Sahife 10 AKŞAM 13 Eyldi 1937 Son nefes ine kadar.. Yazan: NECDET RÜŞTÜ LE O kadın ne kadar yakındı cana, Haklıydı köylüler girse de kana: O yeşil gözlerle biran bakışı, Bahara çevirir gönülde kışı, Herkesi kendine esir ederdi! Köylüler: i u Bu kadın eşsizdir, derdi, «Dünyaya gelmemiş daha benzeri!..» Yoluna çıkarlar akşam üzeri, Genç, yaşlı iğilir şapkalar elde, İbtiram ederdi ona bir belde!.. Bir Mesih ruhuna sahipti çünkü, Yoksula yardımdı işi her günkü: Peşinde uşaklar, şatodan çıkar, Fakiri gözetir, hastaya bakar, O, hattâ elile sarar yatayı, Köylüye verirdi mutad parayı!.. Bu kadın kalbleri şefkatle yendi, Nihayet adına «muhterem. dendi!.. Kocası - bir büyük çiflik sahibi - Yanında gezerdi kölesi gibi! Şatonun varisi bu asıizade, Meşguldü bu güzel kadınla sade: Ağlasa ağlardı, gülse gülerdi, Hep onu bahtiyar etmekti derdi!.. Otuzar yaşında vardı ikisi; Yaş gibi, her iki kalbin seygisi Üç yıldır gelmiş her ari başa baş, Onlar hem âşıktı, hem de arkadaş!.. ME e Bir gece.. ansızın mehtap'karardı, Dünyayı bir korkunç karanlık sardı, Gökleri kapladı bulut yığını... Ruzgârlar bıraktı hırçınlığını, Bir ağır sükünet geldi havaya. Darılıp kapandı kuşlar yuvay: Bülbüller ansızın kesti şarkıyı Denizler çekildi, boşaldı kıyı, Karada kurudu sanki topraklar, Ormanlar sarsıldı, düştü yapraklar!.. Güneş te geç doğdu ertesi günü, Kuzular içmedi sabah sütünü, Köylüler nedense işe bakmadı, Dağlarda dereler bile akmadı!.. Kırlarda boynunu büktü yoncalar, Dallarda kurudu bütün goncalar!., Bir keder neşeyi ikiye böldü, Köylünün hâmisi «muhterem» öldü!., Bir canlı ıztırap oldu kocası, Belini bükmüştü kadının yası, sİyilik yapmayı severdi..»"diye, «Çifliği köylüye etti hediyel, Şatoda dağıldı bütün adamlar, Kapandı kapılar, örtüldü camlar! , Genç adam acıdı bu son varına, Bıraktı bir sadık cmektarına, Gözleri yaş dolu, uzağa gitti, Bu gönül masalı böylece bitti!.. e Aradan geçmişti otuz yıl kadar; Şatoda ihtiyar oldu emektar: Köylüler çok hürmet ederdi ona, Her hafta. yükünü verip bastona, Pazardan yiyecek alırdı biraz, İsveç Oslo mukavelesini tasdik etti Stokholm 12 (A.A.) — Hariciye na- zırı Sandler tayyare ile Parise hare- ket etmiştir. Oradan Cenevreye gide- rek Milletler cemiyeti toplantısında İsveçi temsil edecektir. Hariciye nazırının hareketinden ev- vel Kralın riyaseti altında kabine top- lanmış ve Oslo mukavelesini tasdik etmiştir. Bu mukaveleyi imza eden Şimal develeri tasdiknameleri Oslo- ya tevdi eder etmez mukavele meri- yete girecektir. Bir haftada satılan üzüm Bir hafta içinde borsada on üç ku- rTuştan yirmi üç kuruşa kadar on üç bin kırk sekiz çuval üzüm ve altı otuz paradan on sekiz kuruşa kadar oniki bin beşyüz fki çuval incir satıl- mıştır. Mevsim iptidasındanberi kırk- beş bin dört yüz elli dokuz çuval üzüm ve kırkbirbin dört yüz elli dokuz çu- yal incir satılmıştır. B. Masarykin hastalığı ağırlaştı Prag 12 (AA) B. Masaryk'in sıhhi