21 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

21 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Ağustos 1937 BAĞCILIK: Üzümleri, taze olarak, kiş nihayetine kadar muhafaza etmek kabildir Memleketimizde yetişen meyvalar ara- sında, üzümlerimiz mühim bir mevki iş- gal eder. Topraklarımızın ve iklim gartia- mızın mükemmeliyeti sayesinde, en Xemmel üzümlerin memleketimizde yeti- şebilmesi gayet tabiidir. Vücüde çok faydalı ve insanlar tarafın- dan İşteha ile yenen üzümlerin hemen bütün sene taze olarak muhafazası veya biç olmazsa öenenin kısmı âzamında, ta7e olurak sofralarımızda bulundurulması her- kes tarafından arsu edilen bir keyfiyettir. Büyle, kış ortalarında, sevdiğiniz dost- larımıza, taze Üzüm çıkarılarak, yemek es- masında takdim edilirse cidden çok mak- 'bule geçer. Asmalardan koparılan üzümler az sa- manda buruşur, solar ve bozulurlar. Avrupada her ne kadar İktisadi olmı- yan usullerle, serlerde taze Üzüm yetişti- terek kışın da üzüm bulundurulur da, bü usul bizde ekonomsal değildir. Buna mukabil, üzümlerin bozulmaksı- zın taze olarak uzunca bir müddet mu- hafaza imkânları vardır ki, biz ba usulle- Fi okuyucularımıza kısaca anlatacağız. Fakat bundan evvel hangi üzümlerin mu- hafszm kabiliyetleri olduğunu izah etmeyi faydalı gördük, Mesejâ: Çavuş, penbe çavus, nurunigâr, yapıncak gibi üzümlerin kabukları çok in- ce olduklarından, bu üzümlerin uzunca bir müddet muhafazaları kabil değildir. Buna mukabil, kırmızı, beyaz rezakı, müş- Küle, İskender mizketi, Beyrut hurması, tilki kuyruğu, keçi memesi, Şam parmağı gibi yerli ürümlerle, Vanbiân, iyikan, pembs Malaga, üşiviblând gibi üzülemrin ka- bukları kalın ve üzüm taneleri de sap- larına kuvvetli olarak yapışık olduğundan, taze olarak muhafazaları kolaydır. Üzümlerin taze ve yaş olarak muhafa- salarında, rütubet, hararet, ziya, Gere- yanı hava gibi mühim faktörlerin tesiri çoktur. Üzüm muhafaza edilecek mahallin si- fırdan aşağı ve 4 7 - 8 dereceden yukarı çıkarılmaması ve ayni zamanda hara- retin de sabit bulunması lâzımdır. Az siyadar, havadar, yalnız cereyanı hava yaldarayel icap eder. Evlerde şimale maruz odalar bu geralti (AKŞAM) ın edebi romanı Sebzecilik: Alabaş nasıl bir sebzedir, nasıl yetiştirilir? Alabaş dediğimiz ve memleketimizde henüz taammüme başlıyan, aralık zi- raati yapılan kış- ık sebze olarak ye- yetişen dan birini göeter- mektedir. Bunun, cins ve nevileri muhteliftir. Baş- bea, mavi ve beyaz cinsleri ile erken ye- tişen, turfanda nevileri meşhurdur. Alabaşlar, senenin muayyen aylarında, ber üç ayda bir yetiştirilebilir. Soğuklar. dan © kadar müleemir olmamar. Mavi, menekşe renginde olan alabaşlar erken ye- tiğirler ve çok turfanda körpe bir nevidir. Alabaşlar Jâhanalar sınıfından olmaları hasebile, onlar gibi yetiştirilir. Alabaşların güzel etli yemeği yapıldığı gibi, sebze çor- bası - borş - içerisine rendelenerek veya küçük küçük parçalar halinde katılır. salatası da