3 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

3 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

————— Japonyanın Çi Japonya bir gün Sovyetlere karşı Marp ettiği vakit ordusunun cenup eenahmmı korumak için Şimali Çinde pikeri, siyasf ve iktisadi cihetten Mevkini sağlamlaştırmak maksadile Diriştiği muazzam ve tehlikeli teşeb- Deynelmilei politikanın en müsaid Saman. ve devrine. tesadüf etmiş, Yahut ettirilmiştir. Japonya Şimali Çin teşebbüsüne şlainazdan, evvel Mançurinin şi in Amur nehrinde ve Kududur Tile kısmında tertip ettiği akınlar a bunları takib eden şiddetli siyasi eşebbüslerle Sovyetlerin Uzak Şarkta Neler yapabileceğini öğrenmişti. Sov- Yetlerin sulhü muhafazaya herşeyden #iyade ehemmiyet verdiğine emin aktan sonra Japonya Şimali Çinin belkemiği bulunan 200 Kilometrelik Taku © Tientsin - Pekin hatfını as- İşgal altıma almıştır. berk harekete karşt Çin hükümeti | keri hareketle mukabelede bulun- | duğu takdirde Japonlar yalnız Şimali in Hopet ve Çahar eyaletlerini iş- Dal etmekle kalmayıp bu ülkenin ni | füsu daha kalabalık olan Şansi ve ! ndeki harekâtı. Şensi ve Şantung eyaletlerini de işgal edecektir. Her ihtimale karşı şimdi- den Şantungun başlıca deniz mahreci Tsingtaoya Japon donanması 15000 kişilik bir kuvvet ihraç etmiştir. Habeinin cenup hududunda Taoting- fuda toplanan Çin hükümeti ordusu- na ülk ihtar olmak ve tecemmuun devamına mani olmak için Japon ha- va“filoları bu mevkii bombaya tuf- muşlardır. Şimali Çinin esas hattını tutan Japon kuvvetleri de Çinlileri karşılamak üzere cenuba sarkıyorlar. Harekâtın yüz milyon nüfusu ve iki milyon murabbaı arazisi bulunan Şi mali Çine münhasır kalmayıp bütün. Çine yayılması ihtimali vardır. Japonya, Sovyetlerin müdahale et- miyeceğinden, Avrupada kenâisile komünistliğe karşı mücadele bahane- sile müttefik bulunan Almanya te İ İtalyanın İngültereyi kendi tarafları- na çevirerek Sovyetleri yalnız bırak- tıklarından, Amerikanın da her hangi harici bir harbe girmekten son dere- cede çekindiğinden emin olduğundan Çinde istediği gibi hareket etmekte devam edecektir. Feyzullah Kazan Örümcek masalı dönüp dolaşıp nasıl yenilendi ? 1887 de Amerikalı gazeteci Ralf Pilâdeliya gazetelerinden bi- rine su ha, vadisi yazdı: yerleşen bir Fransız im Bu adamın adı Piyer Granterdir. > yetiştirmek... ik kdar Yetiştirdiği örümceklerin ağ- dn sarapçıları satıyor, şarapçılar SaTAP Şişelerine bu ağları doldu: | tap giy, “YENİ şaraplarını eski şa- hem p. © , Satabiliyorlar. Bu suretle Yüra İyi para kazanıyor, hem de ör taze şaraplarını yüksek fi- â yorlar. Piyerin 4009 tane | “rümceği var... m Sırada bu örümcek hikâyesi telerde tazelenir, Geçen sene, cid. Alber Preijian yakalandı een hafta, Paris garlarından bi- il heyecanlı bir sahneye şahid de Brüksele hareket edecek m Üre, ber Pr ne meşhur sinema artisti Al Hoy Jan bindi, yanındada Jain öğe Vagona yerleştiler. Biraz | diler İKİ polis memuru koşarak gel- Ve Alber Prejanı tevkif ettiler. Halk et, rafların sardı, ne olmuştu? Sebep neyaıp. Mesele < Bili viziyorlarmı et anlaşıldı: Filim çe- Kaza laa gelen Japon ekspresi Oka- e unda Füji ekspresile Arpışkı. Lokomotifile iki vagonu par- şalandı, otuz yolcu öldü. Füji ekspresi işe ğ hasara uğra- madı ve yoluna ola etti. in Yüksek Ziraat enstitüsü talebesinin di bir Amerika gazetesi, Luar nehri kenarında, Piyer Granterin örümcek