vaziyeti birdenbire fenalaşmış- tır. Gece kaydedilen hararet dere- cesi, 30,1 idi. Hasta, hezeyan halinde- dir. Teneffüsü bozulmuştur. Kalbin faaliyeti batileşmiş, şiryani tazyik düşmüştür. Bu sabah bir zatürre baş- angıcı müşahede edilmiştir. | Dönerdi.. kimsesiz yaşardı kış, yaz. İ Bu köyde şatonun masalı vardı, Babadan oğula anlatırlardı!.. Derlerdi | — «Bedbahttır onun sahibi, İ vKapatıp bıraktı bir mabed gibi! | «Genç ölen kadını unutmak için, «Yollarda kendini avutmak için, «Kayboldu. Otuz yıl dönmedi geri, «Bu adam bekliyor o gündenberi!..» Bir hafla, kurulan küçük pazara İhtiyar gelmişti gene bir ara: Dizleri titriyor, beli iki kat; Daha bir dükkâna girmeden fakat Sessizce toprağın üstüne düştü, Bu yâşlı bekçi de artık ölmüştül.. Şatoda kıymetli eşyalar vardı, Seçilmiş adamlar onu açardı!.. Dediler: — «Güneşin batması yakın, «Cesedi bir başka eve bırakın!» İki mum yakıldı, konuldu öl Gövdesi soğumuş, yüzü örtülü! il Si Gün henüz batmıştı, sular karardı, Köylünün korkudan benzi sarardı: Ahali şatoya baktığı zaman, Genç, yaşlı dehşetle titredi biran: Orada bir ışık görmüştü herkes! Çıktı her kafadan artık başka ses, Bir sürü ihtimal gelmişti akla!.. Mesele bitmezdi fakat durmakla, Köylüler, hepsi de cesur erdiler, Şatoya girmeğe karar verdiler!.. Ölünün cebinde vardı anahtar, Kafile yollandı elde silâhlar, Tedbirli adamlar yolu aşınca, Esrarlı şatoya tam yaklaşınca Ansızın sönmüştü görünen ışık!.. Kalblerde şüpheyle korku karışık, Usulca açıldı demirden kapı: Otuz yıl havasız kalan bu yapı, İlkönce ürpertti giren gençleri!.. Azimle gittiler gene ileri, Salonlar karanlık, dehlizler loştu, Dikkatle arandı her taraf boştu!.. Fakat bir sofada dinlendi duvar, Dediler: — «Odanın içinde ses var, «Bu hem de kısılmış bir insan Sesi!.. Herkesin korkudan durmuş nefesi, Kapıya geldiler, biraz açıktı, Odadan akseden bir hıçkırıktı, Az sonra duydular şu cümleleri: — «Yaslıyım öldüğün senedenberi, «Şatoyu kendime bir mezar yaptım, «Burada otuz yıl yüzüne taptım!..» Köylüler bu sözü duyduğu zaman Baktılar kapının aralığından!.. Hepsi de hürmetle geri çeklidi, Tabloyu anlatmak kabil değildi: Yaşlanmış şatonun o genç sahibi, Diz çökmüş ibadet ediyor gibi, Yüzünden belliydi kalbinin yası: Önünde kadının vardı mümyasıl., İzmirde Fuar kupası İzmir 12 (Akşam) — Bugün Fuar kupası maçlarına Alsancak sahasında İ büyük bir Kalabalık önünde devam İ edildi. İlk oyun Doğu muhteliti ile İ İzmir B. takımı arasında idi ve dünün İ revanşı mahiyetinde idi. İzmirliler güzel çalışarak bu maçı 4-3 kâzandılar. Fakat Ankaralı hakemin idaresizlik- leri oyunu zaman zaman çığrından çıkardı. İkinci ve asıl mühim maç dün An- karayı yenen İstanbul muhteliti ile İzmir muhteliti arasında ve İzmirli antrenörün hakemliği altında, idi. İz- mir en kuvvetli takımı ile sahaya çıkmıştı. Maç başlan başa İzmirin hücum faikiyeti altında geçti. İlk devre İzmirin çıkardığı iki güzel golle 2-0 