pek makbul ve iştaha açıcıdır. Bilhassa içeri- sinde emiâhı madeniyesi olduğundan, vü- cude faydalıdır. Midesi zayıf, gaz yapanlara tavsiye edi- Temez. İyi haşlanarak hardal ile yapıdan turşusu da mükemmeldir. Alabaşlar; iyi hazırlanmış, kumsal, güb- teli, biraz kireçli umuslu toprakları se- verler. Tohumları, ilkbaharda, gübreli camlı yastıklara ekilir, bunlardan fideler elo edilinee, 25 -30 santim fam- İslaria yerlerine, asi tarlasına dikililer, sulanırlar. “Yetişinceye kadar iki üç defa çapalanır, tıpkı lâhama gibi sulanırlar. Alabaşları, yaz esnasında, iki üç defn ye- tiştirmek, tohumlarını ekerek fideler elde etmek kabildir. Bu suretle körpe alabâş- lar elde edilirler. Gazetemizde intişar eden yiraat yazılarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. ihtiva etmektedir. Muhafaza edilecek üzümlerin iyi kema- Je gelmiş olması ve uzun müddet asmalar üzerinde bırakılması lâzımdır. Ürümlerin taze olarak muhafazaları için muhtelif usuller vardır: 1 — Kemale gelen üzümleri dallarile muhafaza etmek: Bu usulde, evlerinizde, serin, havadar, rütübetten âri, bir oda tefrik edilir ve arıların, diğer haşerat girmemesi için pencereler ince tel kafes- lerle kapatılır. Odanın duvarlarına ufki olarak 50 - 55 şer santim mesafelerle $- rıklar konularak tesbit olunur. Bu sirık- lar Üzerine, asma çubuklarile birlikte, ke- #ilen salkımlı çubuklar, birbirlerinle te- mas etmemek şartile ve on beşer santim #asılalarla sırıklar üzerine asılırlar, Çubukların her iki uçları - tebehhüre mâni olmak için -.mumla veya aşı ma- cunile kapatılır. Arasıra muayene edilir, salkımişrda üç- rümüş veya çörümeğe yöz tutmuş tane- ler varsa, bunlar, makaslarla, el dokun- maksızın kesilirler, Bu suretle Özümleri, taze olarak uzun müddet muhafaza etmek kabildir. Bazan kaplar içerisine konulan su içerisinde mu- hafaza etmek te kabildir. Bu usulleri, diğer usullerle beraber, !kin- ci bir yazımızla izaha çalışacağız. Tefrika No. 22 Mehtep arkadaşları Ve hiç kimse ona: — Üniversitede neler yaptın? Neler öğrendin? Diye sormıyacak, kimi yavrusunun gözleri babasına, çenesi anasına ben- siyor diye avuç kadar et parçası Üs- tünde falcılık edecek, kimi albümin hücumundan şişmiş bacaklarını gös- — Ah kardeş, gebelik işte. gra e hir edecekti, ; Annesinin durgun, lâkayd hallerin- den de bizar olan genç kız bütün ta- dı. Geldiğinin üçüncü haftasında İs- tanbula döndü. Cevvaleye çok alıştığı için İzmire gitmesinden müteessir olan teyzesi bu. dönüşe çok sevindi. Küçük doktoruna, kavuşmuştu artık. Başı ağrıdığı za- man piramidon veren, Tomatizmâsı kabarnen diz kapaklarına spirosal süren, patlıcan dolması yiyip midesi» nİ bozduğu zaman mentalı solüsyon» larla rahat ettiren Cevvale artık onun Bürhan Cahid nazarında o semtteki apartımanların çoğuna sahip olan meşhur doktorlar kadar mükemmel bir doktordu. Böyle ufak tefek ilâçlarından isti- fade ettiği zamanlar bütün duası bu Adi: — İnşallah, sen de bir apartıman