çifliğinden bahsetmişti, Bu hafta da Atlantik mecmuasını faka bastırdılar, Muzibin biri, 1887 de Ralfın Filâdelfiya gazetelerinden bi- rinde yazdığı yukardaki havadisi kopye edip mecmuaya yollamış altı- na da Ralfın torunu diye imza atmış. İşin farkında olmıyan mecmua eli sene evvelki yalanı büyük puntularla neşrediyor; Büyük bir örümcek çifliğinde şa- | rapçılara örümcek ağı satılıyor; ser- | devhasile bu mühim haberi ballandıra ballandıra anlatıyor... Sadık dost Amerikada Detroitte bayan Susan Palmer 85 inci yılını kutladı; dost- larına cağacir nın altında mükellef | bir ziyafet verdi. Bu ağaç yemek odasının tam orta yerindedir. Bundan 50 sene eyvel di. kilmiş, dallanıp budaklanmıştır. Ba- yan Susan ağacına yer vermek için bir kaç defa evini yıktırmış, yeniden yaptırmıştır. Diyor ki: — Bu ağaç benim en aziz, en sadık dostumdur, benden hiç ayrılmıyor, Katil Almanyada Şnaydemuhi ağır ceza mahkemesi Ogust Cak'ı idama mah- küm etti, Bu adam geçen ay karısı, sekiz ve iki yaşında iki çocuğile on sekiz yaşındaki kayınbiraderini balta ile katletmişti. üşü talebesi Uşakta profesörleri refakatinde Uşak şeker ikâsmı ve müştemilâtımı ziyaret ederek tetkikler yaptığını yazmıştık. Ukarıkı kilşe talebeyi Uşak şeker fabrikasını gezerken gösteriyor. Yeni yollar Belediye fen heyeti bir program hazırladı Bu sene şehir içinde asfalt ve parke olarak yapılacak 160 bin liralık yol için Belediye fen heyeti tarafından bir proğram hazırlanmıştır. Ayni zamanda yeni kanalizasyon inşaatı için de ayrı bir proğram daha hazırlanmıştır. Ancak bu proğrama göre işe hemen başlamak ve İcab eden münakasa şartlarını ohazırlıyarak münakasaları ilân etmek üzere me- zunen Avrupada bulunan Vali ve Be- lediye resi B. Muhiddin Üstündağın şehrimize gelerek vazifesine tekrar başlaması beklenmektedir, Bu arada Bebekle İstinye arasındaki yol da asfalt olarak yapılacaktır, Esnafın muayenesi hazırlığı Sıhhiye müdürlüğü tarafından gös- terilen lüzum üzerine yiyecek, içecek hazırlıyan, pişiren, satan bütün esha- fın sıkı bir teftiş ve mürakabeden ge- çilmesi için hazırlıkları başlanmıştır. Belediye hekimlerinin relsliği altında bütün şehir hüdudları göze alınmak | üzere gruplar teşkil ediliyor. Bu gruplar, bu kabil esnafın Belediye zabıtası talimatındaki hükümleri ne | dereceye kadar tatbik ettiklerini kon trol edeceklerdir. Görecekleri ihmal üzerine ağir cezalar verecekleri gibi gördükleri noksanları da ikmal etti- receklerdir. ———-- Bir sandalcı diğer bir sandalcıyı yaraladı Nöbet meselesinden aralarında çıkan kavga büyüdü Evvelki akşam gece yarısından son- ra saat ikide Sütlücede kanlı bir hâ- dise olmuştur. Sütlüce iskelesinde sandalcıık eden Vehbi ile arkadaşı Osman arasında, yolcu almak ve nö- bet tutmak meselelerinden ötedenbe- ri ihtilâf vardır. Evvelki gece yarısın- dan sonra; bu iki hasım İskelede gene biribirlerile o karşılaşmışlar, ve sabâ- hın ilk ağartılarını beklemek üzere sandallarına . Fakat ikisi de bir türlü rahat ede- memiş, aralarındaki ihtilâflı işler tek- rar tazelenmiştir. Münazaa az zaman- da büyümüştür. İki sandalcı, bir aralık Sütlüce va- pur iskelesinin önüne kadar çıkmış- lar, burada Osman kaçmak isterken arkasından Vehbi yetişmiştir. İlk çar- pışmalarda iskelenin başmemur oda- sının bütün camları kırılmış, bunu müteakıp ta Osman, tam kalbinin ak tından bir yara almıştır. Vehbi, vaka- yı müteakıp kaçmak