bitti, İkinci devreye iyi başlıyan İzmirli- ler acele yüzünden bir haylı fırsatlar kaçırdılar, Devre sonlarına doğru İs- tanbul âni bir hücum neticesi şeref sayısını kazandı. Bu sıralarda sakat- lanan bir oyuncu yüzünden İzmir 10 | kişi kaldı. Buna rağmen son dakika- | larda güzel hir gol daha çıkararak maçı 3-İ kazanmış oldu. Rize Emniyet direktörü Rizeye gitti Rize emniyet direktörlüğüne tayin edilen sabık İstanbul emniyet ikinci şube direktörü bay Necati dün Rize- ye hareket etmiştir. (Baş tarafı 1 inci sahifede) karşılamakta ve Akdenizde seyrisefa- inin yeni baştan taarruza uğramasına bu anlaşmanın mani olacağını kay- detmektedir. İngiliz gazeteleri, seli günü meriyete girecek olan bu anlaş- ma neticesinde otuz beş İngiliz ve 25 Fransız destroyerinin Akdeniz kon- trolunu deruhte edeceklerini yazmak- tadır. Observer gazetesi diyor ki: Akdenizde emniyetsizliğin hakiki sebebi İspanyada harbetmekte olan her iki tarafa da muharib haklarının tanınmasıdır. Le Ople gazetesi de, Nyon anlaşma- sının tasdikten sonra imza için Al- manya ve İtalyaya tevdi edileceğini yazmaktadır. İngiltere yeni bir törbido muhribi filosu daha gönderecektir. Berlin ve Romada vaziyet Berlin 12 — Nyon anlaşması bura- da tereddüdle karşılanmıştır. Alman | Kyon konferansındaki anlaşma her tarafta memnuniyetle karşılandı ! mahaflline göre, konferansta Sovyet | Rusya bulunmasa Almanya anlaş- memnuniyetle karşılıyacaktı. | Sovyet Rusyanın bulunması memnu- | niyetsizlik - uyandırmaktadır. mafih Sovyet Rusyanın Kontrola iş- | Maa- tirak etmemesi azaltıyor. Gazeteler Rusyaya şiddetli hücum- larda bulunmakta, bu hükümeti kur- dakçılıkla ittiham etmektedir. İngiliz ve Fransız sefirleri Alman Hariciye Nazırı von Neurathı 7i ret ederek Nyon anlaşması hakkın- da malümat vermişlerdir. Roma 12 — Nyon ânlaşması hak- kında burada bir şey söylenmiyor. Bütün mahafil ve gazeteler ihtiyat- kâr bir vaziyet almışlardır. Roma 12 (A.A.) — Popolo di Roma Nyonda elde edilen anlaşmayı mey- zuu bahis ederek diyor ki: Bir mufahassısın tefsirine göre Fran- koya aid bir denizaltı gemisi kontrol devletlerinin bir mumancatına maruz kalmaksızın ticaret gemilerini durdu- rabilecek veya torpilliyecektir. Şu şart- la ki, Londra muahedesinin 22 inci maddesindeki ahkâmı ihlâl etmesin. Voce di İtalin da şöyle yazıyor: memnuniyetsizliği | Bu muahede filen Valancia metile F mun denizaltı ger arasında tam bir n mekte ve binaenal koya muhariblik haklarını tan; maktadır. Paris gazetelerinin memnuniyeti Bütün Paris gazetel anlaşmasını o memnuniyetle karşılıyorlar. Gazetelerin makalel rinin hülâsası şudur «Nyonda toplanan Akdeniz - leri arasındaki anlaşma hakiki bir muvaffakıyettir. Konferans 48 saat içinde, Akdenizde vaziyeti ıslah cek kararlar vermiştir. - Konferansın muvaffakıyetini temin eden en mü- him âmil İngiltere ile Fransa daki sıkı elbirliği ve bu iki hüküm tin en mühim yükü kabulden çekin- memesidir. Nyon anlaşması milletler arası mun- | hadeler tarihinde - büyük bir mevki | işgal edecektir. Anlaşma, Ailletle: cemiyetinin ruhu olan müşterek em- | niyet ve.karşılıklı yardım es tinad etmekte ve İtalya müstesna ol- | mak üzere bütün Akdeniz devletleri arasında bir müdafaa anlaşması vi- cude getirmektedir. İtalyanın da çok geçmeden bu anlaşmaya gireceği ümid | ediliyor. | Konferans bir aralık, yenilmesi | pek güç manialara iki parmak kadar yaklaşmıştı. Fakat müzakereye işti- Tak eden delegelerin mahareti saye- | sinde tehlike savuşturulmuş ve an- | | ina İs- laşma olmuştur. İngiltere ile Fransa arasında bir iş | birliği yapmak için senelerce uğraşıl- mış, fakat bir türlü buna muvaffak olunamamıştı. Akdeniz konferansı bu- nu temin etmiştir. Umumi harbden be- | Fi iki memleketin geçirdiği en buhran- | 4 bir sırada bu anlaşmanın olması çok memnuniyete şayandır. Nyon konferansının kararlarını ve bu kararları vermek hususunda gös- terilen çabukluğu bütün dünya mem- nuniyetle karşılıyacaktır. Paris 12 — Petit Paristen, Matin, Journal ve diğer birçok gazeteler | Nyon anlaşmasını selâmlıyorlar, kon- Ispanyada muharebeler Franko kuvvetleri arazinin güçlüğü ile mücadele ediyor Leon 12 (A.A.) — Havas muhabi- rinden; Nasyonalistlerin Leon mın- takasında harekât icri etmekte olan bir kolu, dün ileri harekete devam ederek ufak tefek muharebelerden sorna düşmanın bir çok mühim mev- kilerini işgal etmişlerdir. Bu kolun ileri hareketi, Asturies'un garbında harekât icra etmekte olan kolun hareketinden daha bâtidir. Se- bebi de erazi teşekkülâtının arzetmek- te olduğu müşülâtlır. Filvaki general Franco'nun askerleri vasati 1000 metre yükseklikte bulunan mahaller- de muharebe etmek mecburiyetinde- dirler. Buralarda ise münakalât yol- lari hemen hemen yoktur. Bütün iaşe ve mühimmat nakliyatı vesair müne- kalât patikalardan yapılmaktadır. Fazla olarak Asturiesliler, bir takım siperler kazmışlardır« Bunlara karşı cepheden hücum etmek tahlikelidir. Bunların mevzilerinden bir grup bu- labilmek için bazan bir gün yürüyüş yapmak lâzımgelmektedir. Diğer ta- raftan dün yağmur hiç dinmemiştir. Her tarafta şidetli bir soğuk hissedil- mektedir. ————————— feransın iyi bir iş gördüğünü söylü- yorlar, Paris 12 (AA) — Temps gazetesi Nyon anlaşması hakkında diyor ki; Aderyatik ve Tirene (denizlerinin tahdid edilen mıntakalara jdhal edil- memiş olması da gösterir ki, İtalya- nın menfaatlerine dokunulmamak ve bu anlaşmıya girmek için | İtalyaya imkân verilmek İsteniyordu. İtalya- nın böyle bir tesanüd siyasetine işti- raki zaruridir. Demokrat hükümette asabiyet Hyde Park - Amerika 12 (A.A.) — Relsicumhur Roosvelt gazetecileri kabul ederek Çin - Japon ihtilâfı ve Akdenizde korsanlık neticesinde her tarafda asabiyet meycud olduğunu söylemiş ve demiştir ki: — Bu asabiyet yalnız mali maha> filde değil fakat bütün dünya üze- rinde her aile ocağında ve demokrat hükümette de vardır»