yaptırırsın yavrum, arkamızdaki arsa hâlâ satılmadı. Sen doktor oluncıya kadar bırakırlarsa hemen yedi katlı bir apartıman kurdurur, safana ba- karsın. Daha poliklinik görmeyen bir fa- külte talebesi için bu temenni uzak bir hayal olmakla beraber Cevvalenin okşanmak ihtiyacı duyduğu gururu- nu kabartıyor, karşılaştığı menfi fi- kirlerin kalbinde bıraktığı kırıklığı tamir ediyordu. Artık kitaplarına, küçük eczanesi- ne kavuşmuştu. Onun çabuk dönüşüne Süheylâ da sevinmişti. Genç kz çağ yerden on beş gün İzin almıştı. Senede bir ay olan İmi- ni ikiye ayırıp yaz ve kış aylarından istifade etmeyi düşünen Süheylâ din- lenmek için Pendikte dayısının yani- Maher | Güvercinleri Güvercinlerin orduda hizmetleri büyüktür Geçeniki yazımız- da ( güvereinlerm taksim ve tasnifi mmeyanında, biz de muhabere — güver- olduğunu, * Jenmiş, terbiye ve ıslah edilerek ye tiştirilmiş o güver- cinlerin o bulündü- Bunu izah etmiştik. Resmini dercet- güvercinleri, çök zeki, pek hassas, çevik hayvanlardandır. Muhabere gürercinlerinin boyları uzun, ufkilerinden ziyade amudiyeşi fazis oldu- Bundan ayağına veya göğsüslerine bağla- nan mektupları emin bir şekilde nakle- derler, Boylarının uzunluğu takriben, 38 - S8 santimdir. Başı, gagası küçük, almları da-, gazası ekseriyetle siyah, geniş ve mu- kayvesçedir. Gözleri koyu Kırmızı, irice ve etrafındaki tüyleri açık renkte, ekseri- yetle beyazdır. Gerdanı orta uzunlukta, #akat kuvvetlidir. Sırtı, göğsü küvvetli ve genişçedir. Ka- natları çok kuvvetli ve pek geniştir. Ka- natlarımın tüyleri, açıldığı vakit, siyahtır. Ayakları küçük, bacaklar: pek kısa ve kuv- vetlidir. İşte muhabere güvercinleri, evsaf Itiba- rile diğerlerinden, bu şekilde tefrik di- lirler, Yukarıda verdiğimiz izahat, bir muha- bere güvercininin evsafını göstermek- tedir. Güvercinlerin askerlikte hizmetleri ve orduda oynadıkları roller pek büyüktür. O kadar ki, muhtelif ve muayyen nokta- lar, iki cephe arasında, en teklikeli 2a- manlarda bile, bunlarla muhabere temini ksbildir. O kadarki, vee ope) bile, uçan rak, üzerinde Kn öbee ve getirirler; mahir, a hayvan» lardır. Cihap harbine iştirik etmiş ve harpte büyük hizmetleri sebkat eden bir çok gü- vercinler vardır. Bunlardan birinin ge- genlerde telef olsrak kendisine askeri me- Tasim yapıldığını gazetelerde gördük Merasimi yapılan bu güvercin, Ameri- Kanın, Nevyork şehrinde, Jersey Farth Monmouth kasabasında harpte bulunmuş Moker adındaki güvereindir. Telef olan bu güvercine askeri cenaze merasimi ya- pıldığı, matbilattn intişar etmiştir. İsmi geçen bu güvercin, Amerika ordu- sile beraber, Fransadaki garp cephesinde askerlik hizmelini yapmış ve orduya Dü- yük faydaları, yararlıkları dokunan çok kiymetli bir güvercin imiş, Eiyevm, muhabere maksadile, eskiden olduğu gibi, bizde terbiye edilerek yetişti- Yilen güvercinler vardır. Bunlar, bugün, ordumuzda talim ve terbiye edilmektedir. Bunların en makbul cinsleri Almanya- da yetiştirilmektedir. Bunların teksir ve . Yalnız bu cins Muhabere güvercinleri, bütün me daha fazla yaşarlar. na gitmeğe hazırlanıyordu. Cevvalenin gelişi bu programı değiş- tirdi. Deniz vaktiydi. Cevvale ona deniz ve güneş banyo- larına devam ederse vücutee çok isti- fade edeceğini söyledi. Pendikte bunu yapamıyacaktı. Adamakıllı plâj yok- tu. İki arkadaş bir başka program yaptılar. Vapur tarifelerini karıştırdı- lar, Nihayet Altınkuma gitmeye karar verdiler, Köşebaşında duran otobüs onları Beşiktaşa indirecek, doğru Altınkuma giden vapura yetiştirecekti. Yol gerçi biraz uzundu, fakat bol bol deniz ha- vası almış olacaklardı. Cevvale tanıştığı, görüştüğü ahbap- ları arasında kendine en yakın Sühey- lâyı buluyordu. Onun arasıra çalışma hayatına karşı isyanları olmasa daha hoşuna gidecekti. Fakat genç kız bu makine- leşmiş hayata bazan öyle küsüyordu ki o buhranlı anlarında uzanacak herhangi bir el onu mağlâb edebile- cekti. Bu zayıf tarafı da olmasa Şü- heylâ tam kendi kafasında bir arka- daştı. Güzin evlenip gittikten sonra Süheylânın düşünceleri değişmişti. Çevrlenin telkinleri. tesirleri genç kızın fikirlerini çeliyordu. Altınkum gezintilerine başladıkları zaman biribirlerile daha İyi anlaştık. larını gördüler. Günün bir çok saatle- OKUYUCULARIMIZIN | SORGULARINA CEVAPLAR Ehli, katmerli zakkum yetiştirmek Kadıköy, B. Ah- med; Mektubunu. pü GEY zn okmduk, soran. İSTERDİ ME Bunuz nebat hak- . kında izahat veri- Rhododendron Eb zakkum de- mektir. Buna Alp gülü de derler. Ya- & bani zakkumlardan farkı, çiçeklerinin Katmerii olmasıdır. As çok onu benzer. Beyaz, kırmızı, pembe ve sarı çiçekler açar, Şüceyr halin- de güzel bir süs fidanıdır. Resmimiz kat- merii beyaz çiçekler açan ehli zakkumu göstermektedir. Kiş, yaz nebat yaprakla- zanı dökmez. Teksirleri — Tohum, çelikleme ve agi iledir. Tohumlarile teksir, tıpkı Azaliya gibidir. Çeliklemeleri, çiçek uçma zamanından #oura yapılır. Bunun için nebatın bir s6- nelik dalları intihap olunur. 5 - 6 gözlü ve alt kaldesindeki göz al- tından çelikler kesilir, teneffüs için, yal- nız tepelerindeki yapraklar bırakılıp di- ri hazfolunur. Bundan sonra çelik- gürüntüsü, 2 kısım âdi toprak ile karışık funda toprağından yapılmış mahlüt top- Goldurulm Takla uş saksılar veya kasalar içerisine, kalemler, yarısına kadar diki- lir. Bunlar ya sıranın yarım gölgeli ve yahut ziyadar bir oda içerisine konur. Ka- bil ise, ilk zamanlar üzeri bir cam fa- nusla * örtülür. Kelemleri, kökleninceye kadar Yatıp tutmak lâzımdır. ik kalemler kök hasıl ettiklen sonra, teşekkül etmiş olanlar, yerlerinden çıkarılarak diğer saksılara gaşırtılır, bu- rada bir müddet kaldıktan sonra diğer saksılara nakledilirler. Aşı ile de, bunları teksir ve ıslah ka- bildir. Şöyle ki: Nebatın sağlam ve kuvvetli dalları in- hap olunarak, üzerinde 3 göz bulunacak bir şekilde, keskin bir çakı ile, takriben 6 Santim boyunda kesilir. Alt kaidesinden Gç santim mesafede ufkan ve