istemişse de, hâ- diseyi duyan polis ve bekçiler tarafın- dan yakalanmıştır. Şimdi Vehbi hak- kında, gerek yaralama, gerek irası hasar suçlarından kanuni takibat yapılmaktadır. İzmir mıntakasında tütün satışları Büyük Alman #irmaları İzmir mn- takasından bir kaç ayda 600,000 kilo tütün almışlardır. Butütünler 934 senesile daha evvelki yıllara aiddir. Almanlar eski senelerin mahsulünü tercih ettiklerinden mal buldukça bir taraftan mübayaata devam edecek- lerdir. Paraların ödenmesine gelince: Zi- raat bankası Alman mübayaatına karşı müstahsile paraları ödemeği kabul etmiştir. Buna mukabil Alman- lar bir ecnebi bankâsı kefaletile Zi raat bankasına parayı ödeyinceye ka- dar faizini vereceklerdir. Ortamektep muallim muva- vinliği için müraacatlar Orta mektep muallim muavinliği için eylül devresinde imtihana gire- cek olanların kayıt ve kabul müddeti bitmiştir, Şimdiye kadar 160 kişi mü- racaat etmiştir. Geçen haziran dev. resinde imtihana yalnız muallim mek- tebi mezunları girmişlerdi. Eylül dev- resine Tse mezunları da girebilecek- lerdir. Geçen devrede imtihanı ka zanmıyan muallim memktebi mezun- ları Gazi terbiye enstitüsüne devam et- mek suretile orta mektep muallim mu- avinliği hakkını kazanacaklardır, Sevgili okuyucularımla çoktanberi konuşamadım. İstanbuldan ayrılış, Bretislavada toplanan Uluslar kuru- İ mu müzaheret birlikleri kongresinde | uğraşış... Güzel ve tarihi 'Tunanın kı- İ büyük muharebeye kadar Presburg | idi, Çekoslovakyaya geçince Bretisla- | va oldu. Viyanadan doğru akıp gelen ve Budapeşteye doğru süzülüp giden güzel Tuna burada çok ihtişamlı bir manzara gösteriyor. Tunanın Suları dalma sarıdır; onu ben hiç başka renkte görmedim. Bilmem ki meşhur bestekâr Strauss meşhur «Mavi Tu- na» sını bestelerken mavi rengi nere- de bulmuş, 19J1 de idi. Bir kere Al- | man hududu olan passaudan ta Kara- deniz kıyısına kadar vapurla bir Tu- na yolculuğu yapmıştım. O dediğim tarihte Tunayı baştan başa gezdiğim halde bir türlü mavi İ renk gördüğümü hatırlanıyorum. Siraussun adına varmış gi- bi selâmlıyalım, unutmıyalım ki Tu- nanın bizim tarihimizde, pek mühim i yeri vardır, Bizim onun kıyılarında bırakılmış çok derin izlerimiz vardır. Bundan dolayıdır ki Bretislavadaki | Haydi, yüce sanatkâr lendirmek emelleri etrafında canlı ko- nuşmalar olurken kafamın içerisi 80- nu gelmez tarih levhalarile ve zati ha- tıralarla dolup boşanıyordu. Bunların en yakını 1922 ilkbaharın- da Çekoslovak merkezi olan Pragda toplanan ayni müzaheret kongresinde bulunuşumuz idi. Bu defa Bretislava- da dahi sevimli arkadaşlığını yaplı- ğım rektör Cemil Bilsel ile on beş yıl önce Pragda dahi beraberdik. Bretis- lovada bize başkanlık eden Dr. Besim Ömer Akalin on beş yıl önce dahi bu Türk teşekkülünün başkan vekili idi ve o tarihte mili Türk savaşının İzmir zaferi henüz gözleri kamaştırmamış- tu. Avrupada aleyhimizde yapılan pro- pagandaların dehşetli hücumlarına 1923 ilkbaharında Pragda uğramış- tık, Şimdi 1937 haziranında yine Çe- koslovakyada fakat başka bir şehirde- yiz; Cemiyeti Akvam Müzaheret Türk kurumunun 1922 de Pragda uğradığı hücumlara mukabil, bu yıl 1937 de Bretislavada gördüğümüz iltifatlar, şu on beş yıllık kısa bir tarih devri- minde Türklüğün bütün Avrupada kazandığı dereceyi çok parlak anlatı- yordu ve Türklüğe bu muvaffakıyeti Yolculuk mektubları “Mavi,, Tuna kıyılarından Cenevreye bir seyahat Bretislava toplantısı - Bretislavadan Viyanaya otomobille, Viyanadan Cenevreye şimendiferle bizim gazeteleri okurken - İstanbul temizleniyormuş! İ yısında yaşıyan bu sevimli şehrin adı, | konferansta Cemiyeti Akvamı kuvvet- Sahife 5 hareket - Cenevrede | temin eden Ulu Atatürk adını bir da- ha derin saygı ve sevgi ile anıyordum. Tuna kıyısında yeni tarihimizin şanlı, sahifelerini yürekten alkışlıyordum. * “ Temmuzun ikisinde doktor Besim mer kardeşimle birlikte Bretislavadan ayrıldık. Bana her vakit yarım asırlık dostum diye iltifat eden koca üstad beni yalnız birakmak istememişti. — Sen sol gözün için tekrar Cenev- reye gidiyorsun; belki ameliyat ola- cak; ben senden ayrılamam, yanında bulunmuak isterim Demişti ve benim sağlam sağ gö- zümle hasta sol gözümden yaş akmış- tı. Hayatta tam manasile dostluğun &i yüksek nümunesini gösteren Dr. Besim Ömere, bu aleni teşekkürü yaz- mayı en hakiki bir vicdan borcu sayı- yorum. Dr. Besim Ömer Cenevrede beni yalnız bırakmadı, sol gözümün ameliyatmda ve tedavisinde yanım- dan ayrılmadı, 18 gün sonra: — Artık yüreğim rahattır, korkacak bir şey kalmadı, ben İstanbula dönü- yorum. Dedi ve ayın 22 sinde Cenevreden ayrıldı. Onun mübarek ellerini ve şef- katli gözlerini öpmekle doyamıyor- dum. “ Epeydir sevgili okuyucularımla ni- çin konuşamadığımı ştndi anladınız değil mi? İstanbuldan gelen ve yığı- lan gazeteleri de artık okumağa baş- ladım. Aman, ne İyi müjde! İstanbul te- mizleniyormuş! Belediye canlanmış, medeni bir şehre yakışmıyan hallere cezalar yapılıyormuş! Pransızların bir darbı meseli vardır, hiç olmamaktan- sa geç olsun, zarar yok! derler. Bizim atalar sözümüz de, geç olsun da güç olmasın! der. Manada ikisi bir yola çi- kar amma burada bir noktayı aydın- latmak isterim. İstanbullulara ağır kababatler yül—- letiyorlar, İstanbullular temizliğe bak- miyor diyorlar, Evet, şimdi bakmaz oldular; çünkü pislik içinde kalmak İstanbul halkını yelse düşürdü; bir takım ayak takımı da ruhlarındaki ihmale ve pisliğe yol verdi. Hele bele- diye biraz canlansın, o zaman &sıl ka- bahatin nerede olduğunu çabuk an- larsınız. Bir evde bile, ev sahibi pisli- ge ve dağınıklığa göz yumarsa o evde oturanlar yavaş yavaş pasaklı olur. Malüm ya; yine atalar sözüdür; tavuk sahibine göre eşeleri Ahmed İhsan Tokgör Gel Cicim, az kaldı bir , kazaya sebeb oluyordu Kasımpaşa vapur iskelesinin kar- $1sı, kayıkçılar tarafından âdeta bir istirahat yeri olarak intihab edilmiş- tir. Burada bazan boş, bazan da için- de sandalcının uyuduğu sandallar va- kit vakit bir çok kazalara sebebiyet veriyorlar, Bu kabilden bir kâza da dün saat on raddelerinde olmuştur. Eyüp cihe- tinden gelerek Kasımpaşa iskelesine yanaşmak üzere olan 8 numaralı Yâ- pur, köprü cihetinden gelen 10 n& maralı vapurun iskeleyi almasile, an- sızın iskele açıklarında durmağa mec- Sandalın demiri vapurun uskuruna takıldı bur olmuş ve bu sırada da sahipleri içinde uyumakta olan sândalların teşkil ettiği bir adacığın üzerine düş- mek mecburiyetinde kalmıştır. Bu es- nada biriki sandala çarpan vapur, «Gel Cicim» ismini taşıyanın demiri. | ne takılmış, pervane hareketten âtıl kalmış, vapur da sandalı bir müddet sürüklemiştir. Vapurun istaper halinde olması bir faclanın önüne geçmiş, gemi tayfala- rının çalışmasile vapur sandaldan kurtarılarak yola devam edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: