a m a m mmm jj > a 21 Ağustos 1937 AKŞAM Manevra kırmızıların nihai muvaffakıyetile bitti lar oluyordu. Önde ve arkada infilâk neticesi dumanlar gözükmekte ve bunları takiben top sesleri işitilmekte mandanlarından bir zata yaklaşarak bu görmekte olduğum vaziyetin izah edilmesini rica ettim. Sayın general bir taraftan dürbünle ufukları takib ederken diğer taraftan da şu isahatı lütfetti, tabii kelime, Kelime ıstılah- darı ile birlikte değil mealen hülâsa ediyorum: — Kırmızı topçu Mavi taraf mev- gilerini şiddetli topçu ateşi altına al- dı. Bakınız önde ve arkada patlama- lar oluyor. Kırmızılar tarafında gör- düğünüz patlamalar harp endahtla- rıdır. Bunların mefruz mermileri ne- rTeye düşeceği tesbit edilmiş oralârda | bombalar patlıyor. Şimdi saat do- kuzdur. Bu topçu ateşi yarım saattir devam ediyor. Fabrikada yapılan bu bombalar, istihkâmcılar: tarafından mevzilere işaret olarak bırakılmıştır. Hulâsa, kırmızların Maviler cephe- | sindeki yarma hareketi başlamadan evvel hakiki bir hazırlık yapıldığı gü- rülüyor. En mükemmel ecnebi ordu- larında da hazırlığın bundan daha iyi yapılabileceğini sanmam. Kırmr zının bu vaziyeti karşısında Mavi ta- raf, müdafaada gösterilmesi lâzım gelen en büyük sükütü ve metaneti gösteriyor. Silâhlarına ve tertibe tına emin olarak kemali azimle Kır- mızımn yarmasını bekliyor. Mavi tayyareler ve topçular eo vazifelerini yapmaktadırlar. nın mahiyeti şudur: Kırmızı, Kuvveti- nin mühim kısmı ile Saray ve Küçük | Manika arasında Mavi tarafı yarmak istemesidir. Bundan gaye-Milye hsi- tı ricatini kesmektir. — Ne Kadar topçu iştirak ediyor? — Yirmi kadar batarya görüyo rum, Dumanlar öyle gösteriyor: — Tayyareler? a — Geçld resminde: sayarız: Bugün 30-40 tayesini gördük; iyiliği hakkında daha malü- mat istedim. General beş türlü tay- yaremiz olduğumu söylediler. Haki- katen de gök yüzü Kimi büyük, kimi küçük, kimi münferid, Kimi grup ha- linde, kimi yüksek, kimi; alçak, sayıl- ması müşkül olâcak kadar çok tay- yarelerle dolmuştu. Bunlardan bom- bardıman tipi olanları, kumanda he- yetinin topların ve tankların bulun- dukları yerler üzerinden geçiyorlar, meftuz bombalarını bırakıyorlârdı. | leri bunlara yol gösteri- | idi. Mini Mücadelenin tanınmış ku- lardı; Bunların ne taraf tayyareleri olduğunu sayın generale sordum: Mavi olduğunu söyledi. Bu sırada ge“ neralin yanına İsmet İnönü, Şükrü Kaya ve Saracoğlu gelmişlerdi. Hep birlikte büyük bir alâka ile harekâtı seyretmeğe başladılar. Tam manasile cehennemi bir va- ziyet hasıl olmuştur. Büyük taarruz Saat dokuz buçuktu. Kırmızıların | büyük taarruzu başlamıştı. Kulağı ma bu ana baba günü içinde şu cüm- le parçaları çalınıyordu. — Maviler bomba atıyorlar tank: lara... — Kırmınlar Mavi avcı hatlarını — Şimdi tanklar iki yana gidiyor, tarıyor, sağa sola dönüyorlar, düş man mevkii aslisini arıyorlar. Önümüzde yayılan ovada bir insan ve makineli silâh dalgası harekete geçiyordu. Yer yer dumanlar kabarı- yordu, Kırmızıların: demin maskeli re doğru hücuma geçmişlerdi. Piya- | de de bunlara refakat ediyordu. Mit- ralyözler, toplar, bombalar, ve Mavi tayyarelerin omotör sesleri; ortalığı büyük bir gürültüye boğuyordu. Öy- le zamanlar oluyordu ki, bilhassa ba» şımızın üstünde. uçan tayyarelerin uğultusu yüzünden yanımızda ko- nuşanların sesleri işitilemiyordu. Bir aralık havaya bir işaret sütunu yüke seldi. Bu Kırmızılar tarafından ken- di topçularına verilmiş bir işareti. O roktadaki mevzileri aldıklarını, bina- enaleyh, endahtırı daha ileriye yapıl- ması icab ettiğini bildiriyorlardı. Süngü süngüye gelmek üzere ilerli- yen iki tarafı