) 23 Teşrinisani 1937 — ie < ie AKŞAM > Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA. İSTANBUL HAYATI | Çalışmayan kadınlar | arasında bir anket Bir gazele, çalışan kadınlar ara- sımila bir röportaj yapıyor. Bunun İçin de muhurriresini amele kılığına sokmuş, iş aramak peşinde koşturu- yormuş, fabrikada çülıştırtmış. Fakat çalışan kadınlar çoğalıp artık onlar da aşağı yukarı erkekler gibi oldukları için merak edecek bir tarafları kalmadı sanırım. Halbuki Yaşayışlarına akal sır ermiyen diğer bir kadın nev'i var: kadınlar! Bence asil mevzu onlardır. Asıl şa- Yanı hayret, şayanı merak, asıl içti- mai mesele bu çalışmıyan kadınlar- dır, ... Kendilerine aşağıki sualler sorulsa Ve samimi cevap verseler şu yolda bir konuşma olurdu, zannederim; ... — Hayatta ne yaparsınız? — Elçi... Evliyim, — Evlilik meslek değildir. Kocanız da evli, fakat mneşguliyeti var, Her halde ev İşlerine nezaret edersiniz? — Hizmelçilik için evlenmedim. Adam- larımız çifter çifter! — Öyleyse bütün gününüz nasıl geçer? — Öğleye doğru dan odaya siftinirim... , €wwel banyoya girerim... Yemekler sonru bopanırım... Ya bizim evde yahud da ah- babların birinde birbriçli çay tertib edil- miştir, giderim. Çene çalar, ötekini beri- kini çekiştiririz.. Biraz oyun, biraz dans | derken, akşum olur.. Bazen ufak tefek | aliş verişler, randevular, berber, tersi yahut sinema için Beyoğlunda Oye- zerim.. Akşama kocamin buluşurum; Ekseriya eve o benden evvel gelir ve *iler.) Yemek yeriz, sokağa çıkarız. Ya- wd sokakta buluşur, bir yere gideriz. Gece yatarım, sabahleyin kulkarım.. — Çocuklarınız? — Dadıları bakar. Rüyüdükleri vakit Alman matmazel bulacağız. — Peki sir? Hayatta hiç birşey öğren- mediniz mi? — Beni tahkir mi etmek İstiyorsunuz?... Elbette! Okudum. Filânca fllinca mek- teplerden diplomalıyım.. Füânca filânca lisanları bilirim.. Fransızcayı kocamdan İyi konuşurum; dostlarıma yazdığım mek- tupların üdeta bir edebiyat olduğunu söy- lemişlerdir... — Peki bütün bu' bilgleri niçin kullan- mayorsunuz? — Zengin kocaya vardım! dedim ya... — Gayeniz nedir? — Kocamın daha zengin olması, Avra- padaki en müreffeh kadınlar gibi yaşa- mak... Gezmek, eğlenmek, seyahat etmek, bahusus hiç, hiç, hiç birşey yapmamak! — Aman, bayan!.. Daha Tarla eHiç bir vey yapmamak» masıl kabil olur? — Meselâ, hergün kumför gelir, saçları- mi o yapar ve yüzümü de 6 boyar", Ol. Rimel çekmek, me yorucu! '... Bu muhaverehin cevapları pek çok kadınların idealidir. Bence, kadın meselesinin en çürük tarafı da bu- dur; ve hataya düşülen noktada şu- dur ki, cemiyetin manevi nimetlerin- den istifade ederek tahsil ve terbiye görmüş, sonrada zengin kocaya var- maş Garplı kadınlar, zannedildiği gibi, yukarıki programla günlerini geçiremezler, Aile içinde ve dışında faydalı ve fahri hizmetler görmek, küçük ve büyük burjuva kadınların. dan prenseslere kadar her medeni kadının itiyadları arasındadır. Kimi güzel sanatlere, kimi evinde bir işe merak sarmışlar; kimi bir hayır mü- essesesinde vazife almıştır. Medeni memleketlerin iyilik kurullarını tesis ve Idare eden hep bu zümrenin ka- Taksiler Şoförler 0 kuruşa! yolcu taşımak istiyorlar Şoförler cemiyetini temsil eden bir heyet, dün belediyeye — gelmişlerdir. Vali B, Muhiddin Üstündağ o sırada belediyede bulunmadığı için kendisi- le görüşememiştir. Şoförler müravaat- larını şu şekilde izah ediyorlar: «— Biz, plâka parasının tenzili için müracaat etmiştik. Bu talebemiz esas itibarile kabul edilerek şehir meclisi- ne verilecekti. Fakat sonradan öğre- riyoruz ki meclisin bu devresinde de müzakeresi tehir edilmiştir. Benzin sarfiyatına göre otomobillerden alı- nacak resim ve ücreti tayin edecek ve bunun için bir kanün hazırlana cakmış. Bunun için bu talebemizin şehir meclisine gönderilmesinden vaz- geçilmiştir. Bundan başka olobüs se- ferleri arttıktan sonra bizler büsbü- tün zarar gördük. Otomobile kimse binmiyor. Bize de otobüsler gibi on kuruş ücret mukabilinde yolcu kabul eğilmesi müsaadesi verilmelidir. Bu- nun için B, Muhiddin Üstündağı zi- yaret ederek ricada bulunacağız.» Şofürler bugün tekrar belediyeye giderek valiyi Ziyaret edeceklerdir. Sinirli bir kadın Kızının muhakemesinde bulunamadığı için düşüp bayıldı Kumkapı civarında Arşağın kız Vartohiyi kaçınmaklan suçlu Nuri ağında birinin muhakemesi dün birin- ci ceza mahkemesinde yapılmıştır. Kız küçük olduğundan muhakemenin giz- Hi yapılacağı bildirilmiş ve davacı ile suçlu ahikonularak diğer dinleyiciler dışarıya çıkarılmışlardır. O sırada mu- hakeme salonunda bulunan Vartohi- nin annesi Agavni: — Ben de Kızımın muhakemesinde bulunacağım. Diye çıkmak istememiştir. Bu-işte davacı, babası Arşak olduğu için mah- kemede yalnız Arşağın bulunabilece- ği söylenerek kendisi dışarıya çıkarı- hınca Agavnl fena halde hiddetlenmiş ve: — Kızımın davasını dinlemeğe beni bırakmıyorlar. Diye koridorlarda bağıra çağıra ağ- lamıya başlamış ve bir aralık tâşlar üze- rine düşüp bayılmıştır. Adliye dokto- ru tarafından yapılan tedavi netice- sinde Agavni zorlukla ayıltılmış. © sı- rada muhakeme hitam bulduğundan kocası Arşakla kızı Vartohi çıkımışlar- dır. Agavni, kocası ve kızile beraber gitmiştir. Bir otomobil yoldan geçen birini yaraladı Abdülkadirin idaresindeki Tophaneden geçerken Ali Şoför otomobil isminde birine çarparak yaralamıştır. Şoför yakalanmış, Ali tedavi altına dımlarıdır. arasına bir de hava raporu girdi bay, | siyemi alsam, baston mu?.» diyedü- | bilmek iyi bir gey amma bizim radyo- | adama gece “| mun raporları yarına değil de düne | idil.» diye alti vardır?, Amca... .., Her sabah evden çıkarken «jem: şünenler için... Haklı şikâyetler Otobüs durak yerleri Otobüs durak yerleri en işlek, en lüzumlu noktalarda olmalıdır. Halbuki vaziyet öyle değildir. Me- selâ Sirkeciden Cağaloğluna doğ- ru çıkan arabalar Babtâli cadde- sinde durmadıkları gibi, koskoca vilâyetin önünden de durmaksı- gın geçmektedirler. Tevakkuf ye- ri İran sejarethanesinin önü. Ta- diatile buraya gidecek halk, vilâ- yete, defterdarlığa, emniyet mü- dürlüğüne ve matbaalara gide- ceklerden'fazla değildir. Otobüs duraklarında bir tashih yapılmasını karilerimiz istemek- tedirler. Net: Karilemirimizden gelen diğer şikâyet mektuplarını 13 üncü sahile- inizde okuyunu. Orta mektepler Yeniden bazı şubeler açılması düşünülüyor Şehrimizde bulunan ortamekteb müdürleri dün maarif müdürlüğünde toplanmışlar, kendi mekteblerinin 8i- raf vaziyetleri ve her sınıftaki ta- lebe mıkdarı etrafırıda görüşmüşler- dir, Pek kalabalık “olan sınıflar için birer şube ilâvesi bugünlerde karar altına alınacaktır. Muallimlerin meşleki müktesebatı- nı arttırmak üzere; evvelâ, yazı, fen bilgisi kurslarının açılacağını ve ma- arif müfettişlerinin bu kurslarda kon- feranslar vereceklerini yazmıştık. , Kurslara sid hazırlıklar ikmal edil- miştir. Kurslar, kânunuevvelin on beşinden itibaren faaliyete geçecekler- dir. Kursların günleri bunlara devam edecek muallimlere ayrıca tebliğ edi- lecektir, Sinemada bir yaralama Evvelki gece Beşiktaş sinemasında bir yaralama vakası olmuştur. Aile- sinden bir kadınla sinemaya giden Hamza adında biri, yanlarında oturan rından şüphelenmiş ve bir aralık bazı ihtarlarda bulunmuştur. Salâhaddin, bu Jâkırdılara kulak asmayınca; kı- zan Hamza bıçağını çekmiş ve Salâ- haddini vücudünün muhtelif yerle- rinden yaralamıştır. Hâdiseden haberdar olan zabıta; Balâhaddini Beyoğlu hastanesine ya- tırmış, Hamzayı da yakalıyarak hak- kında takibata girişmiştir. Mahmud Vahid ve Yado adında üç 'Kişi evvelki akşam Kocamustafapaşada bir kâhveye gitmişlerdir. Üç arkadaş, kahvede, önce bir kadın"meselesinden dolayı araları açık olan Veli isminde birile karşılaşmışlardır. Weliyi görür görmez üçü birden üzerine çullanmak istemişler, fakat Veli duha atik davra- narak büyük bir sandalyeyi kapmış ve Vado ile Mahmudu başından ehem- miyetli surette yaralamıştar. Vakadan haberdar olan polis; hep- sini yakalamış, yaralıları tedavi altı- na aldırmıştır, Tahkikat ileriletilmek- tedir. ŞEHİR HABERLERİ Bay Amcaya göre... Yangına karşı Belediye herkesi tedbir almağa mecbur edecek Belediye, şehirde yangın tehlikesi- nin önünü almak üzere gayet mühim. bir karar vermiştir. Bu karara görü şehir hududu içinde ne kadar dük- kân, han, mağaza, fabrika ve mües- sese varsa bütün bunlar, belediye itfa» yesi tarafından birer birer gezilecek, binaların vaziyetlerine, içinde bulu- nan eşya vesairenin cins ve nevine göre ani yangın tehlikesine karşı ne gibi vessil kullanılacakları tesbit edi- lecektir, Bunların muayyen bir müd- det içinde tedariki mecburi olacaktır. Bu kararın tatbiki için belediye bir talimatname hazırlamıştır. Tali- mainame daimi encümende müzake- re edildikten sonra şehir meclisine ve- rilecektir. Defterdar muavini Trakya Umumi müfetti; e vazifeye tayin edildi İstanbul Deflerdarlığı muavini B. Cemal Yorulmaz maaşi aslisile ve ter» fian Trakya umumi müfetlişliğinde vazifeye tayin edilmiş ve bu emir dün vilâyete tebliğ edilmiştir. Ihtiyar hırsız Yenicamide ayakkabı çalarken yakalandı Polis memurları, 60 lık bir adamı camide ayakkabı çalarken suç üstüp- de yakalamışlardır. Nuri ismindeki bu ihtiyar, dün bir namaz vakti Yenica- mie gitmiş, içeri girmiştir. Cemaat, tam namazın son rekâtlarına geldiği bir sırada kendi ayakkabılarını koltak altlarına saklamış ve Mehmed isminde birinin yeni ayakkabılarını eline als- rak câmiden çikmağa ğ Bu sırada camide bulunan bir sivil memuf Nurinin peşine takilmış ve tam kapı önünde yakalamıştır. Nuri hakkinda tahkikat genişletilmekte- dir. Bebekte bir tramvay kazası oldu, 2 kişi yaralandı Dün sabah saat sekiz buçukta Be- bekte bir tramvay kazası olmuştur. Boğos isminde yetmiş yaşlarında biri Bebek istasyonundan yeni kalkmış olan tramvay arabasma atlamış, fa- kat bir türlü kendisini toplıyamadı- ğından tramvay içine girmeğe muvaf- fak olamamıştır. İhtiyarın asılı bir halde olduğunu gören pilünlen Rifat da Boğosu usu- letle aşağıya almak için tramvaydan atlıyarak koluna girmiş ise de, bu 6 fer oda muvazenesiz bir vaziyette kal mıştar. Bu sırada İzamvay da süratini art- tarmış olduğu cihetle Rifatla Boğos bir müddet sürüklenmiş, Boğosun ayağı kırılmış, Rifat da vücudünden berelenmiştir. Neden sonra tramvay durmuş, po- lis işe el koymuş, her ikisi de hastane- ye kaldırılarak tedavi altına lardır. Kabahatin kimde olduğu arâş- tırılmaktadır. ; ... JJBiribirlerini kaybetmişler.! — A bayancığım. Biraz evvel içeriye beraber girdik. Adamcağız, imamın arkasından kanadlanıp uçmadı ya!.. — Eeee, bayancığım, Öyle söyleme, Dünya hali bu. Herşey olur. Hem bak- sana, İnsanlar cayır cayır uçuyor- Jar da, Gece saat yedi buçuk sıralarında Fa» tih camiinin basamaklarında kadın, erkek, çoluk çocuk toplanmışlar, Orta- da bir kadın bağıra çağıra derd yanı- yor, arada bir, telâşla kalabalığı yara- rak koşuyor: — Hay, işte gidiyor. Galiba bizimki, Ardındaki iki çocuk da koşuşuyor- lar, Fakat biraz sonra homurdana ho- murdana dönüyorlar; i — İnsan oğlu çift yaratılmış, Karşi- dan tıpkı bizimkine benziyordu. Odur, diye gittim de elin adamının kolun- dan çektim. Meğer başkası değil mi imiş? Utancımdan yerlere geçtim val- lahi... Camiden çıkanlar da gürültülü ka- labalığı görünce etraflarına toplanıyor. lar, çember gittikçe genişliyor. Ortada. ki kadın yana yakılan anlatıyor: — Teravih namazına gidelim, dedik, ile buluşacaklık, Namaz bitti, cami bo- saldı, saatlerdenberi bekliyorum. Hâ- lâ bizimki ortada yok. Kalabalık arasından biri akıl öğreti- yor: — Teyze, burada bekliyeceğine, eve git. Sizinki de gelir elbet. Belki gençli- Zinde eski ramazanlar aklına gelmiş- tir de şöyle bir gezintiye çıkmıştır, Ma- Jüm ya, iftarla sahur arasında mubah işler olur. Kadın kızıyor: Oradan ayrıldım. Camiin arka tara- dakika ya durdum, ya durmadım. Bir de çıkayım ki, bizimkiler ortada yok. Kadın ne ise amma, çocuklara canım sıkılıyor. Şimdi eve gidince üstelik bir de kavga edeceğiz. Adamcağıza, öte taraftaki kadını — Çocuklar da yanında mı:, Cevabımı beklemeden koşa koşa git. ti. Cemal Refik tine müracaatle Prensin naşının İstan- bulda kalmasına müsaade edilmesini istemiştir. Misir hükümeti bu isteği kan bul ederse prensin naşı İstanbulda kan Jacaktır, N