, 13 Teşrinisani 1937. > > sy Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA SOHBET: Edebiyat meraklısı bir Insana iman kariimin mektubu na im Fontenelle; «Avucum hakikatle de- İmlâsı yolunda, mantıda zevk'i selim bir okuyucu mektubu al- dım, Okudum: «Demek halâ böyle insanlar kalmış... Edebiyattan zevk duyuya okuyor... Yenileri ve €s- kileri biliyor... Muhakeme ediyor, ta- niyor, Gazeteleri kaplıyan bu muharebe, İsvan, katliam, buhran, kalkınma, fabrika, sanayi gürültüleri içinde in- sana bir su sesi kadar serin ve şirin ge“ len bu mektubu beraberce okuyalım: ... düzgün güzel sandtleri seven bir ım, Fakat, bu sevgi tın payi hepsinden faz biyatı, daha çök tadarak seviyorum. An- cük bu sevgi, pilitoniktir. Okurum. O ka- vleyh, yüreğiniz hoplamasın: Size, Akşama derci rioasile hikâye, roman göndermiyeceğim gibi, lütfen okuyup mütalea beyan etmeniz için bir defter dolusu şiir de yollyacak değilim Ricam başka. Lütfen dinleyiniz Aşık paşadan tutunuz da bay Ahmed Mühibe kadar şiirin bütün kibar sımfnı ve biçare çosuklarını birer birer okudum ktayım, Füzuli, Nedimi, Natliyi, N Bakiyi, Hamidi, Namık Kemeli, Fikreti, Cenabı, Yahya Kemali, Haşimi, Ya, mn Seyfi, Faruk Nafiz, Yusuf Ziya ve Halid Fhri, Nazım Hikmeti, hattâ da- ha gençleri ayrı aym seviyorum. Necib Fazıl bir misal olabilir. Hepsinin tadı, kendi arının havası içinde güzel. “Türk edebiyatında hak- çan Hümjd, Fikret ve Hececi- ler var. Hâmid, gazel edebiyatından $i- | yatroya geçiveren bir dev... Bu büyük at- layış baş döndürücü bir kuvvet eseri de- Hü mi?. Amına, sihne kıymeti itibarile ne olursa olsunlar.. Fikret, Türk şiirine Ik Garplı çehresini veren büyük adam.. “cecilere gelinoe, onlar de se- ntiye kadar devam eden Aruz ile Os- yanlıcayı bir kıyıda bırakıp, belki Hâ- vidden, Fikretten daha bilyük bir sığra- yıla Hecenin ve güzel Türkcenin sahiline atladılar, Bir lâhzada, Ahmed Haşimin: Kenar âbe divilmiş süküt ile bekler Yahud Cenab Şahabeddinin: Sen türabı siyehde bir mahbas Musralari; Orhan Seyfinin: Buzün çıktım güzellerin gözlerinde seyahate... Veyahud da Yusuf Ziyanın Ne saray isterim, ne başımda taç, Gönlüm süse değil, sevdaya muhtaç! Mısra'larına dönüverdi. Aradaki Tarka bakınız... Halbuki, dikkat Heceetlerin uğradıkları İnkâr, tenkid, tehzil, hatti tâhkir, hizmetlerile tam maküsen müte- nasib, Her eline kalem alan gencin ilk va- 210 öyle sanıyorum ki; Kendilerine, çahıları, dikenleri, çakıllar ayıklanmış, temizlemiş, yuğurulmuş bu güzel, temiz san ve vezni hazırladıkları için onlara teşekkür olmalıdır. İtiraf edelim; bugün bir (Binnaz) he- nüz yanılmadı. Bir (Görülden sesler) he- nür Yok, Bir “Bir ömür böyle geçti) ye lesadil edemiyoruz... gençlerin çıkardığı (Yücel) mee- da şair Ahmed Muhib (Beyrek) isimli bir şiir yazmış. Ondan bir kaç mısra alamıf- lar ve düşenmişler. Aynen size ürzeğiyo- rum: (Geçen ayların en güzel iki şiiri, işi müzaha bozmuşken hâli şsirlik taslıyan ve sayıklıyan üstadların da neşriyatı da- hâl olmak üzerel bu iki şiirmiş, İşte bu iki şürden bir tanesi: Yürü bayraklar altında, Ölüm. Ölüm gülerekten Bir bayrak altında ölmektir. Ölecektin nasl olsa Öldün alnından yaralı, Bu, Ahmed Muhibin. Diğeri de, saz şairilerinin kafiyesile ya- zilmiş bir kekelemelik. Şimdi şu ifadeye bakınız: gerisaha — muşken) o Yeltenen) hizmetin, hem de şir gibi ne ölrdiği malüm olan bedava bir hizmelin mükü- fatı bu madur?... Kendi kendime düşünüyorum: Acaba, Orhan Seyfi (Gönülden sesleri) yazaca- ğına Veznecilerde tuhefiyeci dükkân: 29- suydı; Halid Fahri: anti kacı olsaydı; Yusuf Ziya, adaşı Yuzuf 2)- yün Güneş klübünde yarım ağır gü- Teşçi olsaydı ve biri Baykuşu, İlk şairi, — Everin penceresinden kafeslerin, Kiikması Belediye meclisinde konuşu» Şişli - Fatih Otobüs seferine ayın on beşinde başlanıyor Şişli ile Fatih urasında ayın on beşi- ne tesadül eden önümüzdeki puzarte- si gününden itibaren otobüs işlemeğe başlıyucaktır. Bu hatta 14 araba tah- sis edilmiştir. Yeni hat ile Beyoğlu ta- rafında tesis edilen otobüs servisleri üçe baliğ olmuştur. Yeni otobüs seferleri başladığından beri tramvay arabalarının azaldığın- dan şikâyet edilmişti. Belediye, tram- vay seferlerine çıkarılan arabaları teğ- kik etmiş, mutad miktardan aşağı ara- ba çıkarılmadığını görmüştür. Hatlâ “şirket kış mevsimi başlangıcında hal- kın ihtiyacımı karşılamak üzere ihti- yat arabalarını da sefere çıkarmıştar, Mütekaid, yetim ve dulların maaşları Mütekald, yetim ve dulların kânu- nuevvel, kânunusani ve şubat manş- larının tesviyesine 1 kânunusaniden itibaren başlanacaktır. Tediye günle- rini 15 inci sahifemizde okuyunuz. Hastanelerde hastalar için bekleme yerleri yapılacak Belediye hastanelerinde ayaktan tedavi edilecek olan hastalar, kori- dorlarda veyahud avluda beklemeğe mecbur oluyorlar. Belediye hastane- lerinde Kiimiklerinde hastaların bek- ! demesi için dinlenme ve bekleme yer- | leri yapılacaktır. Bu maksadi& 938 bütçesine tahsisat konacaktır. İ El arabaları Belediye kararını bir haftayakadar ilân edecek Sırt hamallığının Tiğvından sonra eşya taşımak için şehirde el arabala- rı kullanılmasına başlanmıştı, Beledi- ye tipini tayin ettiği elarabalarına ko- nacak eşyanın tahdidine ve mesafenin tesbitine karar vermiştir. Bu hususta tedkikat yapılacaktır, Bundan başka el arabalarına yolla- Ta toz dökecek, koku neşredecek, âka- cak maddeler konulması da yasak edi- Tecektir. Bu husustaki karar bir haf- taya kadar ilân edilecektir. MWEMEEEEEE e veeg esse SEEEEENA SE SARANNNAN) öteki Binnam vermeseydi daha mı İyi oturdu?.. Bu küçük baylsr şimdi ne ya- parlardı?.. Edebiyatın manaarası ne olur- du?. Rica eöerim, bunu, güzel, açik külemi- nizle, dürüşt mantıkınızla, selim zevki- nizle tahlil edip, büyük bir kari kütlesine tütab eden Akşamda kürsünüzden söy- Jeyiniz. 4 Biz sizden hiç olmazsa ayda bir kerecik böyle yanlar da Giyabi hürmetlerimi lütfen kabul bu- ni söyleme, çalı dibinde adam bulu- nur!» derler, Bundan ibret almalı: «Edebiyat mecmualarını okuyan yok!» diye ka- lemine geleni yazmamalı... Böyle me- raklılar bulunur! Meraklılar, insaflı- Jar, kıymet takdir edenler, kaymetsizi meydana çıkaranlar ve selim zevk, se- Mim düşünce sahibi kariler... ki münek- kidin en yamanıdırlar! Akşamcı ei güneşe peçalz takan. sn zn tadan yataş gnd tendiliki ğ Haklı şikâyetler Berber kalfa ve çırak” larıda insandırlar... Müessese sahibi berberler dükkânlarını her akşam on on buçu- ön kadar açık tutarak müstahdemle- Fini #aatlerce ayakta ve yemeksiz, $ | niçin