hakem heyeti durdurdu. Kırmızı tayyarelerin geç kaldığı söy- leniyor. Bir noktada fazla teküsül ok duğundan burasının düşman. topçu- suna hedef teşkil edeceği tenkidi ile- ri sürülüyor. Büyü Öndere bakıyorum: Alâka ile takip buyuruyorlar ve bazı cümlelerle noktai na- zarlarını izhar ediyorlar son- ra ecnebi misafirlerimizin a- | rasında geziyorum. Erkânı harbiye reisleri, ataşemili- | terler deniz ve hava ataşele- | ri, baston suretindeki manev- ra iskemlelerini açıp ilişmiş- ler.. Gördüklerini defterleri- ne not ediyorlar. Diğer tanmmış bir generalimize Kırmızı tayyarelerin ne için gecikti- Zini sordum. Onlar hücum dakikası nı beklemişlerdi.. Hareketlerini öyle ayarlamışlardı. Halbuki Maviler da- ha atik davrandılar. Cevabını aldım. Hakem heyeti nihayet hareketi durdurdü. Seyri nadir olan bu mey- dan muharebesine şimdi Kırmızıların bindirilmiş kuvvetleri de iltihak ede- cektir. «RBindirilmiş Kuvvet, demek kamyonlara bindirilmiş piyadeler de- mektir. Bunlar arkada ihtiyat olarak bekletilmekte iken Kırmızı kumanda heyetinin verdiği kararla yola çıka- rıtmıştır. Maksadları Maviyi yandan re otömobillerie başka bir mevide gittik, Hâlâ dört bir yanımızda top- lar, mitralyözler ateş edip duruyor- du: Tâ yanımıza isabetler oluyordu. Bereket versin ki bunlar yukarıda bahsettiğim işaret bombaları idi. Hep mefruzdular. Bize bir zararları olmus yordu. Bu müthiş muharebenin orta- sında masallardaki harb eden erkek gibi dolaşıyorduk. Mavi tayyarelerin hareketi Bir aralık Mavi tayyarelerin bu sa bahki hareketi hakkında hava kuv- vetleri kamutanlarımızdan albay Ş&- fik Çakmaktan malömat rica ettim. | r menabiden de topladığım: malümat dahil olmak üzere bildiriyorum: Sabahleyin Mavinin mevzii ke- şif faaliyeti yapıldı. Kırmızının tâar- ruz hazırlıklarını haber alınca Mavi- nin have kuvvetleri bütün hazırlık. ları ile buna tevcih ettiler. Sant 9'da bir bombardıman Kuvveti 9'tayyare- | lik olârak Kırmızının hedeflerini al- çaklan ve yüksekten bombardıman ettiler. Bu zaman zarfında Mavinin av tayyarelöri bu taarruzu himaye ediyorlardı. Aynı zamanda açıkta gördükleri canlı hedeflere tank kis talarına ve kumanda karargüllürme taarruz ediyorlardı. Saray kasabasında Üsküdar Baha mezarlığında bekle- vip, Çukür yurd mevkiinde bindirii- miş kuvvetlerin heybetli gelişine Tas- ladık. Önde motosikletler. ne tarla, ne hendek tanıyorlar. Her manii aş yorlar., arkadan kamyonlar piyade- lerini çıkarıyorlar. Bunlar da karşı sırtlara doğru yayılıyorlar. Dün gece geç vakit Kırmızılar ta» rafından alındığı haberi verilmiş olan Saray henüz Mavilerdedir. Bindiril- mişleri seyrettikten sonra Atatürk ecnebi misafirlerimize veda ettiler. Bix de ecnebilerle birlikte Mavilerin hâlâ müdafaa ettikleri ve sokak ke- | narlarındaki evleri siper tutarak en- dahtta bulundukları Saray kasabası- na girdik Saray, Osmanlı-tarihinde orduların Avrupaya doğru akınlar yaparlarken konukladıkları, eyyam görmüş bir yerdir. Şimdiki manza- rası: Yepyeni bembeyaz evlerile şip- şirin asri bir kasaba.. güzel bir mey- danı, bir klübü var... Bahçesinde pa- | ketlerimizden çıkardığımız sandoviç- | lerimizi, yemişlerimizi yedikten son- ra başka bir tepeye gittik. Burada semamızda tayyare muha- rebesi oluyordu. Ecnebi o misafirlere son vaziyet anlatıldı ve nihayet Kır- mızıların nihai muvaffakiyeti ile ma- nevranın bittiğini öğrendik. Göğsümüzün üstünde Atatürkün imzasını taşıyan o (Türkyie birinci kolordu manevrası hatırası) olan madalyalar var. Bunlardan manevraya! iştirak eden bülün kahraman asker- l ize de birer tane dağıtılacakmış. Göğsümüzün içinde de Türk askerle- rine karşı muhabbetle kabaran bir if- | tihar hissi var. Orduyu bu mükem- meliyette makineleşmiş bir hale geti ren ve onu bu derece inlizamla Hare ket ettirip ecnebi misafirlerimize karşı yüzümüzü ağartan devlet ve ordu büyüklerine Türk milleti nede» rece sevgi duysa ve minnet İissetse yeridir. Yarın (Bugün) Edimeye, gidece- giz. General Kâzım Dirik bir nutuk söyliyecektir. Öbür günde (Yarın) | Çorlu ile Saray arasında düz bir ova» | da kurulan tribünlerde büyük geçid | resmini seyredeceğiz. VELİ NURİ Marmarada yabancı tahtelbahir görüldü mü? Resmi makamlarda malümat yok Limni civarında da bir tahtelbahir görünmüş Marmara denizinde yabancı bir tahtelbahir görüldüğü hakkındaki | rivayetler devam ediyor. Dün bazı gazeteler tahtelbahiri Hamidiye kru- vazörünün gördüğünü ve parola sor- duğunu, geminin cevab verecek yer de denize'daldığını yazıyorlardı. Bu rivayete göre Hamidiye hadiseyi. tel- sizle her tarafa bildirmiş ve Boğaz- larda icab eden tedbirler alınmıştır. Yeni neşriyat üzerine tekrar alâka» dar makamlara müracaat ettik. Ha diseye dair hiç bir malümat mevcud olmadığını öğrendik, Limni civarında meçhul bir tahtelbahir Atina 20 — Limnos namındaki Yunan vapuru kaptanı, Limni ada- sının 15 mil şimali şarkisinde deniz den çıkan milliyeti meçhul bir tah- telbahir ve biraz ötede de 12 cankur- laran simidi gördüğünü bahri ma- kamlara tebliğ etmiştir. Kaptan. bu- nun Ciudâd'de Cadiz ve Armuro. na» mındaki İspanyol gemilerini. torpille- yip batıran tahtelbahir olduğunu tah- | min ediyor, £ aldığı yaranın tesirile ölmi i İspanyanın protestosu Valenstya 20 — Hükümet, ticaret vapurlarına mütemadiyen yapılan tecavüzler. meselesini tedkik etmiş; ve buna karşı devletlere bir protesto» name göndörmeğe karar vermiştir. te olan meçhul torpito muhriplerinin elinden kaçmış olan bir İspanyol va» puru Cezair limanına iltica etmiş- tir. İspanyol vapuru Cezair limanıns den ayrılmamakta zira mezkür tor- pito muliriplerinin kendisini açık de nizde beklediklerini zannetmektedir. Bir delikanlı tabancasını te- mizlerken tabanca ateş aldı, yaralanarak öldü Alemdarda Akbıyık civarında otu- ran Fuad adında 19 yaşında bir de» | likgalı dün evinde tabancasını te- mizlerken kazaen. patlamış ve çıkan kurşunla yaralanmıştır. Yaralı Füad Gülhane hastanesine kaldırılmışsa da İzmir enternasyonal fuarı dün merasimle açıldı (Baş tarafı 1 inci sahifede) kili.B, Celâl Bayarın: nutku takib etimiştir. Çok alkışlanan bu nutuk- lardân sonra Celâl Bayar makasla kapıdaki kurdeleyi kesmiş ve davet- Mlerle içeri girerek ayn ayn bütün pPaviyonları gezmişlerdir. İktisad Ve- kili muvalfükiyetlerini gördüğü pas viyon sahiplerini milli ve iktisadi müesseselerimizin o müdürlerini ve fuara iştirak eden — ecnebi müessese- leri müdürlerini tebrik etmiştir. Üç sant süren fuardaki #edkikler esnâ- sında İngiltere paviyonu ziyaret edil- diği zaman İngiliz konsolosu tarafım» dan B. Celâl Bayara zarif bir buket verilmiştir. ederken gazetemize şu beyanstta bu- Janmuştur: — Sergi geçen senelere nazaran daha iyidir. Her sene ilerlemekte ol- duğunu gördüğümüz İzmir Enter nasyonal fuarı gelecek seneler için de çok ümid. vericidir. Buranın, nut kumda da işaret ettiğim veçhile bir hususiyeti vardir ki sadece bizim okonomimize hizmet elmekle kalmı- yor, sosyal vazife de görüyor. Sergide bu sene nazara çarpan ye- ni işlerden birisi de yeni ve Kıymetli yerli mallamın teşhiri, devlet fabri- kalarının, hususi teşebbüslerin yeni milli hayatımıza getirdikleri eserleri- nin ilk defa olarak burada gösleril- mesidir. Memlekette sınai ve iktisadi hayat yükseldikçe “İzmir OEnter- nasyonal fuarı da ihtişamını arttirı- yor. Şu halde memleketin iktisadiya- tındaki terakki hamlesini görmek istiyenler için İzmir füarmı ziyaret ve tedkik etmek icab eder. Sergi için çalişanlara şu dakikada takdir hissi besliyorum. Milletimiz burada yerli eserleri ve ayni zaman- da dost memleketlerin. teşhir ettik- leri eşyaları görmelerinde büyük fay- da mülâhaza ettiğim için herkesi İz- mir Enternasyonal fuarını ziyarete davet ediyorum.» Üzüm Kurumunda tedkikat İktisad Vekili yarın (bugün) öğ- leden evvel Türkofisde ve Üzüm kuru- munda bezi tetkikler yapacak, üzüm kurumunun yeni İnşa ettirdiği mo- dern incir ve üzüm imalâthanelerini gezecektir. Vekil saat 17 de üzüm ku- rumu tarafından Avrupa için 400 ton yaş üzüm yüklenecek olan İsveç bahn- eyledim, Fakat fuarın arzumuz veğ- hile tam ve kâmil bir şekle getiril ray inşa edildiği takdirde sergi tam er. zumuza muvafık mütekâmil bir şekil alacakttır. Bu hususta da yakında muvaffak olacaklarını ümid ederim. İzmirin çalışkan Belediye Reisi şüp- hesix vatanperver ve temiz İzmirlile- rin hissiyatına tercüman olarak bar na hükümet hakkında ve bilhassa çok müzaheret gördüğünü, Türk mil- letinin Atatürkün gösterdiği hedefle- Te tereddüdsüz koştuğunu, Atatürk Tejlminin ve Cumhuriyetin hükü- metle halkı en sıkı bir şekilde kay- naştırdığını kültür park ve fuarın Cumhuriyet feyizleri ile yükseldikle- rini söylediklen sonra Başvekilimi- zin geçen seneki irşad ve direktifle- rinden büyük ilhamlar alındığını, İk- tisad Vekilimizin fuara her hususta yardımda bulunklarım söylemiş ve Nafia Vekilinin tenzilâtlı tarifelerle. göslerdiği alikanın kıymetini anlat. mıştır. Belediye Reisi, Trakya Genel müfettişliğine, İzmir ve Manisa. vali. İktisnd Vekili B. Celâl Bayar Fu- arı açarken söylediği. nutkunda, İS- | oderekd irki: met İnönüni kb miyet atfettiğini kaydederek, Fuarı — İktisadi elâmanlarımız arasın- da Fuarımızı, bizi dalma terakkiye götüren bir Fuar olarak kabul ediyo- Tuz. Demiştir. B. Celâl Büyar, Fuarın ik- tisudi cepheden temin ettiği muvat- fakiyelin ayni zamanda sosyal cep- heden de ehemmiyetli olduğunu Kül- türparkın terbiyevi tesirler icra cde- ceğini söyledikten sonra bu husus- ları temin eden Vali B; Fazlı Güleçin, deki güzellik ve fevkalâdeliğe işgreb — Kemalist Türkiyede güzelliğin, yeniliğin ileri hamlelerin sonu düra- Belediye Reisi fuarm gelecek sene daha. İyi olacağını, kültür park ve fuarın bilhassa Başvelkilimizin çok candan alâka ve yardımları ile her yıl biraz daha genişleyip güzelleştiğini, yavaş yavaş mili bir toplantı yeri tir. İzmir fuarmı şimdi gördüğümüz | Ulu Önderimiz Atatürke tazimlerk zaman takdirle eserlerini müşahede | izle beraber lütfen söyleyiniz ki, bu edeceğimiz milli müesseselerimiz ve güzel semanın altında, bu lâciverd. hususi teşebbüslerimizle fuara gelen | denizin kıyılarında yaşıyan inkılâbet, ecnebilerin teşhir ettikleri asar ile de | çalışkan ve yiğit Egeliler her işte, ber zevk duyacağız. Bilhassa bü meyan- yerde ve her zaman onun gösterdiği da üç dört devletin resmen iştirakin. | yoldadırlar. Onu dünya durdukça den büyük haz duymaktayız. Fuarın | başımızda görmek saadetimizdir. Bi her sene gösterdiği tekâmülü temin | Be emanet ettiği Cumhuriyeti ve kur eden mahalli çalışmanın yanı başın. | tanığı Ana yurdu korumak en bis da hükümetin yardımların zikreden | yük vazitemizdir. Bu uğurda bütün Belediye Reisine diyebilirm ki bu yar. | Egeliler tek bir Türk gibi kanımızla dım İzmir için olduğu kadar bütüm | canımızı feda: etmeğe hazir. Çok memlekete şamil bir hakikat için de yaşa Atatürk...