kalınlığının dörtte biri kadar bir kertik yapılır, ve kalemden bölünürler, yalnız ait tomurcu- ğun, gözün haricinde kalmasına dikkat olunur. Aşlanacak yabani kısım da, topraktan on santim irtifnında ufkan kesilir. Diğer ehli kalem gibi, Üç santimlik br kertik ya- pilır ve kalem bu kertiğe sıkı sıkıya yer- ieştirilir, bağlanır ve macunlarır. Bir müd- det sonra meyva ağaçlarında olduğu gibi, bunlar tatarlar, yekpare ehli bir nebaz | olurlar. Bu ameliyat bu aylarda yapılır. Bun- dan başka ber hangi bir dalına, havai bir tenekeli toprak koymak , kök- Teştirmek suretile de teksir kabildir. Soğanlı çiçeklerin soğanları ne vakit dikilir? Feneryolu, B. Ahmed Şefik; Mektubn- nuzu alâka ile okuduk. Zümbül, lâle, ner- gis, korokas, anomon, hattâ begonya IM. Dikilecek toprağın iyi hazırlanmış, güb- m yaprak çürüntüsü, funda top- leştirilmelidir.. Soğanları pek derin mek doğru değildir, sathi olarak dikilmesi ri beraber geçiyordu. Bir balık kadar yüzmesini bilen Cevvale arkadaşını da denize alıştırmakia güçlük çekmedi. Öğle sonlarına kadar devam eden bu deniz gezintisi çok neşeli geçiyordu. Fakat bu sefer de bir tesadüf iki arkadaşın rahatını kaçırır gibi oldu. Her sabah plâja şık bir motörbotle ve şişman hanımı ile gelen orta yaş- lı bir adam bir gün yalnız olarak gel- mişti. Hafta arası tenha olan plâj yol- cuları artık biribirlerini tanıyorlardı, İki arkadaş iskelenin ta ucundan de- | nize atlama talimleri yaparlarken bu adam da yanlarına geldi. Güzel vü- cütlü iki genç kızm bu hareketleri ho- şuna gitmiş olacaktı. Cevvale en yüksek yerden ok gibi atlayıp çıkıyor. Süheylâ da ondan ce- saret alıyordu. Gene bir seferinde iskeleye çıkan Cevvaleye: — Bravo küçük hanım, dedi. Şu yüksekten atlamanın da bir metodu yar mı Allah aşkınıza, Cevvale bu göbeği ve gerdanı sark- mış baba adamı cevapsız birakmâk istemedi: Bizim gibi bir çok atlıyanları görü- yorsunuz. Dikkat ederseniz kâfi! Fakat o bu konuşma fırsatını de- Çiçekçilik: Amarylislerin sevdi, toprak ive soğanlarının dikme zamani Amarylislerin sevdiği toprak; 1/3 nisbe- tinde funda toprağı, 1/3 ince dere ku İle karıştırılmış yaprak çürüntüsü, 1 toprakla karıştırılmış inek gübresi çörni çıklarladır. Tohumla da teksir kabildi fakat uzun zamana muhtaçtır. Buna, y ni neviler elde etmek maksadile, teslüb, metizaş, ibridasyon yapılacağı zaman mü- racaat edilir, Suni ilkah sayesinde mühtelif renk ve cesamette amarylisler elde etmek kk Amarylislerin çiçek açma zaman; Taa! usullerine, dikim zamanı: #aksıların bulundukları yerlerin derecesine göre çiçek açma zama: mile değişir. , Amarylisler eks5- riyetle, nisan, mayıntan itibaren haziran nihayetine kadar çiçek açarlar. Amarylisler, mükemmel çiçek açabilme- leri için, soğanların kurak, serin ve ha- yadar bir yerde sakin bir kış devresi, is- tirahat devresi geçirmeleri lâzımdır Teşrinievvel veya sani aylarında Ama- ryliler yerlerine, saksılara dil hararet derecesinde bulunan le konursa soğanlar uyanma! şubat, martta çiçek açarlar, Çiçek zaman! biter bilmez, soğanların teşekkül, inkişaf ve büyüme devresi baş- lar, Ve bu zamanda Amarylislerin şi bol olan bir yere konması ve çi lanması lâzımdır. Salonlarda yetiştirilen, orada çiçek aç- tırılan Amarylis saksıları yazın, dışa ya, bahçeye çıkarılması ondan sorra rahat devresini. ikmal zamnında, içeriye almması lâzımdır. Eyidi niha; ne kadar soğanların istirahat devresi lar ve kânunuevvel veya saniye kad istirahat devresi lâzımdır. Ondan sonra tekrar yerlerine, saksılara dikilirler. Amarylisleri eylülden itibaren de ye rine dikmek kabildir. Ancak bu aylarda dikilen Amarylisler teşriniseniden itiba- ren çiçek açmağa başlarlar, Bu takdirde hararet derecesi sabit ve 15 - 16 dan aşa- #ı olmıyan yerlerde, Amarylislerin bu- Yundurulması icap eder. Bazan da meselâ; A. lulea nevinin s0- renkte çiçekler İhtiyar soğanlarından İri iri çiçekler elde Amaryileler, 2 - 3 sene kadar bulunduk- ları yerlerde, saksılarda kalabilirler. On- İ dan sonra yerlerini, toprağını değiştirmek lâzımdır. "Toprağı değiştirileceği zaman soğa: rın da zedelenmemesi, yavılarnın ei syn hp diğer bir saksıya dikilmeleri lâzım Yavru soğanlaıdan, ancak 2-3 yare ra çiçek elde etmek kabildir. tim derinliğinde, nergis 15 santim, zümbül 12 - 15 santim derinliğinde dikilirlerse kâdiğir. Şayet toprak funda fazlaca kumısal ise, soğanları daha derine dikmek icap eder. topraklarına yerleştirdikten sonra, toprakla soğanların temasını te- min zımnında, toprağın biraz tazyik cdü- mesi lâzımdır. sani çi çiçeklerin yetiştirme, üretme vg hakkında, sırası gelince daha | e Da izahat verileceğinden sorğula» nnıza kısaca cevap vermeği münasip göf- dük, o yazılarımıza daha bir müddet in- tizar etmenizi tavsiye ederiz, vam ettirmek istiyordu. — Sizin atlayışlarınıza bayılıyorum, Ne de güzel, Fakat lâkırdısı yanda kaldı. Cevvale yüzüne bile bakmadan: — Pardon, dedi ve kurbağa gibi sıç» Tadı. Denize atladı. Biri nar çiçeği, biri havali mavi ma- yolarile dalıp çıkan iki genç kızı te- dirgin eden bu konuşmadan sonra bir daha İskeleye çıkmadılar, Tapta» ze vücütlerini scak kumun içine saklıyacak gibi serilip yatlar. — © Konuşuyorlardı. Tatile girmiş, gürbüz vücutlerini en güzel sporla terbiye etmeğe başlamış neşeli iki genç kız gevezeliği ile konu- şuyorlardı. Plâja gelen şişman kadın- ların nasıl sütiyen bağladıklarını, yüze me bilmiyen yaşlı başlı erkeklerin big metre derine gitmeden nasıl çırpınıp korktuklarını, plâja şık elbiselerile geldikleri halde soyununca bacakla rının çarpıklığı, göğüslerinin düşük» lüğü, kalçalarının kalınlığı meydana çikan kadınların biçimsizliklerini bis ribirlerine anlatıp gülüşüyorlardı, Pek yakınlarında kumlar hışırtısı ile beraber kendilerine yabancı wi yen o sesi işittiler: — Şimdi de güneş banyosu yl Doğrusu böyle güzel vücutleri olanlağ denizde de, karada da ne yapsalar yâr kıştırırlar, (Arkası var) | .—

Bu sayıdan diğer sayfalar: