komposto olarak çok sarle- Rarend Rhabarberin, evvelâ İngil- terede 1574 senesinde, bilâhare 19 wncn asrın nihayetlerine doğru Almanyada vâ - si mikyasla xirmati yapılmağa başlan- Ezcümle Almanyada pek mükem- el bir şekilde yetiştirilmekte ve cinsi *ktedir, Ravend Rhabarber çok sıhhi, midevi bir nebattır; çünkü bu nebatın terkibin- de, bamızat madeni emlâh ile - potas, , demir gibi maddelerle karışık bir halde bulunmakta olduğundan, vücude — yarayıcı bir sebzedir; bilhassa tastiyesinde, Ka mide tenyi- dde çok. mühim rolü vardır. Bundan, hafif şeker haşlandıktan sonra, içerisine mikdarda üzüm sirkesi ilâve edilmek suretile yapılan salatası, cidden çok hoş ve iştaha açıcıdır. in yetiştirilmesi; bu sebze tip- Xi kuşkonmaz veya birimi gibi yum- Tühü pençeleri ile üretilir. Bu rizomlar, 'ç memleketimizin Karadeniz sa- hillerinde hudayi nabid bir halde yetiş- mekte, bilhassa daha sicak olan naren- ve çay muntakalarında mükemmel surette yetişmektedir. rak, resmimizde gürüldüğü ae alel Sürdürmek kabildir, ki, şu tarzda yapılır: emmi patates şeklinde olan bu 8 - 10 derece olan ka- ranhk in nakle, altı (ze gübre ve Üzerinde 4 - 5 asaniim toprak bulunan, Yazan: Perihan Parla — İsminiz? — Banu Nizameddin. — Katil hâdisesile suçlu olduğunuz- dan haberdarsınız değil mi? — Evet! Süngülü iki jandarma hneferinin arasında, suçlu mevkiinde oluran genç kız baştan aşağı siyahlar giy- mişti. Açık kumral dalgalı saçları, sa- rarmış çehresinde iki yosun parçası- ni andıran yemyeşil iri gözleri, büyü- cek ve muntazam beyaz dişlerini çer- çeveliyen kırmızı dudakları bir yığın renk ve zarafet mecmuası İdi, Hafif yana iğilmiş küçük siyah şap- kası, aynı renkteki koştümü bu renk ve güzellik yığınına bir matem örtü- sü çekmiş kadar hüzün verici idi, Uzun kirpikli gözleri hemen yerden. hiç kalkmıyor, elindeki küçük beyaz mendili tırnaklarile koparırcasına di- İstanbul ağırceza mahkemesi salonu binlerce dinleyicisine rağmen bomboş bir mabed gibi sessizdi. Hükimin sesi gök gürültüsünü an- ie ei nini “rm GÖNÜL HINCI Karlı, yağmurlu ve çamurlu havalarda yemlerini ne şekilde vermelidir? Güvercinle Yalnız müddet için vermek Zira buğday yağ güvercinleri uyuşuk, bayvanlara fazla da .vercilere verilmez ve csasın güvercin bu yemi de yemezler. Kişin soğuklarda, muar verilebilir; #a- kat az mikdarda, arpa ile karıştırılması Keza kırık, kalbur altı pirlnç te, dar da güvereinler için şayanı tavsiye bir yem olabilir; ezelimle güvercin palazları- mahir mükemmel. bir güvercin yemidir. Bilhas- sa bunun öğle yemlerinde verilmesi Ve arpa İle karıştırması . Çimlendirilmişz yabani o& tohumlarını, diğer tohumları güvercinler çok severler, Seber, salata kırıntıları kıyılarak, par- çalanarak verilirse bunları da seve seve yerler, İnsanların teguddisine elverişli olmi- yan bozulmuş patatesleri, pişirerek parça halinde güvercinlere vermek te kabildi.. Bundan başka karışık olarak şalgam, pancar, turp, dari, pirinç, kelen ve mevir yemleri de verilir. Keten ve kene- virin bilhassa güvercinlerin çifleşme 2- da bozulmuş anason ile, az mik- darda verilmesi çok faydahdır. Bunlardan başka, güvercinlerin umumi sıhhatleri için, güvercin taşı namı ve- rilen ve suni olarak kazırlanan (kil, ince kum, tuz, keten ve kenevir, anascn yem- lerinin un ve su ile bir hamur Yapılıp, bu hamurun güneşte kismen ku- tutulduktan sonra güvercinlere verilmesi çok mühim ve şayanı tavsiyedir? ü nlere günde kaç defa yem ver- Bu İş, güvercinlerin gezdikleri yerlerin, tarlaların vaziyetine, mevsime göre de- giyen bir meseledir. Umumiyetle ikinciteşrinden mart orta- santim yaprak Sürgünler basil olunca, bunlar koparılır ve izah elliğimiz şekilde sarfedilir. Bu yumruların karanlık bir yerde çim- lendirilmesi yaprak saplarının beyaz kal- masına yardım eder ki en makbul Rha- berberler Obeyaz hafif kırmızımtırak olanlarıdır. Resmimiz bu tarzda yetiştirilmiş Rha- İ barberleri göstermektedir. Yumruhi rizomlar sonbahardan ilkba- İ bara kadar dikilebilirler. Bu yumruları İ gerlerde 10-12 hararet derecesi bulman yerlerde kışın bile çimlendirmek kabildir. Teirika No. 1 — Maktulün, eylülün yirmi üçüncü gecesi sabaha Karşı, yatak odasında ve kalbinden giren bir kurşunla öldü- rTüldüğünü biliyor musunuz? — Evet — O gece köşkünde yalnız bulundu- Zundan ve cinayetin gece yarısından sonra ika edildiğinden haberiniz var değil mi? — Evet! — Çok zengin bir müteahhid olan maktulü uzun zamandanberi tanıyor mıydınız? — Evet! — İlk tanıştığınızda kaç yaşınday- dıniz? — On altı, — Şimdi? Genç kızın siyah kirpikli gözleri ge- çen uzun bir maziyi hatırlamak ister gibi biraz kısıldı; kendisinin bile-zor işitebildiği © cevap hazin bir inilti ha- linde dudaklarından döküldü: — Yirmi sekiz! eki — Onu bundan tam on iki yıl evvel tanıdım! Güvercinleri nasıl ve ne gibi yemlerle beslemeli ? | 7| larına kadar günde iki defa, güvercinlere yem vermelidir. Sabahları 94 da ve öğle samanı saat 3 to yon vermeli, ve güzel havalarda, birinciteş- a Kadar birinci yem saat 12 de ikinci yem de karanlık olmak üzere vo- rilebilir, Mahsul, barman zamanı, genç güver- cin yavrularının yem aramağı başladık- Tarı zamanlarda yem verilmez. Yem ve su nasil verilmeli? e Yemleri o umumiyetle avluya, toprak üzerine serperek vermelidir. İştaha ile ve çabuk yiyecekleri kadar verilebilir. Çok fena havalarda, çamurlu yaran» larda, yemlerin, yem kapları içerisine konularak verilmesi şayanı tavsiyedir. Ru gibi yem Kapları, alçak, uzun, dar olmu Lıdır. Az mikdar cins güvercin | besliyenlere resmimizde görüldüğü şekilde ve üzerleri tel ile örtülü yem kapları içerisinde ve- rilmesi faydalıdır. Yem kapları sayesin- de yemden tâkarruf ve israfın önüne ge- | çilmiş olur. Güvercinlerin içecek suları» | nın her gün - günde iki defa - temiz ola- rak doldurulması lâzımdır. Bundan başka geniş, irtifa az su Xap- Yarınım o bulundurulması da icap eder. Güverciler - erkek dişi ile beraber - bu su kapları içerisinde banyo yapmalarını severler... Yalmız benyo için bulundu- Tulacak kapların âzami olarak bir saat- ten fazla bulundurulmaması ve ondan sonra kaldınlınası lâzımdır. Bühassa pek soğuk zamanlarda bu su kaplarına da lüzum yoktur. banyodan sonra güvercinlerin soğuk almak ihtimal ivardır. Ziraat sahifemiz Okuyucularımız ker hafta bu sütunlarda ziraale ait müteaddit yazılar. ve mülehassısımıza sör- dukları meselelerin cevaplarını bulacaklardır. $iranın şaraba tahavvülü fermantasyon nasl olur? Topkapı, N. Gürbüzel; Mektubunuzu alâka ile okuduk. Şarabın nasıl yapıldı- Bımı bundan evvelki yazılarımızla izah etmiştik. Şiranın şaraba tahavrülü fermanlazyon bamirelerinder. ileri gelir. Ezilmiş olan Üzümler kendi esas suyu ile - şirasile - bir fıçıya doldurulur. Hararet derecesi elverişli ise, iki üç gün sonra gira köpür- meğe, kaynamağı başlayıp, üst tarefe gaz habbacikleri - hamızı karbon gazı - çıkmağa başlar. Bu suretle 5 - 10 gün #onra şiranm tatli İezseti kaybolup hu- susi bir lezzet alır. , giranın bu su- Tetle şaraba tahavrülün ihtimarı küull dendir. İhtimarı küyli, hamireler - ma- ya - denilen geyet küçük uzviyattan, bu- mun olur. Üzüm taneleri Je salkımı üzerinde zi- yada mikdarda mevcut bulunan bu ha- mireler, şirada bulunan üzüm şekerini (elokor Tevilozu) şeker ile, azotlu ve madeni maddelerle beslenip tekessür ederler; ve bu hami- Teler yalnız hamızi bir vasatta yaşays- bilirler, ihtimar, kaynama esnasında karbon gazının çikip çıkmadığını, Şu suretle Anlıyabiliriz: Çıkan gazı bir fanos veya mihberin içerisinde toplayınız ve derhal Teyzelerim onaltı yaşımın senei devriyesini kutlamak için bir gece 2i- yafeti veriyorlardı. e Davetlilerimiz şimdi sayısını hatırlıyamıyacağım ka- dar çoktu. Ben o gece ilk defa çocukluktan çı- kıyor, Amerikan topuklu lâme pa- puçlarım, açık pembe gece esvabımla bir genç kız oluyordum. Giyinip aynaya baktığım zaman kendi kendime gülüyor: «Artık kosko- caman bir hanım olmuşum!» diye söy- — Ne güzel nie Banu! Kızr- mız ne kadar büyümüş te haberimiz yok... diyorlardı. Küçük teyzem bil- mem neden birdenbire mahzunlaş- mıştı; — İnşallah kadrini kıymetini an- ; yacak bir adama düşersin de mesud olursun kızım. Zira bu zamanda er- keklerin iyisi az bulunuyor. Ben her zamanki gibi neşeli ve şa- 'kacı halimle cevap verdim: — Ben hiç üzülme teyzeciğim. Gö- receksin öyle mesud olacağım ki.. hem Meyvalı ağaçlar: Fıçı ve saksılarda limon, portakal mandarin nasıl yetiştirilir? Limon, portakal, mandarin gibi na- renciyelerin yetiş- tiği, tabii ve mu- ayyen iklimleri var- dır, ki, buralarda bir çok yerleri, ez- cümle cenup böL gelerimiz, Akdeniz havzası, Ege mın- takasından başlıyarak oAntalya, Alan- ya, Mersin Tarsus, Adana Dörtyol, Ce- beliberek Kozan o muntakalarımızla, Ka- radeniz bavalisinde Rize mıntakalarında narenciyeler kâmilen açıkta, bahçelerde yetiştirikmektedir. Bu saydığımız narenciye iklimleri ha- rieinde, az mikdarda, daha doğrusu mey- vasnın istifade şekillerinden ziyade, Kış, yaz ane 'dökmiyen, şık, zarif yap- rile, kısmen de kışın içeriye alman saksi ve fıçılar içerisinde de yetiştirmek kabildir. Bu yazınızla, şimdilik, bu tarzda limon ağaçları ve fidanlarının iklim harici va- sıl ve ne suretle yetiştirileceği ve nelere itina edilmesi izim geldiğini izah ede- ceğiz. Limon ağaci; limon ağacının menşel Asya, Hindistandır. Memleketimizde ye- tiştizi mıntakaları yukarıda söyledik. Li- mon soğuğa portakal, mandarin xadar mukavemet edebilir. Fakat diğerlerinden çok daha hassastır. Buna mukabil fıçı ve saksılarda. burune gibi yetiştirilmeğe çok elverişlidir. mihber içerisine yanmış bir kibrit koya- sanız derhal söndüğünü o görürsünüz, ve çıkan gazm hamsi karbon olduğu anlaşılır. Bazı tenkli üirümlerde 8 - 10 gün son- Ta renksiz olan şiranın kırmızı olduğunu görürsünüz. Binaenaleyh şaraptaki ren- &i veren ihtimarı köyli neticesi, Üzüm taneleri “üzerinde bulunan hamirelerden ve şaraptaki renk husule gelen İspirio- nun kabuklarındaki (o renkli maddeleri halleder ve şarap ta renkli olur, ki, ge- lecek yanımızda bu şarabın nasl yapıl- dığını izah edeceğiz. Zirai yazılarımız Bursa, B. Mahmud: Şimdiye Xadar gwsetemizde intişar etmiş olan ve mevsi- me göre tertip ve tanzim edilmiş bulu- nan zirai yazılarımızı, sene nihayetine doğru, zirai bir ansiklepedi şeklinde, tab” etmek istiyoruz. Bu kitabımız inti- şar edinde, verilecek adrese müracan Ka yazılmış bir eser yoktur. Ecnebi Jisanlardan, istediğiniz gibi İşi- nize yarışacak ve ayda bir defa imtişar eden, Lavle Agricole isminde zira! bahis- leri ihtiva eder güzel bir gazete vardır, bunu size tavsiye edebiliriz. Bursa Ziraat kütüphanesinde, bu gazetenin bir tane- #ini, tedkik için almanıza müsaade oder- ler. böyle şeylerden bahsetmesi çok ayıp, çok ayıp! Ben şaşalamıştım: Küçüktenberi arasıra tekrarladığım bu şakanın bu gece birdenbire (ayıp) oluvermesini bir türlü havsalam almıyordu. Demek ki insan on şitı yaşına girince bütün kelimeleri tartarak, uzun uzadıya muhakeme ettikten sonra sarfetme- Bydi. Bunlar benim çocuk ruhumla hiç te kabili telif görünmüyordu. An- Jaşılan genç kızlık âdabına ayak uy- durmak için biraz güçlük çekecek- tim! Çok şen ve lâkayıd bir çocuktum... Biraz büyüyüp kendimi hissetmeğe başladığım zaman etrafımda çok müşfik ve beni deli gibi seven iki ihti- yar teyzeden başka kimseyi bulama- zmiştam. Aile ve akraba denen şeyler bence henüz meçhul bulunduğu için uzun zaman öksüzlüğümü hissetmedim. Fa- kat, yaşım ilerleyip mektep çağına girince yavaş yavaş hakikati görür gibi oldum, arasıra teyzemin göğsüne başımı dayar, çekine çekine şu sualle- ri sorardım: «Benim annem yok mu teyzeciğim?»... «Bütün çocukların ba- baları var benimki nerede?» Ve zavallı kadın titreyen çenesi, su- lanan gözlerile en makul cevabı ara- ağa çaren benim süz bi irin taki ederi, Limon en ziyade sarfedilen bir madde- dir. Çünkü, limonun mühim hassaların- dan biri de tıbbi, sıhhi hassasının fazla olmasıdır. binfsal hastahklarınde, ihtiva ettiği vitamin sayesinde, zayıf ve hasta- hkhı kimselere, ezcümle yeni yiyoceğe ba: Jamış küçük yavrulara, umresi şiddetle tavsiye edilir. Tıbda Iman menkuunun kabili inkâr değildir. Pek güzel kokusu dolayısile, limon çi- çeği ve yapraklarından elde edilen esans ve ruhu eczacılıkta, şekercilikte, kolonya imalinde pek çok sarfedilir. Bundan başka, limon wsaresi emlâhı kilise ile muamele olunarak İimoniyeti kils halinde tıbda istimal olunur. Limonun envaı pek çoktur. Turfanda yetişen Sicilya limonu, ince kabuklu ve kabuğu mücelli olan Lisbon l- monları pek meşhurdur. Bu cins iimon serlerde; salonlarda saksı ve fıçılar içeri- sinde yetiştirilmeğe çok müsaittir. Limon, diğer narenciyelerden şu süret- 18 tefrik olunur. Limonun genç sürgün- leri koyu yeşili kırmızımtırak o renktedir. Çiçeği de keza beyaz kırmızımtıralır. Hal buki diğer mandarın, portakal ağaçları- nın çiçekleri lekesiz beyazdır. İşte şu su- retle limon ağaçları diğerlerinden ayrı- lırlar. e Limon ağacı porlakaldan daha evvel meyva verir. 3 - 4 e İtibaren mey- va fidanlarından meyva almak kabildir. Limon ağacı, harares derecesi 13 - 14 olan ve kışın da hararet derecesi 4 - 5 ten aşağı düşmiyen, memleketimizin kuytu mahallerinde yetişebilir. Limon ağacnm sevdiği toprak, kireççe zengin, killi, kumlu, umuslu topraklar- dir, binaenaleyh, bu cins toprakir doldu- rulan fıçılara veya sukmlara limen fiz danlarının dikilmesi Yzımdır. Limonların üretilmesi — Tohumları, daldırma çelikleri ve aşısı iledir, Tohum- ları ile teksir pex müşküldür. Ancak 7-8 #ene-sonra mahsul alınabilir. Tohumla riie yetiştirildikie aşılamak Jâsundır. Fakât en iyisi ve seri olan usulü teksir, yabani furung Üzerine Ilmonu aşılamak tır ve yahni, üç yapraklı yabani bimen Üzerine ehli limon aşılamahdır. Limonlara göz aşısı .—- Bürgün veya durgun göz aşısi, kalem âşısı yapılır. k üzere için, dallarının mühimce akaamının bu- danması, bununla * beraber, zedelenmiş köklerin keza kesilmesi lâzımdır. Dikili dikten sonra, 3 -4 gün fasılalarla bolca sulanmalıdır, Fidanların dikilmesi, bir saksıdan diğe- rine nakli mutlak ilkbaharda yapılma- hıdır. Saksılara nakledilirken veya yeni- den dikilirken balen çürümüş gübre ver- çeye dikilmiş olanları bile ayda bir ve- ya Iki defa bolca sulanırsa kâfidir. Limon fidanlarına çürümüş gübre ile beraber, yaşına göre muayyen mikdarda sübre fosfat, potaslı gübreler, klörür dö- potasyum vermek faydalıdır. Gübre veril- dikten sonra, ayda 2 - 3 defa sulamak ister. Kimyevi gübrenin mikdarını ve ne ge- kilde verileceğini gübre acentelerinden - gübrenin gıda kuvvetine göre - izahat almağı tevsiye ederiz. Diğer yazımızda tatlı limon hakkında da izahat verilecektir. Resmimiz gayet güzel bir nevi Sicilya limonunu göstermektedir. Nihayet aradan seneler geçip her şeyi idrak edebileceğim bir yaşa ge- ince, bana annemle babamın feci akı- betlerini anlatmaktan başka çare bu- Tamadılar. Sedirin üzerinde gözlerim engin denizlerde kaybolan hayalleri görmek ister gibi dalgın ve sessiz uzandığım bir bayram gecesi senelerdenberi sor- duğum suallerin müteselsil cevabını dinledim: — Annen on sekiz yaşında iken genç bir erkânıharp zabiti olan babanla evlenmişti. Biribirlerini çok seviyorlar, herkesin gıpla edeceği kadar iyi geçi- niyorlardı. Evlendiklerinin ikinci se- nesi sen dünyaya geldin, O zamanlar bın bizi sabahlara kadar uyulmıyacak derecede müteessir ediyordu. Nihayet bir kış günü babanı Trablusgarbe ta“ yin ettiler. Henüz iki yaşına girme- miş bir çocuğun bu mevsimde uzun ME ME m aşikârdı. Bihin yale gmeğ beli gü rünmüyordu; annen de ondan ayrıl mak istemiyordu. Nihayet seni yaza gelip almak üzere bırak- mağa ve ikisi gitmeğe karar verdiler Ya bir cumartesi sabahı bir İtalyan Vâr, püru ile Trablusa hareket ettiler, ran | pi a a