susr, rahatsız bir halde “çalıştırıyor- (| iar? Ve neden her medeni memleket- te olduğu gibi kepenklerini sonr hiç olmazsa bir sat miyorlar? Ve neden Belediye bu haklı ve insani meseleye nezaret etmemek- tedir? Avrupada tek bir dükkân bula- mazsınız ki öğle tatili yapmusın, ve akşamları da saat yedide niheyet - o du eğer içinde mügleri varsa - yedi buçukta kapısını kapamasın. Merberlerin de diğer damlar gibi Beyoğlundaki bir iki ayrancı dük- Küm eaat dokuzda kapattırıp zine- malardan çıkanlara bir sandviçle bir kadeh ayran içirtmiyen belediye 2a- bıtası berber dükkânlarmda taşlar üzerinde ve saatlerce ayakla çalıştı- nlan müstahdemleri de biraz koru- sa hayırlı bir vazifeyi hüsnü ifa et- miş olur itikadındayım. Semih Mümtaz 5. Bayan Melekzad tehdid edilmiş — — Fakat mektubun tehdid mahiyetinde olmadığı görüldü Pangaltıda Zafer sokağında Firu- zân aparlımanında otüran bayan Melekzad, diğer ismile bay Kenan Iki gün evvel zabıtaya müracaat et müş ve imzasız bir mektupla tehdid olunduğunu iddia eylemişti. Alükadarlar tarafından bu mektup üzerinde icab eden tedkikat yapılmış ve mektub mealinin tehdid mahiye- tinde olmadığı tespit edilmiştir. Maamafih; imzasız mektubu yollı- yanın hüviyetinin tayinine uğraşıl maktadır. Atina beynelmilel şimendi- fercilik kongresi bitiyor Atinada loplanan beynelmilel şimen- diferrilik kongresinin yakında biteceği haber veritiyor. Bu ayın sekizinde top- lanan kongreye Türkiye namına dev- let demiryolları ticaret dairesi reisi B. Naki ile münakalât dairesi relsi muavi- ni B. Cevad iştirak etmişlerdir. Büyük caddeler Tamir atelyeleri laltı ay içinde bura- dan kaldırılacak Belediye, şehrin ana caddelerinin i güzelliğini, bozan müesseseleri yavaş yavaş kaldırmağa karar vermiştir. Şehrin büyük caddelerile bunlara muvazi olan cadde ve sokaklarda na- kil vasıtaları tamir atelyelerinin bu- lunmamasını münasip görmüştür. Bu gibi atelyelerin şehrin diğer sokakları- na nakilleri için altı aylık bir mühlet verilecektir, Ayni zamanda bu kabil atelyelerin en büyük nakliye vasıta larını da tamir edebilecek şekilde te» sisatı ihtiva etmeleri için mecburiyet konacaktır. Tamir atelyelerinin naklinden sonra büyük caddelerde bulunmuyacak diğer müesseseler, hakkında da bir karar ve- rilecektir. Kasap, ciğerci, nalband gibi dükkânların da ana caddelerde bulun- mamasına karar verilecektir. Hava tehlikesinden korunma kursları başlıyor Hava tehlikesine karşı halka korun- ma tedbirlerini gösterecek olan hava kursları pazartesi gününden itibaren başlıyacaktır. Kursların yerleri her kaymakam tarafından tayin edimiş- tir. Bir ay devam edecek kurslara git- miyenlerden para cezası alınacağı ev- velce ilân edilmişti, Fakat ilkönce hal- kı alıştırmak fikrile hareket edildiğin- | den ceza vermek şimdiden tatbik edil- miyecektir. Talihliler Tayyare piyangosunun son çekilişinde büyük ikramiyeyi kazananlar yazdığımız 17 yaşında amele Şükrü- den başka Kabataş İnhisarlar idaresi sevk memuru B. Zeki, Şehzadebaşı Kemalpaşa caddesinde bayan Cemi- le, İzmir Alsancakta marangoz Meh- med Ali ve Asret; 15,000 Tiralık ikra- miyeyi Denlayolları kooperatifi, Be- şiktaş Has fırın caddesinde bayan Kâmran, Bekoğlu Haylayi opasta- hanesi şoförü Eşref ve arkadaşı