteb için hazırlık ilerliyor Sağır ve dilsizler cemiyetinin sağır ve dilsiz çocukları okutmak üzere bir mektep açmağa karar verdiğini yaz- mıştık. Cemiyetin hazırladığı talimat- name ve müfridat programı Maarif müdürlüğüne verilmiştir.. Mektep Babidli civarında bir binada açılar caktır. Cemiyet bu maksadla dört bin lira tahsisat ayırmıştır. Mektebe iki musllimin idaresinde olmak üzere 25 talebe alınacaktır. Maamafih şim- diden 185 sağır ve dilsiz çocuk mek- tebe girmeğe talip olmuştur. Cemiyet para bulursa Adana ve Erzurumda da biper şube açacaktır. Yapılan ististiklere göre bütün Tür- kiyede dilsiz ve sağır olarak yedi bin çocuk vardır. Mektebi bitirenlere ce- miyet tarafından - İş güç sahibi ol- maları için - iki veyahut üç yüz lira- lik bir sermaye verilecektir. Üç aylıklar Emlâk bankası fazla faiz işini tedkik ediyor Emlâk bankasının üç aylıklara mu- kabil verdiği para için fazla faiz ta- hakkuk ettiğinden © bahsedihfişti. Bankanın umum müdür muavini B. Kemal bu işl tedkik etmek üzere İs- tanbula gelmiştir. Banka mütekaldler lehine bir ka- rar vermiştir. Bir kısım mütekaidler- i den yanlış bir bârem tatbiki netice- sinde fazla kesilmiş olan faizler gele- cek 3 ay sonraki maaşları verilirken telâfi edilecektir. Banka yeni büro- lar açarak maaş tevzii ve iskonto işini daha ziyade intizam altına ala- caktır. Kadir gecesi Dün gece Kadır gecesine tesadüf ettiğinden camilerde, bilhassa Sultan- ahmed camisinde büyük bir kalabalık yardı, Hatim dualarından sonra Sü- leymaniye ve Sultanahmed camile- rinde mevlüd okunmuştur. Kadır ge- cesl münasebetile bir çok ecnebiler Sultanahmed camisine giderek bura- daki dini merasimi cami mabfilin- den temaşa etmişlerdir. Üç hırsız ırsız yakalandı Kadıköyde oturan bayan Bedianın hizmetçisi Melâhat, hanımının maro- ken bir enlarisini aşırıp kaçmış, bilâ- hare tutulmuştur. © Fenerde Enver adında biri Yavuz motörü kaptanına ald bir av tüfeği ile bir saati aşırmış ise de yakalanarak eşyalar istirdad edilmiştir. Tophanede Kasatura sokağında otu- Tan Hüseyin isminde biri, şamandıra- da bağlı ve Felemenk bandıralı Dital- ya vapurundan bir balye aşırırken me- murlar tarafından yakalanmıştır. Ya- kalanan hırsızlar hakkındaki tahkikat genişletilmektedir. sanasensasesen ... e yı hakkımdaki teveccühlerini yazı, te- lefon ve sözle İzhar eden muhterem ka. rilerime ve dostlarıma teşekkür ede- — Nasıl olur bay Amca, aramızda ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Zoraki bir iane, şekli: Takvimcilik Yulbaşı yaklaştı mi hepsi birer cemiyet veya İeşekküle mensup olduklarını söyleyen, insani ve milli hisleri tahrik ederek takvim satıcılığı yapan bir çok kimseler, eski cer soflaları gibi memleketin dört tarafına yayıltyorlar. Hususi ve resmi dairelerle hal- ka 1-2 lira bedelle satılan ve ha- kiki kıymetleri 20 kuruşlan fazla etmiyen bu takvimlerin tutarı epeyce bir yekün teşkil etmektedir. Bu yakında Balıkesire, koltuğu çantalı, temiz ve şik giyinmiş, alelekser çift dolaşan, söz söyle- mek sanatına tamamen vakıf bel- ki on takvimci geldi. Kartvizitle- || rine bakılırsa hepsi birer tanınmış milessesenin ajanıdır. Eskiden bir «İlânat» işi vardı. Bu takvimcilik onun iştihale ge- girmiş başka bir şekli mi? Namı- na hareket ettiklerini söyledik- leri müesseselerin bu mümessil- lerden haberleri var mı? Varsa yüzde kaç istifadeleri var? En iyi otelde yatan, en iyilo- kantada yiyip içen, ikinci mevki tren ve hususi olomobilde dola- son bu gevalın zaruri masrafı çık tıktan sonra geriye bir milessese- nin işine yarıyacak kadar para kakyorsa - ki bu işin her sene tekrarlandığına bakılırsa kalıyor - toplanan umumi para yekünunun. miktarı kolayca tahmin edilebilir. Fakat, nede olsa, bu takvimci- Hik, halkı rahatsız eden ve göze batan bir iane şeklidir. Kanser enstitüsü Dün bir toplantı yapıldı, mücadele hakkında kararlar verildi « Kanser enstitüsü konseyi dün sabah Üniversitede saat 10,30 da rektörün relsliğinde toplanmıştır. Kanser ensti- tüsü dahili statüsünün müzakeresine devam edilmiş ve memleketimizdeki bütün sıhhi müesseseler ile pratisyen- lerin gerek teşhis ve gerek ilmi araş- tırma maksadile kanser materiyelleri- ni enstitüye göndermeleri görüşülerek lâzım gelen tedbirler alınmıştır? Tek- nik organizasyon direktörünün ilmi araştırmaları hakkında raporu dinlen- miştir. Kanserle mücadele için halkın ten- viri ve hekimlere tekâmül kursları tanzimi işinin hazırlariması komiteye havale edilmşitir. Komite aylık mutad toplantısını gelecek salı Üniversitede yapacaktır. Konseyin gelecek “mutad içtima, önümüzdeki nisan ayında olacaktır. Bugün maaş dağılacak Kânunuevvel maaşı bugün dağıtı- Jacaktır. Bunun için bütün resmi dairelerde hazırlıklar bitmiştir. Bun- dan başka Emlâk bankasında maaş- larını kırdırmıyan mütekald, dul ve yetimlerin de maaşları bugün dağıl- mağa başlanacak vebuiş üçgün içinde ikmal edilecektir. Bay Amcaya KÖrd.. bizi Çam: tenin biz | El arabaları Belediye plâka konulmasına karar verdi Sırt hamallığının lâğvından sonra €şya Laşımağa mahsus olan el araba- larına belediyece plâka konulmasına karar verilmiştir. Bu maksadla Daimi encümende ted- kik edilmek üzere bir de talimatname hazırlanmakladır. Bu arada şekilsiz, biçimsiz ve bilhassa göze çirkin gözü- ken el arabalarının kullanılması ya- sak edilecektir. Plâka konulan ara- . balardan da bittabi, diğer arabalarda olduğu gibi plâka resmi alınacaktır. Vahşi hayvanları sebie sok- mak için izin alınacak İstanbula getirilecek vahşi hayvan- ların ne maksadla olursa olsun şeh- re sokulması için mutlaka belediye- den izin alırması kararlaştırılmıştır. Bu karara göre meselâ, bir kimse hususi surette büyüttüğü bir maymun veya ayı hakkında da mutlaka izin alacaktır. Kanlı kavga İki kişi ağır surette yaralandı Evvelki gün Üsküdarda kanlı bir kavga olmuştur: Selimiyede bir evde Ali, Kadri ve Hüseyin adında üç kişi oturmaktadır. Evvelki gün sabaha karşı üçü de kalkmış ve işlerine git- mek için hazırlanmağa başlamıştır. Bir aralık Hüseyin ile Nuri, Alinin fazla gürültü çıkardığından bahisle söylenmeğe başlanmışlar, Ali bunla- ra mukabele edince kavgaya tutuş- muşlardır. Kavga kısa zamanda büyümüş; Ali eline geçirdiği kalın bir odun parçası- nı bütün kuvvetile Hüseyinin başına Hüseyin bu ağır darbe altında kan- 'lar içinde olduğu yere yıkılınca; bu sefer Hüseyin ile Ali karşılaşmış, Hü- seyin de Aliyi yüzünden ve dudakla- rından yaralamıştır, Bu kanlı hâdiseyi gerek evden ge- rek komşulardan duyanlar zabitayı haberdar etmişler, gelen polisler; ha- yatı tehlikede olap Hüseyini ve Aliyi bir otomobille Haydarpaşa hastaye- sine kaldırmışlar, Hüseyini de yakala- mışlardır. Vakadan, Üsküdar müddeiumumi- liği de haberdar edilmiş olup tahkikat ileriletilmektedir. Zehirli gazdan korunma kurs- larının birinci devresi bitti Halka zehirli gazdan korunma ça- relerini göstermek üzere mahalleler- de açılan kursların birinci devresi ev- velki akşam bitmiştir. İkinci devre kurslar dün akşam açımlıştır. . Birin- ci devre kursa iştirâk edenler 4,200 kişidir. Bunlar, imtihandan geçiril mişlerdir. Muvaffak olanlara birer ve- sika verilecektir. Bayram ertesi Eminönü. Halkevi sajonunda şehri idare edenlere, yani vali, kaymakam, emniyet müdürü, vilâyet, belediye erkânına mahsus olarak bir kurs daha açılacaktır. Neyire Neyirin büyük bir sahne şükür. | — LLM tü İİ İSTANBUL HAYATI Bayram alışverişi Ramazan telâş sona erdi, Bir kaç | gündenberi İstanbulun dört bucağın- da bayram telâşı başladı. Büyük ma- Zazalar, küçük dükkânlar, Mahmud- paşa yokuşu arı kovanı gibi kaynıyor. Kapalı çarşıda sabah erkenden akşam geç vakitlere kadar kalabalıktan ge- çilmiyor, Dükkânların içleri dolduğu gibi, kapı önlerinde sıra bekliyenler de biribirlerine giriyorlar; — Dükkâncı hişşşt, biraz da bu ta- rafa baksana ayol. Elâleminki para da, bizimki teneke parçası değil ya. — Aa, kızım, biraz önüne bak. Az kaldı burnumu kırıyordun. Verilmiş sadakam varmış ta, çarşılarda pazar- larda sakat olmaktan kurtardı beni. Bir manifaturacı dükkânının önün- de pelerinli, mantolu, yazlık roblu, çarşaflı bir grup, rafları gözden geçi- riyorlar; — Dükkâncı, sizde şey basması yok mu? Yanındakilere dönüyor: — Kız, basmanın ismini unuttum. Neydi, neydi? Öteki, bilgisinden emin bir gururla atılıyor: > i . Medi Dükkâncı bıyık altından gülerek ifldiriyor, — Viyana biçimi orijinal bir şapka istiyorum, Fakat klâsik olacak. Hani şu kübik Hollivut modelleri vardır ya, bir şapka, müşteri bayanın sıraladığı yor — Ah bayancığım, Talihiniz varmış vallahi. Bu şapkayı her müşteri bile- mez, Ve lâkin sizin gibi, tuvaletten an- lar, merakli bir bayan gelirse boş dön- mesin diye nümümelik için bu şapkayı yaptırmıştım. Bir tane daha isteseler yok. Yüksek bilgisinin takdir edilmesin- şına göstererek yana yana anlatıyor: — Allah aşkına şu listeye bak iki gözüm. Bayanın siparişleri, çocukla- rın eksikleri, kayınyalidenin ihtiyaç- ları derken bizim maaşın dibine darı ekildi. Bu gidişle bayramda onları giy- dirip kuşatacağız, gelecek ay başına kadar da aç susuz, hava alıp oturaca- ğiz. Topallıya topallıya dükkâna giren durayı iki gün giydim, ayaklarım ya- ralar içinde kaldı. Çabuk, al şunları da, ver bakayım benim üç yüz kuru- şumu!.. Sokaklarda, tramvaylarda, kadın erkek, çoluk çocuk, herkesin elleri, koltukları paketlerle dolu, Bayramın ay başına raslaması dükkâncıların da yüzlerini güldürdü. p Cemal Refik B.A > /Zanmetmemi, Eğer öle artti olduğunu bilenle de var çok Gi AN SA a ——i Sahife 4 > | gere Me