Meh- med; 12,000 liralık ikramiyeyi Eski- şehirde terzi Hikmet oğlu Ali, Ünye belediye reisi Rami, Çakmakçılarda Sünbüllü Handa Süleyman, “Tire De- re mahallesinde bayan Ayşe ve Or- taköyde Leon kazanmışlardır. Bir sandık aşırmış Antalya ambarna ald bazı eşyayı yüklü olrak Sirkeci caddesinden geçmekte olan bir arabaya sabıkalı- lardan Hasan yaklaşarak el çabuk- iğile bir sandık aşırıp kaçmış, gören- Kongre şimendiferciliğin *terakkisi ve son senelerde yapılan yeniliklerin memleketler arasında tanılılması ga- yelerine matuftur. Türk murahhasalar buraya döndükten sonra Kongröde gö- rüşülen rmeseleler hakkında bir rapor hazırlayıp Devlet demiryolları umum maüidürlüğüne vereceklerdir. ler tarafından haberdar eğilen bir polis tarafından takib edilerek san- dıkla beraber yakalanmıştır, Operatör Avni Aksel Şehrimizin tanmmnış değerli operaiörle- tinden Haseki hastanesi öperatörü dok- tor Avni Aksel mesleki tedkikatla balun- > üzere bugün Avrupaya hareket et- ile. Bay Amcaya göre... ... Kateslerin kalkması bilhassa kış lik odun düşünenlerin hoşuna gide ... Olsa olsa Piyer Loti hazretlerinin | B.A. — Verem mikropları da peki ruhu memnun olmıyacaktır!... Ju olsa halkın yanında açmazdım» der- miş. Çünkü halk anlamaz, hakikati yan- ış tefsir eder, onu şerre, hattâ kendi- me muzur olacak işlere âlet eder, v. 5, s.. Bu tarz düşünenleri bilirsiniz. Onlarla bir türlü bağdaşamadım ve bilhassa gururlarından iğrendim. İn- sanları: «Anlıyanlar ve anlıyabildikle- ri için büyük hakikatleri dinlemeğe Jâyık olanlar; anlamıyanlar ve anla- madıkları için onları dinlemeğe lâyık olmuyanlar» diye ikiye ayırmak bana daima zalimce bir hareket gibi görün- dü. Devletlerin ancak batı kimseler ta- rafından bilinmesine müsaade olunan sırları bulunduğu gibi filosofların da ancak mahdud bir zümreye bildirile- cek hakikatleri olacak... Peki ama © zümreye giremiyecek adamlar nasıl tayin edilecek?.. Onlar okumuyacak, filosofların, mütefekkir. lerin eserlerini bilemiyecek. Fentenel- le XVII inci asrın, yani herkesin oku- yup yazması fikri yayılmasından ön- ceki devirlerin adamı idi. O, bu sözü gayet tabii olarak söylemiştir, Fakat XX nci asırda da böyle düşünenler var; onların ağzında bu söz hiç de ta- bii, güzel olmuyor, Çünkü onlar tara- fından söylenince hemen şöyle bir mâ- na ahıveriyor: «fiz üstün, yüksek mah- Yüklarız; etrafımızı kendimizden asa- ği görmeğe hakkımız vardır.» Herkesin okuyup yazması, ilimle te- mas etmesi, bütün hakikatleri dinliye- bilmesi fikri dünyayı sarsmış olabilir; cahil tabakaların ilme yükselmesi, bil. miyenlerin öğrenmesi elbette âlemin nizamını bozar. Köleliğin kalkması da sarsıntısız olmamıştır, Fakat köle ol- İ mak gibi cahil olmak da insan oğlu ) Dünyada bir takım insanların, yani hem- cinslerinin, köle olması, hür bir adam için nasıl tahammül edilmez bir hal ise hakikaten okumuş, düşünen, haki- katleri dinliyebilen bir adam için de insanlığın bir kısmının cahil kalması öylece #ahammül edilmez bir şeydir. Hürriyetin parçalanmışı, kısmiğsi ol- mıyacağı gibi bilginin de parça parça- sı olmaz; yani bir kimse için şu kadar sidir. Hattâ o sebeb tabii bir kifayetsiz- lik olsa dahi, Bir kitabda okumuştum: Cenubi Amerika'nın kurtuluş muha- memnun olmasa gereki...